İsrail oyuncaklara gizlediği bombalarla Lübnanlı çocukları nasıl öldürmüştü?
"Bölgeye helikopterle atılan patlayıcı nesneler oyuncak ya da sıradan bir taş şeklinde olabiliyorlardı"
Alex MacDonald | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News
Lübnan, 32 kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden olan ve İsrail'in üstlendiği çağrı cihazı ve telsiz patlamalarının şokunu hala atlatabilmiş değil.
Her ne kadar İsrail saldırıların sorumluluğunu üstlenmemiş olsa da İsrail yanlısı kesimler bu saldırıları, "ülkenin düşmanlarını hedef alan ve ikincil zararlara yol açmayan hassas saldırılar gerçekleştirme becerisinin en iyi örneği" olarak övmekte gecikmedi.
Saldırılarda iki çocuğun ölmesi ve çok sayıda sivilin yaralanması, silahların gelişigüzel kullanılmasının savaş hukukunu ihlal edebileceğini söyleyen insan hakları gruplarının kınamasına yol açtı.
Hizbullah'a yakın bir kaynak Middle East Eye'a yaptığı açıklamada çağrı cihazlarının "yöneticiler, sağlık çalışanları, sağlık görevlileri, medya çalışanları ve diğer siviller de dahil olmak üzere geniş bir insan ağı" tarafından kullanıldığını söyledi.
Kaynak, "Bunlar genellikle direktifler, toplantılara çağırma, acil durumlar ya da alarm durumu için kullanılıyor" dedi.
Ancak bu, İsrail'in Lübnan'ı hedef almak için alışılmışın dışında bubi tuzağı tarzı yöntemleri kullandığı ilk sefer olmadığı gibi, bu tür silahlar kullanılarak sivillerin ve çocukların sakat bırakıldığı ve öldürüldüğü ilk örnek de değil.
Misket bombası ve kara mayınları
İsrail'in yıllar boyunca güney Lübnan'a düzenlediği saldırılar sonucunda bölgeye bir milyondan fazla misket bombası saçıldı.
İsrail ve Hizbullah arasında 2006'da yaşanan çatışmadan bu yana, yaygın olarak yasaklanan bu silahlar daha önce görülmemiş bir şekilde kullanıldı ve Lübnan'da bu bombalara denk gelen çok sayıda kişi hayatını kaybetti.
Bölgede oynayan pek çok çocuk da bu patlamamış mühimmatları buldu.
Lübnan'daki BM Mayın Eylem Koordinasyon Merkezi'nden (UNMACC) Chris Clark 2006 yılında yaptığı bir konuşmada şunları söylemişti:
"Özellikle bir çocuğun meraklı zihnine zararsız görünüyorlar. Küçük mühimmatlar, molozların ya da bombardıman enkazının arasında kolayca gizlenebiliyorlar. Çocukların farkında olmadan bunları aldıklarını ve ne yazık ki bunlardan dolayı yaralandıklarını görüyoruz."
Hem Lübnan hem de İsrail, Anti-Personel Mayın Yasağı Sözleşmesi'ni (APMBC) imzalamayan 33 ülke arasında yer alıyor.
İsrail 1982-2000 yılları arasında Güney Lübnan'ı işgal etti ve bu süre zarfında yüz binlerce kara mayını yerleştirdi.
Bölgeden çekildiklerinde, Lübnan'ın yaklaşık 37 bin dönümlük arazisinin, Lübnan iç savaşının farklı taraflarınca yerleştirilen patlamamış mayınlar ve el yapımı patlayıcılarla kirlendiği düşünülüyordu.
Mayın temizleme faaliyetleri 2023 itibariyle bu alanın yaklaşık yüzde 80'ini patlayıcılardan temizlemişti.
Güney Lübnan'daki çocukları hem mayınlardan hem de misket bombalarından koruma ihtiyacı, onları patlamamış mühimmatın tehlikeleri konusunda eğitmek için palyaço gruplarının görevlendirilmesi de dahil olmak üzere bazı yeni çözümlere yol açmıştı.
