İran Beşar Esed'den nasıl yüz çevirdi?
"Suriye'de İran için en önemli ders, hiçbir hükümetin halkın desteği olmadan ayakta kalamayacağıdır."
Farnaz Fassihi, Leily Nikounazar | New York Times | Tercüme: Mepa News
İranlılar hafta sonu boyunca ülkelerinin uzun süredir siyasi ve askeri müttefiki olan Beşar Esed'in saltanatının çöküşünü şaşkınlıkla izledi. Pazar gününe gelindiğinde, yetkililer ve uzmanlar İran'ın gafil avlandığını anladılar ve İran'ı, iktidarını sürdürmesi için desteklediği bir tirandan uzaklaştırmak için acele ettiler.
İranlı liderler ve askeri komutanlar kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda, Pazar günü muhalif güçlerin başkent Şam saldırmasının ardından istifa ederek Suriye'den kaçan Esed'in yerine nasıl bir hükümet kurulacağına Suriyelilerin karar vermesi gerektiğini söylediler.
Devlet medyasına göre İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan Pazar günü kabinesi ile yaptığı toplantıda "Ülkelerinin geleceğine, siyasi ve hükümet sistemine karar vermesi gereken Suriye halkıdır" dedi.
Pezeşkiyan, Suriyelilerin şiddet ve yabancıların müdahalesi olmadan bunu yapmakta özgür olmaları gerektiğini de sözlerine ekledi.
Esed rejiminin çöküşünün kaçınılmaz hale geldiği Cuma günü askeri güçlerini Suriye'den çeken İran için bu bir başka dikkat çekici dönüş oldu.
Devlet televizyon kanalları İran'ın politikalarını açık yüreklilikle tartışırken, yetkililer ve uzmanlar İran'ın bölgesel dinamikleri yanlış değerlendirdiğini ve Esed'in Suriyeliler arasında sevilmemesini göz ardı ettiğini itiraf ettiler.
İran rejimini destekleyen bir analist olan Hatef Salehi, sesli sohbet uygulaması Clubhouse'da katıldığı canlı bir açık oturumda “Suriye'de İran için en önemli ders, hiçbir hükümetin halkın desteği olmadan ayakta kalamayacağıdır” dedi.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise canlı yayında yaptığı açıklamada İran'ın Suriye'nin İdlib vilayetindeki muhaliflerin kuzeyde bir ayaklanma organize ettiğine dair istihbarat aldığını söyledi. İran'ın raporu Suriye hükümeti ve ordusuna ilettiğini ancak yine de Esed'in çöküşüne “kimsenin inanamadığını” söyledi.
Arakçi, “Bizi hazırlıksız yakalayan şey, birincisi Suriye ordusunun harekete karşı koyamaması, ikincisi ise gelişmelerin hızı oldu” dedi.
Arakçi geçen hafta Suriye'ye gittiğinde Esed'in kendisine endişelerini dile getirdiğini ve ordunun karşılık verme konusundaki isteksizliğinden yakındığını söyledi. Arakçi edindiği izlenimin rejim liderinin durumu doğru okuyamadığı yönünde olduğunu söyledi.
Esed rejiminin işkencehanesi Seydnaya'daki tutsakları kurtarma çalışmaları sürüyor
Arakçi, Suriye'nin başkenti Şam'ın düşmesinden önce İran ve Suriye hükümetine karşı saldırıya öncülük eden muhalif grup Tahriru'ş Şam Heyeti'nin (HTŞ) diplomatik mesaj alışverişinde bulunduğunu doğruladı. İran'ın, büyükelçiliği ve Şii dini türbeleri için koruma talep ettiğini ve isyancıların da bunu kabul ettiğini ifade etti.
Yine de, İran medyasında dolaşan video ve fotoğraflara göre, muhalifleri destekleyenlerden oluşan bir kalabalık, rejimin düşmesinden kısa bir süre sonra İran'ın Şam Büyükelçiliği'ni bastı ve binayı yağmalayarak mobilya ve belgeleri tahrip etti.
Ayrıca elçiliğin girişindeki çitlere tırmanarak kısa süre önce İsrail tarafından öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın ve Suriye'deki iç savaşta Esed rejimini destekleyen birliklere komuta eden İran'ın öldürülen üst düzey generali Kasım Süleymani'nin dev posterlerini yırttılar.
İran Dışişleri Bakanlığı tüm diplomatik personelin güvende olduğunu ve bina tahrip edildiğinde kimsenin orada bulunmadığını söyledi.
Sıradan İranlılar, sokakları dolduran sevinçli Suriyelilerin Esed'in baskıcı rejiminin sembollerini yıkmasını izlerken çeşitli duygular yaşadı.
İranlı bir mühendis olan 33 yaşındaki Behrouz bir telefon görüşmesinde şunları söyledi: “Tek düşünebildiğim İran'ın diktatörlük rejiminin çöküşü. Bu tatlı an sonunda gelecek mi?”
O ve New York Times'ın görüştüğü diğer İranlılar rejim tarafından hedefe oturtulma korkusuyla sadece ilk isimleriyle anılmak istediler.
40 yaşında bir üniversite profesörü olan Lili, Esed'in düştüğü haberini duyduğunda ilk hissettiği duygunun "bir kaçış, bırakılma, özgürlük duygusu olduğunu" söyledi. "Ve sonra ben, biz, bu günü görebilecek miyiz?"
Ancak İran hükümetinin destekçileri sosyal medyada ve canlı yayınlanan açık oturumlarda Suriye'nin kaybının İran'ın bölgedeki militan müttefik ağına vurulan bir başka yıkıcı darbe olduğunu söyleyerek yakındılar.
Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı bir gazeteci ve analist olan Meysam Karim Jaffari, “Direniş ekseni için Berlin Duvarı yıkıldı. Bu kadar.” diyerek İran'ın Gazze'deki Hamas, Lübnan'daki Hizbullah, Suriye hükümeti, Yemen'deki Husiler ve Suriye ile Irak'taki silahlı grupları içeren bölgesel müttefik ağına atıfta bulundu.
Sadece birkaç ay içinde bu milis grupların birçok üst düzey lideri İsrail'in suikastları ya da siyasi çalkantılarla ortadan kaldırıldı. Analistler bu olayların, özellikle Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik saldırılarından sonra, bölge tarihinde önemli bir değişime işaret ettiğini, ancak bu değişimin İran'ın istekleriyle taban tabana zıt bir yönde gerçekleştiğini belirttiler.
Bir çatışma çözümü kuruluşu olan Uluslararası Kriz Grubu'nun İran Direktörü Ali Vaez, “Esed'inn düşüşü, İran'ın Şam'daki onlarca yıllık stratejisinin ve yatırımının birkaç hafta içinde çöktüğü gerçeğine bir ünlem işareti koyuyor” dedi.
Kaynak: Mepa News