Farzin Nadimi

Farzin Nadimi

İran SİHA üretimi için Venezuela'yı mı kullanıyor?

İran SİHA üretimi için Venezuela'yı mı kullanıyor?

İran’ın envarterlerindeki saldırı SİHA’larını yoğun şekilde Rusya’ya transfer ettiği bugünlerde Tahran, Karakas ve Moskova arasında bir süredir faaliyet gösteren gizli hava köprüsünün varlığının ifşa olması bu iki gelişmenin bağlantılı olabileceğine dair soru işaretlerini akla getirdi.

ABD, küresel petrol arzını yükseltmek için Venezuela’ya uyguladığı yaptırımları hafifletmeyi gündemine almadan önce bu olası kararın Atlantik Okyanusunun diğer tarafındaki Ukrayna’da cereyan eden gelişmeleri daha yakından takip etmelidir zira İran menşeili Şahid-136 tipi kamikaze SİHA’ları düzenli olarak Ukrayna’daki şehirlerin tepesinde dolaşmakta ve sahip oldukları yüksek patlayıcı başlıklarla sivil altyapıyı hedef almaktadır. ABD’nin yıllardır Venezuela’ya yaptırımlar uygulamasının sebeplerinden bir tanesi de ülkenin İran rejimi ile sahip olduğu yakın ilişkilerdir. Korkmadığı açık olan Venezuela Başkanı Maduro geçtiğimiz yaz aylarında beraberinde getirdiği üst düzey yetkililerden müteşekkil bir heyet ile birlikte Tahran’ı ziyaret etti. Bu ziyaret neticesinde iki ülke arasında, haftalık uçuşların yeniden başlatılması dahil olmak üzere (bu uçuşlar dış baskılar nedeniyle 2015’te rafa kaldırılmıştı) birçok başlıkta uzun vadeli işbirliği yapılmasını sağlayacak bir anlaşma imzalandı. Bu girişimin resmi nedeni her ne kadar turizm sektörünü canlandırmak olarak açıklansa da söz konusu uçuşların SİHA üretiminde kullanılan malzemeler ve diğer askeri gereçler nakliyesi için kullanılma olasılığı olduğuna işaret eden önemli deliller mevcuttur.

Conviasa’nın İran’daki derin askeri faaliyetleri

Venezuela devletinin sahibi olduğu Conviasa Airlines isimli havayolu şirketi, İran’ın yasadışı küresel silah ağının en önemli uzuvlarından birisi olup İran Devrim Muhafızlarının lojistik kanalı olarak görev yapan İranlı havayolu şirketi Mahan Air ile birlikte ortak hareket etmektedir. Eski Devrim Muhafızları pilotlarını istihdam eden Mahan Air’in sabıkasındaki maddelerden birisi de Suriye’deki Esed rejimi ve Lübnan’daki Hizbullah benzeri İran müttefiklerine silah ve mühimmat tedarik etmek için sivil yolcu uçuşlarını kullanmasıdır. Mahan Air, bu tür uçuşlar ile Devrim Muhafızları Kudüs Gücü adına gizli bir şekilde militan, silah ve para taşıdığı gerekçesiyle 2011’den bu yana ABD’nin yaptırım listesindedir.

Conviasa şirketi ve sahip olduğu 40 uçaklık filo (bu uçakların çoğu İran tarafından temin edildi ve bakım onarım işleri de yine İran tarafından gerçekleştirilmektedir) ise Maduro rejiminin istikrarsızlığa yol açan faaliyetlerine destek verdiği gerekçesiyle 2020’nin şubat ayında ABD Hazine Bakanlığı tarafından kara listeye alındı. Bu karar her ne kadar kısa süre önce alınmış olsa da Venezuelalı havayolu şirketinin İran’ın askeri faaliyetlerine yardım ettiği şüphesi çok eskilere dayanmaktadır. Hem ABD Kongresi hem de Devlet Bakanlığı, İran’ın Conviasa tarafından gerçekleştirilen haftalık Karakas-Şam-Tahran uçuşlarını Suriye’ye füze parçaları göndermek için kullandığına dair endişelerini ilk kez 2008 yılında gündeme taşıdı. Mesela, 21 Aralık 2008 tarihinde La Stampa’da yayımlanan bir makalede Batılı isithbarat kaynaklarına dayandırılan değerlendirmelere göre bu uçuşların vize muafiyetine sahip askeri personel ve hassas askeri malzemeler ile dolu olduğu yazıldı.

