İsrail Meclis Başkanı: Batı Sahra'da Fas egemenliğini tanımalıyız

İsrail Meclis Başkanı: Batı Sahra'da Fas egemenliğini tanımalıyız

İsrail Meclis Başkanı Amir Ohana, Fas'ın İsrail'le olan diplomatik ilişkilerin düzeyini yükseltmek için şart koştuğu "Batı Sahra'nın tanınması" hakkında açıklamalarda bulundu.

İsrail Meclis Başkanı Amir Ohana, ülkesinin Batı Sahra'yı Fas'ın bir parçası olarak tanıması gerektiğini söyledi.

Ohana, Fas'a yaptığı bir ziyarette Faslı mevkidaşı Raşid Telbi el Alami, Fas Meclisi'nde kurulan İsrail'le Dostluk Grubu temsilcileri ve diğer milletvekilleri ile bir araya geldi.

Fas'ın başkenti Rabat'taki bir basın konferansında konuşan Ohana, "İsrail, tıpkı en yakın müttefikimiz ABD'nin yaptığı gibi Fas Sahra'sını tanıma hedefine doğru ilerlemeli. Ben bu hedefi destekledim ve teşvik ettim." diye konuştu.

İsrail'in Fas'ın Batı Sahra'daki egemenliğini tanıması üzerine ciddi müzakerelerin sürdüğünü belirten Knesset Başkanı Ohana, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yakın zamanda bu konuya dair kararını açıklayacağını söyledi.

Fas ile İsrail arasında bir süredir Batı Sahra'nın tanınması meselesi gündemin ana maddesi haline gelmiş durumda.

İsrail hükümetinin Fas'ın Batı Sahra'daki egemenliğini tanımayı değerlendirdiği belirtiliyordu.

"Batı Sahra'nın tanınması İsrail-Fas arasındaki diplomatik ilişkiler güçlendirecek"

Fas-İsrail arasında ABD ara buluculuğunda bir normalleşme sağlansa da her iki ülke karşılıklı büyükelçilik atamamış ve diplomatik ilişkiler "irtibat ofisi" düzeyinde ilerlemişti.

İsrail'in Batı Sahra'yı Fas'ın bir parçası olarak tanıması halinde, iki ülkenin karşılıklı olarak büyükelçili atayacağı ve serbest ticaret anlaşması imzalayabileceği tahmin ediliyor. İsrail daha önce Fas'tan karşılıklı olarak büyükelçi atamalarının gerçekleşmesini istemişti ancak Rabat yönetimi İsrail'den Fas'ın Batı Sahra'daki egemenliğini tanımasını şart koşmuştu.

İsrail'in Rabat'taki İrtibat Ofisinden şubat ayında yaptığı açıklamada, Fas'ın başkentinde bir yıl içinde büyükelçiliğin açılacağı ve elçilik binasının inşaatının başlatıldığı duyurulmuştu.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun gelecek aylarda Fas'ı ziyaret edebileceği düşünülüyor.

ABD, Fas-İsrail normalleşmesi için Batı Sahra'yı Fas'ın parçası olarak tanımıştı

İsrail'e karşı 2000 yılında başlayan İkinci İntifada sırasında Fas, Tel Aviv ile ilişkilerini kesmiş ancak hem ABD öncülüğündeki İbrahim Anlaşmaları hem de Washington yönetiminin Fas'ın Batı Sahra'daki egemenliğini tanıması sonrası İsrail ile yeniden diplomatik bağ kurmaya başlamıştı.

Batı Sahra'nın tarihi arka planı

266 bin kilometrekare yüzölçümüne ve 2021 itibariyle yaklaşık 570 bin nüfusa sahip Batı Sahra'nın halkının tamamına yakını Müslüman Berberilerden oluşuyor. Tarihte Fas Krallığı'na oldukça özerk bir yapıda bağlı olan bölgede İspanya Krallığı 18. yüzyıldan itibaren nüfuzunu kurmaya başladı. Batı Sahra'nın İspanyollarca sömürgeleştirilmesi ise 20. yüzyıl başında tamamlandı.

