Latin Amerika’da solun altın çağı bitiyor
Latin Amerika'da sol partili siyasetçiler için 2000'li yıllar altın çağ dönemiydi.
Dünya genelinde artan hammadde fiyatlarıyla siyasilerin de kendilerine seçim kazandıran kurtuluş vaatleri rafa kalktı. Brezilya Senatosu'nda- ki son oylama henüz yapılmadı. Ne var ki kimse Devlet Başkanı Dilma Rousseff ile birlikte uzun yıllar başarılara imza atan sol kesim bir devlet liderini daha kaybediyor. Brezilya'da Lula da Silva, Bolivya'da Evo Morales, Arjantin'de ise Nestor ve Christina Kirchner olmak üzere kıtanın hemen her yerinde sol partiler parlamento ve başkanlık seçimlerinde başarı sağladı. Hepsinin ortak kurtuluş vaadi; dağıtım üzerinden adil politikalar yürütülmesi, ortak düşmanları da Kapitalizm-ABD- oligarşi üçlüsü oldu. Hepsi de buna büyük ölçüde ulusalcılık ve "halkla arasında hiçbir araç istemeyen popüler başkan geleneği" olarak tanımlanan Caudillo geleneğini ekledi.
Bunun en baskın örneği Venezuela'daki "Kuzeyin emperyalizmine" karşı yapılan Bolivarcı Devrim. Hugo Chavez, Boli- varcı Devrimi ile karizmatik kişiliği ile bir sembol haline geldi.
Chavez, diplomasi dili dışına çıkarak ABD'yi hedef aldı, Batı'yı Küba ve Iran ile ittifaklar kurarak sinirlendirdi. Chavez ülkede üç kez seçilecek ve bir darbe girişimini atlatacak kadar çok destek gördü. Chavez'in, Amerikalı emperyalistlerin ve onların kapitalizminin Latin Amerika'ya yayılan yoksulluktan sorumlu olduğuna yönelik savı, kıtadaki farklı ülkelerde de yankı buldu. Sol partilerin bunu engelleyeceği ve refah getireceklerine dair inanç kıta genelindeki insanlar üzerinde etkili oldu.
Sosyalistler ve Sosyal Demokratlar her geçen gün daha fazla yönetimde olmaya başladı. Özellikle de Güney Amerika'da. ve gerçekten de yıllar içinde yoksulların da kazançlı çıktığı bir ekonomik büyüme gerçekleşti.
Siyaset bilimci Kenneth M. Roberts'in 2012 yılında yaptığı bir araştırmada Latin Amerika ülkelerindeki gelir eşitsizliğinin 2000 ile 2010 yılları arasında azaldığını ortaya koydu. Sol partilerin yönetimindeki ülkelerde oran çok belirgin olmak ile birlikte aynı durumun sol partilerin baskısıyla muhafazakarlarca yönetilen ülkeler için de geçerli olduğu ortaya çıktı.
Turquie Diplomatique / Mepa News