Mahan, 2021’in kasım ayında ise Conviasa’ya bir kargo yan şirketi kurması için yardım etti. Emtrasur ismini alan ve Mahan Havayollarından kiraladığı tek bir Air Boeing 747-300B3(M) (şu anki kuyruk numarası YV3531 olan uçağın eski kuyruk numarası EP-MND idi) tipi uçakla bu yılın ocak ayından itibaren El Libertador Hava Üssü’nden uçuşlara başlayan bu şirket, Tahran, Moskova ve Belgrad’a düzenlediği seferlerle Venezuela Hava Kuvvetlerinin stratejik hava nakliyat unsuru olarak görev yaptı. Şirketin sahip olduğu tek uçak Buenos Aires’te araç yedek parçası kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle durdurulunca mesele basına intikal etti. Durdurulan uçaktaki İran ve Venezuela vatandaşlarından müteşekkil 19(!) kokpit mürettabatının arasında Gholamreza Ghasemi Abbasi isimli emekli bir Devrim Muhafızları Hava-Uzay Kuvvetleri generali de vardı. Devrim Muhafızları adına faaliyet gösteren bir diğer havayolu şirketi olan Qeshm Fars Air’in başındaki isim de olan Abbasi, İran’ın vekil kuvvetlerini sivil havayollarını kullanarak silahlandırma faaliyetlerinin arkasındaki beyin olarak bilinmektedir. Emtrasur şirketinin uçaktaki İran vatandaşlarının Venezuelalıları eğittiğini iddia etmesi sayesinde Buenos Aires’teki vukuatın ardından haziran ayında gözaltına alınan uçak mürettebatı geçtiğimiz günlerde serbest bırakıldı. Mürettebat serbest kalsa da Washington yönetimi daha kapsamlı bir inceleme yapılması için Venezuelalı yetkililerden uçağı kendilerine teslim etmesini talep etti.

El Libertador Hava Üssü’nde, Conviasa ve Venezuela devletine ait Compania Anonima Venezolana de Industrias Militares (CAVIM) isimli şirketin ortaklığı ile kurulan EANSA’nın sahibi olduğu bir havacılık hizmetleri fabrikası da bulunmaktadır. Venezuela Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde yer alan İran menşeili Muhacir-2'ler ile Devrim Muhafızlarının kullandığı Şahid-171’ine çok benzeyen ve İran’da eğitim alıp Venezuela’ya dönen uzmanlar tarafından geliştirilmesine devam edilen ANSU-200 uçan kanat tarzı SİHA’ların bakım-onarım işleri yukarıda zikredilen EANSA tarafından gerçekleştirilmektedir. El Libertador yakınlarındaki CAVIM’e ait silah fabrikası ise ülkenin SİHA projelerini yönetmektedir.

Gizemli Rusya güzergahları

Uluslararası yaptırımların neden olduğu aylar süren gerilimin ardından Moskova yönetimi, Rus havayollarının halen Avrupalılar tarafından engellenmesi nedeniyle bu kez Conviasa’ya ait uçaklar ile Venezuela’daki popüler turist mekanı Margarita Adası’na gerçekleştirdiği sezonluk sivil uçuşlara 2 Ekim itibariyle tekrar başladı. Kağıt üzerinde direkt uçuşlar olmasına rağmen bu güzergaha İmam Humeyni Uluslararası Havaalanının (IKA) ‘tarifesiz ara durak’ olarak eklenmesi nedeniyle birçok uzman bu uçuşların askeri faaliyetler için bir paravan olarak kullanılmasından şüphelenmektedir. Karakas, Tahran ve Moskova güzergahındaki Conviasa’ya ait uçuşların son dönemde yoğunlaşması, bu havayolu şirketinin İran menşeili silah ve askeri ekipmanların (bu ekipmanların bazılarının montaj işlemlerinin Venezuela’da yapıldığı da olasıdır) Rusya’ya nakliye edilmesinde rol oynadığı ihtimalini güçlendirmektedir.

Kimliği gizli tutulan görgü tanıklarının ifadesine göre Conviasa’ya ait uçaklardan bazıları IKA’ya vardığında havaalanının batı tarafındaki normal yolcu rampasını değil doğu tarafındaki kargo rampasını kullanmaktadır. Araçlarla bölgeye getirilen paletler buradaki Devrim Muhafızları birliklerinin silahlı koruması altında söz konusu uçaklara taşınmakta veya uçaklardaki paletler araçlara nakledilmektedir.

Rusya’nın Ukrayna’da İran yapımı kamikaze SİHA’larını kullanımı arttırdığı dönemde bugünlerde şüpheli uçuşların miktarının da artması bu gelişmeler arasında olası bir bağlantı olduğuna işaret etmektedir. İran’ın SİHA üretim kapasitesi büyük ihtimalle Moskova’nın artan talebine yetişemediği için Tahran’ın Şahid-136 veya bu silahın gövdesinin imalatı için Venezuela’da gizli bir üretim hattı kurması mantıklıdır. Tahran yönetimi yurtdışında üretim yaparak, bir sıkıntı çıkması halinde yasadışı SİHA teslimatları ile alakasının olmadığını iddia etme avantajı da sağlamaktadır.

Her ne için olursa olsun, Conviasa’nın denizaşırı güzergahlarda kullanılmak üzere Mahan’dan bu yıl içinde iki adet Airbus A340-600 super jet (eski kuyruk numaraları EP-MMF ve EP-MMI olan bu jetlerin yeni kuyruk numaraları YV3533 ve YV3535 olarak değiştirildi) temin etmesi kayda değer bir gelişmedir. Azami menzili 14,500 km olan A340-600 tipi jetler Karakas-Moskova (9900 km) ve Karakas-Tahran (yaklaşık 12000 km) uçuşlarını direkt olarak tamamlama kabiliyetine sahiptir. 308 yolcuya ilaveten 12 ton kargo kapasitesine sahip bu uçaklarla tek seferde 43 standart LD3 konteynır ve 14 palet taşınabilmektedir. Yolcu koltukları söküldüğünde ise 40 ton ekstra taşıma kapasitesi sağlanmaktadır. Kısacası bu jetler SİHA parçaları, diğer silahlar ve mühimmat kutuları nakliye etmek için yeter de artar.

Moskova’dan dönüş uçuşları genellikle Margarita Adası’na gidecek Rus turistlerle dolduğundan bu uçuşlardan hatırı sayılır bir ticari gelir de elde edilmektedir. Bu uçuşlar teknik olarak bir Rus havayolu şirketi değil de Conviasa tarafından gerçekleştirildiği için Rus tur şirketleri ülkelerine yönelik uluslararası yaptırımlardan bir nebze sıyrılmakta ve bu sayede hem Avrupa hava sahasını kullanılıp hem de İran’a planlanmamış inişler yapılabilmektedir.

Mesela, Flightradar24 benzeri uçuş takip sitelerine göre YV3535, 30 Eylül tarihinde Moskova’ya direkt uçmak üzere Karakas’tan havalandıktan sonra ADS-B takip sistemini kapatarak Tahran’a indi. 18 Eylül’de YV3533, 17,28 ve 30 Ekim’de de YV3535 bu kez Moskova’dan Karakas’a direkt olarak gitmesi gerekirken önce Tahran’a uğradı. Bu yöntemle Tahran’a tarifesiz olarak giden uçaklar IKA’nın planlı varış listesine girmeden İran’a inebilmektedir.

