İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin tarihçesi
İran ve Suudi Arabistan Çin'in arabuluculuğunda yedi yıldan uzun bir süre sonra ilişkileri düzeltme ve diplomatik temsilcilikleri yeniden açma konusunda anlaştı.
Çin'de bir araya gelen iki ülke temsilcisi, iki ay içinde elçilik ve misyonlarını yeniden açacaklarını ve 20 yıldan uzun bir süre önce imzalanan güvenlik ve ekonomik işbirliği anlaşmalarını uygulayacaklarını duyurdu.
Pekin'in Tahran ve Riyad arasında aldığı rol, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) on yıllardır güvenlik ve diplomatik girişimlerini geride bırakarak ana arabulucu olduğu Orta Doğu'daki dinamikleri sarstı.
Peki iki ülke ilişkilerinin yakın tarihinde neler yaşandı? Hangi krizler ilişkilerde kilit rol oynadı?
1979 - İran Devrimi
Suudi Arabistan, İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi'nin İslam Devrimi sırasında Şii Müslüman din adamları tarafından devrilmesine tepkili bir tutum takındı.
1980-1988 - İran-Irak savaşı
İran yönetimi, Bağdat'ın kimyasal silah kullandığı 1980-88 İran-Irak savaşı sırasında Irak'a verilen destekten dolayı Suudi Arabistan'a tepki gösterdi.
1987-88 - Mekke
Suudi Arabistan ve İran arasındaki ilişkiler Temmuz 1987'de Müslümanların kutsal kenti Mekke'de çıkan çatışmalarda 275'i İranlı 402 hacının ölmesiyle kopma noktasına geldi. İran'ın başkenti Tahran'daki protestocular Suudi elçiliğini işgal etti ve Kuveyt elçiliğini ateşe verdi.
Bir Suudi diplomat elçilik binasından düşerek ağır yaralandı ve hayatını kaybetti. Riyad da Tahran'ı diplomatın Suudi Arabistan'daki bir hastaneye naklini geciktirmekle suçladı. Bu olayın ardından Suudi Arabistan Kralı Fahd, 1988'de İran ile ilişkileri kesti. 1991'e kadar iki ülke arasında bir görüşme olmadı.
1997 - Zirve
Suudi Veliaht Prensi Abdullah, İslam Devrimi'nden bu yana ilk defa aralık ayında İslami bir zirve kapsamında İran'ı ziyaret eden en üst düzey Suudi isim oldu.
1999 - İlişkilerde iyileşme sinyalleri
İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi 1997'deki ilk zaferinden sonra Riyad'la yakınlaşmak için girişimlerde bulundu. 2001'de yeniden seçimleri kazanmasının ardından Suudi Kralı Fahd, seçim başarısından dolayı kendisini kutlayarak bunun "reformist politikasının bir onayı" olduğunu söyledi. Bu mesajın ardından Hatemi de 1979'dan bu yana ilk kez Suudi Arabistan'ı ziyaret etti. İki ülke arasında Nisan 2001'de imzalanan güvenlik anlaşması ile ilişkiler iyileşme yoluna girdi.
2003-2012 Bölgesel gerilimler yükselişte
2003'te Irak'ta Saddam Hüseyin'i deviren Amerika Birleşik Devletleri (ABD) öncülüğündeki işgal, ülkedeki Şii çoğunluğun güçlenmesine ve siyasi çizginin İran'a doğru kaymasına neden oldu.
Suudi Arabistan'a yakınlığı ile bilinen Lübnanlı Refik el-Hariri'nin 2005'te öldürülmesi, İran ve Suriye'nin de aralarında bulunduğu ülkelerle ABD müttefiki Sünni Arap ülkelerini karşı karşıya getiren bir iktidar mücadelesine zemin hazırladı. Bu sırada Lübnan'da İran destekli Hizbullah hızla büyümeye ve güçlenmeye başladı.
Yaklaşık 15 yıl sonra, Birleşmiş Milletler destekli bir mahkeme Hariri cinayetiyle ilgili olarak üç Hizbullah üyesini gıyabında mahkum etti. Hizbullah ise kararı tanımadı.
2006'da İsrail ve Hizbullah arasında yaşanan savaş, iki taraf arasında farklı ittifakların kurulduğu şüphelerinin artmasına neden oldu. İran'ın nükleer enerji programı ve Hatemi yerine sert milliyetçi halefi Mahmud Ahmedinejad yönetiminin Körfez bölgesindeki girişimleri Suudilerde bu bölgeye Tahran'ın hakim olmaya çalışltığı yönündeki endişelerin derinleşmesine neden oldu.
Wikileaks internet sitesinde yayınlanan ve dünyada büyük yankı uyandıran belgelerin birinde ise Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın 2008 yılında kendi diplomatlarına ABD'nin "yılanın başını kesmesi gerektiğini" söylediği işaret edilmişti.
2011 - Arap Baharı
Suudi Arabistan, demokrasi yanlısı ayaklanmaların Tunus ve Mısır'dan doğuya, Körfez'e doğru ilerlemesini endişe ile karşıladı. Bahreyn'deki protestolar, adadaki Şii çoğunluğun iktidarı ele geçirmesi ve İran'la ittifak kurması korkusu nedeniyle "kırmızı çizgi" olarak görülüyordu.
