HTŞ'ye bağlı 'Asaib el Hamra' birimi mensubuyla röportaj
Aymenn Jawad Al Tamimi, HTŞ özel birliklerinden "Asaib el Hamra" (Kırmızı Bandajlılar) ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Ortadoğu ve çatışma bölgeleri konusundaki araştırmalarıyla bilinen Aymenn Jawad Al Tamimi, Suriye'de faaliyet gösteren gruplardan Heyet Tahrir el Şam'ın (HTŞ) özel birliklerinden "Asaib el Hamra" (Kırmızı Bandajlılar) ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Bölgedeki son durum ve Hurras ed Din ile ilişkiler gibi konular röportajda ele alındı. Al Tamimi tarafından gerçekleştirilen röportaj Mepa News okurları için tercüme edildi.
*
S: İlk olarak bana "Asaib el Hamra"nın tam olarak kim olduğunu söyleyebilir misin? Ve onların esas görevi nedir?
C: "Asaib el Hamra" HTŞ içerisinde özel eğitim ve görevleri olan ve düşman hatları arkasındaki operasyonlara odaklanan gruplardır. Esas görev düşman hatları arkasındaki operasyonlardır, her türüyle şehadet ve ingimasi (geri dönmemek üzere yapılan sızma saldırıları) operasyonlarıdır.
S: Evet, yani onlar bir ingimasi vurucu gücü mü?
C: Doğru, savunma halinde de düşmana en büyük zararı vermek için, bölge düştükten sonra da bölgede kalan bir güç.
S: "Asaib el Hamra" tam olarak ne zaman teşkil edildi?
C: Ben, Dera'dan mülteci olarak çıktıktan sonra "Asaib el Hamra"ya katılan yeni bir üyeyim bu yüzden "Asaib el Hamra"nın tam olarak ne zaman teşkil edildiğini bilmiyorum.
S: "Asaib el Hamra"nın eğitimleri ne şekilde?
C: Genel olarak gizli eğitimler var, ancak eğitimler kişinin yeteneklerini artırmaya, onu her tür silahta eğitmeye ve gideceği operasyonların şartlarına birebir benzeyen şartları oluşturmaya odaklanıyor, fakat talimlerin çoğusu gizli, bu yüzden bağışla beni (söyleyemem.)
S: "Asaib el Hamra"nın en büyük başarısı neydi?
C: Ceyş el İzze'nin şehitlerinin intikamı için el Tarabi'de (Kuzey Hama'da bir bölge) rejimin operasyon odasını hedef alan ve Rus subayların öldüğü saldırıydı. Rejimin kayıplarının daha çok olduğu birçok operasyon vardı fakat bu askeri bir durağanlık döneminin ardından insanlara sevinç veren bir operasyon oldu. Ve bu devrimciler arasında karşılıklı kardeşliğin artmasına sebep oldu.
S: Dera'da hangi cephelerde savaştın?
C: Batı kırsalı cephelerinde, şehirde ve Kuneytra cephesine savaştım.
S: Güneyde "Asaib el Hamra" yok muydu?
C: Hayır, yoktu. Ben sahada olan bir askeri kişiydim, bir birliğin komutanıydım.
S: "Asaib el Hamra"nın eğitimlerine gelelim. Temel eğitim kaç gün sürüyor?
C: İki ve altı ay arasında değişiyor, kişinin yeteneğine göre.
S: Aylık maaş iyi mi?
C: Kişinin ihtiyaçlarına yetecek kadar.
S: Örneğin, senin maaşın ne kadar sorabilir miyim?
C: Yaklaşık 45 bin Suriye lirası, (yaklaşık 90 dolar) bir eş ve üç çocuk için.
S: Hmm, çok fazla değil vallahi.
C: Grubun ekonomik durumu ve karar mekanizmasını bağımsız tutmak için herhangi bir taraftan finanse edilmeyi kabul etmemesi bu realiteyi ortaya çıkarıyor.
S: Evet, fakat "Asaib el Hamra" mensuplarının maaşları sıradan HTŞ mensuplarının maaşlarından daha iyi değil mi? Yoksa fark yok mu?
C: Evet, her ay maaşın güvenilirliği ve değerin sabitesi açısından daha tercih edilesi, ancak "Asaib el Hamra" üyeleri daha kapsamlı şekilde seferber oluyor.
S: Evet, evet. Özgürleştirilmiş kuzey bölgesinde (İdlib, Hama kuzeyi ve Halep kırsalında kalan bölge kastediliyor) durumu nasıl değerlendiriyorsun?
C: Durum şimdilik mükemmel çünkü büyük güçler anlaşmazlık yaşıyor ve çıkarları değişik. Özgürleştirilmiş kuzey ise tek bir idari liderlik altında birleşmiş durumda ve kuzeyde büyük bir askeri güç mevcut. Bu esnada, Ruslar ve milisler kaybettiğimiz bölgelerde hainlere güvendi. Ve bu bölgelere büyük bir güçle saldırdılar.
S: Senin görüşüne göre Nureddin Zenki Hareketi'ne yönelik harekat kuzeyi birleştirmek için gerekli miydi?