Ancak Mine Action Review'a göre İsrail ve Lübnan arasında Ekim ayından bu yana devam eden çatışmalar nedeniyle mayın temizleme çalışmaları askıya alınmış durumda.
Mine Action Review, "Sonuç olarak Lübnan, Misket Bombaları Sözleşmesi'nin (CCM) 4. Maddesi uyarınca 1 Mayıs 2026 olarak belirlenen son temizleme tarihini karşılama yolunda ilerlemiyor ve mevcut kapasiteyle 2030 yılına kadar yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini öngörüyor." dedi.
Oyuncaklardaki bombalar
Ancak 90'lı yıllardan bu yana çok daha kötücül bir suçlama da ortalıkta dolaşıyor: İsrail uçakları tarafından Güney Lübnan'a atılan bombaların kasıtlı olarak çocukların oyuncaklarına gizlendiği iddiası.
Lübnan gazetesi L'Orient-Le Jour 1997 yılında bu olguyu haberleştirmiş ve köyünün yakınlarında bulduğu "altı büyük siyah tekerleği olan büyük elma yeşili plastik cip" elinde patladıktan sonra sağ eli parçalanan dokuz yaşındaki bir kız çocuğu da dahil olmak üzere bir dizi örnekten bahsetmişti.
Ayrıca, bubi tuzaklı bir el feneri bulduktan sonra ağır yanıklara maruz kalan bir çocuk ve havaya uçurulmadan önce "oyuncak bebek buldum!" diye bağırdıktan sonra ölen bir başka kız örneğinden de bahsetmişlerdi.
Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü'nden (UNIFIL) bir yetkili o dönemde AFP'ye yaptığı açıklamada nesnelerin çoğunlukla helikopterle atıldığını doğruladı.
İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkili, "Oyuncak ya da sıradan bir taş şeklinde olabiliyorlardı" dedi.
1998 yılında Lübnan'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği tarafından Genel Sekreter'e gönderilen bir mektupta da İsrail savaş uçaklarının "Lübnan köy ve kasabalarına binlerce bubi tuzaklı oyuncak atarak çocukları öldürmeye çalıştığı" iddiası tekrarlanmıştı.
Mektupta şu ifadeler yer alıyordu:
"İşgalci İsrail güçleri bu yöntemi yıllar boyunca kullandı ve kullanmaya devam ediyor, bunun en son örneği bubi tuzaklı oyuncakların Nebatiye kasabasına atılması, çocukların öldürülmesi ve yaralanması ve diğerlerinin kalıcı olarak sakat bırakılmasıydı."
Hizbullah ise o dönemde buldukları nesneler arasında altın bir yumurta, floresan sarı koniler, Snoopy cinsi bir köpek ve kordonu çekildiğinde patlamaya ayarlı olduğunu söyledikleri konuşan bir oyuncak bebek olduğunu söylemişti.
İsrail o dönemde suçlamaları reddetmiş ve iddiaları "alçakça" olarak nitelendirmişti.
Bununla birlikte, 2000 yılında İngiltere Dışişleri Komitesi tarafından hazırlanan bir raporda, Güney Lübnan'daki patlamamış bombaların tehlikeleri konusunda uyarıda bulunulmuş ve "İsrail hava kuvvetleri tarafından sözde güvenlik bölgesine komşu Lübnan köylerinin yakınına atıldığı iddia edilen bubi tuzaklı oyuncakların" kullanımından bahsedilmişti.
Çarşamba günü BM'de konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, "sivil nesnelerin" savaşın bir parçası olmaması gerektiğini bir kez daha vurguladı.
"Sivil nesnelerin etkili bir şekilde kontrol edilmesinin, sivil nesnelerin silah haline getirilmemesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu, hükümetlerin uygulayabilmesi gereken bir kural olmalı."