30 Eylül’de Tahran’a inen YV3535’e kargo yüklemesi yapıldı fakat yeni yolcu alınmadı. Tahran’da toplam iki saat kalan uçak IKA’dan direkt olarak Moskova’daki Vnukovo Uluslararası Havaalanına doğru yola çıktı. Diğer uçuşlar da buna benzer bir takvim izledi. IKA’daki kargo işlemleri süreçlerini iyi bilen havacılık uzmanlarına göre iki saat bu tür bir uçağın tamamen doldurulması için gerekenden de fazla bir süredir. Bu senaryoda büyük ihtimalle Venezuela’dan gelen SİHA gövdesi parçaları ile birlikte İran’da yüklenen motor ve diğer parçalar Moskova’ya teslim edildi.

İran ile Venezuela arasındaki SİHA bağlantıları

Rusya eylül ayının ortalarından itibaren İran menşeili Şahid-131 ve 136 tipi kamikaze SİHA’larının kullanım oranını arttırarak Kiev şehri, Ukrayna’nın elektrik santralleri ve radar istasyonlarını yoğun şekilde hedef almaya başladı. Muhacir-6 gözlem ve saldırı unsurları da bu faaliyetlere destek verdi (23 Ekim günü Ukraynalı askerler arıza yapan bir Muhacir-6'yı Odessa yakınlarında sağlam şekilde ele geçirdi). 11 Eylül günü bir açıklama yapan Ukrayna Başkanı Zelensky, Tahran yönetimini Rusya’ya 2400 SİHA tedarik etmekle suçladı. Bu sayının doğruluğu kesin olmasa da yavaş fakat son derece ölümcül Şahid SİHA’larının varlığı Ukrayna için son dönemde büyük bir endişe kaynağı haline geldi.

Tahran yönetimi ilk önce Rusya’nın kamikaze SİHA’ları ile gerçekleştirdiği saldırıları ile bir alakalarının olmadığı iddia etmesine ve bir sorumluluk üstlenmemesine rağmen daha sonra söz konusu SİHA’ların bazılarını kendilerinin tedarik ettiğini ancak bu teslimatların Ukrayna’daki savaş başlamadan yapıldığını açıkladı. Fakat bu zoraki itiraf da yalandı zira Ukraynalı kaynaklardan alınan bilgilere göre Odessa’da ele geçirilen Muhacir-6'nın montajı, şubat ayında yani tam Ukrayna’daki savaşın başladığı dönemde yapıldı. İranlı yetkililer ilerleyen günlerde bu mesele ile alakalı ne açıklama yaparsa yapsın Tahran yönetiminin niyeti, devam etmekte olan savaşta olabildiğince “tarafsız” numarası yaparak yeni yaptırımlara maruz kalmamaktır ki Venezuela’nın bir paravan olarak kullanılması tam da bu hedef doğrultusunda yapılan bir hamledir.

Aslında Tahran ve Karakas yönetimleri arasında İHA başlığındaki işbirliğinin geçmişi Ukrayna savaşından çok öncelere dayanmaktadır. Hugo Chavez, 2000’li yıllarında başında kendi ifadesiyle “Kolombiyalı burjuvalar ve onların Amerikan müttefikleri” ile mücadele ederken İran’dan büyük miktarda askeri yardım aldı ve 2012 yılında yaptığı açıklama ile ülkesinde İran menşeili İHA üretim hattı kurulduğu iddialarını bizzat doğruladı. Bu açıklamadan bir yıl kadar sonra da CAVIM tarafından üretilen silahsız Muhacir-2 tipi gözlem amaçlı İHA’lar basına açık şekilde sergilendi. Muhacir-2'lere yapılan son modifiye çalışmalarında kanatların altında asılı duracak şekilde dört adet küçük ebatlı bomba monte edildiği bilinmektedir. ABD Güney Komutanlığı tüm bu gelişmeleri yıllarca yakından takip ederek belgeledi.

