İsrail saldırıları nedeniyle Gazze'deki diyaliz hastaları ölümle karşı karşıya
El Aksa Şehitleri Hastanesi'nde böbrek diyalizi hastalarının sayısı iki kattan fazla arttı. Yüzlerce kişi 24 makineyle yetinmeye çalışıyor.
Gazze Şeridi'nin merkezinde halen faaliyette olan tek hastane olan El Aksa Şehitleri Hastanesi günler önce tam kapasiteye ulaştı. Yaralılar hastane koridorlarında yatıyor, hastaların olduğu tıbbi çadırlar ve şilteler binanın dışındaki alanı işgal ederken bir yandan da hastaneye ölü bedenler gelmeye devam ediyor.
Yerlerinden edilmiş binlerce Filistinli buraya sığınmış, koridorlara ve bekleme odalarına sıkışmış durumda. Bu arada, kuşatma altındaki bölgenin kuzeyindeki hastanelerde tedavi gören kronik hastalıkları olan birçok hasta, İsrail ordusunun tahliye emirlerinin ardından evlerini terk ederek El Aksa Şehitleri Hastanesine geldi.
Böbrek hastaları için diyaliz tedavisi bir ölüm kalım meselesi.
İsrail'in son saldırısı 7 Ekim'de başlamadan önce hastanede diyalize girmesi gereken 143 hasta vardı. Şimdi ise hasta sayısı iki kattan fazla artarak, aralarında sadece 24 diyaliz makinesi bulunan 11 çocuğun da bulunduğu yaklaşık 300'e ulaştı.
Hastanenin genel müdürü İyad İsa Ebu Zahir, tesisin çok yoğun olduğunu söyledi.
Ebu Zahir Al Jazeera'ya verdiği demeçte, "Tüm kaynakları ve tıbbi malzemeleri karneyle dağıtma yoluna gittik, bir böbrek diyalizi hastası artık haftada bir ya da iki kez bir ya da iki saat tedavi görüyor, oysa daha önce haftada üç kez geliyorlardı." dedi.
Savaştan önce de Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, 38'i çocuk olmak üzere 1.100 böbrek yetmezliği hastasının hayatının yakıt eksikliği ve diyaliz için gerekli tıbbi malzeme sıkıntısı nedeniyle risk altında olduğu uyarısında bulunmuştu.
Geçtiğimiz ay Gazze Sağlık Bakanlığı Hastane Eczacılığı Departmanı Müdürü Alâ Helles, bölgedeki hastanelerde her ay 13.000 diyaliz seansı yapıldığını söyledi.
Savaşın diğer yüzü: Gazze'de hamile olmak
Bunun için ayda 13.000'den fazla filtre, 13.000 kan alma tüpü ve 26.000 kan kanülü gerekiyor, ancak İsrail ve Mısır bölgenin sınır geçişlerini kontrol ettiğinden, savaştan önce dahi hastalar tedavileri için yeterli malzeme olup olmayacağı konusunda endişe duyuyordu.
Gazze Şeridi 16 yıldır İsrail ablukası altında ve malların bölgeye girişi İsrail ve Mısır tarafından ciddi şekilde kısıtlanmış durumda. Abluka, Hamas'ın silahlı kanadının İsrail'in güneyinde düzenlediği saldırının ardından 7 Ekim'den bu yana daha da sıkılaştı. Şimdiye kadar sadece birkaç düzine yardım kamyonunun girişine izin verildi.
Gazze'ye şu ana kadar girebilen yardımlar için yetkililer "devede kulak" ifadesini kullanıyor. Savaştan önce Gazze'ye günlük yaklaşık 450 tır malzeme giriyordu.
Kırılma noktası
Ebu Zahir, Gazze Şeridi'nin sağlık sisteminin kırılma noktasına geldiğini söyleyerek, Sağlık Bakanlığı'nın Salı günü faaliyette olan hastanelerle ilgili yaptığı açıklamayı yineledi.
Bakanlık açıklamasında, halihazırda 12 hastane ve 32 sağlık merkezinin faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldığı belirtildi. Açıklamada, "İsrail saldırıları ve yakıt eksikliği nedeniyle daha sistemin tamamen çökmesinden endişe duyuyoruz" denildi.
Ancak Gazze Şeridi'nde kalan hastanelerin kapılarını açık tutmalarının, bu tesislerin kendilerine akın eden yaralıları tedavi edebilecekleri anlamına gelmediği belirtilen açıklamada, hastanelerde çok sayıda ilaç ve tıbbi malzemenin tükendiği ifade edildi.
Abu Zahir, yakıt olmadan ameliyathanelerdeki, yoğun bakım ünitelerindeki hastaların, kuvözlerde canlı tutulan bebeklerin ve hayat kurtarıcı makinelere bağlı olan diğer hastaların risk altında olduğunu söyledi.
Ebu Zahir, "Yeterli yatağımız olmadığı için hastalar ameliyathanelerin dışında yığılmış durumda" dedi. Ve ameliyatlardan sonra iyileşmekte olan diğerleri de açık hava çadırlarına -bir tür sahra hastanesi- taşındığını ekledi.
