Hama katliamından kurtulan Suriyeli 43 yıl sonra yaşadığı trajediyi anlattı
Esed rejiminin yıkılmasıyla birlikte Suriyeliler, Hama katliamları da dahil olmak üzere bir zamanlar tabu olan konular hakkında 43 yıl sonra konuşabiliyor.
Hayan Hadid, Şubat 1982'de askerler evine baskın düzenleyip onu pijamalarıyla Hafız Esed döneminde bir katliamın yaşandığı Hama kentindeki bir mezarlıkta bulunan infaz alanına götürdüğünde 18 yaşındaydı.
AFP'ye verdiği demeçte “Bu hikayeyi daha önce hiç anlatmadım, her şey gizli tutuldu, sadece ailem biliyordu” dedi ve Beşar Esed rejiminin düşmesiyle birlikte artık konuşmanın mümkün olduğunu ifade etti.
Esed rejiminin yıkılmasıyla birlikte Suriyeliler, Hama katliamları da dahil olmak üzere bir zamanlar tabu olan konular hakkında 43 yıl sonra konuşabiliyor.
1982 yılında Hafız'ın kardeşi Rıfat Esed liderliğindeki güçler Hama şehrini acımasızca bombaladı, Müslüman Kardeşler'e bağlı silahlı gruplarla savaştı ve karşılaştıkları tüm sivilleri, erkekleri, kadınları ve çocukları yok etti.

Katliam 27 gün sürdü ve bilançosu hiçbir zaman resmi olarak kabul edilmedi. Tahminlere göre 1982 yılının o ayında hayatını kaybedenlerin sayısı 10.000 ila 40.000 ya da daha fazla olarak değişmektedir.
Hayan Hadid, Müslüman Kardeşler ile hiçbir ilgisi olmadığını, ancak soyadının onu alaşağı etmek için yeterli olduğunu söylüyor.
Ailenin akrabalarından biri olan Mervan Hadid, silahlı İslami grupların tarihinde tanınan bir isim. 1976'da hapse atılmadan önce lider isimlerden biriydi.
Hayatta kalmanın şaşkınlığı
Hayan Hadid, Şubat 1982'de, 13 gün süren şiddetli çatışmalardan sonra Esed güçlerinin Mervan Hadid'in mahallesine geldiğini ve yaklaşık 200 erkeği tutuklayarak sanayi okuluna götürdüğünü anlatıyor.
Akşam karanlığında, yaklaşık 40 erkek çağrılmış, elleri telefon telleriyle bağlanmış ve bir kamyona bindirilerek götürülmüş.
“Oraya vardığımızda komşuma buranın bir mezarlık olduğunu söyledim” diyor Hayan: “Bu bizi infaz edecekleri anlamına geliyor. İki sıra asker, tutukluların üzerine ateş açtı ve Hayan Hadid kurşunların saçlarına değdiğini hissetti, ancak isabet almadı.
“Yere düştüm, hareket etmedim, nasıl olduğunu bilmiyorum. Hayatta kalmam için bilinçli bir oyun değildi.”
Askerler daha sonra ölümlerini doğrulamak için her bir kişiye bir kurşun sıkmış, ancak bu amaçla kendisine yaklaşan asker ona ateş etmemiş.
“Üzerimde kırmızı renkli pijamalar vardı ve belki de öldüğümü düşündü” diyor. Kırk yılı aşkın bir süre sonra, Hayan Hadid hala hayatta kalmış olmanın şaşkınlığını yaşıyor.
“Bir saat sonrasına kadar hayatta kaldığımı fark etmedim. Köpek havlamalarını, silah seslerini ve yağmuru duyabiliyordum."
Kalktı ve şehrin eteklerindeki komşu Sirihin kasabasına yürüdü, ardından şafak vakti Hama'ya döndü ve yedi ailenin yaşadığı amcasının evine gizlice girdi.
Kamyonlar dolusu ölü
O yıl Kamelya Butros, Hama'daki ulusal hastanenin kabul masasından sorumluydu ve personeliyle birlikte hastaneye nakledilen kurbanların isimlerini kaydetmek için 20 gün boyunca çalıştı.
AFP'ye verdiği demeçte “Cesetler kamyonlarla geliyordu ve damperli kamyonlar onları morgun kapısına hiç durmaksızın, çalışma kabiliyetimizin ötesinde döküyordu” dedi.
Butros, hastaneye nakledilen kurbanlar arasında kimliği olmayanlar, götürüldükleri mahallenin adı dışında kimlikleri bilinmeyenler olduğunu ve birçoğunun toplu mezarlara gömüldüğünü söyledi.

Butros, “Kesin ölü sayısını öğrenmek için komutanlıktan gece gündüz telefonlar alıyorduk” dedi.
"Üzerinde çalıştığım rakamlara göre, binlerce asker ve Müslüman Kardeşler üyesinin yanı sıra öldürülen sivillerin sayısı 32.000'di."
Veriler geri çekilmeden önce bu rakamları yetkililere bildirmiş.
Kamelya, ofisinden “duvarlardaki infazlara” tanık olduğunu anlatıyor. Bu infazlarda kayınpederi de dahil olmak üzere Hıristiyan ailelerin de öldürüldüğünü belirten Kamelya, “Hama'da hiç kimsenin öldürülmekten kurtulamadığını” vurguluyor.
Ailesinin önünde infaz edildi
79 yaşındaki Besim el Serrac, Rıfat Esed'e bağlı milisler olan Savunma Birlikleri mahallelerinin kontrolünü ele geçirdiğinde kardeşinin bir grup mahalle sakiniyle birlikte eşi ve çocuklarının gözleri önünde nasıl infaz edildiğini anlatıyor.
Besim kardeşinin Müslüman Kardeşler üyesi olmadığını vurguluyor: “İki ya da üç saat sonra cesedini almam için beni çağırdılar.” Güvenlik güçleri ailenin cenaze töreni düzenlemesini engelledi.
Reşit olmayanların hapsedilmesi
Muhammed Emin Kattan, Hafız Esed yönetimine karşı savaşmak üzere silahlandığında henüz 16 yaşındaydı.
Hama katliamı sırasında tutuklandı ve reşit olmadığı için ölüm cezasından kurtuldu. Suriye'nin merkezindeki kötü şöhretli Palmira hapishanesinde 12 yıl geçirdikten sonra 1993 yılında serbest bırakıldı, eczacı oldu ve tarih okudu.
Yetkililerin o dönemde İhvan'ın büyük bir merkezini ve Halep ile Hama arasında silahlı grupların koordineli bir askeri eylem planını keşfettiklerini söylediklerini anlatıyor.
Barudiye mahallesi beş gün süren şiddetli çatışmaların merkeziydi, “sonra cephanemiz tükenmeye başladı ve liderlerimiz cephe mevzilerinde düşmeye başladı” diyor.
Suriye rejim güçlerinin üçüncü ya da dördüncü gün ilerlemeye başladığını, “sanki karşılarına çıkan herkesi öldürmeleri emredilmiş gibi davrandıklarını” söyleyen Kattan, “sokakların çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da dahil olmak üzere sivillerin cesetleriyle dolu olduğunu” ifade etti.
Kattan 1982'de Hama'da yaşananları şöyle özetliyor: “Bu, tüm Suriye halkını terbiye etmek için planlanmış bir suçtu. Rejim Hama'yı sert bir şekilde vurdu ve diğer tüm şehirleri bu şekilde cezalandırarak terbiye etti.”
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera