İzmir'de bir ilkokula Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkencelerle anılan subayın ismi verildi
İzmir’in Buca ilçesinde bir okula, ismi 12 Eylül darbe sürecinde Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkence olayları ile anılan Esat Oktay Yıldıran’ın ismi verildi.
Fotoğraflar: Buca Kaymakamlığı
Buca Kaymakamı’nın katılımıyla gerçekleşen isim değişikliği kurumun sosyal medya hesabından duyuruldu.
Okulun daha önceki ismi Şehit Sadık Şen İlkokulu’ydu.
Buca Kaymakamı Mahmut Nedim Tunçer okulun içindeki anma köşesinin açılışını da aynı paylaşımlarda duyurdu.
Esat Oktay Yıldıran’ın eşi ve ailesinin de paylaşılan fotoğrafta yer aldığı ifade edildi.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan açıklama
Olayın ardından Milli Eğitim Bakanlığı da bir açıklama yayınladı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İzmir'de bir okula Esat Oktay Yıldıran isminin verildiğine ilişkin haberler üzerine Bakanlığımızca gerekli inceleme yapılmıştır.
Öteden beri toplumun adalet duygusunu inciten ve vicdanını yaralayan hadiselerle birlikte anılan isimlerin caddelerden, okullardan kaldırılması şeklindeki uygulamalar göz önüne alındığında, böyle bir uygulamanın Bakanlığımızca tasvip edilemeyecek bir hata olduğu kolaylıkla anlaşılabilir.
Hangi dönemde alınmış olursa olsun hafızalarımızdaki derin izlerini koruyan bir dönemin yanlışlarını bugüne taşıma anlamına gelen bu kararı tasvip etmemiz mümkün değildir.
Adil bir hafızayı tesis etmek ve geçmişteki acıların ürünü olan yaraları sarmak için çaba sarf etmeye devam edeceğimizin bilinmesini isteriz.
Bu bağlamda 'Millî Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'ne göre ad verme yetkisi olan valiliğe (İzmir Valiliği) gerekli bilgi verilmiştir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
Adı değiştirildi
Milli Eğitim Bakanlığı, tepkilerin ardından okulun adını değiştirdi.
Okulun adı Belenbaşı İlkokulu yapıldı.
Esat Oktay Yıldıran kimdir?
Esat Oktay Yıldıran’ın yüzbaşı olarak görev yaptığı Diyarbakır Cezaevi, 12 Eylül 1980'de Sıkıyönetim Komutanlığı emrinde Askeri Cezaevi olarak hizmete açıldı.
Otuzu aşkın tutuklu, 1980-84 yılları arasında, cezaevi yönetiminin kötü uygulamaları, yapılan işkenceler nedeniyle hayatını kaybetti. Bazı kaynaklar bu sayının 50'yi aştığını öne sürüyor.
Cezaevinde gördüğü işkencelerin bıraktığı kalıcı hasarlar nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise bilinmiyor.
Bu cezaevinin yakın dönem Türkiye siyasi tarihine en büyük etkisinin, "Apocular' olarak başlayan hareketin PKK olarak gelişip büyümesi" olduğu yorumları ise sık sık dile getiriliyor.
Cezaevindeki uygulamaların mimarı olduğu söylenen Esat Oktay Yıldıran, 1988 yılında PKK'nın üstlendiği bir suikast sonucunda İstanbul'da öldürüldü.
İki dönem AK Parti milletvekilliği yapan MKYK üyesi Orhan Miroğlu da Diyarbakır Cezaevi'nde sekiz yıl hapis yatmıştı.
Miroğlu 2017 yılında Diyarbakır Cezaevini İnceleme Alt Komisyonu toplantısında Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatarak, "Her katta 10 hücre vardı ve 4 kattan oluşuyordu. Birinci katın birinci hücresi tamamen lağımla doldurulmuştu. Gelen herkes istisnasız o lağımın içerisine sokuldu. Ona da 'banyo' diyorlardı." demişti.
Kaynak: BBC Türkçe, Ajanslar, Mepa News