İran'da Hizbullah'a yönelik saldırıların ardından iletişim cihazları yasaklandı

İran'da Hizbullah'a yönelik saldırıların ardından iletişim cihazları yasaklandı

Hizbullah mensuplarını hedef alan çağrı cihazı ve telsiz patlamalarında 39 kişi ölmüş, 3000'den fazla kişi yaralanmıştı.

Reuters'a konuşan iki üst düzey İranlı güvenlik yetkilisi, İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO), Lübnan'daki çağrı cihazı ve telsiz patlamalarının ardından mensuplarına "her türlü iletişim cihazını kullanmayı bırakma" talimatı verdiğini söyledi.

Güvenlik yetkililerinden biri, sadece iletişim ekipmanlarını değil tüm cihazları incelemek üzere Devrim Muhafızları tarafından geniş çaplı bir operasyon yürütüldüğünü belirtti. Yetkili, bu cihazların çoğunun ya yerli üretim olduğunu ya da Çin ve Rusya'dan ithal edildiğini ifade etti.

Konunun hassasiyeti nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen yetkili, İran'ın, İsrail istihbaratının sızmalarından büyük endişe duyduğunu ve Devrim Muhafızları'nın orta ve üst düzey yetkililerini kapsayan bir personel soruşturmasının çoktan başladığını belirtti.

Yetkili, "Bu, hem İran'daki hem de yurt dışındaki banka hesaplarının yanı sıra personelin kendisinin ve ailesinin dahi seyahat geçmişlerinin incelenmesini içeriyor" dedi.

İran'a bağlı Hizbullah mensuplarının çağrı cihazları geçtiğimiz Salı günü Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta peş peşe patlamış, Çarşamba günkü saldırıda ise telsizler infilak ettirilmişti. Söz konusu saldırılarda 39 kişi ölmüş, 3000'den fazla kişi de yaralanmıştı.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah saldırıların ardından yaptığı açıklamada daha önce böyle bir darbe almadıklarını ifade etmişti.

İsrail saldırıların sorumluluğunu ne üstlendi ne de reddetti.

İranlı güvenlik yetkilisi 190.000 personelden oluşan Devrim Muhafızları'nın nasıl iletişim kurduğuna dair ayrıntı vermekten kaçındı ve "şimdilik mesajlaşma sistemlerinde uçtan uca şifreleme olan bir sistem kullanıyoruz" dedi.

Aynı yetkiliye göre, İran'ın yönetici kurumları arasında da yaygın bir endişe var. DMO yetkilileri teknik değerlendirme için Hizbullah'la temasa geçti ve patlatılan cihazların birkaç örneği İranlı uzmanlar tarafından incelenmek üzere Tahran'a gönderildi.

Nükleer tesislerin güvenliği

Bir başka İranlı yetkili de Tahran rejiminin temel kaygısının ülkenin nükleer ve füze tesislerinin, özellikle de yeraltındakilerin güvenliği olduğunu söyledi.

İranlı yetkililer İsrail'in 2023 yılında İran'ın füze programını sabote etme girişiminin ardından artırılan önlemlere atıfta bulunarak "Ancak geçen yıldan bu yana bu tesislerdeki güvenlik önlemleri önemli ölçüde artırıldı" dedi.

Lübnan'daki çağrı cihazı ve telsiz patlamalarının ardından güvenliğin önceki seviyelerin ötesinde önemli boyutta artırıldığını öne süren yetkili, "Hiçbir zaman şimdiki kadar sıkı güvenlik ve aşırı önlemler alınmamıştı" diye ekledi.

Devrim Muhafızları İran lideri Ali Hamaney ile yakın bağları olan güçlü bir siyasi, askeri ve ekonomik güç konumunda. 1979 Devrimi'nden sonra rejimi korumak için kurulan DMO'nun İran'ın stratejik silahlarını denetleyen kendi kara, deniz ve hava kuvvetleri var.

Söz konusu yapı, Lübnan'daki Hizbullah, Gazze'deki Hamas, Yemen'deki Husiler ve Irak'taki diğer Şii milisler gibi müttefik gruplara para, silah, teknoloji ve eğitim sağlayarak denizaşırı operasyon kolu Kudüs Gücü aracılığıyla Orta Doğu'da nüfuzunu artırmayı hedefliyor.

İranlı kaynak, İran ordusunun güvenli iletişim için telsizler de dahil olmak üzere bir dizi şifreli iletişim cihazı kullandığını söyledi. Kaynak, belirli model ve markalar farklılık gösterse de İran'ın askeri iletişim ekipmanlarının genellikle yurt içinde geliştirildiğini ya da yerli ve yabancı tedarikçilerin bir kombinasyonundan temin edildiğini söyledi.

Kaynak, İran'ın silahlı kuvvetlerinin yirmi yılı aşkın bir süredir çağrı cihazı kullanmayı bıraktığını söyledi.

Ancak İran geçmişte Çin, Rusya ve hatta Japonya gibi ülkelerden iletişim cihazları ithal etmişti.

İran ve Hizbullah, Temmuz ayında Hamas lideri İsmail Heniye'nin Tahran'da ve Hizbullah'ın en üst düzey askeri isimlerinden Fuad Şükür'ün Beyrut'ta öldürülmesinden İsrail'i sorumlu tutmuştu.

İsrail Şükür'e yönelik suikastın sorumluluğunu üstlendi ancak Heniye'nin ölümüyle ilgili yorum yapmadı.

Kaynak: Mepa News, Ajanslar

x.gif

HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.