İngiltere'de Modern Kölelik (Bölüm 1) : Büyük Şirketler
Ulaşılan bulgular, Birleşik Krallığın dört bir yanından şirketlerin, istemeden de olsa, modern köleleri kullandıklarına işaret ediyor.
Haber ajansları, dünyanın çeşitli büyük ekonomilerinde daha önce de ortaya çıktığı gibi, büyük İngiliz şirketlerinin, tedarik zincirlerinde mevcut bulunan köle işçileri görmezden geldiklerini birkez daha ortaya koydu.
Bulgular, İngiltere’nin kölelik karşıtı komisyonunun uyarılarını da içermekte. Bu uyarılarda Birleşik Krallığın dört bir yanından şirketlerin, istemeden de olsa, modern köleleri kullandıklarına işaret ediyor.
Fakat, Birleşik Krallık’ın kölelik karşıtı komisyonu bağımsız üyesi Kevin Hylan, yeni kanunlara göre, alışveriş yapılan işletmelerde köle çalıştırılmasının farkedilmemesinin mazeret olarak kabul edilmediği uyarısında bulunuyor.
Haberciler tarafından, Güneydoğu İngiltere’de bulunan Volvo ve KİA gibi devasa otomobil firmalarının bayileri tarafından kullanılan oto yıkama merkezlerinde gizli video kayıtları yapıldı.
Canterbury şehrindeki oto yıkamacılarında, bakımsız konteynırlarda yaşayan işçiler, 12 saatlik vardiyalar halinde çalıştıklarını ve 50$ aldıklarını ifade ediyorlar. Ancak yaşadıkları bununla da kısıtlı değil. Hem sözlü ve fiziksel tacize maruz kalıyorlar; hem de sebep oldukları küçük hasarlardan ötürü de maaşlarından büyük kesintiler yapılıyor.
Oto yıkama merkezi çalışanları İngiltere'nin modern kölelerinden bir grubu oluşturuyor:
Parosha Chandran, ki önde gelen insan hakları avukatlarından biridir, video kayıtlarını izledikten sonra, “Tüm bu kanıtlar, modern köleliği işaret ediyor” diyor. Ve, “Bu insanların insan kaçakçılarının kurbanları olduklarına dair ciddi korkularım var!” ifadelerini sözlerine ekliyor.
“Volvo firmasının yapması gereken tedarik zincirini işgücü açısından, tümüyle gözden geçirmek olmalıdır. Mesela araçları yıkayanlar kimler?”
Bu ay yürürlüğe giren yeni bir kanuna göre, büyük firmalar, faaliyetlerinde ve tedarik zincirlerinde köle bulunmadığına dair ne gibi çalışmalar yaptıklarını, kamuoyuna açıklamak zorundalar.
Fakat İngiltere borsalarında işlem gören en güçlü 100 şirket ve diğer bazı dev şirketler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, firmaların %85’i “Modern Kölelik Karşıtı Kanun”la ilgili çalışma yapmamakta ve yarısı web sitelerinde kölelik konusuna hiç değinmemekte.
Hyland “Çalışmaya zorlanan insanların sayısında geçtiğimiz yıl gözle görülür bir artış gözlendi. Bu kimselerin büyük çoğunluğu firmaların resmi tedarikçisi konumunda olan işletmelerde çalışmakta.” diyor.
“Kayıtlı ve kayıtdışı ekonomi arasında bir noktada fark kalmıyor; zira şirketler ve kişiler tedarik zincirlerinde modern zaman kölelerinin çalıştırıldığını fark etmiyorlar. Eminim ki hiçbir CEO, müdür ya da dürüst bir İngiliz vatandaşı modern zaman kölelerini çalıştıran suçlulara para vermeyi istemez. Ancak bizim araştırmamız Birleşik Krallık’taki iş dünyasının istemeden de olsa böylesine azılı suç şebekelerini nasıl finanse ettiklerine ışık tutuyor.”
Hyland, bu sözlerine ilave olarak, firmaların bu döngüye istmeden müdahil olmalarının artık istisna teşkil edemeyeceğini, her ne suretle olursa olsun bu durumdaki firmaların cezalandırılacaklarını ifade ediyor.
“Artık Modern kölelik hakkında kanunumuz var. Tedarik zincirlerinde şeffaflık öngören düzenlemelerimiz var. Dolayısı ile insanlar artık “bilmiyordum!” diyemeyecekler."
Araba temizleme işinde çalıştırılan bir işçi
31 Mart 2016 tarihinden itibaren, 52 milyon dolardan daha büyük bir ticari hacme sahip firmaların, her finansal yılın sonunda kölelik konusunda bir bildiri yayınlaması zorunluluğu getirilmiş bulunuyor.
El Cezire muhabiri, Centerbury şehrindeki bir oto yıkama merkezine gidiyor.
Bu merkezde, 3 farklı otomobil bayisi için yıkama işlemleri yapılıyor.
İşletme sahibi, Arnavutluk doğumlu olan 35 yaşındaki Avion Elezi, kendini büyük bir araç filosu sahibi bir müşteri gibi tanıtan muhabire gizli kayıt esnasında işçilerin 6 saatlik vardiyalarda çalıştıklarını söylüyor. İşçilerin nerede kaldıklarını soran muhabire Elezi, “yakınlarda” cevabını veriyor.
