Kriz yaklaşıyor: Suudi Arabistan'ın başı ekonomik olarak belada
"Ancak krallığın adının endişe verici insan hakları ihlallerine karışması bir yandan imajını zedelerken bir yandan da yatırımcılar nezdinde daha riskli bir ülke olarak algılanmasına neden oldu."
Petrole dayalı ekonomisini krizden kurtarmak isteyen Suudi Arabistan, ülkeyi ticari bir merkez haline getirme arayışında.
Bu amaçla Suudi Arabistan yatırım toplantılarıyla ülkeye yabancı sermayeyi çekmek istiyor.
Varsha Koduvayur, CNN Business için Suudi Arabistan'ı bekleyen ekonomik bunalımı kaleme aldı.
Analiz Mepa News okurları için Türkçeleştirildi.
*
Suudi Arabistan’ın başı ekonomik olarak derde girmek üzere olabilir.
İş dünyasının yıldız isimleri geçtiğimiz hafta resmi adı Gelecek Yatırım Girişimi (FII) olan nam-ı değer Çöldeki Davos konferansları için tekrar Suudi Arabistan’daydı. Geçtiğimiz yılki toplantılara, Cemal Kaşıkçı isimli gazeteciyi katletmekle suçlanan bir rejim ile herkesin gözü önünde ilişki içinde olduğunu göstermek istemeyen birçok ünlü CEO katılmayacağını açıklamıştı. Bu isimlerin bu yıl geri dönmüş olması Suudi Arabistan’ın hızlı toplanma sürecinin ne derece etkili olduğunu gösterse de, krallığın başındaki mali dertlerden kurtulmak için iş dünyasının seçkin isimlerinden oluşan bir davetli listesinden çok daha fazlasını yapması gereklidir.
Geçen yıl toplantılara katılmama kararı alan BlackRock, Blackstone, Softbank, Standart Chartered, CreditSuisse ve daha birçok ünlü şirket CEO’su bu yıl geri döndü. FII toplantılarının etkileyici misafir listesi, veliaht prens Muhammed bin Selman’ın 2016’da açıkladığı “2030 Vizyonu” isimli geniş çaplı mali reform programı çerçevesinde Suudi Arabistan’a gösterilen yüksek seviyeli teveccühün açık bir göstergesidir. 2030 Vizyonu, krallığın petrole bağlı ekonomisini farklı alanlara yaymak amacıyla devletin elindeki bazı taşınmazların özelleştirilmesi ve petrol şirketi Suudi Aramco’nun %5’inin halka açılması gibi planların uygulanmasını ve Suudi Arabistan’da yeni pazarlar açılmasını öngören bir programdır.
Ekonomik kriz kapıda mı?
Ancak bu programın şu ana kadarki ilerleme hızı beklenilenin altında kaldı. Suudi Aramco, 2018 yılında gerçekleşeceği vaat edilen ancak birçok kez askıya alınıp ertelenen halk arz işlemlerinin kısa sürede başlayacağını Pazar günü yaptığı bir açıklama ile duyurdu. Muhammed bin Selman’ın 2 trilyon dolar değer biçtiği Aramco’nun o kadar etmeyeceğine dair şüpheler arasında gelen açıklamada şirketin hisselerinin %1-2 arasında bir kısmının Suudi Arabistan borsasında halka açılacağı belirtildi. Aramco yetkililerinin 2016 yılındaki hesaplarına göre halka arz neticesinde 100 milyar dolar gibi abartılı bir miktar getireceği ortaya atılmıştı. Görünen o ki bu meblağın çok altında kalınacak ancak şirketin küçük bir kısmının satılmasından elde edilecek gelir görece düşük meblağ dahi Suudi Arabistan için bir talih kuşudur.
İlaveten, IMF geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’ın 2019 yılındaki tahmin edilen büyüme oranını %1.9’dan %0.2’ye çekmiş, sebep olarak da OPEC+ ülkelerinin üretim azaltma kararı nedeniyle krallığın GSMH’sının (gayrisafi milli hasıla) gerilemesini göstermişti.
