Mali'de El Kaide'den üst düzey isme suikast
Mali'de El Kaide bağlantılı Nusret el İslam vel Müslimin, üst düzey bir isme suikast düzenledi.
Mali'de cihat yanlısı grupların yeniden organize oluş süreci birçok analize konu olmuş durumda. El Kaide bağlantılı gruplar bir yandan yerel unsurlarla bağlantılarını sağlamlaştırırken, öte yandan yabancı güçlere karşı saldırıları sıklaştırıyor. Bir süredir "Fransa'nın Afganistan'ı" olarak anılan Mali'de, El Kaide bağlantılı grubun yakın tarihte düzenlediği üst düzey suikaste dair Sahel Blo'da Alex Thurston bir değerlendirme kaleme aldı.
Değerlendirme Mepa News tarafından tercüme edildi.
*
9 Eylül’de, Operasyonel Koordinasyon Merkezi (MOC) komutanlarından birisi, Mali’nin kuzeyindeki Timbuktu’da, arabasında infaz edildi. Komutanın ismi Salim İmbighi olarak belirlendi.
Suikaste uğrayan kişi, 2012 Mali'de başlayan ayaklanmada bir rol oynayan kuzey Mali’deki silahları grupların bir araya gelerek oluşturduğu yapı olan Azavad Hareketleri Koordinasyonu’nun (CMA) bir üyesiydi. CMA üç ana bileşenden oluşuyor: Azavad Birliği Yüksek Konseyi (HCUA), Azawvd Arap Hareketi (MAA), Azavad Ulusal Özgürlük Hareketi (MNLA). Salim İmbighi MAA bünyesinde hareket ediyordu ve kuzey Mali’de bir Arap kabilesi olan Awlad İdris’in (İdrisoğulları) bir üyesiydi.
İsyandan mutabakata
MOC ve bölgede gerçekleştirdiği devriyeler, 2015 Cezayir Anlaşmasının anahtar bileşenlerinden birisi. Bu barış anlaşması kapsamında, 2012 yılında kuzeyde patlak veren ayaklanmanın ardından savaşın devam etmemesi için taraflar mutabakata varmıştı. Anlaşma Mali devleti, CMA ve Platform isimli bir çatı altında birleşen kuzeydeki hükümet yanlısı silahlı gruplar arasında imzalanmıştı. MOC tarafından gerçekleştirilecek devriye görevlerinin dağınık haldeki ve birbirine düşman grupların birlikte çalışmasını sağlayacağı planlanmıştı. Birlikte çalışmak yerine birbirleriyle çatışmamak demek aslında daha doğru olacaktır. MOC’un Timbuktu kolu henüz geçtiğimiz Mayıs ayında kuruldu ve sadece 50 savaşçısı var. Şimdilik bölgede devriye görevlerine dahi çıkmıyorlar. Ek olarak, CMA da daha önce hem Timbuktu’da hem de Kidal’de gerçekleştirmesi gereken devriyelere çıkmamakla suçlanıyor.
Mali’deki cihat yanlıları ise Cezayir anlaşmasına taraf değil ve sürekli olarak, özellikle de MOC bünyesinde yapılan devriyeleri hedef alarak Cezayir Anlaşmasının taraflarını dağıtmayı amaçladılar. Bu çerçeveden bakıldığında 17 Eylül’de El KAide bağlantılı Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin (CNİM) tarafından üstlenilen İmbighi suikasti daha iyi anlaşılabilir. CNİM, Timbuktu suikastinin yanı sıra aralarında 2017 yılının Ocak ayında Gao’daki MOC birliklerinin hedef alındığı büyük çaplı saldırının da bulunduğu, kuzeydeki MOC’un hedef alındığı birçok saldırıyı üstlendi.
El Kaide'nin Batı Afrika kolu
2017 yılının Mayıs ayında, Mali merkezli olarak birçok cihat yanlısı grubun bir araya gelmesiyle kurulan CNİM, El Kaide’nin Batı Afrika'daki resmi kollarından birisidir. CNİM’in lider kadrosunda hem Malililer hem de Malili olmayanlar var. Grubun lideri ise İyad eg Gali. Grubun daha çok Mali kaynaklı bir hareket olması, kuzey ve orta Mali’deki siyasi ve etnik durum ile kabileler arasındaki ilişkilerine bu denli hakim olmalarının nedenlerinden bir tanesidir. Malililer kadar olmasa da, Malili olmayan üyeler de ülkede derin tecrübelere sahiptir. Bunun nedeni ise İslami Mağrip El Kaidesi'nin (İMEK) Sahralı komutanları ve birlikleri tarafından 2012 ayaklanması öncesinde kurulan ve geliştirilen bağlantılardır.
