Mahmut Cemil İnce

Mahmut Cemil İnce

LGBT tehdidi demokratik zihniyetin bir ürünüdür

LGBT tehdidi demokratik zihniyetin bir ürünüdür

Müslümanların dini ve dünyevi birçok değerine savaş açmış durumdaki LGBT hareketleri bir süredir gündemdeki yerini koruyor.

Son yıllarda gittikçe artan bu hareketlerin belirli kesimlerce fonlanması, kullandıkları söylemler ve entegre oldukları çevreler herkesin malumudur.

Esasında bu konuyu değerlendirirken bunun insanın dünya üzerinde kendi ilahlığını ilan etmesine paralel olarak okumamızda fayda var.

Demokrasinin anlamı

İnsanın hiçbir ölçü tanımadan kendi hükmünü ilan edişini, son birkaç asırda dünyayı içerisine alan anlayış paralelinde okuyabiliriz.

Aydınlanma Çağı'nın ciddi etkisi bulunan bu anlayışla beraber ortaya konulan "hümanist" ve "demokratik" yaklaşımlar, birçok alanda dünyanın ölçüsünü tamamen insana endekslemiştir.

Bu açıdan siyasette, ahlakla, iyi ve kötüde, kısacağı insanı ilgilendiren her bir hususta her şeyin ölçüsü insanın kendisi haline getirilmiştir.

Söz gelimi, yeryüzünde kurulan bir rejimin, bir yönetimin meşru olup olmadığını, bu anlayışa göre insanların rızası belirler. İnsanların genelinin kendisine -Avrupai standartlarla- onay verdiği sistemler meşrudur.

Aynı şekilde, insanların geneli bir eylemi "etik", "doğru" ve "iyi" kabul ederse o eylem kabul görebilir. Aksi takdirde dışlanır ve mahkum edilir. Örneğin bir hırsızın elini kesmek "kötü ve vahşi" kabul edilirken onu yıllar boyunca çürüyeceği bir hücreye hapsetmek "insani" olarak görülür.

Oysa biz Müslümanlar için iyinin ve kötünün, doğrunun ve yanlışın, hakkın ve batılın, ahlakinin ve gayriahlakinin ölçüsü, Allah ve Rasulü'nün hükümleridir. İnsanların algıları değildir. Bu açıdan Müslüman bir birey, "insanın hükmü" anlamına gelen demokrasiyi kabul edemez ve benimseyemez.

Zira demokrasi, hükmü tamamen insana verir. İnsana dair her bir değeri, her bir kanunu belirleme hakkını insana devreder. İslam'da ise insanın kanun koyma, ahlaki norm belirleme gibi bir yetkisi yoktur. Allahu teala, Enam Suresi'nin 114-116'ncı ayetlerinde şöyle buyurur:

"(De ki:) 'O, size Kitab’ı açıklanmış olarak indirdiği halde Allah’tan başka bir hakem mi arayayım?' Kendilerine kitap verdiklerimiz de o (Kur’an’)ın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Bu hususta sakın şüpheye düşenlerden olma!

Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O hakkıyla işitendir, bilendir.

Eğer yeryüzündeki (insan)ların çoğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başkasına uymazlar ve onlar ancak yalan söylerler."

Demokrasi ve LGBT

Hal böyleyken, LGBT söylemlerini benimseyen, toplumu ve dünyayı ifsad etmeye çalışanlar da esasen tam olarak bunu yapmakta, insanların hevasından normlar uydurmaktadırlar.

Esasen bu gayri ahlaki girişimler tamamen demokratik anlayışın ortaya çıkardığı, insanı ilahlaştıran ve ona neyin iyi, neyi kötü olduğunu belirleme yetkisi veren zihniyetin bir neticesidir.

Bugün dünya sistemini elinde bulunduran güç ve sermaye çevrelerinin kümelendiği Batı'da ortaya çıkan ve kararlaştırılan zihniyetler dünya için "norm" olarak belirlenmektedir.

Bunların sermaye, reklamlar, medya ve hükümetler eliyle yaygınlaştırılması sayesinde günümüzde "LGBT hakları" denen söylem norm haline gelmiştir. Bu yaklaşım, insanın ahlak ve siyaset konusunda norm koyucu olması temeline dayanan demokratik zihniyetin bir ürünüdür. Bu sebeple Müslümanların, LGBT gibi sapkınlıklara karşı çıkarken, bunların demokratik anlayışın bir neticesi olduğunu fark etmesi gerekir.

Bizleri ve tüm dünyayı bu ahlaki dejenerasyon ve meydan okumaya maruz bırakan şey, Amerikan gücünü arkasına alan Batı merkezli zihniyet dayatmalarının bir ürünüdür. Bu çevreler sermaye ve gücü elinde tutmakta, dünyayı bu gibi yozlaşmaların esiri etmekte, insanlara "demokrasiyle kendi kendilerini yönettiklerini" düşündürtmektedir. Oysa ki dünya, sermaye ve güç odaklarının çevresi etrafında dönmekte ve sömürü devam etmektedir. Bir zamanlar eşcinselliği sapkınlık olarak kabul eden Avrupa kültürleri dahi bunun esiri olmuştur.

Bunun ötesinde, geçmişte "sömürü karşıtlığı" ile övünen sol hareketler bugün "ezilenlerin, işçi ve köylülerin hakları" davasını bırakmış, kendisini "LGBT hakları" gibi bir sömürü uzantısı anlayışın esiri etmiştir.

LGBT adı altında dayatılan yozlaşmayı anlamak ve buna karşı durabilmek için öncelikle demokratik zihniyetin insan için nasıl bir yıkım ve sömürü anlamına geldiğini anlamak icap eder. Bu olmaksızın, bizlere dayatılan bu sapkınlıklara sağlam bir şekilde karşı durabilmek oldukça güç olacaktır, vesselam.


Bu değerlendirmede yer alan ifadeler yazarın kendi görüşleridir ve Mepa News'in editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı toplam 2392 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
3 Yorum
Mahmut Cemil İnce Arşivi