Rapor: Esed rejimi Sednaya hapishanesinde 7 yılda 30 bin mahkumu öldürdü

Rapor: Esed rejimi Sednaya hapishanesinde 7 yılda 30 bin mahkumu öldürdü

Esed rejiminin insanlık dışı suçları, firar eden hapishane personelleri ve kurtulan mahkumların tanıklıklarıyla gözler önüne seriliyor.

Suriyelilere işkence, tecavüz, katliam gibi insanlık dışı muamelelerde bulunulduğu Sednaya hapishanesinde 30 bin mahkumun işkenceye maruz kalarak öldüğü veya infaz edildiği tahmin ediliyor.

Sednaya Hapishanesi Tutukluları ve Kayıpları Derneği (ADMSP) yayımladığı bir raporda, dünyadaki en kötü şartlardan birine sahip olan Sednaya hapishanedeki insanlık suçlarından sorumlu olan kişi ve kurumlar ağını ortaya çıkardı.

ADMSP raporunda ayrıca hapishane için, "meşru bir zemin" oluşturularak Suriyelilerin alıkonulduğu ve haklarında infaz hükmü verildiği öğrenildi.

Raporda geçen ifadelere göre İbrahim Süleyman, Talat Mahfud, Mahmud Matuk gibi isimler, hapishanenin önde gelen yöneticilerindendi. Bu kişiler tutuklulara karşı işlenen suçları denetlemekten sorumluydu.

Hapishane içerisinde işlenen azılı suçların yasal bir süreç içerisinde nasıl meşrulaştırıldığını gün yüzüne çıkaran ADMSP, derin bir araştırma ve firar eden hapishane personel ile mahkum tanıklardan elde ettiği ifadeler sonucunda, Sednaya hapishanesinde 2011 ila 2018 yılları arasında 30 bin kadar mahkumun işkenceden yaşamını yitirdiği veya infaz edildiği bilgisine ulaştı.

ADMSP'nin elde ettiği bilgilere göre, hapishanedeki mahkumlar, Esed rejimine bağlı askeri mahkemelerde 'birkaç dakika süren' duruşmalarda yargılandı. Askeri mahkemelerin birkaç dakika süren yargılamaları kapsamında mahkumların infaz edilmesine hükmedildi.

Öte yandan raporda, hapishanede bir süre tutuklu olan ancak hayatta kalmayı başarabilen kişilerin tanıklıklarına başvuruldu. Bu çerçevede tanıklar, 2018 ile 2021 yılları arasında askeri mahkemelerin "yasal yargılamaları" neticesinde 500 kadar kişinin infaz edildiğini söyledi.

Dahası infaz edilen veya işkenceden ölen tutukluların cesetlerinin saklanmasında Tişrin Askeri Hastanesi (Tishreen), önemli bir rol oynadı. Tutukluların cesetlerinin hapishane çevresinde tutulması yerine hastane, bunları derin donduruculu et kamyonetlerine aktardı. Cesetler bir süre sonra toplu mezarlara gömülecekti.

ADMSP raporu ayrıca, Esed rejiminin Sednaya hapishanesinin bir bölümünde cesetleri "tuz odalarında" sakladığına dair haberleri de doğruladı. Soğuk morgların yoksunluğundaki hapishanede Esed rejimi yetkilileri, tazeliğini korumak için cesetleri ilkel morg olarak varsayılan tuz odalarında tutuyordu.

Esed rejiminin 2011 yılında iç savaşın başlamasından bu yana 100 bin Suriyeliyi tutukladığı biliniyor. Nerede tutulduğu bilinmeyen Suriyelilerinin büyük bir kısmının bir şekilde öldürüldüğünden şüpheleniliyor.

İnsan hakları örgütlerinin tahminlerine göre 2011 yılından bu yana Esed rejiminin yaklaşık olarak 500 bin Suriyeliyi katlettiği, milyonlarcasını yerinden ettiği tahmin ediliyor.

Sednaya Hapishanesi

Sednaya hapishanesi başkent Şam'ın yaklaşık 30 kilometre kuzeyindeki dağlık bir bölgede bir tepenin üzerinde 1987 yılında inşa edildi.

Üst düzey bir güvenliğin sağlandığı hapishanede yüzlerce gardiyanın çeşitli noktalarda nöbet tuttuğu biliniyor.

184 futbol stadyumu büyüklüğünde olduğu ifade edilen Sednaya Hapishanesi, mayın tarlalarıyla kordon altına alınmış durumda.

Esed rejimi ordu güçlerine bağlı 3'üncü Bölük ise, mayın tarlalarının gerisinde hapishanenin dış güvenliğinden sorumlu.

Öte yandan cezaevi güvenlik personellerinin iç-dış iletişimi kesmek ve içerideki bilgilerin dışarıya sızmasını önlemek için iletişim hatlarını denetliyor.

Uluslararası Af Örgütü, Suriyeli sivillerin işkence görerek öldürülmesinde ve infaz edilmesinde kullanılması sebebiyle Sednaya hapishanesini "insan mezbahası" olarak tanımlıyor.

Suriyeliler, protestolara katılmaları, rejim karşıtı olmaları, aktivistlik yapmaları sebebiyle 2011 yılından günümüze kadar gözaltına alınıp Sednaya hapishanesine aktarıldı.

Siyasi mahkum olan adlandırılan Sednaya hapishanesindeki Suriyeliler burada çeşitli işkencelere maruz kalıyor. Bu işkencelerden bazıları öldürülünceye kadar dövülme, aşırı derecede işkence, açlıkta bırakma, tıbbi ihmal ve çok küçük hücrelerde tutulma olarak sıralanıyor.

Bazı tutukluların hapishaneye ilk gelişlerinde onların gözünü korkutmak ve hapishanedeki 'disiplini' göstermek amacıyla gardiyanlar tarafından saatlerce darp edildiği bildiriliyor.

Kaynak: Mepa News

whtspp.jpg

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Mepa News, yapılan yorumlardan sorumlu değildir. Her bir yorum 600 karakterle (boşluklu) sınırlıdır.
3 Yorum