Libya yeni bir iç savaşa mı sürüklenecek?

Libya yeni bir iç savaşa mı sürüklenecek?

"Sıcak bir savaş önlense bile, son şiddet ve gerginlikler mevcut durumun tahammül edilemez olduğunu gösteriyor"

Jonathan Fenton-Harvey | New Arab | Tercüme: Mepa News

Libya'nın sallantılı statükosu çatırdamaya ve yaklaşan şiddet tehdidi kırılgan soğuk barışı parçalamaya başladı.

Bu yılın başlarında, dönemin Birleşmiş Milletler Libya özel temsilcisi Abdoulaye Bathily, Güvenlik Konseyi'ni alarma geçirerek ülkenin "parçalanmanın eşiğinde olduğu" uyarısında bulunmuştu.

Bu kasvetli tahminler şimdi daha da yakınlaşıyor gibi görünüyor. 9 Ağustos'ta Libya'nın başkenti Trablus'un doğu banliyösü Tacura'da meydana gelen çatışmalarda en az 9 kişi öldü, 17 kişi de yaralandı. Yerel medya bu çatışmaların bir milis liderine yönelik suikast girişiminden kaynaklanmış olabileceğini öne sürdü.

Ertesi gün, Tacura'nın doğusundaki Kali Bulla bölgesinde kısa süreli milis çatışmaları meydana geldi. Bu çatışmalar, Temmuz ayında Tacura'da da meydana gelen ve üç kişinin ölümüyle sonuçlandığı bildirilen çatışmaların ardından yaşandı.

Bu olaylar, bir önceki yıl Trablus'un kontrolü için yapılan savaşın ardından Ekim 2020'de BM aracılığıyla sağlanan ateşkesten bu yana nispeten sakin olan ülkede endişe verici bir tırmanışa işaret ediyor.

Bu çatışmaların ardından, Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL), "Libya'nın çeşitli bölgelerinde güçlerin son zamanlarda hareketlenmesini" yakından izlediğini belirterek, gelişen olaylardan duyduğu endişeyi dile getirdi.

UNSMIL ayrıca "tüm tarafları azami itidal göstermeye ve saldırı olarak algılanabilecek provokatif askeri eylemlerden kaçınmaya" çağırdı. Analistler daha fazla şiddet riskinin arttığı konusunda uyarıda bulunuyor.

Libya'da kötüleşen durum

Libya'nın güneyinde gerginlik devam ediyor. Geçtiğimiz hafta içinde, ülkenin doğusunda Libya Ulusal Ordusu (LUO) olarak adlandırılan örgütü yöneten diktatör Halife Hafter'e bağlı güçlerin, Cezayir sınırı yakınlarındaki Gadamis bölgesine konuşlanarak bölgenin stratejik havaalanının kontrolünü ele geçirmeyi hedefledikleri bildirildi.

Bu bölgeler Ulusal Birlik Hükümeti'nin kontrolü altında olduğu için Hafter'in Libya'nın batısındaki nüfuzunu genişletme girişimleri BM tarafından sağlanan ateşkesi fiilen ihlal etmiş oldu.

Her ne kadar bu hamle Hafter için büyük kazanımlara yol açmamış ve şu ana kadar daha fazla şiddetten kaçınılmış olsa da, analistler çatışma riskinin hala devam ettiği konusunda uyarıyor.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Kıdemli Politika Uzmanı Tarek Megerisi, The New Arab'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Son dönemde patlak veren şiddet olayları ve bölünmeler Libya'daki istikrarsızlığın tehlikeli bir aşamaya geldiğini gösteriyor. Bu, 2019'da Trablus'ta savaş başlamadan önce karşılaştığımız senaryoya benzer bir senaryo.

Farklı gruplar daha fazla güç kazanma fırsatına sahip olduklarına inanıyor. Şu anda her düzeyde, özellikle de siyasi ve askeri açıdan bir çöküşe tanık oluyoruz."

Gerilim riskinin ortasında, batı ve doğudaki hükümetler arasında tekrarlanan kavgalar ve anlaşmazlıklar, Libya'yı birleştirme ihtimalinin yıllardır olmadığı kadar uzak olduğunu daha da vurguluyor.

