İsrail ordusu 7 Ekim'de kendi vatandaşlarını hedef almak için 'Hannibal Direktifini' yaygın olarak kullandı
Haaretz'in haberine göre ordu, kaçırma olaylarını önlemek amacıyla bu tartışmalı yönteme birçok kez başvurdu.
Haaretz gazetesinin Pazar günkü haberine göre İsrail ordusu, 7 Ekim'de Hamas öncülüğünde düzenlenen saldırı sırasında kuvvetlerin kendi vatandaşlarını öldürmesine izin veren bir yönergeyi yaygın bir şekilde kullandı.
İsrail Hava Kuvvetleri saldırı sırasında en az üç askeri üs ve karakolu bombaladı.
Ayrıca Filistinli savaşçılar esir aldıkları İsraillilerle birlikte Gazze Şeridi'ne dönerken ordu, Gazze ve İsrail'i ayıran çitlerle çevrili bölgeyi yoğun bir şekilde ateş altına aldı.
İsrail ordusunun Güney Komutanlığı'ndan bir kaynak Haaretz'e yaptığı açıklamada bölgenin bir "ölüm bölgesi" haline getirilmesinin amaçlandığını söyledi.
Hamas saldırısından saatler sonra da "Gazze'ye tek bir aracın bile geri dönemeyeceğini" belirten bir emir yayınlanmış ve bunun kaçırılan İsrailli sivillerin ya da askerlerin ölümüne neden olabileceği anlaşılmıştı.
Haaretz'e göre İsrail ordusunda "'Hannibal Direktifi"" olarak bilinen talimatın bir parçası olan bu emirler o gün "yaygındı".
Görüş | İsrail'in kendi kendini yok etmesi
Bu direktif aktif olduğunda, İsrail ordusunun İsrailli askerlerin yakalanmasını önlemek için, onları öldürmek pahasına da olsa, gerekli her türlü aracı kullanması emrediliyor.
Haaretz haberini belgelere ve askerler ile orta ve üst düzey ordu subaylarının ifadelerine dayandırdı.
İsrail gazetesi bu saldırılarda kaç İsraillinin hedef alındığının belli olmadığını kaydetti.
Ancak elde edilen kümülatif verilerin kaçırılan birçok kişinin İsrail ateşine maruz kaldığını ve risk altında olduğunu gösterdiğini ekledi.
Kamuoyunda bilinen en az bir vakada İsrail ateşi 13 vatandaşın ölümüne yol açmış ve bu olay geniş yankı uyandırmıştı.
İsrail ordusu 7 Ekim ve hemen sonrasındaki diğer olaylarla ilgili soruşturmalar yürütüyor ve bulgular yakında açıklanacak.
İsrail savaşın ardından Gazze'yi kendisi kontrol edecek
7 Ekim'de Hamas öncülüğünde İsrail'in güneyine düzenlenen saldırıda aralarında yaklaşık 30 çocuk ve 300 kadının da bulunduğu 1.150'den fazla İsrailli ve yabancı ölmüştü.
Filistinliler ayrıca aralarında İsrailli sivil ve askerlerin de bulunduğu 250 kişiyi esir aldı. Gazze'de yaklaşık 120 kişi kaldı ve bunların çoğunun İsrail'in hava saldırılarında öldüğüne inanılıyor.
İsrail, Gazze'ye yönelik müteakip savaşta en az 17.000'i çocuk ve 10.000'den fazlası kadın olmak üzere 38.000'den fazla Filistinliyi öldürdü.
İşgalci İsrail güçleri ayrıca Gazze'den 4.000 ila 5.000 arasında Filistinliyi kaçırdı. Aralarında işkence altında ölen düzinelerce kişinin de bulunduğu yaklaşık 3.000 kişinin İsrail gözetiminde olduğu tahmin edilmektedir.
'Çılgın histeri’
Haaretz'in haberine göre İsrailli komutanlar 7 Ekim'in ilk kaotik saatlerinde doğrulanmış bilgi olmadan kararlar aldılar.
Bir kaynak "Çılgın bir histeri vardı" dedi.
"Kaçırılan insanların sayısı ya da ordu güçlerinin nerede olduğu konusunda kimsenin bir fikri yoktu.”
Hannibal Direktifi'nin ilk kullanımlarından biri sabah 7.18'de, bir kaçırılma ihbarı üzerine Beyt Hanun (Erez) sınır kapısına insansız hava aracıyla saldırı emri verilmesiyle gerçekleşti.
Beyt Hanun kapısı ve bitişiğindeki askeri üs gün boyunca benzer saldırılarla defalarca vuruldu.
İsrail ateşinin hedef aldığı diğer yerler arasında tümen karargâhının bulunduğu Reim üssü ve Nahal Oz askeri karakolu da vardı.
Haaretz'e konuşan İsrailli bir askeri kaynak "Böyle bir karar alan herkes bölgedeki askerlerimizin de vurulabileceğini biliyordu" dedi.
Görüş | İsrail'in Lübnan'a saldırması stratejik intihar olur
İsrail ordusunun Gazze Tümeni Komutanı Tuğgeneral Avi Rosenfeld'e atfedilen bir başka emirde ise tüm kuvvetlere Gazze Şeridi'ne doğru havan topu atmaları talimatı verildi.
Bu emir, ordunun kuvvetlerin ve sivillerin nerede olduğuna dair sınırlı bilgiye sahip olmasına rağmen verildi. O sırada çalılıklarda ve açık alanlarda saklanan pek çok kişi atış menzili içinde olabilirdi.
Emrin kapsamı saatler sonra genişletilerek Gazze'ye herhangi bir aracın ulaşması engellendi.
"Güney Komutanlığı'ndan bir kaynak Haaretz'e şunları söyledi: "O zamana kadar herkes bu tür araçların kaçırılmış sivilleri ya da askerleri taşıyabileceğini biliyordu.
Kaçırılan insanları taşıyan bir aracın bilerek saldırıya uğradığı bir vaka olmadı, ancak bir araçta böyle insanlar olup olmadığını gerçekten bilemezdiniz. Net bir talimat olduğunu söyleyemem ama herkes hiçbir aracın Gazze'ye dönmesine izin verilmemesinin ne anlama geldiğini biliyordu.”
Bölgede ordunun saldırıları sonucu en az bir İsrailli sivil hayatını kaybetti.
Aralarında gazetecilerin ve tel örgü yakınındaki sivillerin de bulunduğu çok sayıda Filistinli de saldırılarda hayatını kaybetti ve bazıları hâlâ kayıp.
Kaynak: Mepa News, Middle East Eye