Suudi birlikleri bu noktada Bahreyn'in Sünni kraliyet ailesinin talebi üzerine devreye girerek Bahreynli Şiilerin ayaklanmalarını bastırmaya yardımcı oldu. Riyad, polis ve Şiiler arasında çıkan çatışmaların ardından bazı Şiileri yabancı bir devletle (İran) işbirliği yapmakla suçladı.
ABD, Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisine suikast düzenlemeye yönelik bir İran planını ortaya çıkardığını açıkladı. Riyad kanıtların çok güçlü olduğunu ve Tahran'ın bedel ödeyeceğini söyledi. İran ise Amerikan açıklamasını Tahran ile Riyad'ın arasını açmayı amaçlayan bir uydurma olarak nitelendirerek reddetti.
2011 - Suriye iç savaşı, ABD-İran ilişkileri, nükleer müzakereler
Ilımlı politikacıları ile tanınan Hasan Ruhani'nin Haziran 2013'te İran Cumhurbaşkanı seçilmesi İran'ın şimdiye kadarki çatışmacı dış politikasını uzlaşmacı bir yöne çevirdi. İran aynı yılın kasım ayında nükleer faaliyetlerini sınırlandırmak için Batılı ülkelerle geçici bir anlaşma imzaladı. Bu sayede İran'ın Körfez bölgesindeki Arap komşuları ile arasındaki ilişkiler iyileşmeye başladı.
Suudi Arabistan liderliğindeki Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi aralıkta İran ile "içişlerine karışmama" temelinde iyi komşuluk ilişkileri kurulması çağrısında bulundu.
Ancak İran-Suudi ilişkileri, Suriye'deki iç savaşa da yansıyan bölgesel güç mücadelesi nedeniyle durma noktasında olmayı sürdürdü.
2015'te ise Yemen kirizi iki ülkenin adeta "düşman" olmasına neden oldu. İran'a bağlı bir grubun başkent Sana'da hükümeti devirmesi sonrasında yılında Suudi Arabistan, Batı destekli bir koalisyonun başında Husi hareketine karşı ülkeye askeri müdahalede bulundu.
2016 - Suudi Arabistan'da idamlar, İran'da karşı protestolar Suudi Arabistan 2 Ocak 2016 tarihinde aralarında önde gelen Şii din insanı Nimr el-Nimr'in de bulunduğu yaklaşık 50 kişiyi idam etti. Tahran'daki protestocular Suudi elçiliğine saldırdı. İran'ın en üst düzey lideri Ayetullah Ali Hamaney ise Nimr'in idamı için "ilahi intikam" sözü verdi.
Bu açıklamadan bir gün sonra Suudi Arabistan İran ile ilişkilerini kesti. İran ise 7 Ocak'ta Suudi Arabistan'ı Yemen'deki büyükelçiliğine hava saldırısı düzenlemekle suçladı. Suudi yetkililer bu iddiayı propaganda olarak nitelendirerek reddetti.
29 Mayıs 2016'da İran, Suudi Arabistan'ı "sabotaj" yapmakla ve hacıların güvenliğini sağlayamamakla suçlayarak hacılarının yıllık hac ziyaretine katılmalarını yasakladı.
2019'dan bugüne
14 Eylül 2019'da Suudi Arabistan, petrol tesislerine yapılan ve krallığın arzının yarısını kesen saldırılardan İran'ı sorumlu tuttu. İran olayla ilgisini reddetti; Yemen'deki İran yanlısı Husi grubu saldırıların sorumluluğunu üstlendi.
Suudi Arabistan Aramco saldırısında İran'ı suçladı, ABD ise 'saldırı savaş nedeni' dedi
3 Ocak 2020'de İranlı askeri komutan Kasım Süleymani, Bağdat'ta bir ABD insansız hava aracı saldırısında öldürüldü.
9 Nisan 2021'de İran ve Suudi Arabistan, Bağdat'ın ev sahipliğinde ilk doğrudan görüşmelerini gerçekleştirdi. Nisan 2021 ile Eylül 2022 arasında, çoğunlukla Irak ve Umman'ın arabuluculuğunda dört tur görüşme yapıldı.
İran 13 Mart 2022'de, planlanan beşinci tur öncesinde, Suudi Arabistan'da aktivistlerin 41 Şii Müslüman'ı da içerdiğini söylediği toplu idamlardan bir gün sonra görüşmelerden çekildi.
21 Nisan 2022'de ise beşinci tur görüşmeleri gerçekleştirildi.
19 Ekim 2022'de İran lideri Hamaney'in başdanışmanı Suudi ve İran elçiliklerinin yeniden açılması çağrısında bulundu.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping 9 Aralık 2022'de Suudi Arabistan'ı ziyaret etti ve Veliaht Prens Muhammed bin Salman ile görüştü. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Şi ile görüşmek üzere 16 Şubat 2023'te Çin'i ziyaret etti.
İran ve Suudi Arabistan 11 Mart 2023'te, yıllar süren düşmanlığın ardından Çin'in aracılık ettiği bir anlaşmayla ilişkileri yeniden kurmayı kabul etti.
Kaynak: Euronews