HTŞ içindeki El Kaide destekçilerinin ayrışması

HTŞ içindeki El Kaide destekçilerinin ayrışması

Şu an için iki taraf arasındaki sorunlar askıya alınmış gözüküyor. 

HTŞ ve El Kaide arasındaki mevcut durum sıcak tartışmaların devam etmesine neden oluyor.

2012 yılında muhalifler silahlı direnişi yükseltmeye başladığında  ortaya çıkan gruplardan bir tanesi de Nusra Cephesi adlı gruptu. 23 Ocak'ta varlığını ilan etti ve ismi kuruluşundan itibaren El Kaide ile anılmaya başlandı. Aynı yılın 10 Aralığında ABD tarafından El Kaide ile ilişkili terör örgütü ilan edildi. 2013 yılında Ebu Bekir El Bağdadi yapılanmanın kendi isimlerinin altında faaliyetlerine devam edeceğini açıkladı bu birliktelikten Irak ve Şam sahasında etkin bir El Kaide yapılanması olarak Irak Şam İslam Devleti ortaya çıktı.

Örgüt için bir çok çaba gösteren Nusra lideri Abu Muhammed el Cevlani (Ahmed el Şara), Irak'a değil El Kaide merkeze doğrudan bağlı olduğunu ilan etti. 2014 yılında El Kaide ve IŞİD ile olan bağlantıları nedeniyle ABD önderliğindeki koalisyon Nusra Cephesi'ni hedef almaya başladı. Tarih 2015 yılını gösterdiğinde ise Muhalifler  Rusya'nın da rejim yanlısı olarak savaşa girmesiyle her zamankinden fazla bir arada olmaya ihtiyaç duydular.

Nusra Cephesi diğer silahlı gruplarla birlik çağrısında bulundu ancak diğer gruplar Nusra Cephesi'nin El-Kaide ile olan bağlarını koparmasını ısrarla talep etti. Muhaliflerin bu talebinin nedeni Nusra Cephesi'nin El Kaide ile olan bağları küresel arenada kendilerini zayıflatacağını düşünmeleri ve Nusra Cephesi'nin kara listede olması.

2016 yılında Nusra Cephesi El Kaide ile olan bağlarının kestiğini duyurarak Şam'ın Fethi Cephesi ismiyle yeni bir yapılanma oluşturdu. 2017'de ise Şam'ın Fethi Cephesi bir çok grupla birleşerek büyük bir koalisyon olan Tahriru'ş Şam Heyeti'ni (HTŞ) kurdular.Bu gelişmeler hala kendisini El Kaide'ye bağlı hisseden savaşçıları rahatsız hissetti ve zamanla bu rahatsızlıklar zirve yaptı. Yüksek rütbeli bireyler de dahil olmak üzere bir çok kişinin El Kaide ile bağların koparılmasının meşru olmadığını ilan etti. Bazı analistler bu ayrılıkların ekstrem düzeyde gösterilmesinin nedeninin HTŞ'nin uluslararası düzeyde El Kaide'den gerçekten ayrıldığı düşüncesini yaymak istemesi olduğunu söylüyor. Bu görüş ise ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ise halihazırda mevcut görüşü.

Bu bölünme taktiksel mi yoksa gerçekten mi olduğu konusunda kesin hükme varmak neredeyse imkansız. 

Yapılabilecek tek şey argüman toplayıp ihtimaller üzerine konuşmak fakat örgüt bu ihtimaller üzerine konuşulmasını istediğinden bu argümanları üretiyor olabilme olasılığı tüm verileri kısmen anlamsızlaştırıyor.

6 Ocak'ta HTS ve El Kaide tarafından haberlere göre, HTŞ lideri Abu Muhammed el Cevlani (Ahmed el-Shara) ile Suriye'deki El Kaide lideri Abu Hummam al arasında bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya taraf olan El Kaide meclis üyesi Ebu Abdulkerim el Masri idi.

Anlaşma, birçok El Kaide üyeleri ve destekçileri tarafından eleştirildi ve HTŞ'nin Suriye'de hakimiyeti ele geçirme isteği ve Suriye'deki her türlü El Kaide bağımsızlığını etkin biçimde sona erdirme niyeti olarak yorumlandı.

Sözleşme resmi olarak yayınlanmadı fakat bir kısmı bir şekilde basına sızdırıldı.

Buna göre anlaşmada şu maddeler yer alıyordu:

-Ebu Hummam, El Kaide liderinin vekili olan Ebu Hayr el Masri'nin de kabul ettiği gibi, HTŞ'nin elinde bulundurmakta olduğu tüm silah ve varlıkların HTŞ'de kalmasını ve El Kaide'ye iade edilmemesini kabul edecek. 

-El Kaide destekçileri yeni bölgeler ele geçirmeyecek ve üs kurmayacaklar, HTŞ belirli bölgeleri onlar için koruyacak.

-El Kaide destekçileri HTŞ'yi zayıflatmaya çalışmayacak, rekabete girmeyecek ve uyumlu çalışacak. İki taraf adalet, cihat ve dine yardım için işbirliği yapacak. 

-El Kaide destekçileri HTŞ'ye düşmanlık besleyen Liva el Aksa ve IŞİD unsurlarını saflarına kabul etmeyecek.

-Herhangi bir anlaşmazlıkta anlaşmanın başındaki isim olan Ebu Ebdulkerim iki grup arasında hakem olacak.

