Hiram Abas kimdir?
Mustafa Hiram Abas, 1932’de İstanbul’da Fatma Roksan Hanım ve Hilmi Bey’in oğlu olarak dünyaya geldi.
Mustafa Hiram Abas, 1932’de İstanbul’da Fatma Roksan Hanım ve Hilmi Bey’in oğlu olarak dünyaya geldi.
İran işgalindeki Güney Azerbaycan’dan kaçan bir aileydi onlar. Ona bu ismi veren dedesi "Mübarek Galip Eldem" idi. Galip Bey, Hiram’ın anne tarafından dedesiydi ve aynı zamanda Osman Hamdi Bey'in de yeğeni idi.
İsmi Hiram konmuştu; çünkü bu isim Yahudi efsanelerinin ünlü ismi "Hiram Usta"dan geliyordu. Yapılan araştırmalardan edinilen bilgiye göre ailesinde masonluk vardı.
Gençliğinde boks sporuyla ilgilendi.
Eğitim hayatı
Hiram, her zaman ayrıcalıklı ve özel bir çocuk oldu. Orta öğretimini "Saint Joseph Lisesi"nde tamamladı. Bu okulda misyonerler tarafından çok sıkı bir disiplinle eğitim verildiği bilinirdi.
Hiram, üniversite eğitimi için Ankara Üniversitesi Sosyal Bilgiler Fakültesi’ni tercih etti. Hemen ardından müfettişlik görevine başladı ve bu görevini İstanbul’da 18 Mayıs 1967’ye kadar sürdürdü. Ancak askere gitmeliydi. Yedek subay olarak askerliğini yapan Hiram, sonra da MİT’e girdi, Batum, Atina ve Beyrut’ta görev yaptı.
Bir süre İstanbul ve Ankara’da görevini sürdürdü. Ardından da CIA’in çeşitli okullarında eğitim aldı. Bu eğitim, 4 yıl sürdü.
İş hayatı
Hiram, eğitimini tamamladıktan sonra 12 Mart 1971’de İstanbul’da görevi başındaydı.
Hiram, 1978’de Namık Kemal Ersun cuntasının tasfiyesiyle ilişkili olarak kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Dönemin TİSK Genel Başkanı Halit Narin’in yanında çalışmaya başladı.
Ülke 12 Eylül dönemini yaşadı. Hiram, 1983’te ikinci kez MİT’e döndü. Tekrar bir süreç başladı, Hiram yine görevinin başındaydı. Ağustos 1986’da Hayri Ündül MİT Müsteşarlığı’na getirildi. Hiram da MİT Müsteşar Yardımcısı görevindeydi.
1986’da Hiram, dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın MİT’in sivilleşmesi operasyonunda sembol isim olmuştu. Hiram, çalışmalarını oldukça disiplinli ilerletiyordu. Örneğin, Suriye’nin PKK’yı barındırması üzerine Müslüman Kardeşler Teşkilatı yöneticilerini Türkiye’ye getirtti. Ama en önemli çalışmaları Dev-Sol örgütü üzerineydi.
Teşkilat bir güç savaşı içine düşmüştü ve Hiram bu savaşı kaybetmişti. 1988’de yayınlanan MİT raporunda sorunlu isim olarak gösterilmişti. Hiram Abas, raporu kaleme alan Mehmet Eymür ile pasif göreve alınmak istendi. Bu olay üzerine Hiram, ikinci kez emekliliğini istedi.
Ölümü
Hiram, ikinci kez istifa etmiş ve MİT ile olan bağlantısını kesmişti. Amerikan silah firmalarının Türkiye temsilciliğini yapan bir şirkette çalışıyordu.
26 Eylül 1990 sabahı yine işe gitmek için evden çıktı; ancak gidemedi. Evinin yakınlarında belediye işçisi görünümündeki kişilerin açtığı çapraz ateşin içine düştü. Hiram, kendisine düzenlenen bu suikastta olay yerinde yaşamını yitirdi.
Cinayeti Dev-Sol örgütü üstlense de, cinayet hiçbir zaman tam olarak aydınlatılamadı.
Ölümünden sonra
Ölümünden sonra birçok iddia öne sürüldü.
Ergenekon Davası iddianamelerinde yer verildi. Ardından gazetelere verilen röportajlardaki iddialara göre, Hiram Abas’ın katili, 3 Mart 1995’te infaz edilip betona gömüldüğü iddia edilen, MİT Ajanı "Tarık Ümit" idi.
Ayrıca 1999’da Soner Yalçın ve Doğan Yurdakul tarafından, Hiram Abas’a özellikle yer verilen bir kitap yazıldı. “Bay Pipo” adını verdikleri bu kitap bir araştırma kitabıydı.
Popüler kültürdeki yerini de “Kurtlar Vadisi” adlı dizide buldu; daha doğrusu bu bir iddiaydı. Dizideki “Aslan Akbey” karakterinin Hiram Abas’ı temsil ettiği düşünülüyordu. Ayrıca dizide yine Tarık Ümit’i canlandırdığı düşünülen “Pala” karakteri de dizide tıpkı Hiram Abas’ın kurban gittiği suikast gibi öldürülmüştü.