1956'da Fas, Fransa ve İspanya'dan bağımsızlığını kazanırken Batı Sahra İspanya'nın sömürgesi olmaya devam etti. Fakat Fas'ın bağımsızlığından cesaret alan Batı Sahralıların İspanya'dan bağımsızlık talepleri arttı.

1970'te Batı Sahra'da İspanya yönetimine karşı düşük seviyede silahlı direniş başladı. Bir taraftan da Batı Sahra halkı İspanya'ya karşı protestolar düzenliyordu. İspanyol güçleri protestolara ateş açarak katliamlar gerçekleştirdiler.

1973'ten itibaren İspanya ekonomik krize girerken Batı Sahra'da silahlı direniş faaliyetleri arttı. İspanya'da yönetimde bulunan General Franco, komşuları Portekiz'in Afrika'da Mozambik ve Angola'da giriştiği bağımsızlık hareketlerini bastırma savaşlarında çok yıprandığını görerek 1974'te Batı Sahra başta olmak üzere İspanya'nın Afrika'daki tüm sömürgelerinden çekileceğini açıkladı.

İspanya'nın bu kararından, 16. yüzyıldan bu yana İspanya'nın denetiminde olan Fas'ın Septe ve Melila şehirleri istisna edildi.

1975'te İspanya Batı Sahra'dan çekilirken Fas Krallığı Batı Sahra'nın kendilerine ait olduğunu öne sürdü. İspanya'nın çekilmesiyle eş zamanlı olarak Fas yönetimince organize edilen 350 bin sivil de Fas ordusuyla beraber Batı Sahra'ya girdi.

Fas'a karşı askeri mücadele vermek üzere bazı Batı Sahralıların kurduğu Polisario Cephesi, Cezayir ve Libya'nın desteğiyle 1976'da savaş başlattı. Fakat Fas yönetimiyle anlaşan Libya, 1984'te bu desteğine son verdi. 

Dış destek arayışında başarısız olan ve en büyük destekçisi Cezayir'in iç sorunlarıyla uğraştığı bir dönemde 1991'de Polisario Cephesi Fas tarafından yenilgiye uğratıldı. Bu tarihten sonra Polisario Cephesi halk isyanları çıkarma yoluyla Batı Sahra'dan Fas'ı çıkarmayı denedi. Bu kapsamda biri 1999-2004 döneminde süren, bir diğeri 2005'te başlayıp biten iki "İntifada" denemesi yapıldı.

2020'de başlayan çatışmalar

Kasım 2020'de Polisario Cephesi'nin 1991 öncesi yöntemlere dönmesi Batı Sahra'da çatışmaları yeniden artırdı. Aynı ayda Gergerat sınır kapısında Fas Ordusu ve Polisario Cephesi ve halk arasında ciddi bir çatışma çıktı.

Kasım 2020'den bu yana artan çatışmalarda kaç kişinin hayatını kaybettiğine dair net bir bilgi bulunmasa da Batı Sahra'da bir senedir çatışma ve can kayıplarının önceki yıllara oranla hızla arttığı belirtiliyor. Fas ise Batı Sahra'da artan gerginlikten ilişkilerinin son derece gerildiği Cezayir'i sorumlu tutuyor.

Fas yönetimi çatışmalar gerekçesiyle Batı Sahra'nın merkezi Layun'da Kasım ayından bu yana sık sık çatışmalar gerekçesiyle gün boyu sokağa çıkma yasağı ilan ediyor. 

Batı Sahra halkı ise son bir yılda Fas güvenlik güçlerinin insan hakları ihlallerini artırdığını belirtiyor. İddialar arasında rastgele gözaltına alma, karakollarda işkence, çatışma bölgelerinde sivillerin güvenlik güçlerince infazı gibi suçlamalar bulunuyor.

Kaynak: Mepa News

tg-003.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.