Google konum bilgilerini hükümetlerle paylaşıyor: Listede Türkiye de var

Google konum bilgilerini hükümetlerle paylaşıyor: Listede Türkiye de var

Google, ‘salgınla mücadele’ kapsamında karantinaya uyulup uyulmadığını denetlemek adına kullanıcılarının konum bilgilerini hükümetlerle paylaşmaya başladı.

Salgından en fazla etkilenen ülkelerden İtalya’da park gezileri yüzde 94, işe gitme oranı da yüzde 63 azaldı. Türkiye’de işe gidiş yüzde 45, parkların doluluk oranı da yüzde 60 düştü.

Korona virüsü salgınının yayılmasını önlemek adına yapılan ‘sosyal mesafe’ uyarılarına uyulup uyulmadığını kontrol etmek isteyen hükümetlerin ‘yardımına koşan’ Google, tüm dünyadaki kullanıcılarının konum bilgilerini paylaşmayı kabul etti. Tartışmalı karar, Google Maps yöneticisi Jen Fitzpatrick ve Google’ın sağlık politikalarından sorumlu olan Karen DeSalvo tarafından duyuruldu.

Anonim veriler oluşturuluyor

Şimdilik 131 ülkede geçerli olan takipte, kullanıcıların hareketlerine özel bir internet sitesi aracılığıyla ulaşılıyor, coğrafyaya göre zaman içindeki dolaşım eğilimlerinin taslağını çıkarılıyor. Park, alışveriş merkezleri, ev ve işyerleri gibi mekânlara yapılan ziyaretler, ‘kesin giriş-çıkış sayıları’ şeklinde değil ziyaretlerde ‘yüzdelik oranlarda artış ya da azalış’ şeklinde gösteriliyor.

Google Maps’teki trafik yoğunluğu verileri gibi, salgın sürecindeki insan hareketliliği de, konum bilgileri geçmişini aktifleştiren kullanıcılardan toplanan ‘kümelenmiş ve anonim’ veriler şeklinde oluyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, kullanıcının konumu, hareketleri ve kontakları gibi kimliğini ifşa edecek bilgiler ise paylaşılmayacak. Fitzpatrick ve DeSalvo, “Bu raporların, salgınının nasıl yönetileceğine ilişkin kararları desteklemeye yardımcı olacağını umuyoruz. Bu bilgiler, yetkililerin önemli ziyaretlerdeki değişiklikleri anlamasına yardımcı olabilir, bu da çalışma saatleri hakkındaki önerileri şekillendirebilir veya teslimat hizmeti hakkında bilgi verebilir” dedi.

Bu kapsamda şirket tarafından paylaşılan ve 16 Şubat ile 29 Mart arasında kaydedilen ilk veriler şöyle oldu:

Park ziyaretleri yüzde 60 düştü

İtalya’nın ardından salgının en fazla kayba yol açtığı Avrupa ülkesi olan İspanya’da market ve eczane ziyaretleri yüzde 76, park ziyaretleri yüzde 89 azaldı. İş yerlerine gidenlerin oranı da yüzde 64 düştü.

Genel karantina ilan edilmeyen Türkiye’de iş yerine gitme oranı yüzde 45 oranında, park ve bahçe ziyaretleri ise yüzde 60 oranında düştü. Toplu taşımayı tercih edenlerin oranında yüzde 71, market ve eczaneye gidenlerin oranında ise yüzde 39’luk bir azalma kaydedildi.

İtalya'da işe gitme oranları azaldı

Toplamda 13 bin 915 can kaybıyla salgından en fazla etkilenen ülke olan İtalya’da park, bahçe, restoran ve sinema ziyaretleri yüzde 94 azaldı. İşe gitme oranı da yüzde 63 düştü. Market ve eczaneye gidenlerin oranınında da yüzde 85 gibi bir azalma yaşandı.

245 bin 573 toplam vakayla en yüksek bulaşma oranlarının görüldüğü ABD’de ise, ilk karantina ilan edilen eyalet olan Kaliforniya’da market ve park ziyaretleri yüzde 50 azaldı. Buna karşılık tecridi hayata geçirmemiş az sayıdaki eylatlerden biri olan Arkansas’ta bu oran sadece yüzde 29 oldu. Arkansas, en az düşüşün kaydedildiği eyalet durumunda.

Öte yandan salgının kontrol altına alındığı ve yetkililerin de tedbirleri elden bırakmasa da hafifleştirdiği Japonya’da market ve park ziyaretleri yüzde 26 azaldı. Çalışkanlığı ve disipliniyle bilinen Japonların işe gitme oranı ise sadece yüzde 9 düştü.

Otoriter rejimlere koz veriyor

Salgının yayılmasını kontrol altına almak isteyen Çin, Singapur, İsrail ve Rusya gibi pek çok ülke vatandaşlarının hareketlerini gözlemlemek için benzer yöntemlere başvurdu.

Avrupa ve ABD’de halihazırda akıllı telefonlardan elde edilen anonim veriler hükümetlerle paylaşılıyor. Hatta mahremiyete verdiği önemle bilinen Almanya’nın da vatandaşlarını takip edebilmek için bir uygulamayı hayata geçirmeyi planladığı konuşuluyor.

Ancak pek çok kişi, bu tarz bilgilerin otoriter rejimlerin elinde gözetimi artırma ve ifade özgürlüğünü baskılama aracına dönüşeceğini söylüyor. Liberal demokrasinin hakim olduğu ülkelerdeyse mahremiyetin ve dijital hakların ihlaline yol açabileceği belirtiliyor.

twtbanner-001.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.