Ancak Ebu Zahir, aşırı kalabalık ortam ve tıbbi malzeme eksikliğinin ciddi enfeksiyonlara yol açabileceği göz önüne alındığında, tedavi gören hastaların iyileşmesinin kesin olmadığını da vurguladı.
Zahir, "Salgın hastalıklar kaçınılmaz, savaş bittikten sonra insani bir felaket yaşanacak." dedi.
Gazze katliamında can kaybı 6 bini aştı
"Bu gerçeklikten yoruldum"
Gazze Şehri'nin Zeytun mahallesinden Manar Şerir böbrek diyalizi için Kudüs Hastanesi'ne gidiyordu.
İsrail ordusunun kuzeydeki 1,1 milyon Filistinlinin güneye tahliye edilmesini emretmesinin ardından o ve ailesi İsrail'in yoğun bombardımanından kaçarak kız kardeşinin yaşadığı Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el Belah'a gittiler.
Filistin Kızılayı, Kudüs Hastanesi'nin de İsrail ordusundan tahliye uyarısı aldığını ve hedef alınabileceğini belirttiğini söyledi. Hastanenin müdürü İsrail ordusuna verdiği yanıtta, geniş çaplı bir tahliyenin ancak İsrail'in hastaneye sığınan ve aralarında hastaların da bulunduğu 12.000 kişiyi Gazze Şeridi'nin güneyine taşıyacak otobüsler tahsis etmesi ve orada kendilerine güvenli bir alan sağlaması halinde mümkün olabileceğini söyledi. İsrailli yetkilinin ise bu talep karşısında telefonu kapattığı bildirildi.
Ancak Şerir gibi güneye ulaşmayı başaranlar bile tedavi olmakta zorlanıyor.
"Kız kardeşimin Deyr el Belah'taki evi El Aksa Şehitleri Hastanesi'ne yakın ama yine de sabahın erken saatlerinden itibaren saatlerce kuyrukta sıramı beklemek zorundayım," diyor Şerir.
Şerir 2015'ten beri diyalize giriyor ve haftada üç kez dört saatlik seanslar için hastaneye gidiyor. Şimdi ise haftada iki kez, seans başına iki buçuk saate kadar diyalize girebilirse kendisini "şanslı" sayıyor.
"Bu çok büyük bir fark," diyor Şerir ve ekliyor: "Seans, toksinleri ve biriken sıvıları kanımdan atmaya ancak yetiyor. Ne yediğime ve içtiğime dikkat etmek zorundayım ve nefes darlığı ya da şişlik yaşamak istemediğim için daha az su içiyorum."
Son tedavisinden sonra Şerir, kız kardeşinin evine dönerken İsrail savaş uçakları bulunduğu sokağın yanındaki sokağı vurdu.
Şerir, "Bu çok korkunç" dedi: "Hastanedeyken bile korkuyorsunuz. Daha önce camlar kırılmıştı, yıkım her tarafınızı sarmıştı, bombaların korkunç sesinden bahsetmiyorum bile. İçeride de durum daha iyi değil öldürülen insanların cesetleri üst üste yığılmış, yerler kan içinde, insanların uzuvları eksik."
"Bu gerçeklikten çok yorulduk. Bu kadar suç, bu kadar savaş yeter." diyerek sözlerini tamamladı Şerir.
"Yeterli değil"
El Aksa Şehitleri Hastanesi'nde diyalize giren 61 yaşındaki Gazzeli Hacı Selahaddin Ahmed Süleyman Ebu İyade, düzenli tedavi olmazsa hastaların şiddetli yorgunluk ve şişlikten muzdarip olacağını söyledi ve ekledi:
"Haftada bir ya da iki kez iki buçuk saatlik diyaliz yeterli değil" dedi.
Ebu İyade, "Bunlar vücutta kalmasına izin verilmemesi gereken toksinler. Şu anda idare ediyoruz ama bu savaş devam ederse hastanenin kapasitesi ve üzerindeki büyük baskı nedeniyle ciddi sorunlar yaşanacak." dedi.
Sağlık Bakanlığına göre İsrail'in hava saldırılarında 18 gün içinde yarısından fazlası çocuk ve kadınlar olmak üzere 6055 Filistinli hayatını kaybetti. 16.000'den fazla kişi de yaralandı.
Sağlık bakanlığına göre 830'u çocuk olmak üzere yaklaşık 1.500 kişi halen enkaz altında.
Gazze'de sağlık sistemi tamamen çöktü
Ebu Zahir, sadece El Aksa Şehitleri Hastanesi'ne 2.850 yaralı ve yaklaşık 1.000 Filistinlinin cesedinin geldiğini söyledi.
Ebu Zahir, "Yaralıların çoğu, İsrail'in hava saldırısında binaları hedef alındıktan sonra kendi evlerinde öldürülen erkek, kadın ve çocuklardan oluşuyor" dedi.
Hastanedeki personel, sağlık durumunun yanı sıra kendi kişisel koşulları nedeniyle de sürekli ve büyük bir baskı altında çalışıyor.
Ebu Zahir, "Bazı personelimiz ailelerinin İsrail hava saldırılarında hedef alındığı ya da öldürüldüğü haberini aldı" dedi. "Dünyada hiçbir hastane bu şekilde çalışmıyor."
Kaynak: Mepa News, Al Jazeera