İngiliz özel kuvvetlerinin Afgan sivilleri yataklarında öldürdüğü ortaya çıktı

İngiliz özel kuvvetlerinin Afgan sivilleri yataklarında öldürdüğü ortaya çıktı

Bağımsız bir soruşturma, İngiliz özel kuvvetlerinin Afganistan'da bir gece baskını sırasında dokuz kişiyi "yataklarında" öldürdüğünü ortaya çıkardı.

Harrison Jones, Hannah O'Grady | BBC News | Tercüme: Mepa News

Aile üyeleri kurbanların silahsız siviller olduğunu söylüyor. İngiliz özel kuvveti SAS, meşru müdafaa amacıyla hareket ettiklerini iddia etmişti.

Üst düzey subaylar, birliklerin tehdit oluşturmasalar bile "savaşma yaşındaki" erkekleri infaz etme politikası yürüttüğünden şüpheleniyordu.

BBC Panorama'nın bir SAS birliklerinin altı aylık bir harekatta 54 kişiyi şüpheli koşullarda öldürdüğünü ortaya çıkarmasının ardından hükümet soruşturmayı duyurdu.

Pazartesi günü Londra'daki Kraliyet Adalet Divanı'nda başlayan duruşmalarda İngiliz özel kuvvetleri, daha sonra örtbas edildiği iddia edilen "çok sayıda" yargısız infaz gerçekleştirmek amacıyla gece baskınlarını "kötüye kullanmakla" suçlandı.

2010-2013 yılları arasında özel kuvvetler tarafından yüzlerce kasıtlı gözaltı operasyonu gerçekleştirilmişti.

Soruşturmanın baş avukatı Oliver Glasgow KC, aralarında çocukların da bulunduğu 33 kişinin ölümüyle sonuçlanan yedi ayrı öldürme/yakalama görevinin ayrıntılarını ortaya koydu.

Hilmend'in Nad Ali bölgesinde dokuz kişinin hukuka aykırı bir şekilde öldürüldüğü iddia edilen olayın, 7 Şubat 2011 tarihinde bir cenaze töreni öncesinde toplanan ailelere karşı gerçekleştirildiği anlaşıldı.

Aileler tek odalı bir evde uyuyorlardı

SAS, üzerlerine ateş açıldığı için meşru müdafaa amacıyla ateş ettiklerini söyledi. Bay Glasgow, ilk kez geçen yıl BBC tarafından ortaya çıkarılan, ek binanın duvarlarındaki kurşun delikleri gibi görünen şeylerin düşük yüksekliğine dikkat çekti.

Evine 7 Şubat'ta baskın yapılan Habibullah Alizai, askerlerin kendisini "sorgulanmak ve dövülmek" üzere odasından almadan önce "bağırış ve silah sesleriyle" uyandığını söyledi.

Bay Alizai, iki oğlunun ve öldürülen diğer yedi kişinin cesetlerini ilk bulan kişi oldu.

Bay Glasgow duruşmada şunları söyledi: "Aile, ölenlerin hepsinin masum siviller olduğu, yerleşkede kimsenin silahlı olmadığı ve herhangi bir silah bulunmadığı konusunda ısrar ediyor. Ailelerin kanıtlarının, büyük olasılıkla uyurken yataklarında vuruldukları yönünde olacağını tahmin ediyoruz."

Öldürülenlerin en küçüğünün 14 yaşında olduğu belirtildi.

Özel kuvvetler birliği operasyon sonrası yayınladığı belgede, ajanların "silahlı kişilerle çatışmaya girdiğini", bu nedenle açılan ateşe karşılık verildiğini ve bunun da dokuz kişinin ölümüyle sonuçlandığını belirtmişti.

Binada üç adet AK-47 saldırı tüfeği bulunduğunu da eklemişti. SAS, yasa dışı cinayetleri meşrulaştırmak için silah yerleştirmekle suçlanıyor.

Olay yerinde SAS tarafından çekilen fotoğraflara ve olaya karışan İngiliz birliklerinin ifadelerine erişimi olan Özel Kuvvetler Olay İnceleme bürosu, "alınan önlemlerin tamamen uygun olduğu" sonucuna vardı ve "başka bir soruşturma eylemi yapılmamasını" tavsiye etti.

"Ailem gerçeği istiyor"

Babası, iki erkek kardeşi ve kuzeni 16 Şubat 2011 tarihinde bir gece baskını sırasında aynı SAS filosu tarafından öldürülen Seyfullah ailesinin bir üyesi, İngiliz güçlerinin baskınından bu yana "kabuslarla dolu rüyalar gördüklerini" söyledi:

"Ailem ve ben soruşturma ekibinden bize gerçeği anlatmasını ve bu zulmü neden ve neye dayanarak yaşamak zorunda kaldığımızı açıklamasını istiyoruz."

Mansur Aziz soruşturmayı yürütenleri, Ağustos 2012'de İngiliz güçleri tarafından ailelerinin evine yapılan bir gece baskını sırasında ağır yaralanan iki çocuğu dinlemeye çağırdı. Oldukça gizli tutulan operasyonun varlığı ilk kez geçen yıl BBC tarafından ortaya çıkarılmıştı.

Aziz şunları söyledi:

"Evimiz yabancılar tarafından basıldı ve erkek kardeşim ile baldızım öldürüldü, iki çocukları da yataklarında uyurken ağır yaralandı. Gerçeği ve neden bizim evimizin basıldığını bilmek istiyoruz. Mahkemeden bu çocukları dinlemesini ve adaleti yerine getirmesini istiyoruz."

İngiliz özel kuvvetleri tarafından vurulup ağır yaralandıklarında İmran üç, kardeşi Bilal ise bir buçuk yaşındaydı.

Soruşturmanın baş avukatı Oliver Glasgow ayrıca duruşmada Afgan ortak birliklerinin "davranışları nedeniyle İngiliz özel kuvvetleriyle birlikte görev yapmayı reddettikleri" yönündeki iddiaları da anlattı.

Glasgow konuşmasında şunları söyledi:

"Saklayacak bir şeyleri olanlar için yanlış anlaşılma olmasın: Soruşturma, görevi kötüye kullanma konusunda inandırıcı bilgiler varsa, pozisyonları ne kadar kıdemli olursa olsun, ilgili makamlara sevk edilmelerini sağlamak için tüm yetkilerini kullanacaktır."

tg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.