Sistem içinde yolsuzluk

2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmasının ardından Muammer Kaddafi'nin devrilmesi ve NATO müdahalesinin ardından Libya bir kargaşa içine girdi. BM ve NATO ülkelerinin Libya'yı birleştirme, seçimleri teşvik etme ve 2011'den sonra ortaya çıkan iç bölünmeler arasında köprü kurma çabaları başarısız oldu.

Ülke 2014'ten bu yana batı ve doğudaki rakip hükümetler arasında bölünmüş durumda. Batıdaki Trablus, BM tarafından tanınan Ulusal Birlik Hükümeti'ne ev sahipliği yaparken, doğu bölgesi büyük ölçüde Tobruk merkezli, Halife Hafter'in etkisi altında olan ve Mart 2022'de kurulan Ulusal İstikrar Hükümeti'ni destekleyen Temsilciler Meclisi (TM) tarafından kontrol ediliyor.

2020'deki ateşkesten bu yana siyasi bir çözümün uygulanmasına yönelik adımlar sınırlı bir başarı elde etti. Başlangıçta Aralık 2021'de yapılması gereken seçimler lojistik, seçim yasaları üzerindeki anlaşmazlıklar ve güvenlik endişeleri gibi çeşitli faktörler nedeniyle ertelendi.

Zayıf iç kurumlar ve kırılgan bir güvenlik sistemi nedeniyle, ülkenin siyasi ve askeri grupları arasında yerleşik yolsuzluk ve çatışmalar da sıradan Libyalıların seslerini susturdu.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Libya eski özel danışmanı Stephanie Williams The New Arab'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Kaddafi sonrası yönetici sınıf -askeri, siyasi ve ekonomik aktörler- Libya halkının uzun geçiş dönemini sona erdirme talepleri karşısında kendi iktidar tekellerine öncelik vermeye devam ediyor. Halkın meşruiyetinin kırıntısına sahip tek bir kurum bile yok, hepsi ömrünü çoktan tamamladı."

Göreceli sükunetin ortasında bile iç çekişmeler ana akım kurumları etkiledi. Örneğin Libya Ulusal Petrol Şirketi'nin CEO'su Ferhat Bengdara, Hafter'in güçlerinin petrol sahalarını ablukaya alması ya da abluka tehdidinde bulunmasının ardından 2022 yılında tartışmalı bir şekilde atanan bir Hafter müttefiki.

Hafter'in özellikle oğlu Saddam liderliğindeki güçleri, daha fazla petrol gelirinin Trablus'tan Sirte merkezli hükümete aktarılmasını sağlamak amacıyla Şarara gibi petrol sahalarına birçok kez baskı uyguladı.

Ancak bu aynı zamanda hükümet gelirlerinin yaklaşık yüzde 98'ini ve GSYH'nin yüzde 60'ını oluşturan Libya petrol sektörünün toparlanmasını da riske atıyor. Dolayısıyla daha fazla şiddet Libya'nın savaş sonrası ekonomik toparlanması için de derin riskler doğuracaktır.

Hafter'e bağlı ya da bağımsız milisler sık sık kilit kurumları hedef aldı. 18 Ağustos'ta Libya Merkez Bankası'nın, başkent Trablus'ta bir banka yetkilisinin kaçırılmasının ardından "tüm operasyonları askıya aldığını" açıklaması, diğer hayati sektörler üzerindeki etkilerini gösterdi.

Uluslararası Kriz Grubu'nda Libya analisti olan Claudia Gazzini New Arab'a yaptığı açıklamada "Herkesin memnun olduğu, her iki tarafın da petrol gelirlerini paylaşmasına ve petrol sektörü etrafında anlaşmalar yapmasına dayanan bu kırılgan barış çatlama belirtileri gösteriyor" dedi.

Yabancı güçlerin rolü

Her ne kadar dış müdahaleler son iç çatışma sırasında ülkedeki bölünmelerin şiddetlenmesinde kayda değer bir rol oynamış olsa da nihayetinde dış güçlerin rolü ülkenin yönünü belirlemede kilit rol oynayacak.

