New York Times: Türkiye Libya'da belirleyici güç oldu
Amerikan New York Times gazetesi Türkiye'nin Libya'da 'belirleyici güç' olduğunu yazdı.
Amerikan New York Times (NYT) gazetesinde yer alan bir haberde, Türkiye destekli güçlerin Libya'da bu hafta elde ettiği zaferlerin, General Halife Hafter'in planlarına büyük darbe vurduğu yorumu yapıldı.
Haberde, "bu zaferlerin Türkiye'nin Libya'da vekalet savaşı veren yabancı ülkeler arasında belirleyici bir güç olarak yerini alışına işaret ettiği" vurgulandı.
NYT'nin haberinde,"Türk ateş gücüyle desteklenen Libyalı savaşçıların başkent Trablus'taki büyük bir hava üssünü ele geçirdiği" belirtiliyor.
Haberde ayrıca "Hafter güçlerinin eline yeni ulaşan Rus hava savunma sistemlerinin İHA'larla yok edildiği" ve Perşembe günkü saldırıyla, Trablus'un güneyindeki önemli bir bölgeden de çıkartıldıkları kaydediliyor.
NYT'nin haberi şöyle devam ediyor:
"Zaferler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ocak'ta asker ve silahlı İHA'lar göndermesine kadar, zayıf ve Hafter güçleri tarafından etrafı sarılmış görünen Birleşmiş Milletler destekli Trablus hükümetinin kaderini, çarpıcı bir şekilde değiştirdi. Bu, Türkiye'nin 100 yıldan uzun süre önce Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesinden bu yana, petrol zengini Kuzey Afrika ülkesine yaptığı en güçlü müdahaleydi."
'Türkiye'nin Libyası'
Düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin bir brifinginin "Artık Türkiye'nin Libyası oldu" başlığını taşıdığını söyleyen New York Times, "Hafter'in bir yıldan uzun süre önce Trablus'u ele geçirmek için saldırı başlattığını ve aralarında Rusya'nın da bulunduğu destekçilerini Libya'nın geleceğinde önemli bir rol oynama konumu sağladığını" vurguluyor.
Ancak gazete, geçen Çarşamba günü Trablus hükümetine sadık güçlerin ele geçirdikleri, Birleşik Arap Emirlikleri'nin satın aldığı, Rus malı bir hava savunma sistemiyle geçit töreni yaptıkları ve bunun Hafter'in en güçlü iki dış destekçisini hedef alan bir aşağılama olduğunu kaydediyor.
Hafter güçlerinin daha sonra da, başkent Trablus'a 100 kilometre mesafedeki, küçük ama stratejik açıdan önemli Asaba'dan sürüldükleri vurgulanıyor.
'Tam bir vekalet savaşı'
Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams'ın Güvenlik Konseyi'ni, dış güçlerin sağladığı silahlar, savaş uçakları ve paralı askerlerle artan çatışmaların, Libya'daki çatışmaları tam bir vekalet savaşına dönüştürdüğü uyarısını yaptığı belirtiliyor.
Haber şu satırlarla devam ediyor;
"Türkiye'nin etkileyici kazanımları savaşın gidişatını değiştirmiş gibi görünse de, kesinlikle nihai değil. Libya'daki oyuncuların kaderleri, Albay Muammer Kaddafi'nin 2011'de devrilmesinden bu yana çok değişti. Kendini mareşal ilan eden ve bir dönem CIA'ye çalışan 76 yaşındaki Hafter, Trablus'taki Türk hedeflerine karşı, hava kuvvetleri komutanının deyimiyle 'Libya tarihindeki en büyük hava saldırısıyla' misillemede bulunacağını söyledi. Hava Kuvvetleri Komutanı Sakr El-Caruşi yayımladığı videoda 'Tüm kentlerdeki tüm Türk mevzileri ve çıkarları hava kuvvetleri jetlerimiz için meşru hedeftir' dedi."
New York Times gerçekte, Hafter'in bir sonraki adımının, Moskova, Kahire ve Abu Dabi'deki destekçileri tarafından belirleneceğini vurguluyor.
