İsrail'in Filistinli mahkumlara yaptığı yeni işkenceler ortaya çıktı

İsrail'in Filistinli mahkumlara yaptığı yeni işkenceler ortaya çıktı

İsrail'in Sde Teiman üssünde Filistinlilere işkence ettiğine dair yeni tanıklıklar basına yansıdı.

New Arab | Tercüme: Mepa News

İsrail'in güneyinde bulunan ve son aylarda çok sayıda kötü muamele tanıklığı nedeniyle uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken kötü şöhretli Sde Teiman gözaltı tesisinde yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin yeni ayrıntılar ortaya çıktı.

Hapishanede aylar boyunca görev yapan İsrailli yedek askerler, İsrail'in Gazze'de 40 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden olan ölümcül savaşı boyunca tesiste yaşanan kötü muameleler hakkında isimlerinin açıklanmaması koşuluyla Haaretz gazetesine konuştu.

Ekim ayında Sde Teiman'da nöbet tutmakla görevlendirilen bir öğrenci, askerlerin "insanlara sopalarla vurmakla" övündüklerini söyledi.

Gözleri bağlı, elleri ve ayakları kelepçeli tutuklulara "oturmaları, hareket etmemeleri ve konuşmamaları talimatı verildiğini" belirtti.

Bir başka asker de bu kuralların günün her saati uygulandığını ifade etti. Gece olduğunda tutukluların uyumasına ya da uzanmasına izin verilmiyordu.

Gece gündüz hep gözleri bağlı ve prangalı tutuluyordu.

İsrail askerlerinin kurallarına karşı gelen herkes, çiğnedikleri kuralların türüne göre "cezalandırılabiliyordu".

Birçoğu "ne kadar tehlikeli olduklarına dair bir ölçekteki" seviyelerine göre zincirlenmişlerdi. Haaretz'e konuşan bir yedek asker şöyle söyledi:

"Dört gibi üst sıralarda olanlar önde otururdu, böylece gardiyanlara daha yakın olurlardı. Listeleri biraz gördüm. Çoğunlukla Hamas'ın Nuhbe savaşçıları dördüncü sınıf olarak sınıflandırılmıştı.

Üçüncü sınıf Nuhbe'den olmayan ama savaşçı olan Hamas üyeleriydi. İkinci sınıf Hamas'a bağlı ama savaşçı olmayanlardı. Ve birinci seviyeden olan biri de hiçbir örgütle bağlantısı olmayan kişilerdi."

Gözaltına alınanlar ayrıca işlemedikleri "ihlalleri" gerçekleştirmekle de suçlandılar. Bir Filistinli "bir kadın gardiyana bakmakla" suçlandı ve daha sonra dövüldüğü başka bir yere götürüldü.

"Kollarında, bileklerinin etrafında kırmızı izler görebiliyordunuz. Onu nezarethaneye getirdiklerinde Arapça 'yemin ederim bakmadım' diye bağırdı. Gömleğini kaldırdı ve kaburgalarının etrafında morluklar ve biraz kan olduğunu görebiliyordunuz."

Bir başka yedek subay, askeri görevlilerin sabah 5:00'te vardiyalarına geldiklerinde sayım yaptıklarını ve tutukluların isimlerini okuduklarını, tutukluların da İbranice "Evet yüzbaşı!" diye cevap vermeye zorlandıklarını itiraf etti.

Aynı yedek asker, 100. Kuvvet üyeleri tarafından gerçekleştirilen üst aramalarının "aşırı şiddetli" tabiatını anlattı:

"Tutukluları yüzüstü yatırıp ellerini başlarının arkasına koyuyorlardı. Gördüğüm ilk arama sırasında, yere yattıktan sonra, bir tür emre göre her seferinde beş mahkum dışarı çıkarıldı. Onları şiddetle dışarı çıkardılar, yüzleri çitlere dönük bir şekilde dışarıda beklettiler ve üzerlerini aradılar. Genellikle içlerinden birini -rastgele olup olmadığını bilmiyorum- çekip yere atıyorlardı. Terör estirmek için bir bahane gibi görünüyordu. Sıradan bir arama değildi."

"Gözaltındakilerin kemikleri kırıldı"

Askerlerin gözaltındakileri "dövdüğü, tokatladığı ve yumrukladığı" şiddetli aramalar sırasında kemiklerin ve dişlerin de kırıldığını söyledi ve köpeklerin de üzerlerine salındığını ekledi.

