Hafter'in varisleri: Sel sonrası Libya'da güç oyunu
Derne'deki yıkıcı sellerin ardından dikkatler Libya'nın doğusundaki savaş ağası Halife Hafter ve akrabalarının üzerine çevrildi.
Oğulları da dahil olmak üzere Hafter ailesinin, Libya'nın doğusundaki hakimiyetlerini pekiştirmek ve ülkenin siyasi gidişatını etkilemek için bu insani felaketten nasıl yararlandıklarına dair endişeler de artıyor.
Bir zamanlar Muammer Kaddafi rejimi altında Libya'dan sürgün edilen Halife Hafter, Kaddafi'ye karşı 2011 devriminin ardından dramatik bir dönüş yaptı, oğulları ise hep ülkede kaldı.
O zamandan beri Libya'nın doğusunda kendisine güçlü bir rol biçti. Çeşitli uluslararası destekçiler tarafından desteklenen Hafter, patrimonyal bir yaklaşım benimseyerek çocuklarını güçlendirdi ve neredeyse on yıldır doğu Libya üzerinde hakimiyet kurmaya devam etti.
The New Arab'a konuşan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi kıdemli uzmanı Tarık Megerisi, "Her siyasi süreç ve Libya'yı ilerletmeye yönelik her girişim, Hafter'in hoşuna gidip gitmeyeceği merceğinden geçirilmelidir çünkü Hafter siyasi bir güç olduğu kadar askeri de bir güçtür" ifadelerini kullandı ve ekledi:
"Güçleri Derne'yi kontrol altına almak için şiddet kullandı ve Hafter ailesinin yönetimi halkın ekonomik durumunu ve kalkınmalarını yeniden inşa etmelerini engelledi."
Libya'daki selin ardından Hafter yönetimi 'yeniden inşa konferansı' düzenliyor
Hafter'in kontrolündeki Libya Ulusal Ordusu (LNA), 2016'da IŞİD'in kentten çıkarılmasının ardından 2017'de terörle mücadele bayrağı altında Derne'yi ele geçirirken, Hafter güçleri 2019'da kent üzerindeki kontrolünü pekiştirdi.
Ancak bu fetih, Derne halkına ağır bir bedel ödeterek çok sayıda can kaybına, yerinden edilmelere ve hapsedilmelere yol açtı.
Dahası Derne'nin altyapısı önemli ölçüde zarar gördü. Tüm bunlar, Doğu Libya yetkililerinin daha geniş çaplı siyasi ihmali ile daha da kötüleşti.
Bölge şimdi daha fazla acı çekerken ve binlerce sivilin kayıp olduğu ya da öldüğü bildirilirken, uluslararası toplum insani yardım çabalarını koordine etmekte zorlanıyor.
Bu çabalara yön vermeye çalışan isimlerden biri, idari yetkinlikten ziyade askeri gücüyle tanınan en küçük oğul Saddam Hafter.
Tıpkı Kaddafi gibi Hafter de iktidarı çocuklarıyla paylaşmaya başladı ve onlara istediği zaman güç ve unvanlar verdi. Atlantik Konseyi kıdemli üyesi Kerim Mezran The New Arab'a verdiği demeçte altı oğlu arasında özellikle Saddam ve Sıddık'ın siyasi açıdan öne çıktığını söylüyor.
"Ancak Hafter öldüğünde, Libya'nın doğusundaki bu güç paylaşımı modeli, Kaddafi döneminin çöküşünü yansıtacak şekilde gelecekte istikrarsızlığa yol açabilir."
Kendine özgü askeri üniformasıyla Saddam Hafter, "Libya Acil Odası" (afet yönetim merkezi benzeri kurum) olarak bilinen yerde Rus savunma yetkilileriyle işbirliği yaparken görüldü.
Uluslararası Af Örgütü'nün de altını çizdiği üzere Hafter'in Libya Merkez Bankası'ndan zimmetine para geçirme ve muhalif olarak görülen kişilere yönelik yasa dışı öldürme, işkence ve diğer kötü muameleler de dahil olmak üzere insan hakları ihlalleri gibi iddialarla dolu tartışmalı bir geçmişi var.
Yine de Derne'deki krizin ortasında Saddam, Afet Müdahale Komitesi'nin başına getirildi. Saddam'ın itibarı, özünde babasının militarist mirasıyla bağlantılıdır. Savaşta yer alması ve hem yerel hem de uluslararası yasa dışı faaliyetlerinin kara bulutları, kötü şöhretini güçlendirmiştir.
ABD mahkemesinden Hafter'e tazminat cezası
Kerim Mezran, "Çeşitli işlerde söz sahibi oldukları için nüfuzları ve kibirleri açıkça görülüyor. Örneğin inşaat projelerinin onlar tarafından onaylanması gerekiyor" dedi.
