11 Eylül 2001 tarihi, dünyada yeni bir küresel çatışma çağının başlangıcını işaret ediyordu. 11 Eylül sabahının ardından yaşanan olaylar neticesinde şekillenen dünya, hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktı. Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'u hedef alan uçaklar ve patlak veren küresel çatışma atmosferi, her geçen gün kendisini yenileyerek hararetlenmeye devam etti. Bu tarih artık akıllarda yeni bir çağın miladı olarak yer edecekti.
Saldırı, ABD'nin İslam alemindeki müdahalelerine ve İsrail'e yönelik desteğine karşılık olarak düzenlenmişti. 11 Eylül 2001 sabahı düzenlenen saldırı, El Kaide'nin 1990'lardan itibaren ABD'ye yönelik saldırılarının son halkası oldu. Grup daha önce 1992 yılında Yemen'deki Amerikan güçlerini hedef almış, 1993 yılında Somali'de ABD askerlerine yönelik saldırıları koordine etmiş, aynı yıl Dünya Ticaret Merkezi'ni bombalı saldırıyla hedef almış, 1995 yılında Suudi Arabistan'da Amerikan güçlerinin kaldığı merkezleri bombalamış, 1998 yılında Kenya ve Tanzanya'daki Amerikan büyükelçiliklerini bombalamış, 2000 yılında ise Yemen açıklarındaki bir savaş gemisini vurmuştu. Bu paralelde ABD de grubu ve lideri Usame bin Ladin'i hedef alıyor, özellikle Bin Ladin'e birçok suikast girişimi tertip ediyordu.
Yıkıma giden yol
ABD, Sovyetler Birliği'nin parçalandığı 1990'ların başından itibaren, Afganistan merkezli cihat yanlılarının gözlerinin çevrildiği ilk odaktı. Zira ABD uzun yıllardır Ortadoğu'daki rejimlerle birlikte İslami gruplara karşı planların içerisinde yer alıyor ve Filistin'deki İsrail işgalini destekliyordu. Bu konular 1980'lerde cihat yanlılarının liderlerinden Abdullah Azzam'ın konuşmalarında kendisine çokça yer buluyordu.
Bu kapsamda Dünya Ticaret Merkezi, o yıllardan itibaren saldırı planlarının odağında yer aldı. Yıllar sonra bu yapıları hedef alan birçok saldırı planının varlığı ortaya çıkarıldı.
Usame bin Ladin'in düşüncesi, İslami grupların önce ABD ve küresel sistemden kurtulması gerektiğiydi. Bu sebeple ABD'ye bedel ödetilmesi düşüncesi ortaya çıktı. Buna ek olarak "ABD'nin İslam alemine yönelik gizli savaşını vekil güçleri üzerinden değil doğrudan kendisinin vermesi", bu sebeple "savaşın aleni bir hal alması" ve "ABD'nin düşmanlığının izhar edilmesi" isteniyordu.
Neden Düna Ticaret Merkezi?
11 Eylül günü ABD'ye ait üç merkez hedef alındı: Ülkenin ticari kalbi olan Dünya Ticaret Merkezi, askeri kalbi olan Savunma Bakanlığı (Pentagon) binası ve siyasi kalbi olan Kongre binası. Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'u hedef alan uçaklar hedeflerine ulaşsa da Kongre binasına giden uçak yolda düşürüldü.
Önceden de hedef alınan Dünya Ticaret Merkezi, iktisadi temeller üzerinde yükselen Amerikan hegemonyasının sembolüydü. Bu merkezde 7 bina bulunuyordu, saldırıda ise merkezin sembolü ve kalbi olan İkiz Kulelerin hedef alındı. Bu yapıya yönelik saldırıyla ABD mali kaybın yanında özellikle büyük bir itibar kaybı yaşayacaktı.
1993 saldırısı ve Remzi Yusuf
Remzi Yusuf, El Kaide'nin Batı'daki saldırılarının önde gelen isimlerinden. Yusuf'un 1993'te düzenlediği saldırı, ABD ile El Kaide arasındaki savaşın önemli aşamalarından biriydi. Bu saldırıyla, uzun süredir odakta olan İkiz Kuleler de ilk defa hedef alınmış oldu. Otoparka bırakılan yaklaşık 700 kilogram patlayıcı yüklü kamyonla iki bina da tamamen yıkılmak istendi.
Binalar yıkılmadı ancak saldırı büyük bir endişeye yol açtı. Bu tarihten itibaren İkiz Kuleler sürekli bir saldırı tehdidiyle anılmaya başlandı. Yusuf, bu saldırının ardından birçok başka saldırının düzenlenmesinde de yer aldı. 7 Şubat 1995'te yakalanan Yusuf, ABD'de bir hapishanede tutuluyor. 1968 doğumlu El Kaide mensubu, Halid Şeyh Muhammed ile birlikte, 11 Eylül'ün fikir babalarından biri olarak anılıyor.
