İsrail işgal altındaki Cenin'de katliama devam ediyor

İsrail işgal altındaki Cenin'de katliama devam ediyor

İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentinde katliamlarını sürdürüyor.

Peter Oborne, Angelo Calliano | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News

İsam Neşarti 40 yılı aşkın bir süredir, Cenin mülteci kampında giderek büyüyen mezarlıklara defnedilen Filistinlilerin naaşlarını yıkıyor.

Naaşların temizlenmesi İslam'ın en önemli ritüellerinden biridir ve Sünni fıkıh ekolleri tarafından açıkça belirlenmiş kuralları vardır.

Ceset ılık suyla yıkandıktan sonra basit bir kefene sarılır. Aynı gün gömülmeye hazırlanması için bu işlemin hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekir.

Middle East Eye olarak Neşarti ile sabah saat 9'da Cenin'de, adını İkinci İntifada sırasında İsrail güçleri tarafından öldürülen bir doktordan alan Halil Süleyman Hastanesi'nin önünde buluştuğumuzda, bize yakın zamanda öldürülen bir savaşçının, 21 yaşındaki Cemal Maşaka'nın ailesinin dört saat önce kendisini arayarak ölüm haberini verdiğini söyledi.

Neşarti bir inşaatta gece bekçisi olarak çalışıyordu ve bu bir süredir aldığı ilk telefondu.

Filistinli savaşçıların İsrail'in güneyine sınır ötesi saldırı başlatarak yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdüğü ve 240 kişiyi de esir aldığı 7 Ekim'den bu yana İsrail hükümeti, Gazze'deki amansız saldırısının yanı sıra işgal altındaki Batı Şeria'da operasyonlarını artırdı.

Middle East Eye'a göre, Gazze savaşı başladığından bu yana Batı Şeria'da 200'den fazla Filistinli İsrail güçleri ya da yerleşimciler tarafından öldürüldü.

Direnişiyle öne çıkan Cenin kentinde 7 Ekim'den bu yana en az 49 Filistinlinin öldürüldü. Kent günlük baskınların merkezi haline geldi. Saldırıda vurulanlardan biri hariç hepsi olay yerinde can verdi.

Maşhaka bir istisnaydı. Bir hafta önceki bir hava saldırısında yaralanırken 18 Kasım'da yaralarına yenik düşerek hayatını kaybetti.

Neşarti MEE'ye yaptığı açıklamada, "Peygamberimiz, cihat sırasında öldürülen herkesin anında affedileceğini ve anında temizleneceğini söylemiştir" dedi.

Cesedin yıkanması tamamlandıktan sonra Maşaka'nın cesedi altı kişi tarafından taşınan turuncu bir sedye üzerinde hastaneden çıkarıldı. Kefiyeye sarılmış yüzü görülebiliyordu. El Aksa Şehitleri Tugayları'nın beyaz bayrağına sarılmıştı ve göğsünde bir M16 saldırı tüfeği vardı.

Yaklaşık 500 kişi cenazeye katıldı. El Fetih'in sarı bayraklarını, El Aksa Şehitleri Tugayları'nın beyaz bayraklarını ve ikonik Filistin bayrağını dalgalandırdılar.

Ölen adamın adını ve şu sözleri söylediler: "Canımızla, kanımızla seninleyiz şehidim." Daha sonra Maşaka'nın annesini teselli ettiler.

O gün cenaze töreni için toplananlar için Maşaka, Filistin ulusal birliğinin bir sembolü ve insanların yolundan gideceği bir örnekti.

'İsrail baskınları bizi yıldıramaz'

İsrail sınırına yakın olan ve normal zamanlarda Tel Aviv'den 90 dakikalık bir yolculukla ulaşılabilen Filistin kasabası Cenin'de cenaze törenlerine katılmak tam zamanlı bir iş haline geldi.

Cenaze alayı, dükkanların saygı göstergesi olarak kapalı olduğu Cenin'in ticaret merkezine yöneldi.

Cenin'in eski şehrinin girişindeki halk kütüphanesinde geri döndü ve Ebu Bekir Caddesi boyunca mülteci kampına doğru ilerlerken eski bir Roma Katolik Kilisesi'nin yanından geçti.

İsrail'in sürekli saldırılarının yol açtığı yıkım her yerdeydi. Kurşun izleri duvarları yaralamıştı.

Kortej, İkinci İntifada sırasında enkaz halindeki arabaların parçalarından ve kırık bir ambulans panelinden inşa edilen ve kampın sembolü olan at heykelinin İsrail güçlerinin son saldırısında kırılmadan önce durduğu yerden geçti.

Yas tutanlar mülteci kampının girişindeki döner kavşaktan geçtiler. İsrail buldozerleri kötü niyetli bir hareketle kampın içinden geçen yolun büyük bir kısmını moloz yığınına çevirmişti.

Diş hekimi olan Ebu Zeyd MEE'ye şunları söyledi: "Dünyaya mesajımız sadece özgürlük ve insan haklarıdır."

Kortej, yeni mezarlar için yer kalmayan eski mezarlığın yanından geçti.

Yeni mezarlık, gazeteci Şirin Ebu Akile'nin geçen yıl bir İsrailli keskin nişancı tarafından öldürüldüğü noktaya kısa bir yürüyüş mesafesindeydi.

Onun adına bu noktaya dikilen anıt da buldozerle yıkıldı ve saygısızlığa uğradı.

Yeni mezarlığa vardıklarında, yas tutanlar durakladı, maskeli silahlı adamlarla sivil giyimli adamların yan yana durduğu bir sıra oluşturdu ve cenazeyi yere bıraktı.

İmam son cenaze namazını kıldırdı. İmam namazı bitirdiğinde, yas tutanlar cenazeye dokunmak için öne çıktılar.

Maşaka mezara defnedilirken El Aksa Şehitleri Tugayı savaşçıları son bir selamlama için havaya ateş açtı.

Yakınlarda 12 yaşında bir çocuk ve 14 yaşında bir çocuğun yeni kazılmış mezarları vardı. Mezarlık o kadar hızlı doluyordu ki birçoğunda mezar taşı yoktu.

Manavlık yapan İyad Azmi, iki gün önce İsrail hava saldırısında ölen kardeşi Muhammed'in yasını tutuyordu. Azmi şunları söyledi:

"Biz Cenin'de ırk, renk ya da din farkı gözetmeksizin tüm insanlara saygı duyuyoruz. Beyaz bayrak çekmiyoruz. Bunu asla yapmayacağız. İsrailliler baskın üstüne baskın yaparak, evleri yıkarak ve insanları öldürerek bizi yıldıracaklarına ve teslim olmamızı sağlayacaklarına inanıyorlar. Ama bu asla gerçekleşmeyecek. Topraklarımızı özgürleştireceğiz."

uyg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.