Birleşmiş Milletler'e bağlı UNESCO'nun hazırladığı 2019 Dünya Su Raporuna göre iki milyar insanın temiz su kaynaklarına düzenli erişimi yok, 4,3 milyar insan sıhhi tesisat kullanmıyor. Su kaynaklarının kısıtlı olması ve artan çevre kirliliği nedeniyle 2050 yılına kadar bu sayının artması bekleniyor. Oysa sağlıklı ve temiz içme suyu temel bir insan hakkı olarak kabul ediliyor.
Salı günü Cenevre'de açıklanan Dünya Su Raporu farklı nedenlerle ayrımcılığa maruz kalan grupların temiz suya erişim konusunda da sıkıntı yaşadığını ortaya koyuyor. Buna göre özellikle cinsiyetleri, yaşları, sosyo-ekonomik durumları, etnik kökenleri, dinleri ve dilleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalan gruplar, temiz su ve sıhhi tesisatlara erişim konusunda diğer gruplara göre daha dezavantajlı durumda.
Rapora göre su kaynaklarına erişimi sınırlı olan insanların yarıdan fazlası Afrika ülkelerinde yaşıyor. Gecekondu mahallelerinde yaşayan insanlar, şehrin daha temiz bölgelerinde yaşayanlara göre 10 ile 20 kat daha pahalıya su alıyor. Ancak aldıkları suyun kalitesi büyük oranda daha düşük.
Savaştan kaçan göçmenlerin durumu kritik
Temiz suya erişimi konusunda dezavantajlı durumda bulunan gruplar arasında savaş bölgelerinden kaçan göçmenler de bulunuyor. Sığınma kamplarındaki temiz su ve sıhhi tesisatların durumu kaygı uyandırıcı seviyelerde.
Öte yandan şehirlerde durum köylere göre daha iyi: Şehirlerde bulunan hanelerin yüzde 63'ünün atık su sistemi mevcut. Bu oran kırsal kesimde yüzde 9'lara kadar düşüyor.
UNESCO'dan çağrı
Rapor sonrası açıklama yapan Alman UNESCO Komisyonu Başkanı Ulla Burchardt insanların temiz suya erişimi konusunda acil harekete geçme çağrısı yaptı. Alt yapı sistemlerine özellikle de su ve sıhhi tesisatlara yüksek miktarlarda ve etkili yatırımlar yapılması gerektiğine dikkat çeken Burchardt adil ücretlendirmenin yanı sıra, temiz su konusunda daha fazla araştırma ve yenilik yapılması gerektiğini ifade etti.