BAE, Rusya, Fransa ve Mısır 2019'da farklı derecelerde Hafter güçlerinin yanında yer alırken, Türkiye'nin 2020'de Trablus merkezli hükümeti desteklemek için yaptığı müdahale Hafter'in hırslarını kırmaya yardımcı oldu ve ateşkese giden yolu açtı.

Kaddafi'nin ölümünün ardından Libya'da şiddeti körükleyen dış güçler, paradoksal bir şekilde ülkenin kaosa sürüklenmesini engelliyor.

Claudia Gazzini, "Dış güçler savaşı desteklemediği sürece, ki bölgenin istikrarsızlığı nedeniyle bu pek olası değil, o zaman işler olduğu gibi devam edebilir" dedi.

Bir savaş çıkmasa bile, "Libya'da yeni bir siyasi kaos aşamasına giriyor olabiliriz" diye ekledi.

Şiddetin yeniden başlaması ihtimali bazı komşuları endişelendiriyor.

Cezayir kendi sınırında patlak verebilecek şiddet olaylarından duyduğu endişeyi dile getirdi. Libya'da taraf tutmama yönündeki geleneksel yaklaşımını sürdüren Cezayir, BM'nin tutumunu destekledi ve "düşman kardeşlere" çatışmaları durdurma çağrısında bulundu.

Avrupa Birliği'nin Libya ile angajmanına öncülük etmeye çalışan İtalya, Afrika'da daha fazla nüfuz ve petrol ve gaz anlaşmaları elde etmek için Mattei Planı'nı uyguladı. Bunun mimarı olan Başbakan Giorgia Meloni, Libya'daki her iki büyük kampı da yanına çekmeye çalıştı.

Ancak İtalya'nın Libya'daki istikrarlı diplomatik temaslarına ve Ocak 2023'te 8 milyar dolarlık bir anlaşma ve müteakip işbirliği anlaşmaları da dahil olmak üzere gaz anlaşmalarına rağmen Roma, Libya'daki bölünmüşlük arasında köprü kurma konusunda sınırlı bir başarı elde etti.

Mısır, siyasi bir çözüme aracılık etmek için doğudaki nüfuzunu kullanabilecekken, Mısır'ın 11 Ağustos'ta Ulusal İstikrar Hükümeti'nin Bingazi merkezli başbakanı Usame Hammad'a davet göndermesi ve Hammad'ın da bu daveti kabul ederek Kahire'yi ziyaret etmesi bu olasılığı zayıflatmış olabilir.

Bu durum Ulusal Birlik Hükümeti'nin Başkanlık Konseyi ile arasının açılmasına neden oldu ve ardından Mısır'ın diplomatik misyonu sınır dışı edildi. Bu durum, Ankara'nın Batı'daki etkisi ve Trablus hükümetiyle olan bağları göz önüne alındığında, analistlerin daha önce Mısır ve Türkiye için kalıcı bir anlaşmaya aracılık etme fırsatı olarak gördükleri durumu engelledi.

Libya'nın batısı ile doğusu arasında siyasi bir anlaşmanın yokluğunda, Moskova'nın paralı askerleri Sirte'deki Ulusal İstikrar Hükümeti ile ittifak kurarak doğuda varlıklarını sürdürebildi.

Şiddet olayları devam etse de, önceki çatışmalarla aynı büyüklükte geniş çaplı bir savaşa yol açması gerekmeyebilir. Nitekim bir zamanlar Hafter'i destekleyen uluslararası güçler, onun başarısızlıkları ve kendilerinin yeni bir çatışma için iştahsız olmaları nedeniyle artık daha tereddütlü.

Ancak durum hala değişken ve çatışmaların artması riski giderek artıyor. Sıcak bir savaş önlense bile, son şiddet ve gerginlikler mevcut durumun tahammül edilemez olduğunu ve istikrarsızlığın tırmanmasını önlemek için daha doğrudan diplomasiye ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.

tg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.