- Mevcut liderliklerin izni olmadan iki taraf arasında saf değiştirme olmayacak.

-HTŞ, -bir operasyonda- kendi komutası altında savaşan El Kaide destekçilerine silah sağlayacak.

-El Kaide destekçileri güney Suriye'ye geçmeyecek ve oradaki operasyonlarını durduracak.

-İki taraf da özgürleştirilmiş bölgelerdeki İslam mahkemelerinin kararlarına uyacak.

-El Kaide destekçileri, HTŞ'nin siyasal ve askeri durumunu eleştiren kamuya açık yorumları durdururken, iki taraf arasında nasihatleşmek için kapılar açık olacak.

-Ebu Humam, bu anlaşmanın geçerli olabilmesi için El Kaide'nin merkez yönetimi tarafından onaylanması gerektiğini, reddedilmesi durumunda geçersiz olacağını şerh olarak ekledi.

Geri tepme

8 Ocak'ta Ebu Hummam Telegram kanalında, "Mücahitlerin kanının dökülmesini önlemek ve Suriye alanının daha iyi olması" için anlaşma imzaladığını kabul etti. Fakat ardından bir çok kimsenin buna itiraz etmesi üzerine olayı arabuluculuk komitesine gönderdiğini belirtti ve anlaşmayı çıkacak kararlar netleşene kadar onaylamadığını söyledi.

Ertesi gün HTŞ'de üst düzey şer'i olan Abdul-Rahim Atun, Abu Hummam'ın anlaşmayı sona erdirme kararını eleştirdi ve anlaşmaya varılan maddeleri etkisiz kılmasına şaşırdığını söyledi.

Abdul-Rahim Atun, Abu Hummam'ın aslında anlaşmayı kabul ettiğini ama grubunun çoğu kabul etmediğinde bir anlamı olmayacağından geri adım attığını söyledi.

Atun El Kaide yanlılarına kendi temsilcileri ve liderleri Ebu Humam’ın onayladığı anlaşmaya uymamaları nedeniyle karşı çıktı ve HTŞ ile El Kaide arasındaki asıl anlaşmazlığın suçlusu olduklarını söyledi. (HTŞ ve Atun  El Kaide’den ayrılıklarının El Kaide lideri Zevahiri’nin iki senelik gaiplik halinde ona vekillik eden Ebu Hayr'ın izni gerçekleştiğini belirtiyor ancak El Kaide hala bunun meşru olmadığında ısrar ediyor)

Atun isim vermeden Suriye'deki El Kaide mensuplarına işaret etti ve “genel maslahatı ve önünü açtıkları yolun sahayı düzeltmek yerine iyice bozduğunu" önemsemediklerini söyledi. İsmini vermediği kişilerin Ebu Culeybib el Ürdüni, Sami el Ureydi ve Ebu Hatice el Ürdüni olduğu düşünülüyor. Ürdünlü olan bu iç kişi, geçmişte El Kaide ile bağlarını koparana kadar Nusra Cephesi içinde üst düzey pozisyondaydılar ve ayrılık kararını açıkça eleştirerek HTŞ içinde bir iç karışıklığa neden oldular.

Atun açıklamasının sonunda, bölünmeyi dindirmeye çalıştıklarını, İslami liderliğe bağlı kalacaklarını ve cihadı devam ettireceklerini (bu konuda El Kaide destekçileri onları suçluyordu) belirtti ve Suriye'deki El Kaide destekçileri ile bir husumetlerinin olmadığını ve onlara İslami ve ideolojik bir itirazlarının bulunmadığını, aksine eleştirilerinin onların içindeki uzlaşmayı mahvetmeye çalışan bir gruba yönelik olduğunu söyledi.

Birkaç gün sonra, iki üst düzey El Kaide destekçisi iptal edilen anlaşmaya yönelik yorumda bulundular. Sari Şihav (Ebu Hallad) anlaşmaya kesin bir şekilde karşı çıktı, Ebu Culeybib ise Suriye'deki El Kaide liderlik konseyinin de bu anlaşmayı reddettiğini ekledi.

El Kaide destekçileri, El Kaide merkez yönetimi veya Zevahiri'nin kararını buna ek olarak önceki kurulan uzlaşma kurulunun kararını beklemekle beraber, şu an için iki taraf arasındaki sorunlar askıya alınmış gözüküyor. 

Sonuç

HTŞ ve El Kaide arasındaki anlaşmayı reddetmek kolay olsa da ve bu durum cihat yanlıları arasındaki sorunların bir parçası olsa da, gelinen nokta HTŞ ve El Kaide arasındaki tarihin önemli bir parçası olarak görülebilir. Atun'un işaret ettiği gibi; El Kaide'nin HTŞ'ye olan ana itirazı anlaşmanın tek taraflı olarak gayri meşru bir şekilde fesh edilmesi iken, El Kaide'nin de şu an aynı duruma kendisinin düştüğü ifade edilebilir.

Bu anlaşma yada daha doğrusu anlaşmanın fesh edilmesi konusunda çözüme varılmadıkça -şu an için çok mümkün görünmese de-, bu problem iki taraf arasında bir anlaşmazlık noktası olarak kalmaya devam edecek. 

İbn Nabih'in Suriye Gündemi'nde kaleme aldığı bu makale İngilizce orijinalinden Mepa News okurları için tercüme edildi.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum