Gerek başarısız darbe girişimi sırasında sokaklarda dolaşırken gerekse Suriye sınırında muhalifi olan savaşçılar tarafından füzelerle vurulurken Ankara’nın tankları bu sene birçok kez haberlere konu oldu.
Son olarak Türk tankları, Suriye sınırının diğer tarafına geçerek IŞİD’i, Türkiye sınırı boyunca elinde tuttuğu son bölgelerden temizledi. Ayrıca, ABD destekli Kürt savaşçılara karşı da savaştı. Bu olay, Beyaz Saray’ı sinir bozucu bir ikilemin içerisine soktu.
Türk tanklarının neden bu kadar aktif olduğunu anlamak kolay. Ülke on yıllardır karşı karşıya kaldığı en büyük jeopolitik krizlerden birisini yaşıyor. Ayrıca, elinde 2400 tanktan oluşan Fransa, Almanya ve Birleşik Krallığın tank güçlerinin toplamından dahi daha fazla bir güç bulunduruyor.
Ancak Alman Yapımı Türk Leopard 2A4 tanklarının sadece 354’ü modernize durumda. Bu tankların modernize edilme tarihleri ise 1985.
Türk tanklarının büyük çoğunluğunu Amerikan yapımı M-48 ve M-60 Patton’lar oluşturuyor. Küba Füze Krizi ile aynı yılda hizmete giren bu tank oldukça yaşlı. Ancak ilginçtir ki M-60’lar çok sayıda muharebe gördü.
Türkiye’nin gözde tankı ile tanışın
Adını M-48 Patton’dan sonra ve ünlü Amerikan generalinden alan M-60, Sovyet T-54 tankını ağır zırhı ve M68 105 mm topu ile alt etmek için tasarlanmıştı.
Son Patton olan M-60 içinde hepsi 90mm topa sahip M-46, M-47 ve M-48’i de bulunduran ailenin bir parçası.
M-60, mühendis ve köprü kuran varyantları dışında Vietnam savaşında yer almamıştı. Buna rağmen 1973 Yom Kippur Savaşı’nda İsrail’e ait 170 M-60 ve Centurion tankı, Golan tepelerine saldıran Suriye’ye ait 800 T-54 ve T-62’yi püskürttü.
Tarihteki en yoğun zırhlı savaşa sahne olan bu birkaç günde İsrail tank ve topçuları Suriye taarruzunu ezerek karşı saldırıya geçti ve Şam şehrini vurabilecek mesafeye kadar ilerledi. Patton o kadar çok sevildi ki İsrail birkaç çeşit Mag’ach Patton geliştirdi ve üretti. Bunların en sonuncusu 2014’e kadar hizmet verdi.
Ancak savaş Patton’un dünyada yeni yeni çoğalmaya başlayan anti-tank füzelere karşı dayanıksız olduğunu ispatladı. M-60’ların Süveyş Kanalı’nı geçen Mısır piyadelerine karşı başlattığı saldırıda bu piyadeler İsrail tanklarını (hidrolikleri infilak etmeye yatkın) taşınabilir AT-3 Sagger füzeleri ile havaya uçurdu.
Sovyetler Birliği tank filosunu güçlendirmek için 1970’lerde T-72 tankını tanıttı. Bu gözde araç zamanının en güçlü zırh ve topuna sahipti. ‘80’li yıllarda ABD ordusu M-60’ları Sovyet dönemi muadillerine karşı Patton’a göre çok daha büyük bir güç ortaya koyan M-1 Abrams ile değiştirmeye başladı.
Abrams sadece üstün bir tank avcısı olmakla kalmıyordu. Kompozit zırhı onu çukur imlalı savaş başlığına sahip anti-tank füzelerine karşı daha iyi koruyordu.
M-60A1 ve A3 Patton tankları, ABD ordusuna 1991 Körfez Savaşı sırasında da hizmet etti. Irak ve Kuveyt güçlerine karşı verilen savaşta 100 tank imha edilirken sadece bir Patton kaybedildi.
M-60’ın zafiyetleri neler?
Ana silahının cephanesi M1 Abrams’ da olduğunun aksine ayrı bir şekilde istiflenmediği için zırhı delindiğinde mermilerin patlama olasılığını yüksek.
Modern zırhlarda bu çok büyük bir sorun değil. Ancak M-60, 253mm RHA zırhına denk modern olmayan bir ön zırha sahip.
Buna karşın, ’90 dönemindeki 120 ve 125 mm sabot topları 800 RHA değerine denk zırhları delebiliyordu. AT-17 Kornet anti-tank füzesi ise 1300mm zırhlara dahi nüfuz edebiliyor.
Bugün Türkiye’nin elinde 3 tip M-60 tankı mevcut. Bunlar, gece muharebesi için geliştirilmiş termal görüşe sahip 658 M-60A3 TTS, İsrail tarafından geliştirilmiş 170 M-60A1 Sabra Mark II (Türk ordusunda M-60T olarak anılıyor.) ve henüz M-60T’ye yükseltilmemiş 104 M-60A1’den oluşuyor.
Buna ek olarak Türk ordusu 758 adet eski M-48A5 Patton’u da elinde bulunduruyor. Türkiye bir zamanlar 3000’e yakın M-48’i kumanda ediyordu. Bunlardan bazıları 1972 Kıbrıs harekâtında da kullanılmıştı. Bu eski araçlar, daha sonraları M-60A1 ve A3’lerde de kullanılan 105mm toplar ile güçlendirildi.
Modernize edilmiş M-60T’ler, Abrams’ın ana silahı ile karşılaştırılabilir bir performans gösteren İsrail yapımı 120mm MG253 topunu kullanıyor. Saatte 34 mile (yaklaşık 54km/s) ulaşabilen motorları yine de modern tankların çoğundan daha yavaş. Top kulesi ise güçlendirilmiş aplik zırha sahip.
Bir sıralar, aynı aplik zırha sahip bir İsrail Magach 7C tankının Hizbullah tarafından art arda ateşlenen 18 AT-3 Sagger füzesine dayanarak bu olaydan zırhı delinmenden çıktığı rapor edilmişti. Ancak Sagger füzelerinin 1960’lardan kalma olduğunu ve günümüz füzelerinin çok daha yüksek delici güce sahip olduğunu da unutmamak gerekir.
Söylenene göre M-60T patlayıcı reaktif zırha – füze veya top zırha ulaşmadan patlatan patlayıcı tuğlaları - da sahip. Bunların tankı - taşınabilir anti-tank sistemlerinin ateşlediği çukur imlalı savaş başlığına sahip füzelerden - en iyi koruyanı ise ERA.
Buna rağmen, Türkiye’nin elindeki M-60’ların bazıları, hepsi de olabilir, reaktif zırhtan yoksun. Bunun yerine ek aplik zırha sahip.
Türk M-60 tankı El Rai'ye ilerliyor, Eylül 2016
M-60’lar tehlikede
Türk tankları tecrübeden yoksun değil. 1978’den bu yana Türk bağımsızlık isteyen Kürt ayrılıkçılara karşı savaşıyor.
Kürt ayrılıkçı grupların en çok öne çıkanı Kürdistan İşçi Partisi ya da PKK. Ayrıca Ankara, Kürt ayrılıkçıların Irak ve Suriye’deki ilerlemelerine de karşı çıktı. 2008 yılında, 60 adet Türk M-60 tankı Irak sınırının karşısına geçerek PKK kamplarını hedef alan Güneş Operasyonunu gerçekleştirdi.
Suriye İç Savaşı patlak verdiğinde Ankara, sınır boyunca M-60 tankları yerleştirdi ve Beşar Esad’a karşı olan muhaliflere destek sağladı. Bu tanklar, Rejim güçleri tarafından ateşlenen ve Türkiye’ye düşen cephanelere karşı misli ile mukabele etti.
