Rusya, ABD'yle imzaladığı Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması'nı askıya aldı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna ile savaşı başlatmasının birinci yılı (24 Şubat) öncesi yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasında Batı'yı, bu savaşı kışkırtmak ve tırmandırmakla suçladı.
ABD ile müttefiklerinin "sınırsız güç" peşinde olduklarını söyleyen Putin konuşmasının sonunda, ABD ile aralarındaki ikili silahsızlanma anlaşmasını askıya aldığını açıkladı.
Rusya ile ABD arasında 2010 yılında imzalanan ve 2021'de beş yıl için yeniden uzatılan Yeni START (Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması) iki ülkenin uzun menzilli nükleer savaş başlıklarının sayısını 1550 ile sınırlıyor ve iki ülkeye birbirini karşılıklı denetleme hakkı veriyordu. Bu iki ülke arasında daha önce yapılmış olan START anlaşmasındakinden daha düşük bir silahlanma düzeyiydi.
Rusya Ukrayna savaşının yarattığı gerginliğe rağmen daha önce nükleer bir savaşı önleme amaçlı bu anlaşmaya bağlı kalacağını söylemişti.
Bir saatten fazla süren konuşmasının sonlarına doğru "Bugün Rusya'nın stratejik silahların azaltılması anlaşmasını askıya aldığını açıklamak zorundayım" diyen Putin ayrıca "Tabi ki ilk yapan biz olmayacağız ama ABD nükleer deneme yaparsa biz de yaparız" dedi.
Putin'in Yeni START anlaşmasını askıya aldıklarını açıklamasına ABD ve NATO'dan tepkiler gecikmedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinton, Rusya'nın Yeni START anlaşmasını askıya alması için "Talihsiz ve sorumsuz bir karar" dedi.
Putin: Rusya'yı mağlup etmek imkansız
Blinken, "Rusya'nın yapacaklarını dikkatle izleyeceğiz. Elbette her durumda ülkemiz ve müttefiklerimizin güvenliği açısından doğru tutumu almayı hedefleyeceğiz" diye konuştu.
Fakat Blinken müzakereler için de kapıyı açık bıraktı:
"Dünyada ve ilişkilerimizde olan biten herşeyden bağımsız olarak, Rusya ile stratejik silahların sınırlandırılması konusunu görüşmeye her zaman hazır olacağız."
Putin'in açıklamalarından kısa süre sonra, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'den Rusya'ya, START anlaşmasını askıya alma kararını gözden geçirmesi çağrısı geldi.
Stoltenberg, Putin'in savaşı tırmandırmayı sürdürdüğünü ve Ukrayna'nın ihtiyacı olan silahlara sahip olduğundan emin olmak için NATO'nun silah alım uzmanlarıyla bir toplantı yapacağını söyledi.
Dün Ukrayna'yı ziyaret eden bugün ise Polonya'nın başkenti Varşova'da temaslarda bulunan ABD Başkanı Joe Biden'ın da burada yapması beklenen konuşma öncesi Putin'i dinlediği bildiriliyor.
Öte yandan ABD Başkanı Biden'ın Ukrayna ziyaretinden bir gün sonra bugün, ABD'nin Moskova Büyükelçisi Lynne Tracy, Rusya Dışişleri Bakanlığı'na çağırıldı.
Büyükelçiye verilen protesto notasında ABD saldırgan bir hat izleyerek Ukrayna'ya sürekli silah sevkiyle suçlandı ve Washington'dan NATO teçhizatını çekerek savaşın tırmanışını durdurması istendi.
'Savaşı kışkırtan ve tırmandıran Batı oldu'
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin konuşmasının önemli bir bölümünde, "özel operasyon" diye adlandırdığı Ukrayna'nın işgalini, ülkesinin bu topraklardan kaynaklı bir Nazi tehdidi ile karşı karşıya olduğu için başlattığı ve bu gerginliği askeri düzeye tırmandıranın Batı olduğu tezlerini tekrarladı ve ayrıntılandırdı.
