Pakistan'ın Kurram bölgesindeki Şii-Sünni geriliminin arka planı ne?

Pakistan'ın Kurram bölgesindeki Şii-Sünni geriliminin arka planı ne?

Pakistan güvenlik güçleri, Afganistan sınırındaki aşiret bölgesinde Şii ve Sünni aşiretlerin aylardır devam eden karşılıklı saldırılarını kontrol altına alamıyor.

Abid Hussain | Al Jazeera | Tercüme: Mepa News

Pakistan'ın Kurram bölgesini birbirine bağlayan ana otoyol, Afganistan sınırındaki bu aşiret bölgesinde arazi anlaşmazlıklarının yol açtığı dini gerilimlerin kaynamaya devam etmesi nedeniyle dört haftadan uzun bir süredir kapalı.

Hayber Pahtunhva eyaletinin güzel manzaralı bir dağlık bölgesi olan Kurram, Şii ve Sünni kabileler arasındaki arazi anlaşmazlığının en az 46 kişinin ölümüyle sonuçlandığı Temmuz sonundan bu yana gerginliklerle kaynıyor.

Yetkililer Temmuz ayındaki şiddet olaylarının ardından bölgeye yönelik seyahat kısıtlamaları getirmiş ve güvenliği arttırmış ancak bu önlemler aşiretlerin kısasa kısas saldırılarını durduramamıştı.

12 Ekim'deki son saldırıda bir araç konvoyunun saldırıya uğraması sonucu en az 15 kişi öldürüldü.

Yerel barış komitesi üyesi ve aşiret ileri gelenlerinden oluşan cırga konseyinin bir parçası olan Mahmud Ali Can, son birkaç aydır insanların sadece toplu halde seyahat etmelerine izin verildiğini söyledi.

Ancak Ekim ayındaki cinayetlerin ardından yolların sivillere kapatıldığını ekledi.

Geçen hafta binlerce kişi ilçe merkezi Paraçinar'da bir “barış yürüyüşü” düzenleyerek hükümeti, yüzde 45'inden fazlası Şii azınlığa mensup olan 800.000 Kurram sakini için güvenliği arttırmaya çağırdı.

Kurram'ın komiser yardımcısı Cavidullah Mesud'a göre, yürüyüşün ardından yönetim haftada dört gün konvoy hareketine izin verdi.

Kurram'da neler oluyor?

Kurram, Şii ve Sünni gruplar arasında uzun bir çatışma dönemine sahip. İki taraf arasında son yıllardaki en ölümcül çatışma dönemi ise 2.000'den fazla insanın öldüğü 2007-2011 yılları arasında yaşandı.

Son yıllarda Afganistan'ın Host, Paktiya ve Nangarhar vilayetlerine komşu olan dağlık yaşam alanı, yaşanan çatışmalar yüzünden oldukça sıcak bir bölge haline geldi.

Temmuz ayında yaşanan şiddet olaylarının ardından 2 Ağustos'ta kabileler arası bir ateşkes imzalandı ancak Eylül ayı sonunda en az 25 kişinin öldürülmesiyle bölgede yeniden şiddet olayları patlak verdi.

Gerginlik 12 Ekim'de bir konvoyun saldırıya uğramasıyla daha da tırmanarak 15 kişinin daha ölümüne ve Kurram'ın ana karayolu olan Thall-Paraçinar yolunun kapanmasına neden oldu.

Yerel barış komitesi üyesi Ali Can Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, "12 Ekim saldırısı Şiilerin çoğunlukta olduğu bir bölgede meydana geldi ve Sünni Müslümanlar hedef alındı. Buna karşılık olarak bir hafta içinde Şii konvoylarına iki misilleme saldırısı düzenlendi. Ancak 20 Ekim'den bu yana geçici bir ateşkes sağladık” diyor.

Can, tek tük silah sesleri konvoyları tehdit etmeye devam etse de başka ölüm vakası bildirilmediğini de sözlerine ekledi.