Kış aylarında Sde Teiman'ın sağlık tesisine çağrılan bir doktor, hastane çadırlarındaki tutukluların "dört uzuvlarının da hastane yataklarına zincirlendiğini" ve gözlerinin bağlı olduğunu söyledi. Aynı tutukluların yaralanmaları ya da hastalıkları konusunda iletişim kurmalarına izin verilmiyordu. Bu da potansiyel olarak hayatlarını tehdit ediyordu.

Doktor, bu tutukluların gözaltından önce ciddi yaralanmalar geçirdiklerini ya da durumlarının kritik olduğunu ve tesiste kalmak yerine "en az bir ya da iki gün yoğun bakımda iyileşmeleri gerektiğini" söyledi:

"Bir insanı hiçbir uzvunu hareket ettirmesine izin vermeden, gözleri bağlı, çıplak, tedavi altında, çölün ortasında tutmak sonuçta işkenceden farksızdır."

Askerlerin şiddet olayıyla ilgili herhangi bir soruları olup olmadığı sorulduğunda, bir askeri polis yedeği "çok sayıda" askerin bu tür nöbetler konusunda "hevesli" olduğunu ve şiddete tanık olmak ya da katılmak için "orada olmak istediklerini" söyledi.

"Askerlerin çoğu olan bitenden memnundu. Bundan biraz rahatsız olanlar da vardı, başlangıçta rahatsız olup daha sonra sisteme ayak uyduranlar da. Bahaneler 'savaş zamanındayız', 'onlar korkunç' ve 'onlara disiplin uygulamanın başka yolu yok' şeklindeydi. İntikam alma arzusu var."

Sonunda yere yığılan Filistinli bir adamın dövülmesine tanık olan bir başka yedek asker de Sde Teiman'daki şiddet hakkında şunları söyledi:

"İnsanlar özellikle denetimin olmadığı yerlerde kendi kendilerine bir şeyler yapmalarına izin veriyorlar. Ya da insanların 7 Ekim'in intikamını almak için birini dövmeye geldiği durumlar oldu. Ya da, bu... Buna ne diyeceğimi bilemiyorum. Bu insanlar sadist."

"Dövmekten zevk alıyorlar"

Aynı yedek asker, Sde Teiman'da gönüllü olanların birçoğunun "Arapları dövmekten gerçekten zevk alan" kişiler olduğunu söyleyerek Filistinlilere yönelik şiddete bir başka insanlık dışı gerekçe sundu.

Gazze sınırına yakın Necef Çölü'nde bulunan Sde Teiman, İsrail'in Gazze'ye yönelik askeri saldırısı sırasında insan hakları ihlallerinin ve istismarın merkezi haline geldi ve iddialar aylar içinde gün ışığına çıktı.

İsrailli sivil toplum kuruluşu B'Tselem, Sde Teiman'da yapılan işkencelerle ilgili olarak 55 Filistinlinin ifadelerine yer verdiği "Cehenneme Hoş Geldiniz" başlıklı bir rapor yayınladı.

Hak örgütleri bu ayın başlarında İsrail güçleri tarafından kaçırılan iki Filistinlinin gözaltında işkence sonucu öldüğünü açıkladı.

"Tecavüze uğrayan mahkumlar"

Temmuz ayında dokuz İsrailli yedek asker, tesiste saldırıya uğrayan ve tecavüze uğrayan Filistinli bir tutukluya kötü muamelede bulundukları gerekçesiyle tutuklanmıştı. Tutuklamalar, Sde Teiman'a giren ve İsrail askerlerinin Filistinlilere cinsel tacizde bulunma "hakkı" olduğunu dile getiren aşırı sağcı protestocuların öfkesine yol açtı. Protestolara çok sayıda aşırı sağcı milletvekili de katıldı.

Yine Ağustos ayında, İsrail Kanal 12 tarafından sızdırılan görüntülerde İsrail askerlerinin gözleri bağlı bir tutukluyu cinsel saldırıya uğramadan önce bir köşeye götürdükleri görülüyordu. Kanlar içinde bırakılan mağdur daha sonra hastaneye kaldırılmış ve durumu "karmaşık" olarak tanımlanmıştı.

7 Ekim'den bu yana en az 36 Filistinli İsrail askerlerinin işkencesi sonucu hayatını kaybetti ve o tarihten bu yana Gazze'den 4 binden fazla erkek gözaltı merkezlerine atıldı.

Filistinli mağdurların, İsrailli muhbirlerin ve ülkedeki hak örgütlerinin tanıklıklarının ardından STK'lar Yüksek Adalet Divanı'na hapishanenin kapatılması için dilekçe verdi.

Savaş sırasında İsrail askerleri tarafından yaygın bir şekilde gerçekleştirilen insan hakları ihlalleri, küresel çapta soykırım ve savaş suçu suçlamalarına yol açtı.

x.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
1 Yorum