Kasım Süleymani'nin ölümü ve İran'ın ABD'ye cevabı

Kasım Süleymani'nin ölümü ve İran'ın ABD'ye cevabı

"Her ne kadar bazı füzeler hedefine ulaşamasa da, önemli sayıda füzenin nokta atış isabetiyle üsteki hangarları vurabilmiş olması, İran'ın aynı zamanda balistik füzelerde ne ölçekte bir ilerleme kaydettiğini göstermesi açısından son derece önemli. "

Amerika Birleşik Devletleri, 2 Ocağı 3 Ocak 2020'ye bağlayan gece, daha önce bölgede İran destekli gruplar tarafından düzenlenen bir saldırıya karşılık insansız hava araçlarıyla (İHA) Bağdad Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki bir konvoyu hedef aldı.

Başlangıçta konvoyda kimlerin hedef alındığı tam olarak anlaşılamasa da, kısa sürede saldırıda ölenlerin arasında İran'daki dini lider Ali Hamaney'den sonra İran'daki en güçlü isim olduğu söylenen, Kudüs Güçleri'nin başında bulunan General Kasım Süleymani olduğu açıklandı.

Kasım Süleymani'nin yanı sıra, Irak'ta İran destekli en üst düzey isim olduğu ifade edilen “Ebu Mehdi el-Mühendis” de ölenler arasında yer alıyordu.

Saldırı bölgeyi takip eden pek çok uzmanın yanı sıra, bölgedeki ve dünyadaki devletler için de sürpriz olmuştu. ABD 27 Aralık 2019 tarihinde ABD üssüne yönelik İran destekli Şii milislerin saldırısına -saldırıda 1 ABD paralı askeri ölmüş, bir kaç asker de yaralanmıştı- oldukça sert bir karşılık vermiş, İran destekli “Ketaib Hizbullah” adlı grubu hedef alarak pek çok milisin ölümüne neden olmuştu.

Tırmanış devam ederken İran destekli Şii grupların liderlik ettiği göstericiler Bağdat'taki Yeşil Bölge'de yer alan ABD Büyükelçiliğine yönelik kuşatma ve baskın girişiminde bulundu. ABD elçiliğine girmeye çalışan Şii milisler -önde gelen Haşdi Şaabi liderleri de gösteride yer alıyordu- ziyaretçi kabul bölgesine kadar girerek camları kırmış, molotof kokteylleriyle konsolosluğun girişinde yangına neden olmuştu.

Süleymani'nin hedef alınması beklenmiyordu

ABD Başkanı Trump, sert karşılık vereceğini vurgulamasına karşın, kimse İran'ın bölgedeki en önemli operasyonlarından sorumlu Generali Kasım Süleymani'nin hedef alınacağını beklemiyordu. Irak yerel saatine göre 3 Ocak 2020 saat 1 sularında ABD'nin Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında bir İHA saldırısı gerçekleştirdiği öğrenildi.

Sonrasında gelen bilgiler, bölgenin diken üstünde bir gece geçirmesine yol açacak cinstendi. İran'ın en üst düzey ismi hedef alınmış, yine Irak'taki İran'ın en üst düzey ismi vurulmuştu.

Haberin İran ve ABD tarafından resmi olarak doğrulanmasının ardından, İran tarafından intikam yeminleri edilerek, ABD'nin bu saldırı sebebiyle 'pişman olacağı' vurgulandı. Aynı şekilde İranlı Şii milis güçler de, ABD'ye karşı tehditler savurmaya başladı.

Cenaze törenleri gövde gösterisine çevrildi

İranlı General Kasım Süleymani ve Iraklı Ebu Mehdi el-Mühendis'in cenaze törenleri bir tür gövde gösterisine dönüştürülerek, devasa kalabalıklar eşliğinde şehir şehir gezdirildi. Öyle ki Kirman'da düzenlenen cenaze törenlerinde meydana gelen arbedede 50'den fazla kişi yaşamını yitirdi.

İran'ın cevabı

Herkes İran'ın ne yapacağını beklerken, 7 Ocak Salı gününü 8 Ocağa bağlayan gece sabaha yakın, Irak'ın Anbar bölgesinde yer alan ve ABD ordusunun da kullandığı Ayn el-Esed üssünde patlamalar meydana geldiği rapor edilmeye başlandı.

Aynı anda Erbil'de de patlamaların duyulduğu ajanslara yansırken,[1] İran tarafından kısa süre içerisinde yapılan açıklamada, Irak'ta bulunan ABD üslerinin, General Kasım Süleymani'nin ölümüne karşılık olarak hedef alındığı duyuruldu.

İran'ın kendi topraklarından Irak'ta bulunan ABD üslerine yaptığı saldırılarda toplam 22 tane balistik füze kullandığı açıklandı ve saldırılarda 80 ABD askerinin öldüğü öne sürüldü. (Ancak ABD tarafı bul bilgiyi doğrulamadı. ABD'ye göre İran'ın saldırılarında kimse ölmedi) ABD'nin karşılık vermesi halinde İran'ın çok daha büyük bir karşılıkla saldırıları tırmandıracağı, devletin resmi yayın organlarınca kamuoyuyla paylaşıldı.