Suriye’nin kuzeyinde çeşitli bölgeleri ellerinde bulunduran Kürt savaşçılar da Türk hükümetini endişelendirdi. Bunların çoğu YPG (Halk Koruma Birlikleri) sancağı altında savaşıyor. Ankara, bu savaşçıların büyük kısmının PKK üyelerinden oluştuğunu iddia ediyor.
IŞİD, PYD/YPG’nin elinde bulunan sınır şehri Ayn el Arab’a (Kobani) saldırdığında çatışmayı gözetleyen Türk M-60 tankları, IŞİD birliklerine karşı ateş açmamıştı. Türk Hükümeti, uluslararası toplumun da baskısıyla kuşatma altındaki YPG’ye destek olmaya giden savaşçıların sınırdan geçişine izin verdi.
Çünkü o sırada YPG, IŞİD’e karşı savaşan en güvenilir güçlerden birisiydi. Washington YPG’ye geniş yardım sağlamaya başladı. Önce IŞİD’e karşı hava saldırıları ve havadan ikmal daha sonraları Özel Kuvvet timleri ile YPG’yi desteklediler. Ankara, bu arada PKK ile bir ateşkes anlaşmasına vardı ve 2013’te çözüm sürecini başlattı.
Bununlar birlikte, HDP Haziran 2015 seçimlerinde büyük kazanımlar elde etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıları işaret ederek ateşkesi sonlandırdı.
Aynı zamanda, Türkiye IŞİD militanlarının sınırı geçmesine engel olmak için denetimleri artırdı. Bunu takiben IŞİD, yüzlerce sivilin ölümüne sebep olan saldırılar silsilesini başlattı.
Ankara’nın demir canavarları iki grupla da savaşıyor.
21 Nisan’da, Başika kampında Iraklı güçleri eğitim amaçlı kullanılan bir Türk M-60 tankının IŞİD’e ait bir Kornet anti-tank füzesi ile vurulma videosu ortaya çıktı. Türk birlikleri karşılık verdi ve TSK’nın açıklamasına göre 32 IŞİD militanını öldürdü.
Kornet, Rus yapımı füzelerin en etkililerinden birisi olmakla birlikte ikili patlayıcılı başlığı sayesinde M-1 Abrams ve İsrail yapımı Merkava tanklarının zırhlarını delmeyi başarıyor.
(Olaydan sonra sunulan bu resimde füzenin araca zarar verdiği ancak zırhı delemediği görülüyor.)
Zarar gören Türk M-60T tankı, Irak, Başika
Zırh, üzerine düşeni yapmış ki mürettebattan hayatını kaybeden yok. Yine de füze o an için tankı etkisiz bırakmış görünüyor.
Füzenin Patton’un kütle merkezi yerine topçu kulesinin yan tarafına çarptığı görülüyor. Bu yüzden, füzenin tam etkisini gösterememiş olması muhtemel.
Mayıs 2016’da PKK’nın iki Türk M-60’ını imha ettikleri iddia edilmişti. Olaya ait bir video kaydında ateşledikleri füze, bir tepede siperin arkasında mevzilenmiş tanka isabet eden bir anti-tank takımının olaydan sonra kutlama yaptıkları görülüyor.
Patton ve Leopard tankları, 15 Temmuz darbe girişiminin parçası olarak Ankara ve İstanbul’da sokaklara çıkarılmış, köprü ve diğer stratejik yerlere girişi engellemişlerdi.
Genelkurmay Başkanı’nın açıklamasına göre darbe girişiminde 74’ü tank 246 zırhlı araç cuntacılar tarafından sahaya sürüldü. Bazıları hükümeti destekleyen insanların üzerine makineli tüfeklerle ateş açarken diğerleri de TBMM’ye ateş açtı. Hatta bir M-60’ın yolunu kapatan arabaları ezip geçtiği görüldü.
Bununla birlikte, birçok tank mürettebatı, araçlarını çevreleyen kalabalıklara ateş açmak istemedi. 16 Temmuz sabahına doğru darbe girişimi bastırılırken şaşkına dönen tankçılar sivillere teslim oldu.