İngiliz vatandaşı olan Elezi, müşteri kılığındaki muhabirimizden iş kapabilmek için, zaten oldukça düşük olan ücretinde tenzilata bile gidiyor.
Ancak muhabirler, işçilerin günde 12-13 saat çalışarak yasal asgari ücretin yarısı kadar ücret aldıkları gerçeği ile karşılaştılar. İşçiler genellikle mola vermediklerini ve kaldıkları nemli konteynırların kirası için haftada birgün ücretsiz çalıştıklarını ifade ettiler.
İşçilerin çoğu Romanyalı ve İngilizce’yi ya hiç bilmiyorlar ya da çok az biliyorlar. İşçilerden biri işverenlerinin kendilerinden seyahat evraklarını aldığını söylerken diğerleri de yıkadıkları araçlarda sebep oldukları küçük hasarlar için ücretlerine el konulduğunu iddia ettiler.
Araçlara kaza ile zarar veren işçilerin ücretlerinden yüzlerce poundluk kesinti yapıldığı ve bu nedenle bazı işçilerin haftalarca hiç ücret alamadıklarını öğrendik. Başka bir işçinin ise bir elektrikli süpürgenin basit bir tekerleğini kırdığı için bile yüksek miktarda para ödemek zorunda kaldığını da şaşkınlıkla dinliyoruz.
Yaşananlar bunlarla da sınırlı değil. İşçilerin işletme müdürünün odasına sokularak fiziksel olarak cezalandırıldığını hatta bazılarının ciddi şekilde dövüldüğünü duyuyoruz.
Bir başka işçi sözlü saldırıdan ve kaldıkları yerlerdeki haşerelerden dert yanıyor.
Muhabirimiz yıkamacıya, sahibi Elezi’ye modern kölelik suçlamasında bulunmak üzere tekrar gidiyor. Elezi kayak tatilinden yeni dönmüş. Tüm iddiaları red ediyor ve ekliyor. “Ben kimseyi köleleştirmiyorum.”
Haftalık kirasına 1000 dolar verdiğini ifade ettiği beyaz bir Range Rover kullanan Elezi, işyerine veya işçilerin barınaklarına kamera sokulmasına izin vermiyor ve şöyle diyor.: “Sadece tabaklarına aş koymaya ve ailelerine bakmalarına yardımcı olmaya çalışıyorum.”
Volvo firmasının sözcüsü bize ulaşarak işçi ve bayileri ile yaptıkları sözleşmede kanunlara uymaları şartının bulunduğunu ifade ediyor.
Araçlarını bu yıkama merkezinde yıkatan bayi de, Volvo firması ile yaptıkları anlaşmaya sadık olduklarını iddia ediyor.
KIA firması cephesinden de benzer açıklamalar geliyor ve bir araştırma başlattıklarını bize aktarıyorlar.
Kölelik karşıtı komisyon üyesi Hyland, oto yıkamacılarının birçok işçinin sömürüldüğü yerler olduğunu ifade ediyor.
“Ülke çapında yüksek risk taşıyan birçok oto yıkama merkezi mevcut. Oto yıkamalar gibi tarım, balıkçılık, yatak imalatı sektörlerinde de, modern kölelik yüksek sosyeteye ürün yetiştirmek için yaşatılıyor.”
Binlerce Doğu Avrupalı İngiltere’de oto yıkamacılarda çalışmaktalar. Bu insanların da çoğu Romanya’nın fakir kesimlerinden gelmektedirler. Bu şahıslar internet üzerinden dolgun maaş ve iyi yaşan şartları vadeden reklamlarla kandırılmakta.
Ancak vaatlerin gerçeklerle örtüşmemesi çok yaygın bir netice ve işçiler sömürü ile sonuçlanan bir maceraya giriyorlar. Bu olayların çoğu İngiltere’nin dört bir yanına yayılmış 20 bin kayıtdışı oto yıkama merkezinde yaşanmakta.
Avukat Chandran birçok modern zaman kölesini mahkemede temsil etmiş birisi olarak araştırdığımız oto yıkama merkezi için, "Kanun koruyucular tarafından çok ciddi incelenmesi ve üzerine ısrarla gidilmesi gereken bir vaka" ifadelerini kullanıyor.
Hyland, kamuoyuna yönelik hazırladığı, tedbirli olunması konusunda uyarılarda bulunduğu mesajında halkına şöyle sesleniyor: “Eğer etrafınızda sömürüldüğünü düşündüğünüz birisi varsa, bir risk sözkonusu ise yetkililere haber verin!”
Birleşmiş Milletler insan kaçakçılığı özel danışmanı olan Steve Chalke, yatırımcıları paralarını nereye koydukları konusunda dikkatli olmaya davet ediyor ve şöyle ekliyor: “Şirketlerin faaliyet gösterdikleri alanda ne gibi risklerle karşı karşıya olduklarını ve neleri raporladıklarını iyi inceleyin…”
Kaynak: Al Jazeera English ve Mepa News