Mezran, "Yolsuzluk yolunu takip etmeye çalışacaklar. Bu çocuklar haydut gibidir, 'ya benimlesin ya da benim karşımdasın' mantığını izlerler. Eğer onların tarafındaysanız faydalarını görürsünüz, değilseniz korkunç sonuçlarla karşılaşırsınız" diye ekledi.
"Ancak, babalarının teşvik ettiği milliyetçi ideallerden yoksunlar ve genellikle sadece haydut olarak görülüyorlar."
Kendisini ailesinin militarist köklerinden farklı göstermeye çalışan Sıddık Hafter, askeri olmayan bir yol izledi. Sivil bir imaj yaratmaya çalışan 43 yaşındaki Hafter, bu amaçla sık sık kamuoyu önüne çıkıyor ve sosyal medyadan yararlanıyor. Başkanlık rolü için isteklerini dile getirse de ulusal birlik ve istikrarın gerekliliğinin altını çiziyor.
Ancak analistler birçok konuda Sıddık Hafter ile aynı düşünmüyor.
Hafter ailesinin tartışmalı itibarının arka planında, Sıddık geçtiğimiz günlerde "Libyalılar arasındaki uçurumu kapatma ve ulusal uzlaşma ilkesini tesis etme yeteneğine sahip olduğuma inanıyorum" dedi.
Tarık Megerisi, Hafter'in oğullarının sel felaketinin ardından, özellikle de müdahalelerinin etkinliğini ve başarısını sergilemeye çalışırken "söylemi kontrol etme" girişimlerini de yorumladı.
Megerisi, "Bu krizi 'idare eden' kişiler olarak görülmeye 'ihtiyaç' duyduklarından, kendileri yerine başkalarının iş yapıyor gibi görünmesine izin veremezler" dedi.
Ayrıca Megerisi, yardım çalışmalarıyla ilgili söyleme hakim olmak amacıyla hem yerel hem de uluslararası gazetecilerin medyaya erişimini sınırlama çabalarına dikkat çekti.
Krizin 'kahramanları' olarak gösterilmelerine ve kendi gözetimleri altında her şeyin yolunda gittiğine dair güvence vermelerine rağmen Libyalılar Hafter'in oğullarına kuşkuyla yaklaşmaya devam ediyor.
Megerisi, "Derne'ye yönelik yardımlar engellendi. Hafter'in çocuklarının kendi halkından yardım çaldığına ve deneyimsizlikleri nedeniyle yardımların lojistiğini gerçekleştiremediklerine dair çok sayıda bilgi var" ifadelerini kullanıyor.
Bu durum Hafter'in aşiret ağları kurma konusundaki geçmiş başarısına rağmen Libya'da uzun vadeli nüfuz çabalarını da engelleyebilir.
Megerisi, "Libya'nın doğusundaki aşiretler Hafter'in çocuklarından birine sadakat sözü vermekle ilgilenmediklerini açıkça ortaya koydular" dedi ve ekledi: "Bunlar aslında babaları tarafından sadece onun çocukları oldukları için yüksek bir rütbe verilen şımarık çocuklar."
Analistler ayrıca Saddam Hafter'in aşiretler ve kaçakçılık ağları üzerinde nüfuz kazanma stratejilerinin babasının militarist üstünlüğünü nasıl yansıttığını da vurguluyorlar.
Şimdilik Libya'nın geleceği, özellikle de Halife Hafter'in yerine kimin geçeceği belirsizliğini koruyor. Her iki kardeş liderlik hevesi taşısa da kontrollerindeki bölgeyi etkili bir şekilde yönetme kabiliyetleri şüpheli.
Azalan popülaritelerine rağmen Kerim Mezran, Hafter öldüğünde oğullarının iktidarı ele geçirmeye çalışacağını söylüyor. Ancak Hafter rejiminin çökmesi halinde istikrarsızlık baş gösterebilir.
Mezran ayrıca Hafter'in oğullarının, Hafter'in Libya'daki yükselişi sırasında sahip olduğu önemli uluslararası desteği alamayabileceğini de ifade ediyor.
Mezran, "BAE ve Rusya muhtemelen Hafter'in oğullarıyla aralarına mesafe koyacak ve daha etkili birini arayacaklardır. Ordudan başka bir subayı da tercih edebilirler. Hafter'in oğullarına verilecek açık bir destek gayrimeşrulaştırma riski doğurabilir" diyor.
Bununla birlikte Mezran, Mısır'ın doğu sınırında istikrarı sağlamak adına Hafter ailesiyle ittifakını sürdürmeyi düşünebileceğini öne sürüyor. Yine de bunun ihtimal dahilinde olduğunu ve kesin olmadığını da ekliyor.
The New Arab'ta yayınlanan bu görüş yazısı Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.