Refah saldırısı yaklaşırken Mısır ile İsrail arasında gerçekten bir gerginlik var mı?

İsrail'in Refah kentine yönelik büyük bir saldırısının olası siyasi ve güvenlik yansımalarına ilişkin endişeler artarken, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri Pazartesi günü yaptığı açıklamada ülkesinin İsrail ile dört yıldan uzun süredir devam eden barış anlaşmasına bağlılığını yineledi.

Mısır'ın İsrail ile ilişkilerine dair resmi tutumu konusunda çelişkili raporlar olsa da, pek çok kişi iki ülke arasında bir savaş ihtimalini halen uzak bir ihtimal olarak görüyor.

Mısır halkı Gazze'ye kamuoyu önünde destek verirken, bu desteğin etkisi hiçbir zaman sosyal medyada bir laf savaşının ya da İsrail'i desteklediği bilinen ülkelerin Batılı ürünlerini boykot kampanyalarının ötesine geçmedi.

40 yaşındaki bir Mısırlı memur, "Mısır'ın yaklaşık iki yıldır yaşadığı acımasız ekonomik kriz, ülkenin düşük ve orta gelirli toplumsal kesimlerini sert bir şekilde vurdu” diyor.

Gazze'deki Filistinlilerin, mantıken gidecekleri başka bir yer olmadığı için Kuzey Sina'daki Refah şehrinin Mısır tarafına kitlesel olarak göç etmeleri korkusu da bir başka faktör olarak öne çıkıyor.

Can güvenliğinden endişe ettiği için adının açıklanmasını istemeyen Mısırlı bir sivil, "Mısırlılar geçimlerini güçlükle sağlıyorlar ve bu süreçte daha fazla mültecinin vatanlarına girmesine tahammül edemezler" diyor.

Mısırlı yetkililerin Filistinlilerin Sina'ya geçme girişimlerini caydırmak amacıyla Gazze ile olan beton sınır duvarının yüksekliğini arttırdığı ve dikenli teller yerleştirdiği bildiriliyor.

Bir güvenlik kaynağı, medyaya konuşma yetkisi olmadığı için adının açıklanmaması koşuluyla yaptığı açıklamada, "çoğu özel kuvvetler ve komandolardan oluşan çok sayıda Mısır askerinin Refah'ta konuşlandırıldığını" söylerken, son günlerde sınır bölgesine ve çevresine yaklaşık 40 tankın yerleştirildiği bildirildi.

Son konuşlanma, İsrail ordusunun geçen yıl 7 Ekim'de Mısır'ın Kuzey Sina vilayeti sınırındaki Gazze Şeridi'ne yönelik başlattığı operasyonun genişletilmesi öncesinde gerçekleşti.

İskenderiye Pharos Üniversitesi'nde barış çalışmaları profesörü olan Said Sadık, "Mısır halkı, ekonomik durumun güven verici olmaması gibi birçok nedenden ötürü İsrail'le herhangi bir savaşa girmek istemeyip sadece Filistinlilere sempati duyuyor" dedi ve ekledi: "Mısır savaşa girerse hiçbir Arap ülkesinin bunu desteklemeyeceğine dair büyük bir inanç var."

Bununla birlikte barış anlaşmasının sürdürülebilirliği 1979'dan bu yana pek çok zorlukla karşılaştı. "Kahire ve Tel Aviv arasındaki gerilim artıyor ama bu bir savaşa dönüşmeyecek. Yine de anlaşmayı feshetmeye değil dondurmaya yönelik ilan edilmemiş tehditler var" diyor Sadık.

Sadık, "Mısır ve ABD, Netanyahu'ya Refah'ta bir kara harekatıyla katliam yapmaması için baskı yapabilecek yegane taraflar" diye ekledi.

2014 yılında, askeri darbeden bir yıl sonra, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi Tel Aviv ile daha sıcak ilişkiler kurmuş, iki devletli çözümü ve Filistinliler ile İsraillilerin bir arada yaşamasını savunmuştu.

"Öte yandan ABD'nin durumun tırmanmasına izin vermesi pek olası değil. Mısır ve İsrail arasındaki barış anlaşması ABD tarafından destekleniyor ve bu anlaşmanın feshedilmesi tüm bölgeyi etkileyecektir. Mısır'ın Tel Aviv'deki büyükelçisini geri çağırmadığını da hatırlatalım. Her iki ülke de hala üst düzey güvenlik ilişkilerine sahip.” diye ekledi Sadık.

Mısır, Mısır halkının yaygın muhalefetine rağmen İsrail ile ilişkilerini normalleştiren ilk Arap devletiydi.

Kaynak: Mepa News, The New Arab