"İngiltere'nin sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planı uluslararası hukuka aykırı"
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) İngiltere'nin sığınmacıları, başvuruları onaylanana kadar Ruanda'da tutma planının uluslararası hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Doug Faulkner, Joseph Lee | BBC
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) İngiltere'nin sığınmacıları, başvuruları onaylanana kadar Ruanda'da tutma planının uluslararası hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Komiserlik, sığınma başvurucularının sorumluluğunu başka bir ülkeye vermenin "kabul edilemez olduğunu" belirtti.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson ise planın hukuka uygun olduğuna inandığını açıkladı.
İçişleri Bakanlığı memurları plana dair çekincelerini iletse de İçişleri Bakanı Priti Patel, planı hayata geçirmek için bir talimat yayınladı.
Memurlar sığınmacıları Ruanda'ya göndermenin ülkeye nasıl bir fayda sağlayacağı ve maliyetin ne kadar olacağı sorularına yanıt veremedikleri için planı hayata geçirmek üzere Patel'in bir talimat yayınlayarak sorumluluğu üstlenmesi gerekti.
Başlangıçta 120 milyon sterlinlik bütçeye sahip olan pilot program dahilinde 1 Ocak'tan bu yana İngiltere'ye yasa dışı yollardan girdiğine karar kılınan insanlar uçakla Ruanda'ya gönderilebilecek.
Bu kişiler İngiltere'ye sığınma başvurusu yapmak isterlerse, sonuç gelene kadar Ruanda'da bekleyecekler.
İngiltere'de sığınma başvurusu yapan kişilere yanıt verilmesi yıllar alabiliyor.
Bu kişiler bu süreçte sığınma başvurucusu statüsünde İngiltere'de oturma ve çalışma iznine sahip olabiliyorlar.
İngiliz hükümeti sığınmacıları birkaç hafta içinde Ruanda'ya gönderilmeye başlayabileceklerini, öncelikle Fransa'dan küçük botlarla veya TIR kasalarında saklanarak ülkeye giren yalnız erkekleri göndereceklerini duyurdu.
"Plandan vazgeçin"
160'dan fazla sivil toplum kuruluşu ise plandan vazgeçmesi için hükümete çağrı yaptı.
Muhalefet partilerinin yanı sıra iktidardaki Muhafazakar Parti'den de plana yönelik eleştiriler var.
BBC'ye konuşan UNHCR Genel Sekreter Asistanı Gillian Triggs, sığınmacılara dair sorumluluğun "taşeron" bir ülkeye verilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Benzer bir sığınmacı politikası izleyen Avustralya'dan, Avustralya İnsan Hakları Komisyonu'nun eski başkanlarından olan Triggs, bu tür politikaların Ada'ya gelecek sığınmacılar için caydırıcı etkisi olabileceğini fakat aynı sonuca daha etkili hukuki yollarla da varılabileceğini vurguladı.
2001'den beri sığınmacıları yakınlardaki ada ülkelerinde tutan Avustralya da BM ve insan hakları örgütleri tarafından yıllardır eleştiriliyor.
Avustralya'nın 2021-22 bütçesinde bu uygulamaya 460 milyon sterlin ayrılmış durumda.
Triggs daha önce de İsrail'in Eritreli ve Sudanlı sığınmacıları Ruanda'ya göndermeye çalıştığını fakat başarılı olamadığını hatırlattı.
İngiltere'de ana muhalefette bulunan İşçi Partisi'nin içişleri politikalarından sorumlu kıdemli siyasetçisi Ellie Reves de bu politikanın işe yaramayacağını söyledi ve iktidara gelmeleri durumunda sosyal medyada insan kaçaklığı reklamlarıyla mücadele edip Fransa ile daha fazla işbirliği yapacaklarını açıkladı.
Bazı hukukçular da planın hukuki engellerle karşılaşacağını söyledi.