11 Eylül 2001 sabahı
Saldırılar ABD'nin üç bölgeyi hedefliyordu:
- Dünya Ticaret Merkezi'nin bulunduğu New York eyaleti
- Pentagon'un bulunduğu Virginia eyaleti
- Kongre binasının bulunduğu Washington D.C.
Saldırıyı gerçekleştiren 19 El Kaide üyesi uzun süre boyunca eğitimler almıştı. Uçakları ele geçirip kullanacak olan kişiler pilotluk eğitimleri almak üzere çeşitli kurslara gönderilmişti. Bu doğrultuda, uçaklar ele geçirilecek ve bu kişilerin kullandığı uçaklar hedeflerine yönelecekti. Aralarından en tecrübeli olan pilot, Hani Hancur, vurulması en zor olan hedefi, yani Pentagon'u vuracaktı. Eylemciler ABD'de uzun süre keşif yapmış, havayollarının ve uçakların güvenlik açıklarını öğrenmişti. Örneğin iç uçuşlarda güvenliğin daha zayıf olduğunu tespit etmişlerdi. Bu sebeple saldırıları düzenlemek üzere Amerika içinde sefer yapan uçakları kaçırdılar.
11 Eylül sabahı, 19 El Kaide mensubu tarafından kaçırılan 4 ayrı uçak, 3 ayrı hedefe yöneldi. Dünya Ticaret Merkezi'ne 2, Pentagon'a 1 uçak çarparken, Kongre binasına yönelen uçağın ise yolcular tarafından düşürüldüğü belirtildi. Dünya Ticaret Merkezi'nde uçakların çarptığı iki kulenin yanı sıra, diğer 5 bina da tamamen yıkıldığı veya büyük ölçüde tahrip olarak sonradan yıkılmak zorunda kalındı. Pentagon da ağır hasar gördü.
ABD, ilk kez kendi ana karası içerisinde bu çapta bir saldırıya maruz kalıyordu. Olaylarda 3 bine yakın insan öldü. Bugüne dek uzanan, 4 trilyon dolara yakın maddi zarar oluştu. Saldırıların ardından ortaya çıkan ekonomik krizler uzun yıllar ABD'yi etkisi altına aldı. Saldırı tüm dünyada büyük etkilere yol açtı. Küresel çatışma çağının tetiğini çeken olay, Ortadoğu'daki Batı varlığının sorgulanması sürecini ve iki kutup arasında yeni bir savaşı da başlatmış oldu. Savaşın geldiği noktada ABD, işgal ettiği Afganistan ve Irak'tan yenilerek çekilecek, İslam alemine yönelik savaşla meşgul olduğu dönemde küresel hegemonyasını yitirecek, Çin ve Rusya gibi rakipleri güç kazanacaktı.
Saldırıların ardından ne dediler?
"Yaşam tarzımız, özgürlüğümüz saldırıya uğradı. Her bölgedeki her milletin şimdi bir karar vermesi gerekiyor. Ya bizimlesiniz yahut teröristlerle." George Bush
"Bu operasyonların, terörist saldırı olarak nitelendirilmesi yanlıştır. Bu gençlerin savaşı Amerika'nın kalbine taşımayı başarmaları Allah'ın lütfuyla olmuştur. Onların bu girişimleri, bizim anlayışımız ve koruya geldiğimiz değerler çerçevesinde kendini savunmadır.
(...)
Amerika ve halkı için ise söyleyeceğim tek bir söz var: Göğü direksiz bir şekilde yükselten yüce Allah'a yemin olsun ki, Amerika ve orada yaşayanlar, biz emniyeti Filistin'de yaşamadıkça ve kafir ordularının tümü Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem)'in topraklarından çıkmadıkça emniyet içerisinde olmayı hayal bile edemezler." Usame bin Ladin
"Tarihte ilk defa Batı, dünyanın geri kalanında rutin olarak düzenlediği saldırılar gibi bir saldırıya maruz kaldı." Noam Chomsky
Saldırının en yakın kökleri Körfez Savaşı'nda olabilir, Irak ablukası ve Filistin-İsrail savaşının hararetli ve çarpık alacakları tarafından körüklenmiş olabilir. Ancak sebep çok daha derine gidiyor: Amerikan gücüne duyulan nefret." Michael Walzer
"Bu saldırılar insanlığa küstah bir meydan okumadır." Vladimir Putin
"Bu pek tehlikeli saldırıyı kınıyoruz. Ve Amerikan halkına, başkanına ve yönetimine taziyelerimizi iletiyorum, sadece kendi adıma değil, tüm Filistin halkı adına." Yaser Arafat
"İnsanların topluca öldürülmesi, kınanması gereken felaket dolu bir harekettir. Her nerede olursa ve kurbanları kim olursa olsun." Ali Hamaney
"Şüphe yok ki bu, ABD'nin dünyadaki mazlumlara karşı adil olmayan eylemlerinin bir sonucudur." Şeyh Ahmed Yasin
Kaynak: Mepa News