İlk anda dünya genelinde büyük bir şok etkisi yaratan saldırılar, büyük bir korkuya neden oldu ve petrol fiyatları bir anda ortalama 4% oranında yükseldi. İlk anda çelişkili bilgilerle birlikte oluşan dezenformasyon sürecinde, dünya kamuoyunda “3. Dünya Savaşı mı başlıyor” sorusu gündeme gelirken, herkes ABD'nin ne yapacağını beklemeye koyuldu.

Tansiyon düşüyor

Buna karşın saldırıda neredeyse hiç bir can ve mal kaybının yaşanmamış olması, tansiyonun düşürülmesine yönelik önemli bir faktör olarak ön plana çıktı.

İran'ın sonraki açıklamalarında, ABD'nin saldırılara karşılık vermezse, tansiyonu düşüreceğine yönelik açıklamaları ve ABD tarafından gelen temkinli yaklaşım, dünya çapında oluşan korku atmosferini bir nebze olsun azalttı.

Son olarak ABD Başkanı Trump'ın yaptığı açıklamalarla savaş beklentisi krizin durulacağına dair umutların yükselmesine neden oldu.

İran'ın saldırılarının detayı

Peki sadece 10 gün içerisinde yaşanan böylesi bir tırmanış, ortaya yeni çıkan bu tabloyla yatışmış olabilir mi? Dahası İran'ın saldırılarının daha ayrıntılı incelenmesi, nasıl bir resmi ortaya koyuyor?

İran'ın 3 Ocak'ta düzenlediği saldırılar neredeyse hiçbir can ve mal kaybına neden olmaması nedeniyle, askeri anlamda büyük bir “başarısızlık örneği” olarak anlaşıldı.

Buna karşın, saldırıyla ilgili ayrıntılar ortaya çıkmaya başladıkça, İran'ın gayet bilinçli bir şekilde ABD'ye zayiat verdirmekten kaçındığı, bununla kendi iç kamuoyuna yönelik bir tür “imajını kurtarma” operasyonu çektiğini ortaya koydu.

Bu haliyle saldırılarda kendi iç kamuoyuna yönelik pek çok ABD askerlerinin öldüğüne dair yayın yaparak dezenformasyonla intikam isteyen kalabalıkları yatıştırırken, ABD'ye de askerlerine dokunmayarak gerilimi daha fazla tırmandırmak istemediği mesajını iletmiş oluyordu.

Ancak burada dikkat çeken noktalardan birisi de, İran'ın, kendi ülkesi sınırları içinden yüzlerce kilometre ötedeki ABD askerlerinin bulunduğu üslere yönelik saldırılarda oldukça isabetli nokta atış saldırılarda bulunabilmiş olmasıydı.

Medyaya yansıyan ve saldırı sonrasını gösteren uydu görüntülerinde İran'ın balistik füzelerinin son derece bilinçli ve isabetli bir biçimde hangarları hedef aldığı gözlemlenebiliyordu.[2]

Her ne kadar bazı füzeler hedefine ulaşamasa da, önemli sayıda füzenin nokta atış isabetiyle Ayn el-Esed üssündeki hangarları vurabilmiş olması, İran'ın aynı zamanda balistik füzelerde ne ölçekte bir ilerleme kaydettiğini göstermesi açısından son derece önemli.

Bu şekilde caydırıcılığını artıran önemli bir “güç gösterisi” sergilemiş olan İran, gelecekte yaşanabilecek ve kontrolden çıkabilecek bir tırmanışta, ABD'nin bölgedeki üslerinin yanı sıra, Basra Körfezi'ndeki üslerini de vurabileceğini ortaya koymuş olması açısından önemli.

Yine İran'ın, daha önceleri sıklıkla yaptığı gibi, vekâlet savaşı yerine, bizzat adını koyarak ve kendi ülke sınırları içerisinden balistik füze saldırısıyla krizi gerekirse daha ileri seviyelere taşıyabileceğini vurgulamış olması, dikkat çeken bir diğer nokta.

Bütün bunların sonunda, ABD'nin yapılan saldırılarda bir kayba uğramamış olmasını öne sürerek bir takım ek yaptırımlar dışında karşılık vermeyeceğine dair sinyaller vermesi ise, İran'ın bölgede ilerleyen süreçte daha “cesaretli” adımlar atabileceği anlamına geliyor.

Her halükarda iki güç arasında tansiyonun şimdilik dinecek gibi görünüyor olması, orta, hatta kısa vadede krizin kontrolden çıkarak bölgesel bir savaşa evrilebileceği gerçeğini değiştirmiyor.

[1]https://twitter.com/aldin_ww/status/1214815078786240513

[2]https://twitter.com/AuroraIntel/status/1214932289265786884

Kaynak: Mepa News Araştırma Masası

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.