C: Kuzeyde devrim ve rejimi yıkma projesi bazı gruplarda yer değiştirdi ve Zenki Hareketi gibi, savaşın sıkıntılarından daha hafif olacağını düşünseler de düşmanla işbirliği yaptılar, bunun insanlar için daha iyi olduğunu ve bu hareketin liderliğinin yok olmasının ana sebebiydi.
S: Zenki hareketinin Ruslarla işbirliği yaptığını mı kastediyorsun?
C: Liderlik bazında, Ruslarla iletişim içindeydiler.
S: HTŞ'nin özgürleştirilmiş kuzey bölgesinin birliğini temsil ettiğini mi düşünüyorsun?
C: HTŞ kuzeydeki devrimcilerin bir parçası ve yıllardır birliği sağlamak için birçok grup ile çabalıyor, fakat şimdiye dek kapsamlı bir birlik sağlanamadı.
S: Ama HTŞ birlik için yegane umut mu?
C: Hayır, HTŞ birliğin bir parçası, yegane umut değil. Fakat şu anda grupların birleşmesinin önündeki en büyük engel, terörist olarak sınıflandırılmaktan korkmaları.
S: Evet. Tanzim Hurras ed Din ile ilgili fikrin nedir?
C: HTŞ ile aynı hedeflere sahip olan bir mücahit grup.
S: Fakat biata (bağlılık yemini) ilişkin meselelerde sizinle farklılaşıyorlar, değil mi?
C: Doğru. Anlaşmazlık Şeyh Eymen el Zevahiri'ye olan biatı bozma üzerine.
S: Evet, fakat buna rağmen senin görüşüne göre HTŞ ve Hurras ed Din aynı menheci (metodolojiyi) mi paylaşıyor?
C: Doğru. Anlaşmazlığın kaynağı biatı bozmanın tercih edilebilir olup olmadığı.
S: Evet. HTŞ'nin Hurras ed Din'in ribat (nöbet) noktalarından sorumlu olduğu doğru mu, HTŞ'nin onlara gıda ve mühimmat alanında ödeme yaptığı?
C: Doğru. Hurras ed Din ile savaşan grupları donatmak için yapılan anlaşma çerçevesinde mühimmat tedariği ile sorumlu.
S: Evet. Bu yeni bir anlaşma mı?
C: Bu eski bir anlaşma kapsamında, fakat tüm şartlar uygulanmıyor, sadece bazı problemler var.
S: Evet. Ancak pratikte grupların tedariki şartı uygulanıyor.
C: Doğru.
S: Ve buna ek olarak HTŞ, Hurras ed Din'in ribat noktalarına mühimmat tedarik ediyor.
C: Doğru.
S: HTŞ halen bir Selefi cihadi grup diyebilir miyiz? Yahut bu adlandırmanın uygun olmadığını mı düşünüyorsun?
C: HTŞ, şeriatı uygulamak için mücadele eden Selefi bir mücahid grup ve bu HTŞ kurulduğunda kurucu maddelerden biriydi.
S: Evet. HTŞ'nin Soçi gibi anlaşmalara yönelik pozisyonu nedir?
C: Ben bir yönetim merkezinde değilim fakat bildiğim şu ki her anlaşma reddediliyor zira bu rejimi güçlendirmeye ve devrimi bitirmeye gidiyor.
S: Neden (2013'te) Nusra Cephesi'ne katılmayı seçtin?
C: Şeriat hükmünü uygulamak için ve El Kaide'ye sempati duyduğumdan dolayı.
S: Ve hala El Kaide'ye sempati duyuyor musun?
C: El Kaide'ye hala sempati duyuyorum fakat burada maslahat El Kaide'den ayrıŞeyh Ebul Hayr el Mısri Suriye'deydi ve bu adımı destekledi, zira sahanın maslahatını biliyordu.
S: Evet, ve HTŞ'nin üyelerinin çoğunun halen El Kaide'ye sempati duyduğunu söyleyebilir miyiz?
C: HTŞ'de El Kaide'yi hatalı gören tanıdığım kimse yok. Hurras ed Din ile olan anlaşmazlık El Kaide sebebiyle değil. Bu, idare, biata dair içtihat ve silahlarla ilgili bir mesele.
S: Devrimden önce Selefi metodoloji üzerinde miydin?
C: Hayır, sıradan bir Müslümandım fakat bir arkadaşım vasıtasıyla Selefi oldum.
S: Yani savaş sırasında Selefi oldun.
C: Doğru. Dini konular eskiden rejim tarafından anlatıldığı için, Selefi kitaplar, cihat ve mücahitler hakkındaki video klipler devrimden sonra yayıldı.
S: Evet, fakat sen Nusra Cephesi'ne katılmadan önce mi Selefi oldun?
C: Doğru. Selefilik ve cihad metodolojisini Nusra Cephesi'ne katılmadan önce benimsedim.
S: Bazen insanlar HTŞ'nin mensuplarının çoğunun Selefi olmadığını, HTŞ'ye para ve benzeri sebeplerle katıldıklarını söylüyor. Bu sözlere dair fikrin nedir?
C: Tanıdıklarım şeriatın hükmünü uygulamak ve rejimle savaşmak için katıldılar. (Zaten) HTŞ'nin ekonomik durumu kötü.
Röportajda yer alan ifadeler kişilerin kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.