İran’dan ilginç bir türbe hikayesi: Şerefsiz İmamzade

İran’da halkın şifa, çocuk sahibi olmak ve çeşitli dileklerini 'iletmek' için gittikleri binlerce türbe mevcuttur.

Türbeler ve türbelerden dilek dilemek Şii kültürünün bölünmez bir parçasıdır.

Bu türbelerin birçoğunun aslında Hz. Muhammet'in soyundan gelen Ehli Beyt'e ait olmadığı, bazılarının ise Moğol hanlarının mezarı olduğu bazı tarihi kaynaklarda belirtilmektedir.

Bazı türbelerin ise çok ilginç hikâyeleri vardır.

İran’ın Kazvin ilinde “Şerefsiz İmamzade” [Emamzade Bigayret] adında bir türbe vardır. Kazvin’in 25 km. doğusunda, Tahran-Kazvin eski yolu üzerindeki türbenin kapıları kilitlidir.

Hisar Hürvan köyü yakınındaki bu türbe halk arasında “Şerefsiz İmamzade” adıyla meşhurdur.

Yerli halk, bu türbenin hiç kimseye şifa vermediği için, hiç kimsenin sorununu çözmediği için “Şerefsiz İmamzde” olarak tanındığını söylüyor.

Bazıları da, hırsızların bu türbenin içindeki değerli eşyaları çaldığını ve “kendi malına sahip çıkamayan imamzade şerefsizdir” dedikleri için türbenin bu isim ile ünlendiğini söylerler.

Bu türbenin peygamber soyundan gelen Ehl-i Beyit torunlarının mezarı olmadığı, mezarın Mirza Hasan Şeyhul İslam adında bir kişiye ait olduğu da ifade edilmektedir.

İran’da buna benzer çok sayıda ilginç türbe bulunmaktadır.

Şii inancına göre Allah ile birlikte, Şii imamlar da hastalıkları iyileştirebiliyor, imamzadelerin kabirleri 'mucizeler' gerçekleştirebiliyor.

Bu nedenle eşi ile kavga eden, çocuk sahibi olmayan, hastalığa yakalanan ve benzeri sorunlardan muzdarip olanların uğrak mekanlarından biri de türbelerdir.