Putin, Donbas bölgesiyle ilgili sorunları barışçı yollardan çözmeyi denediklerini ama Batı'nın barış söyleminin "sahte ve zalim bir yalandan ibaret" olduğunu söyledi, Kiev yönetiminin biyolojik ve nükleer silah edinmeye çalıştığını öne sürdü.
Putin, "Bu sorunu barışçı bir şekilde çözmek, bu çok zor çatışmadan barışçı bir çıkış yolu müzakere etmek için mümkün olan her şeyi yaptık. Fakat arkamızdan çok farklı bir senaryo hazırlanıyordu. (Batı) yalnızca zaman kazanmaya çalışıyor, siyasi süukastlere, inançlı insanlara yapılan kötü muameleye göz yumuyordu" dedi.
Putin'in Moskova'daki Gostiny Dvor salonunda yaptığı konuşmada "Bunu tekrar etmek istiyorum. Savaştan onlar sorumludur. Biz ise bunu durdurmak için güç kullanıyoruz" sözleri, aralarında Rusya yönetiminin en üst düzey isimleri ve parlamento üyelerinin bulunduğu dinleyiciler tarafından alkışlarla karşılandı.
'Yaptırımlarla kendilerini cezalandırıyorlar'
Putin konuşmasının devamında, Batı'yı 1930'larda Nazilerin Almanya'da iktidara gelmesinin de yolunu açmakla suçladı ve Batı'nın 19. yüzyıldan bu yana Rusya'nın "Şimdi Ukrayna adını taşıyan tarihi topraklarını" koparıp almaya uğraştığını söyledi. "Her şey kendini tekrar ediyor" dedi.
Batı'yı ayrıca Rusya'ya karşı bir ekonomik savaş açmakla da suçlayan Putin, yaptırımların Rusya'yı çökertmek yerine bunları koyan ülkelere ceza gibi olduğunu söyledi ve Batı ülkelerindeki fiyat artışları, batan işletmeler ve enerji krizi örneklerini verdi.
Putin Batı'nın şu anda Rusya ekonomisinin çökmüş olmasını beklediğini ama ekonominin 2022 yılında sadece yüzde 2,2 küçüldüğünü söyledi.
Biden: Ukrayna, Rusya için asla zafer olmayacak
Yüzde 2,2 küçülme Rusya'nın hala IMF sıralamasına göre en kötü performans gösteren ülke olduğuna işaret ediyor ama BBC'nin teyit birimi Reality Check, Putin'in konuşmasında dile getirdiği, Rusya ekonomisinin beklenenden daha iyi durumda olduğu iddiasının doğru olduğunu bildiriyor.
IMF geçen yılın Temmuz ayında Rusya ekonomisinin 2022'de yüzde 6 küçüleceği tahminini açıklamıştı.
BBC Reality Check, Putin'in Ukrayna'nın nükleer silah edinmeye çalıştığı iddialarını da inceledi.
Sovyetler Birliği'nin parçası olduğu dönemde, nükleer silahlar Ukrayna topraklarındaki üslerde tutuluyordu.
Fakat Ukrayna 1994 yılında Nükleer Silahların Yayılmasını Engelleme Anlaşması'nı imzalayınca bu durum son bulmuştu.
2021 yılında Ukrayna'nın Almanya'daki büyükelçisi Ukrayna'nın NATO'ya katılması mümkün olmayacaksa, o zaman nükleer silah sahibi olmasına izin verilmesini talep edebileceğini söylemişti.
Ancak Kiev hükümeti resmi olarak nükleer silah edinme amacını dile getirmedi ve 2021 tarihli askeri strateji belgesinde nükleer silahların sözü geçmedi.
Birleşmiş Milletler'in nükleer denetimden sorumlu örgütü Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun yetkilileri, Ukrayna'nın, barışçı amaçlı faaliyetler için sahibi olduğu nükleer maddeleri başka amaçlara yönlendirdiğine ilişkin bir işaret görülmediğini söylüyor.
Kaynak: BBC Türkçe