Suudi Arabistan, aralarında borsadaki yabancı yatırım kısıtlamalarını kaldırma ile ülkenin turizm ve “sefa” sektörlerindeki potansiyelini kullanmak için turist vizesi uygulaması başlatmak gibi birçok mali reformu başarıyla hayata geçirdi. Sonuç olarak ülke, Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Doing Business (İş Yapma)” indeksinde bu yıl 30 basamak birden tırmandı.
Ancak krallığın adının endişe verici insan hakları ihlallerine karışması bir yandan imajını zedelerken bir yandan da yatırımcılar nezdinde daha riskli bir ülke olarak algılanmasına neden oldu. Kaşıkçı cinayetinde devletin oynadığı rol, kadın hakları savunucularına işkence edildiği iddiaları ve sözde rüşvet karşıtı bir operasyon çerçevesinde yüzlerce iş adamının ve kraliyet ailesi mensubunun keyfi olarak tutuklanması bu algının yayılmasına neden olan hadiselerdi. Krallık bütün bu suçlamaları reddetmektedir.
Ülke içine yönelik yatırımlar
Suudi Arabistan’ın tökezleyen mali vaziyetini yeniden iyileştirmek için asıl ihtiyacı olan şey ise içeriye yönelik yatırımlardır. Veliaht prensin emriyle 2017’de gerçekleştirilen sözde rüşvet karşıtı operasyonlar neticesinde Suudi Arabistan’da bir yıl önce 7.5 milyar dolar seviyesindeki doğrudan yabancı yatırımlar 1.4 milyara düştü. 2018’de bu sayı tekrar 3.2 milyar dolara kadar çıktı. Suudi Arabistan bu çerçevede, son dönemde aralarında dört yeni endüstri pazarının %100 yabancı yatırıma açılması ve petrol dışı diğer sektörlerde yeni projelerin başlatılması gibi hamlelerin bulunduğu bir dizi başarılı mali reform gerçekleştirdi.
Suudi Haber Ajansının haberine göre, krallığın yatırımdan sorumlu otoritesi FII toplantılarında milyarlarca dolar değerinde yeni anlaşmaların imza edildiğini söyledi. Ancak bu anlaşmalardan kaç tanesinin meyve vereceği hala belirsizliğini korumaktadır. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı tarafından neşredilen Dünya Yatırım Raporu belgelerine göre düşük petrol fiyatları ve siyasi faktörler Suudi Arabistan’ın yatırımcıların nezdinde gözden düşmesine neden oldu. Veliaht prensin yaptıkları mevzubahis siyasi faktörler hususunda hiç de ülkesinin yararına olmayan icraatlar yaptı. Muhammed bin Selman’ın tekrar büyük bir olaya adı karışırsa, yavaş yavaş geri dönmeye başlayan yatırımcılar bir kez daha kaçacaktır.
Çöldeki Davos kesinlikle göz kamaştırıcı ancak krallığın bütün bu şaşa ve şatafata ihtiyacı yoktur. Krallığın odaklanması gereken nokta iş yapmanın önündeki engellerin kaldırılması, tek taraflı sahiplik kısıtlamalarını gevşeterek yabancı yatırımın çekilmesi ve en önemlisi insan hakları ihlallerine bir son vererek siyasi ve itibara dayalı risklerin ortadan kaldırılması sağlanarak ülkede ticaret ortamının güçlendirilmesi hususundaki düzenli gelişmeyi idame ettirmektir.
Riyad istediği kadar yatırım zirvesine ev sahipliği yapsın, ülkede iş yapmanın önündeki engeller kaldırılmadığı ve krallık insan hakları ihlallerine bir son vermediği sürece Suudi Arabistan ihtiyacı olan uzun vadeli ve büyük ölçekli yatırımları kendisine çekemeyecektir.