Putin-Kim Jong Un buluşması ne anlama geliyor?
8 yıl sonra Rus ve Kuzey Koreli liderlerin buluşması ne anlama geliyor?
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un uzun zaman sonra ilk defa Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin ile görüşmek için Rusya'da. İkilinin 25 Nisan'da bir araya gelmesi bekleniyor.
Kuzey Kore ve Rusya arasında üst düzey yetkililer bazında en son görüşme 2011 yılında yapılmıştı.
Peki 8 yıl sonra Rus ve Kuzey Koreli liderlerin buluşması ne anlama geliyor?
Tasarlanan zirve daha çok Kim Jong-un'un temas arayışı olarak yorumlanıyor.
2019 yılı bitmeden Rusya'daki Kuzey Koreli işçilerin ülkelerine geri dönmesi gerekiyor. Bu, Kuzey Koreli iş gücü ihracatına yönelik yaptırımların bir parçası olarak gerçekleşecek. Uzmanlara göre Kim Jong-un, bu konuda Putin'den esneklik isteyecek. Kuzey Kore için iş gücü ihracatına ihtiyacı var çünkü dövizin büyük bir kısmı bu yolla ülkeye giriyor.
Kim Jong-un, ekonomik yaptırımlar için de daha fazla esneklik talep edebilir. Moskova, halihazırda Birleşmiş Milletler'in (BM) ortaya koyduğu ekonomik yaptırımların Kuzey Kore'yi nükleer kanıtlar üzerine düşünmeye teşvik edeceği konusunda şüpheci. Bunun yanında Rusya'nın Güvenlik Konseyi'nin yaptırımlar konusundaki eğilimini tersine çevirip çeviremeyeceği belirsizliğini koruyor.
Kim Jong-un-Putin görüşmesiyle Kuzey Kore ayrıca daha rasyonel ve etkili diplomasi yürütme isteğini de ortaya koyacak. Kuzey Kore'nin genç lideri Jong-un'un bölgede büyük bir oyuncu haline gelmesi, biraz da diplomatik ilişkileri geliştirme çabalarının bir sonucu. Jong-un, Putin'den önce Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, Güney Kore lideri Moon Jae-in, Çin Halk Cumhuriyeti lideri Xi Jinping ile de görüşmüştü.
Kuzey Kore hiçbir zaman dış dünyaya tamamen kapalı bir ülke olmadı. Ancak diplomasisini, kendi iç hükümet mekanizmalarını çok fazla etkilemeyecek özel ilişkiler ağı kurarak geliştirmeye çalışıyor.
Kuzey Kore-Rusya ilişkilerinin geçmişi
İki devlet arasındaki ilişkiler çok eskilere dayanıyor. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), Kuzey Kore'yi Kore Savaşı öncesi ve sonrası destekleyen en önemli güçlerdendi. SSCB'nin yıkılışından sonra ilişkiler neredeyse tamamen sona erdi.
2000'li yılların ilk çeyreği itibariyle Rusya, Kore'ye yönelik ilişkilerini giderek daha çok pragmatik temeller üzerine inşa etmeye başladı. Siyasi ya da ideolojik olarak desteğini geçmişte bıraktı.
Rusya nükleer müzakerelere aktif olarak katılan bir ülke. Ancak Kuzey Kore'yle daha yakın ilişkide olan Çin'in gerisinde kalmış durumda. Rusya'nın Kuzey Kore ile ticaret hacmi oldukça kısıtlı ve ticaret iki ülke arasındaki ortak çıkarlara dayalı. Şimdilik siyasi bir iş birliğinden bahsetmek mümkün değil. Bu yüzden Kim Jong-un Putin'le ancak şimdi görüşüyor.
Kuzey Kore'ye yönelik yaptırımlar neler?
Dünya genelinde Kuzey Kore'ye iki türlü yaptırım uygulanıyor:
- Bazı ülkelerin Kuzey Kore'ye karşı uyguladığı tek taraflı yaptırımlar var. Japonya, örneğin, 2000'lerin başından itibaren K.Kore'yle ticari aktivitelerini tek taraflı olarak tamamen durdurdu.
- Özellikle BM Güvenlik Konseyi ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından uygulanması talep edilen çok taraflı yaptırımlar. Bunlar 2016 yılına kadar temelde askeri ürünler, lüks tüketim malları ve çift kullanımlı yani hem askeri hem de sivil kullanıma açık mallarla sınırlıydı.
BM Güvenlik Konseyi 2016'dan itibaren Kuzey Kore'ye yaptırım stratejisini büyük ölçüde değiştirdi. BM yeni yaptırımlarla, sadece çift kullanımlı ya da askeri mallara yönelik değil, bütün Kuzey Kore ekonomisini hedef aldı.
Balistik ve nükleer testler genişletildikçe, BM yaptırımları giderek artırdı ve Kuzey Kore dış ticaretinin yaklaşık yüzde 95'i durdu. On yılı aşkın süredirse askeri teçhizat ihracatının yanında kömür, hemen hemen bütün minerallerin ihracatı ve petrol ithalatı buna dahil. Bunun yanında deniz ulaşımı gibi sektörleri hedef alan yaptırımlar da söz konusu.
Hangi ülkeler Kuzey Kore'yle ticaret yapıyor?
Yaptırımlara rağmen Kuzey Kore'yle ticari aktivitelerini sürdüren ve yaptırımlara aldırmayan, başta Afrika ve Asya ülkeleri olmak üzere pek çok ülke var. Çin, yaptırımlardan önce olduğu gibi sonra da Kuzey Kore ekonomisinin en önemli partneri.
Çin'in yaptırımlardan elde edebileceği bir avantaj yok ve Kuzey Kore'yle karşılıklı ticari ürün geçişini devam ettiriyor. Kuzey Kore, Çin pazarına çok az katma değerle kömür ve mineraller gibi doğal kaynakların ihracatını yapıyor.
Kuzey Kore askeri teçhizat sektöründe özellikle balistik füzelerin ihracatını yapıyor. Ayrıca Afrika ülkelerinde hâlâ kullanılan Sovyet savaş malzemelerini koruma başarısını sürdürmesi sonucu sağlam bir niş pazarına sahip. Bu, Afrika ülkelerinin bu malzemeleri kullanabilmek için Kuzey Kore'nin uzmanlığına ihtiyaç duymasına neden oluyor.
Kuzey Kore toplumu gerçekten de oldukça militarize ve askeri teçhizat konusunda uzmanlık sahibi olmaları ticari olarak avantaj sağlıyor. Kuzey Kore askeri ürünler özelinde satmak istediği her şeyi satabiliyor.
Kuzey Kore'nin ticaret yapabildiği diğer ülkelerse İran, Suriye ve Afrika ülkelerinin büyük bir kısmı. Şaşırtıcı olansa ABD'nin müttefiki konumunda olan Birleşik Arap Emirlikleri gibi bir ülkenin bile 100 milyon dolar değerinde Kuzey Kore füzesi ithal etmiş olması.