2020’nin kasım ayında yani Washington yönetiminin Venezuela’ya Muhacir tipi SİHA’lar ve diğer İran menşeili silahlar satın aldığı gerekçesiyle yeni yaptırımlar uygulaması kararından bir ay sonra kameralar karşısına geçen Başkan Maduro CAVIM bünyesindeki SİHA üretim faaliyetlerinin İran’ın da yardımıyla genişleteceğini açıkladı. Tahran yönetiminin Orta Doğu ve diğer bölgelerdeki vekil güçlerine SİHA ve diğer tür silahlar temin etmesi hususundaki kabarık sabıkasını gerekçe gösteren ABD Devlet Bakanlığı, “İran’ın habis faaliyetlerinin kontrol altına alınması” amacıyla geçtiğimiz yılın ocak ayında önemli adımlar atarak rejimin kontrolündeki askeri endüstri sektörünün tamamını yaptırım listesine aldı. Yaptırım gerekçelerinin sıralandığı belgede Maduro hükümetinin de bu faaliyetlerin bir parçası olduğu vurgulandı. ABD Devlet Bakanlığı önce 2013 daha sonra da 2016’da olmak üzere geçmişte de İran, Kuzey Kore ve Suriye Kontrol (Faaliyet Engelleme) Yasası (INKSNA) gereği CAVIM’e yaptırımlar getirdi.

Politika önerileri

Amerika Birleşik Devletleri, İran menşeili silahların Ukrayna’daki savaş sahası ve şehirlerde kullanımının yaygınlaşmasını önlemek amacıyla İran İslam Cumhuriyeti’ndeki birçok sektöre yönelik ek yaptırımlar yürürlüğe aldı.

SİHA bağlantılı endüstriler, Mahan Air, Pouya Air, Qeshm Fars Air ve Iran Air Cargo ile birlikte bu şirketlerin İran’a komşu ülkeler ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki bağlantıları ve Rusya’ya çalışan çok sayıdaki müstakil kargo uçağı yaptırım listesine alındı.

Washington yönetimi ayrıca bu şirket ve şahıslara ait araç ve uçaklara yedek parça sağlayan, yakıt temin eden, bakım-onarım hizmeti sağlayanların da ABD ihracat kontrol kurallarını ihlal etmiş sayılıp gerekli cezai işlemlere tabi tutulacağını ilan etti. Fakat Tahran yönetiminin gözü bu kısıtlamalarla korkutulamadı. Bu nedenle, özellike Venezuela benzeri dış aktörlerin de bu süreçlerde yer aldığı göz önüne alındığında Rusya’nın silah envanterini ayakta tutan İranlı ağların izlenilmesi ve etkin şekilde engellenmesi amacıyla daha sıkı tedbirler alınması gereklidir.

ABD öncelikle Avrupalı devletlerden yukarıda zikredilen İranlı havayolu şirketleri ve Rusya’ya silah tedarik edilmesinde bir rol oynadığı kanıtlanması halinde Conviasa’ya da yönelik benzer yaptırımlar getirmelerini talep etmelidir. Buna ilaveten Azerbaycan ve Türkmenistan, Hazar Gölü üzerinden gerçekleştirilen Tahran-Moskova arası direkt uçuşlara hava sahalarını kapamaları hususunda ikna edilerek Venezuela-İran-Rusya hava köprüsü işlemez hale getirilmelidir. Havadan nakliyenin imkansızlaşması halinde bu devletler, kolayca engellenmesi mümkün olmayan alternatif deniz ve kara güzergahlarına yönelecektir. Ancak bu güzergahların izlenmesi kolay olduğu gibi kullanımı da daha fazla maliyete yol açacaktır.


Farzin Nadimi tarafından kaleme alınan ve Washington Institute'ta yayınlanan bu değerlendirme Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 3182 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
Farzin Nadimi Arşivi