Cerablus yakınlarında atış yapan Türk M-60A3 tankları
Fırat Kalkanı
Geçtiğimiz aylarda, Türkiye’nin tank ve mürettebat kaybında artış görüldü. 24 Ağustos’ta Türkiye, Fırat Kalkanı Operasyonu’nu başlattı.
Çoğunluğu M-60A3’lerden oluşan düzinelerce Patton, Türkiye destekli muhaliflerin, IŞİD’in elinde bulunan Cerablus kentine başlattığı saldırıya destek verdi. IŞİD, karşılık vermeden geri çekilirken Türk güçleri PYD’nin elinde bulunan köylere kadar ilerledi.
27 Ağustos’ta bir Kürt anti-tank ekibi, Amerikan yapımı TOW füzesi ile bir Patton’u devre dışı bıraktı. Bu olay, operasyonda ilk defa bir Türk askerinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Bundan kısa süre sonra ortaya çıkan bir videoda ikinci bir Türk Patton’unu patladığı görüldü.
Bunlara ek olarak Kürt savaşçıların (YPG), 4 Türk tankını daha patlattığı veya hasar verdiği iddia edildi. Buna rağmen Türk taarruzu PYD’yi birkaç köyden uzaklaştırdı ve çok sayıda PYD’li Fırat’ın doğusuna çekildi.
İki bölgesel müttefiki arasındaki çatışma yüzünden zor durumda kalan Washington’un baskısı(muhtemelen) ile taraflar arasındaki çatışma durdu.
3 Ağustos tarihinde bir Türk taburu, Amerikan yapımı HIMARS roket bataryalarından yaptığı atışlarla Al Rai kasabası çevresinde yeni bir cephe açan muhaliflere destek verdi. Bu defa Türk güçleri, IŞİD militanları ile karşı karşıya gelmeden terör örgütünün, Türkiye – Suriye sınırındaki son mevzilerini başarı ile yok etti.
IŞİD, 7 Ağustos tarihinde Al Rai yakınlarındaki iki Türk Patton’unu (büyük ihtimalle Kornet füzeleri ile ) vurduklarını gösteren bir video yayınladı. Rus güdümlü füzesinin gücüne tanıklık ettiğimiz bu videoda ilk tank alevler içinde kalırken ikinci tankın bir toz bulutu ve enkaz içinde infilak ettiği görülüyor.
Sonraki gün IŞİD savaşçıları, Tal Hawa kasabası yakınlarında bir başka Patton’un patlamasını video ile kayıt altına aldı.
Bu olaylarda M-60’ların hull-down (bir tepenin arkasında sadece atış yapabilecek kısmı görünen) denilen mevzide olmadıklarını da belirtmek gerekiyor. Eğer bu şekilde mevzilenmiş olsalardı anti-tank füzelerinin isabet oranı ve aldıkları hasar daha düşük olurdu.
Fırat Kalkanı, Türk tanklarının Suriye sınırını ilk geçişleri değil.
2015’in Şubat ayında 39 Patton’dan oluşan bir tabur, Süleyman Şah türbesini taşımak için yapılan operasyonun bir parçası olarak sınırı geçmişti. Türk Hükümeti, IŞİD’in türbeyi ele geçirip zarar verebileceği konusunda endişeliydi.
Türk Leopard tankı ana topunu ateşliyor
Geç gelen Leopard’lar
Patton’ların maruz kaldığı zarar, Offiziere’i “ Türkiye’nin üstün Leopard 2’leri nerede? ” sorusunu sormaya teşvik etti.
Leopard 2 tankı, Amerikan yapımı Abrams’ın Alman yapımı muadili ve Sovyet yapımı çağdaşlarını, atış gücü ve savunma alanlarında saf dışı bırakan yeni nesil bir ana muharebe tankı. Türkiye’de de bulunan 2A4 modeli, otomatik yangın bastırma sistemi ve gelişmiş titanyum-tungsten zırhı sayesinde tankın ilk büyük modernizasyonu olma özelliğini taşıyor.