El Kaide'nin stratejisi
CNİM İmbighi suikastini genel bir açıklama ile üstlenmedi. Grubun saldırıyı üstlenme şeklinin İdrisoğullarına gönderilen bir mektup olmasının sebebi ise izledikleri siyasetin bir gereği. Söz konusu mektup, kabilenin saldırı nedeniyle verebileceği aşırı tepkinin önüne geçmeyi amaçlıyor ve bu çerçevede üç ayrı teknik kullanılıyor:
- Dini yaklaşım: Mektupta CNİM ile kabile arasında İslam dininin gerektirdiği üzere bir bağ olduğu vurgulanıyor. İmbighi’nin ise MOC’a katılarak İslam dininden çıktığı savunuluyor. MOC’un, CNİM tarafından “kafir kuvvetleri” olarak tanımlanan "Mali ordusu, BM bünyesindeki MINUSMA ve G5 Sahil müşterek kuvvetleri ile birlikte hareket ettiği ve mücahitleri hedef aldığı" hatırlatılıyor. "Saldırının kısas üzere yapıldığı ve mücahitlerin nefsi müdafaa hakkını kullandıkları" anlatılıyor.
- Suikastin son çare olarak yapılması: Mektupta CNİM tarafından, “kabilelerin evlatlarından ve diğer Müslümanlardan” kimsenin MOC’a katılmaması yönünde birçok defa uyarı yapıldığı, “bu önemli mesele” hakkında bilgilendirici ses kayıtları, videolar ve yazılı açıklamaların defalarca dağıtıldığı hatırlatılıyor. Başka bir deyişle İmbighi’nin girdiği yoldan dönmesi için kendisine yeterince fırsat verildiği belirtiliyor.
- Kabileye saygı gösterilmesi: Mektup sadece basit bir açıklama şeklinde hazırlanmamıştı. Yazar kabile liderlerinin akıllarında herhangi bir soru işareti kalmaması için ortak bir buluşma gerçekleştirmeye hazır olduklarını dahi bildirmişti. Bu konuda kuzey Mali Müslümanlarının desteğinin kazanılmasının öneminin CNİM tarafından bir öncelik olduğu biliniyor. İMEK liderleri de çok uzun yıllardır cihat yanlılarının halktan uzaklaşmak ve onları ötekileştirmek yerine kabilelerle olan ilişkilerin iyi tutulması gerektiğini söylüyordu.
Gönderilen mektubun eg Gali tarafından değil de, Cezayirli Ebu el Hammam gibi üst düzey bir İMEK yetkilisi tarafından imzalanması da dikkat çeken bir ayrıntı oldu. Bazı çevreler bu hamleyi el Hammam’ın CNİM'in başındaki eg Ghali’nin yerine geçme niyeti olarak yorumluyor. Ben şahsen bu kadar ileri gidilecek bir durum olduğunu düşünmüyorum ancak yine de incelenmesi gereken birkaç nokta bulunyor. CNİM bünyesindeki koalisyon politikaları, sadece kuzey ve orta Mali değil, CNİM’in farklı coğrafi bölgelerde kullandığı örgütlenme tarzları, özellikle de kuzey Mali örneğine daha yakın ilgi gösterilmelidir. Bu vakada ise, CNİM’in Timbuktu ve Kidal’de uyguladığı değişik yaklaşımlar incelenmelidir. Bilindiği üzere Kidal’de de şiddet devam ediyor, geçtiğimiz günlerde en az iki kişi suikast sonucu öldürüldü.
Eg Gali liderliğindeki Ensar ed Din’in Kidal’de, AYEK'in de daha çok Timbuktu’da baskın güç olduğu 2012-2013 dönemine geri gidelim. (eg Gali bu dönemde örgütündeki çoğu isimden daha fazla AYEK ile iyi ilişkilere sahipti ve bu zaman aralığında kuzey Mali’deki birçok şehri ve bölgeyi ziyaret etti.) Riya Lyammouri tarafından 2016 yılında kaleme alınan “AYEK Timbuktu’yu Aslında Hiç Terketmedi” başlıklı yazı ve Adam Sandors’un 2017’de Centre FrancoPaix için hazırladığı rapor incelendiğinde Ebu el Hammam ile İdrisoğulları arasındaki ilişkinin çok eskiye dayandığı, örgütlerin sadece bu kabile ile değil çevre kabilelerin birçoğu ile iyi ilişkiler kurduğu anlaşılabilir. Yani başka bir deyişle, kuey Mali’deki cihat yanlısı altyapı yeni olmayıp, gayet köklüdür.
CNİM tarafından bir CMA komutanının suikastle öldürülmesi, eg Gali ve HCUA arasında gizli görüşmeler yapıldığının iddia edildiği bir döneme denk geldi. CMA hızlı ve sert bir şekilde saldırıyı kınadı ve faillerinin peşine düşüleceğini, aynı zamanda Timbuktu içinde cihat yanlıları ile işbirliği yapanların olmasının kabul edilemeyeceğini açıkladı.
Bu ve yakın zamanda gerçekleşen diğer suikastler kuzey Mali’deki güç kavgasının, liderlerin diğer insanların hayatları üzerinden oynadığı bir oyun olmadığını aynı zamanda liderlerin hayatlarının da eşit derecede tehlikede olduğunu bir kez daha kanıtladı. Suikastler ayrıca CNİM'in ince bir ip üzerinde yürüdüğünü gösteriyor. (Bir yandan, MOC ile çalışanların, barış sürecine katılanların ve diğer cihat karşıtı kesimlerle ilişki kuranların ödeyeceği bedelin ne olduğu açık bir şekilde ilan ederken, diğer yandan da son derece önemli kuzey Mali aktörlerini kızdırarak, kendi uzun vadeli siyasi politikasını baltalıyor.)
Kaynak: Mepa News