Myanmar'daki cunta yönetimi silahlı gruplar karşısında gücünü kaybediyor
Uzman görüşleri, etnik silahlı grupların ve darbe karşıtı güçlerin büyük bir saldırı başlattıktan yedi ay sonra konumlarını güçlendirdiklerini ortaya koyuyor.
Önde gelen uluslararası uzmanlardan oluşan bir grubun son raporuna göre Myanmar'daki askeri rejim, darbe karşıtı güçlerin geçen yıl Ekim ayı sonunda yeni bir saldırı başlatmak üzere ittifak kurmasından bu yana Güneydoğu Asya ülkesinin özellikle de sınırları boyunca daha fazla bölgesinde kontrolü kaybetti.
Myanmar Özel Danışma Konseyi (SAC-M) Perşembe günü yayınladığı raporda, 2022'den bu yana Myanmar'daki çatışmanın genel gidişatının "askeri cuntanın kayıplarına karşılık genişleyen direniş kontrolü" şeklinde olduğunu söyledi.
Bu sürecin "Ekim 2023'ten itibaren hızla tırmandığı" belirtildi.
Myanmar'da zulüm yeniden başladı: 45 bin Arakanlı Müslüman ülkeyi terk etti
Halk Savunma Güçleri (PDF) olarak bilinen etnik silahlı gruplar ve darbe karşıtı savaşçılar geçen yıl 1027 Operasyonu'nu başlattıklarından bu yana, kuzey ve doğuda, Çin ve Tayland sınırı boyunca ve Myanmar'ın Bangladeş ve Hindistan ile buluştuğu batıda askeri karakolları ve sınır kasabalarını ele geçirerek önemli ilerlemeler kaydettiler.
SAC-M, cunta yönetiminin ülke topraklarının yüzde 86'sını kapsayan ve Myanmar'ın 55 milyonluk nüfusunun yüzde 67'sine ev sahipliği yapan yerleşim birimleri üzerindeki otoritelerini tamamen kaybettiklerini söyledi.
Raporda, "Cunta kontrolüne karşı direniş güçlü, yaygın ve derin bir şekilde yerleşmiş durumda" ifadeleri yer aldı.
Ordu şefi Min Aung Hlaing Şubat 2021'de bir darbe gerçekleştirerek, o zamandan beri gizli bir askeri mahkemede yargılanan ve hapse atılan sivil lider Aung San Suu Kyi'nin seçilmiş hükümetinden iktidarı ele geçirdi.
İktidarın ele geçirilmesi, ordunun güç kullanarak karşılık vermesinin ardından silahlı bir isyana dönüşen kitlesel protestolara yol açtı. Darbeden bu yana gelişmeleri izleyen Siyasi Mahkumlara Yardım Derneği'ne göre darbeden bu yana en az 5.161 sivil öldürüldü ve 20.500'den fazla kişi hapiste tutuluyor.
Myanmar ordusu bir dönem etnik temizlik uyguladığı Arakanlı Müslümanlardan yardım istiyor
SAC-M, ordunun "ne meşru ne de fiili bir hükümet olarak kabul edilebileceğini" ifade ediyor.
Raporda, "Askeri cunta, devletin temel görevlerini yerine getirmek için Myanmar topraklarını gerektiği kadar kontrol etmiyor" denildi.
SAC-M, uluslararası sınırları olan 51 ilçeden sadece birinin, Himalayalar'ın eteklerindeki 7.000 nüfuslu ilçenin "istikrarlı cunta kontrolü" altında olduğunu söyledi. Otuz ilçenin darbe karşıtı güçler tarafından en az yüzde 90 oranında kontrol edildiği, bunlardan 14'ünde ordu karşıtlarının tam kontrolü sağladığı değerlendirildi.
Parçalanan ülke
SAC-M'nin durum değerlendirmesi, ortaya çıkan ve devam eden çatışmaları takip eden kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Kriz Grubu (Crisis Group) tarafından da paylaşıldı.
Perşembe günü yayınlanan bir raporda, son yedi aydaki gelişmelerden en çok faydalananların, çoğu yıllardır orduyla savaşan etnik silahlı gruplar olduğu belirtildi.
Myanmar'da cunta karşıtı grup Hindistan ve Bangladeş sınırındaki bölgeyi ele geçirdi
Kriz Grubu'nun Myanmar'daki kıdemli danışmanı Richard Horsey, "Myanmar'ın etnik silahlı grupları, uzun zamandır aradıkları özerk anavatanları savaş alanında güvence altına alıyor" dedi ve PDF'lerdeki birçok kişinin ve onları kuran Ulusal Birlik Hükümeti'nin (NUG) hedefi olan gelecekteki federal demokrasi için potansiyel sonuçlar konusunda uyardı.
Myanmar'ın komşularını ve uluslararası toplumu "çatışma risklerini ve insan hakları kaygılarını akılda tutarak" iktidar için yarışan çok sayıda grupla ilişki kurmaya çağırdı.
Bu arada SAC-M uzmanları, çatışmanın hayatları alt üst olan sivillere insani yardım sağlamak için daha fazla şey yapılmasını gerektirdiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler, çatışmalar nedeniyle üç milyondan fazla insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını tahmin ediyor ve SAC-M, insanları çoğunu ordunun uyguladığı şiddetten korumak için daha fazlasının yapılması gerektiğini söyledi.
Myanmar'da askeri cunta 9.000 mahkumu serbest bırakacak
Raporda, "Cunta, şiddet ve istikrarsızlığın ve uluslararası insan hakları ve insancıl hukukun ağır ihlallerinin açık ara birincil kaynağıdır" denildi.
"Demokratik devrimin taleplerini karşılamak için hiçbir isteklilik göstermiyor, sadece daha fazla şiddet ve baskıya bağlılık gösteriyor."
Ordu, sivil köylere yönelik devam eden hava saldırıları ve insanların evlerinin kasıtlı olarak yakılması nedeniyle savaş suçu işlemekle itham ediliyor.
Bazı silahlı gruplar da söz konusu vahşete karışmış durumda.
Kaynak: Mepa News