Ramazan'da her güne bir Müslüman coğrafyası: Yemen
Arap Yarımadası’nın güney ucunda bulunan Yemen; tarihi, kültürü ve İslami geçmişi bakımından dikkat çeken bir coğrafya niteliği taşıyor.
30 milyonu aşkın nüfusuyla ülke ciddi bir beşeri sermayeye sahip. Bunun yanı sıra bölgenin stratejik değeri ve potansiyeli de oldukça yüksek.
Yemen coğrafyası İslamiyet’i Hz. Peygamber döneminde kabul etti. Dört Halife döneminde bölgenin İslamlaşma süreci büyük ölçüde tamamlandı.
Devam eden yıllarda, çeşitli İslami devletlerin hüküm sürdüğü bu coğrafyada yer yer isyanlar yaşanmış olsa da Yemen halkı İslam’a bağlı kalmaya devam etti.
Yemen’e sömürgeci güçlerin girmesi ise ilk kez 19’uncu yüzyılın ortalarında başladı. 1830’larda güney sahillerini işgale başlayan İngilizlerin yanı sıra İtalyanlar da bölgede sömürgeci girişimlerde bulundu. Yemen’de Osmanlı idaresinin sona ermesinin ardından İngiliz etkisi artış gösterdi.
20’nci yüzyılın ortalarında Yemen istikrarsız bir ülke olma niteliğini sürdürdü. Dış güçlerce desteklenen unsurlar arasında süren iç savaş ülkeyi ciddi krizlere sürükledi. Kuzey ve güney olarak iki parçaya ayrılan Yemen 1990 yılında tek bir ülke haline gelebildi. Fakat bu birleşme istikrarsızlığı sona erdirmedi.
Bu sürecin ardından, ABD ile yakın ilişkiler kuran Yemen yönetiminin ülkedeki Müslüman halka yönelik baskıları artarak devam etti. Yemen’de halen, İran destekli silahlı gruplar ile Suudi Arabistan ve Batı destekli hükümet güçleri arasında çatışmalar sürüyor. Savaşın bedelini ise yoksulluk, açlık, salgın hastalıklar ve katliamlarla karşı karşıya kalan Müslüman halk ödüyor.