2A4 modeli, Soğuk Savaş’ın son yıllarına doğru hizmet vermeye başladı. Sovyetler Birliği’nin yıkılışının ardından Almanya, bu canavarın yüzlercesini satarak ordusunu küçülttü. 2000’li yılların henüz başında Berlin, 354 Leopard 2’nin Türkiye’ye satışını onayladı.
Şu an 30 yaşında olan 2A4 modeli artık gününün en iyi tankı değil. Buna rağmen, Patton’dan çok daha güçlü durumda. 2A4’ün ön zırhı yaklaşık 700mm RHA değerine sahip.
Şu anda Alman ordusunun elinde, çok daha uzun bir namlu ve 2A4’ün kutumsu kulesi ile karşılaştırıldığında uzay aracı gibi görünen bir zırha sahip 2A5 ve 2A6 modelleri bulunuyor. Türkiye, kendi 2A4 geliştirmelerini yaptı. Ancak bu geliştirmeler henüz tanklara uygulanmadı.
Türk Leopard 2’leri, Suriye sınırının çok uzağında, Yunanistan ile Türkiye arasında konuşlandırılmıştı. Ancak, Eylül ayının başlarında trenlere yüklenerek Suriye sınırına sevk edildikleri söylendi. Henüz muharebeye girdiklerine dair bir kanıt yok.
Ankara’nın elinde M-60 Patton’dan 4 yıl sonra hizmete giren yaklaşık 400 Alman Leopard 1 tankı da bulunuyor.
Leopard 1 oldukça hızlı ve düzgün bir topa sahip ancak zırhı yeterince ağır değil. Türk Leopard 1’leri, isabet oranını ve gece savaşı kabiliyetlerini artıran yerli yapım Volkan hedefleme sistemi ile güçlendirilmiş durumda. Ankara, geliştirilmiş boşluklu zırh ve takoz biçimli silah muhafazasına sahip 227 Leopard 1A3’ü de elinde bulunduruyor.
Bununla beraber Leopard 1’in zırhı - M-60’da da olduğu gibi - modern anti-tank silahlarına karşı zayıf.
Türk ordusu, yerli yapım ana muharebe tankı Altay’ı (Güney Koreli K-2 Black Panther’in muadili) bekliyor. Altay, muhtemelen Abrams ve modernize Leopard 2’ler ile yakın bir seviyede yer alacak. Ancak, şu ana kadar sadece 4 Altay mevcut ve 2017’ye kadar tam kapasiteli üretime başlanması beklenmiyor.
Ankara’nın diğer canavarları
Türkiye, tankların yanı sıra, yakın zamandaki çatışmalarda içinde yerli yapım olanların da olduğu çeşitli zırhlı araçları da kullandı.
ACV-15 Zırhlı Muharebe Aracı, Türkiye’nin Suriye’deki IŞİD ve YPG mevzilerine yaptığı baskında öne çıktı. Vietnam savaşında personel taşıma amaçlı kullanılan eski M-113’ten esinlenerek geliştirilen ACV-15, ACV-300 adı ile de anılıyor.
Türk ACV-15 Zırhlı Muharebe Aracı El Rai'ye ilerliyor
Amerikan Ordusu, M-113’leri daha ağır zırh ve silahlara sahip M-2 Bradley ile değiştirdi. Diğer taraftan kendi 25 mm top taretine sahip ACV-15, M-113’ü düşük maliyetli bir Bradley’e dönüştürüyor.
Çok sayıda ACV-15 ise 50 kalibre makineli tüfeğe sahip. İki araç da boşluklu seramik zırh panellerine sahip. Türkiye, - anti-tank ve havan taşıyan varyantları da içeren - 2000’den fazla ACV-15’i elinde bulunduruyor.
Türkiye-Suriye sınırında hizmet veren zırhlı araçlardan bir tanesi de T-155 Fırtına.
Fırtına Obüsü, 155mmlik uzun namluları sayesinde cephaneye göre değişmekle beraber 30-40 km’ye kadar atış yapabiliyor.