Suriye'den giden jetler
Trablus hükümetinin İçişleri Bakanı Fethi Başağa'nın Bloomberg'e yaptğı açıklamada, sekiz Sovyetler döneminden kalma jet ve iki daha yeni Rus savaş uçağının Hafter'e destek vermek için Suriye'den Libya'ya gönderildiğini söylediği aktarılıyor.
Bir Avrupalı yetkilinin de benzer bilgiler aldıklarını, ancak jetlerin Suriye'ye mi, yoksa Rusya'ya mı ait olduğunun belirsiz olduğunu söylediği belirtiliyor.
New York Times, herhangi bir gizli askeri müdahalenin, "şimdiye kadar Libya'daki nüfuzunu Kremlin'le yakın bağlantıları olan özel güvenlik şirketinin gönderdiği ve Hafter'in geçen sonbahar aylarındaki ilerlemesinde büyük rol oynayan paralı askerler üzerinden hissetiren Moskova adına çatışmalara önemli bir müdahale olacağını" vurguluyor.
Avrupalı yetkilinin de, "savaş uçaklarının büyük olasılıkla Kremlin'in müdahalesini yavaşlatması ve müzakere yoluyla çözüme geri dönülmesi için Türkiye'ye gönderilen bir mesaj olduğunu" kaydediyor.
Rusya'nın bu haberler üzerine yorum yapmadığı, ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu'yla yaptığı telefon görüşmesinin ardından Rus Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklamaya göre, iki ülkenin taraflara derhal ateşkes ilan edilmesi ve BM önderliğindeki siyasi sürece geri dönülmesi çağrısı yapıldığı vurgulanıyor.
BAE'nin silah sevkiyatı
Gazete, Rusya ve Türkiye'nin Ocak ayında, Uluslararası Libya Konferansı'ndan önce benzer bir çağrı yaptığı, ancak "birini diğerine karşı oynamasıyla sık sık müttefiklerini kızdıran Hafter'in" bu çağrılara kulak asmadığını belirtiliyor ve şöyle devam ediyor;
"Dünya liderleri, 19 Ocak'ta Berlin'deki konferansta buluşurken, Hafter'in en büyük müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri, Doğu Libya'ya askeri malzeme yollamak için gizli bir hava köprüsü kurdu. Bir BM yetkilisi paravan şirketler aracılığıyla tutulan kargo uçakların, Libya'ya uluslararası silah ambargosunu denetleyen yetkililerce soruşturulduğunu söyledi. Türk destekli güçlerin zaferleri, Trablus'ta hava hakimiyetini kazandırdı ve ülkenin batısında Hafter güçlerinin elinde son olarak, başkentin güneydoğusundaki Tarhuna kaldı."
Gazetenin görüşlerine yer verdiği Alman Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Enstitüsü'nden Libya uzmanı Wolfram Lacher de "Askeri dengede büyük bir değişiklik gördük. Bunlar bir arada düşünüldüğünde Hafter güçlerinin morali ve ittifakının uyumu üzerinde büyük etkileri olabilir" diyor.
Kahire'de kaygı
New York Times, Türkiye'nin Libya'daki başarılarının "Erdoğan'ın ezeli rakibi" diye tanımladığı Mısır lideri Abdülfettah El Sisi'nin önderliğindeki Mısır'da kaygı yarattığını ve Ankara'nın yeni nüfuzunu Libya'da daimi bir askeri varlık elde etmek için kullanma ihtimalinin, Kahire'de alarm zillerinin çalmasına yol açtığını belirtiyor.
Gazete, dış güçlerin müdahaleleri sürerken, bedeli Libya halkının ödemeye devam ettiğini vurguluyor.
BM Temsilcisi Williams'ın 1 Nisan-18 Mayıs arasındaki çatışmalarda, çoğu Hafter güçleri tarafından olmak üzere, 58 sivilin öldürüldüğünü söylediği aktarılıyor ve "Uluslararası hukuka göre suçlu olanlar adalet önüne getirilmeli" şeklindeki sözlerine de yer veriliyor.
Ancak uluslararası toplumun Libya konusunda çok bölünmüş olduğu bir ortamda gerçek bir hesap sorma süreci ihtimalinin çok az olduğu ve uzmanlara göre şu anda en iyi senaryoyu, Hafter'in sonunda siyasi müzakerelere geri dönmesi olarak gördüğü vurgulanıyor.