Devlet şiddeti neden kontrol edemiyor?

Hükümet yetkilisi Mesud durumun hala istikrarsız olduğunu kabul etmekle birlikte barışın eninde sonunda geri geleceğine olan inancını dile getirdi.

Al Jazeera'ye verdiği demeçte, “Her iki toplumdan aşiret liderleri büyük ölçüde bizimle işbirliği yapıyor ve biz de kamu güvenliğini sağlamak için yoğun çaba sarf ediyoruz” dedi.

Mesud, “bazı unsurların” tansiyonu yüksek tutmayı amaçladığını ancak hükümetin barışı korumak için kaynakları seferber ettiğini de sözlerine ekledi.

Mesud ayrıca, “Konvoyların güvenliğini sağlıyoruz ve Şii-Sünnilerin birlikte hareket etmesini istiyoruz. Ayrıca bölgeye ilaç, gıda ve diğer ihtiyaç maddelerinin sevkiyatının duraksamadan devam etmesini sağladık” ifadelerini kullandı.

Ancak Hayber Pahtunhva eyaletindeki Kuzey Veziristan'dan eski bir parlamenter ve Ulusal Demokratik Hareket (NDM) başkanı olan Muhsin Davar hükümeti bu konuda eleştiriyor.

Al Jazeera'ye konuşan Davar, “Yetkililerin sorunu çözmeye gerçekten niyetli olup olmadıklarından şüpheliyim” dedi ve devletin gevşek tutumunun toprak anlaşmazlığının mezhepsel bir boyut kazanmasına izin vererek bir intikam döngüsünü beslediğini sözlerine ekledi.

Davar, “Cinayetler cinayetleri doğuruyor, bu da aşiretlerin intikam arayışına yol açıyor ve şiddet zinciri devam ediyor. Görünüşe göre tüm bölgeyi kaos içinde tutmak bir devlet politikası” dedi.

Şiddet kontrol altına alınabilir mi?

Yerel yetkililer bölgedeki pazarların açılmaya başladığını ve günlük hayatın yavaş da olsa yeniden normale geçiş eğiliminde olduğunu söylüyor.

Ancak bölge sakinleri, yolların kapatılması ve üç aydır süren mobil internet kesintisi nedeniyle günlük faaliyetlerin sekteye uğradığı bölgede gerginliğin sürdüğünü söylüyor.

Cırga'da Sünni bir temsilci olan Munir Bangaş, hükümetin barışı korumaya çalıştığını ancak Şii ve Sünni gruplar arasındaki “haydut unsurların” şiddeti körüklemeye devam ettiğini söyledi.

Aslen Paraçinarlı olan ancak 2007'deki çatışmalardan bu yana Peşaver'de yaşayan Bangaş, önceki şiddet olaylarında yerlerinden edilen Sünni Müslümanlar geri dönene kadar uzlaşmanın zor olacağını savundu.

Paraçinar ve civar köylerden yaklaşık 2.000-3.000 Sünni Müslüman yerinden edildi. Yıllar içinde bunlardan sadece birkaçı geri dönebildi.

Bangaş, “Her iki toplumu da etkileyen gerçek bir güvenlik tehdidi var ama asıl mesele acilen çözülmesi gereken toprak anlaşmazlığı” dedi.

Kurram'da yaşayan emekli akademisyen Cemil Kazımi ise barışa dönüş konusunda kuşkulu ve süregelen şiddeti aşiret büyükleri ve yetkililer arasındaki başarısızlıklara ve paydaşlar arasındaki güven eksikliğine bağlıyor.

Kazımi, Kurram'daki durumun “patlamayı bekleyen bir düdüklü tencere” gibi olduğu uyarısında bulundu ve ekledi: “Son birkaç gündür biraz sakinlik var. Ancak Paraçinar hayalet bir kasaba gibi. Ürkütücü bir sessizlik var ve yeni bir çatışmanın her an patlayabileceğinden endişe ediyorum.”

Kaynak: Mepa News

tg.gif

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.