Dakikada 2-3 atış yapabilme yetisine sahip Fırtınalar aynı zamanda hepsi aynı anda hedefe giden üçlü seri atışı 15 saniye içinde yapabiliyor. Türk ordusu, 100’ün üzerinde Fırtına Obüsünü sahada hali hazırda kullanıyor.
Fırtına Obüsleri ilk olarak 2008 yılında Irak’taki PKK güçlerine karşı kullanıldı.
T-155 Fırtına
O tarihten bu yana görünüşe göre - bazıları sınırın çok yakınına olmak üzere - Suriye sınırında da birçok hedefe atış için kullanıldı.
30 Nisan’da IŞİD, AT-13 Metis-M füzeleri ile 3 Fırtına Obüsünü ortadan kaldırdıkları videoyu yayınladı. Çoğu kundak motorlu topta da olduğu gibi Fırtınaların zırhları güdümlü füzelere karşı zayıf. Bu olay, araçların neden bu kadar açık bir pozisyonda mevzilendiği sorusunu akıllara getiriyor.
Fırtına Obüsleri, Fırat Kalkanı’na atış desteği sağlıyor.
Otokar Kobra, Humwee DNA’sına sahip türüne az rastlanır bir zırhlı araç. Bilhassa Humwee ile aynı süspansiyon ve dingil aralığına sahip. Ancak, Humwee’nin aksine v şeklindeki gövdesi, başından beri mayın ve hafif silah atışına dayanabilmesi için tasarlanmış.
Gözlemleme, anti-tank ve havan taşıyan versiyonları da dâhil birçok değişik varyantı mevcut. Ana versiyon 8 yolcu taşıma kapasitesine ve 12.7 mm makineli tüfek veya otomatik bomba atara sahip.
Kobralar, PKK’ya karşı çok sayıda çatışmaya katıldı. PKK’lı savaşçılara tuzak kurdukları birçok video mevcut. Bunun karşılığında araçlara da çok sayıda tuzak kuruldu.
Azerbaycan'ın hizmetindeki Otokar Kobra
Kobra’nın mayın ve patlayıcılara olan dayanıklılığı, PKK’lı savaşçıları daha büyük bombalar kullanmaya itti. Ağustos 2015’te Siirt’te 900 kg EYP ile yapılan saldırı bir Kobra’yı patlatmış ve araçtaki 8 askerin de hayatını kaybetmesine yol açmıştı.
Ayrıca Kobraların, Nijerya ordusunun Boko Haram’a karşı yürüttüğü savaşta, 2008’de Rusya’ya karşı Gürcü hizmetinde ve Türk birlikler tarafından Afganistan’da kullanıldığı görüldü. Eskisine nazaran iki katı ağırlığa sahip olan ve EYP'lere karşı çok daha dayanıklı yeni Kobra II yakında faaliyete geçiyor.
Türkiye, içlerinde Kirpi, Ejder ve Akrep’in de bulunduğu yüzlerce yerli üretim zırhlı personel taşıyıcıyı elinde bulunduruyor.
Sırada ne var?
16 Eylül’de Türk tankları, TSK destekli muhaliflerin IŞİD’in elindeki El-Bab şehrine başlattıkları taarruza destek vermek için yola çıktı. Bu taarruzda 12 kadar kasaba ele geçirilirken IŞİD, 18 Eylül’de bir Türk tankını etkisiz hale getirdiklerini iddia etti.
Türk M-60 tankları
Görünüşe göre Türk zırhlı araçları, Suriye ordusu ile karşı karşıya gelme olasılığını bir kenara bırakırsak, ilerleyen zamanlarda hem IŞİD hem de YPG ile sık sık karşıya gelecek gibi görünüyor.
Washington, Türkiye’nin silahlarının IŞİD’e yönelmiş şekilde kalmasını tercih edecektir ancak Ankara ve PKK/YPG araşındaki düşmanlık çok daha uzun zaman önceye dayanıyor.
War Is Boring yazarı SEBASTIEN ROBLIN tarafından kaleme alınan bu analiz Mepa News okurları için tercüme edildi.