20 Aralık 1522'de Kanuni Sultan Süleyman (1494-1566) liderliğindeki Osmanlı ordusu, 6 ay süren kanlı bir savaşın ardından Rodos Adası'nı ve kalesini Saint Jean (Hz. Yahya) Tarikatı'ndan, bir diğer adıyla Hospitalier Şövalyeleri'nden ele geçirdi.
Saint Jean (Hz. Yahya) / Hospitalier Tarikatı
1095-1099'da gerçekleşen ilk Haçlı Seferi'nde 1099'da Kudüs'ü Müslümanlardan ele geçiren Haçlılar Kudüs Krallığı'nı kurmuştu. Bu sefere katılan Gerard (1040-1120) isminde bir İtalyan, Papalığın desteğiyle 1100 yılında 7. yüzyıldan beri Papalığın projesi olup tam hayata geçirilemeyen bir tarikatı kurdu.
Bu projeye göre kurulan Saint Jean (Hz. Yahya) Tarikatı, Hristiyanlık uğruna savaşacaktı ve savaşanları tedavi edecek hekimler yetiştirecekti. Hz. Yahya, aynı zamanda hekim olarak bilindiği için bu tarikatın sembolü olarak kabul edilmişti. Bu tarikat için aynı zamanda hastane anlamındaki Hospitalier Tarikatı ifadesi de kullanıldı.
Bu tarikatın şövalyeleri hem hekim hem de savaşçı olarak yetiştirilmekte ve zor eğitimlere tabi tutulmaktaydı. 12. yüzyılda Filistin ve çevresinde Müslümanlara karşı savaşan bu tarikat 1187'de Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü Haçlılardan almasıyla merkezini kaybedip Filistin'in liman şehri Akka'ya çekildi. 1291'de Memluk Devleti Akka'yı alınca tarikat merkezsiz kaldı.
Rodos'ta Saint Jean Tarikatı dönemi (1310-1522)
Doğu Akdeniz'de gemileriyle korsanlık yaparak faaliyetlerini sürdüren Saint Jean Tarikatı, 1306-1310 döneminde Bizans ile giriştikleri savaşla Rodos ve çevresindeki adaları ele geçirip Rodos'u merkez yaptı. Rodos'a müstahkem bir kale inşa eden şövalyeler, adanın Ortodoks Rum halkına da Katolikliğe geçme baskısı yaptılar.
1480'de Fatih Sultan Mehmet döneminde Mesih Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu ve donanması Rodos'u kuşattı. 23 Mayıs-17 Ağustos döneminde süren bu savaş ve kuşatma yaklaşık 9 bin kayıp veren Osmanlı ordusunun Rodos'u alamayıp geri çekilmesiyle sonuçlandı. Osmanlı Devleti bu kuşatmayla Saint Jean şövalyelerinin güçlü savaşçılar olduğunu ve tedavi bilgilerinin savaş anında yaralılarını iyileştirmeyi hızlandırdığını anlamış oldu.
Rodos'un stratejik konumu Osmanlı gemilerinin Akdeniz'e açılmasını tehdit etmeye devam ettiğinden ve Osmanlı Devleti tüm Doğu Akdeniz'i ele geçirme siyasetini benimsediğinden 1520'de tahta çıkan genç Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman Rodos'u yeniden almayı planladı.
1480'deki Rodos tecrübesini inceleyen Kanuni Sultan Süleyman, Rodos'un küçük bir ada olmasına rağmen kalesinin müstahkemliği ve Saint Jean Tarikatı şövalyelerinin kabiliyetleri nedeniyle, ancak çok büyük bir hazırlık yapılarak ve büyük kayıpları göze alarak ele geçirilebileceğine kanaat getirdi.
Bizzat Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki 70-80 bin kişilik Osmanlı ordusu ve 400 gemilik Osmanlı donanması Rodos'u 26 Haziran 1522'de kuşattı. Çok şiddetli ve kanlı bir savaşın ardından Rodos 6 ay sonra 20 Aralık 1522'de teslim oldu. 6 ay süren savaşta Osmanlı ordusunun kaybının 20 binden fazla olduğu tahmin edilmektedir. Rodos Kalesi'ndeki 6700 şövalyeden 5 binden fazlası yine bu çatışmalarda öldürülmüş, Rodos Kalesi hemen hemen tamamen yıkılmıştır.
Rodos'un kaybının ardından Saint Jean şövalyeleri
1522'de Rodos'tan şövalyelerinin çoğunu yitirerek çıkarılan Saint Jean tarikatına 1530'da dönemin hem Almanya hem de İspanya kralı olan ve Avrupa'yı yönetimi altında birleştirmeye çalışan ünlü hükümdar 5. Karl (Şarlken) Malta Adası'nı bağışladı. Savunmaya çok müsait olan Malta Adası'na Şarlken'in maddi yardımıyla çok müstahkem bir kale inşa edildi. Saint Jean tarikatı burayı üs edinerek Osmanlı Devleti ile bu kez Batı Akdeniz'de savaşmaya başladı.
Osmanlı ordusu ve donanması 18 Mayıs-11 Eylül 1565'te Malta'ya çıkarma yapıp adayı kuşattı. Fakat 10 binden fazla kayıp veren Osmanlı ordusu güçlü direniş karşısında Malta'dan çekilmek zorunda kaldı.
İspanya'nın desteğinin azalmasıyla 17. yüzyıldan itibaren Saint Jean tarikatının gücü de azaldı. Tarikat yeni askeri teknolojik gelişimlere de ayak uyduramadı. Aynı dönemde Osmanlı Devleti de sorunlarla uğraştığından buna rağmen Malta'ya sefer düzenlemedi.
1798'de ünlü Fransız kumandan Napolyon Bonapart Malta'ya düzenlediği seferle Malta'yı ele geçirerek Saint Jean Tarikatı'nın adadaki yönetimine son verdi. Böylece Saint Jean Tarikatı'nın 698 yıllık siyasi ve askeri dönemi sona erdi.
1522'den bugüne Rodos
1400 kilometrekare yüzölçümüne sahip olan Rodos Adası'nda Osmanlı fethiyle beraber yerli Ortodoks Rum nüfusun yanı sıra göç ve din değiştirme yoluyla Müslüman bir nüfus da ortaya çıktı. Bu nüfus, Osmanlı döneminde adada azınlık olsa da yönetici sınıfı oluşturdu.
1911-1912 Osmanlı-İtalya Savaşı'nda İtalyan donanması Rodos'u işgal etti. 1912'de bu savaşı bitiren Uşi Anlaşması'na göre Rodos, sürmekte olan Balkan Savaşı'nın ardından Osmanlı'ya iade edilecekti. Fakat 1913'te Balkan Savaşı'nın bitmesine rağmen İtalya bu sözünü tutmadı. 1923'teki Lozan Anlaşması'nda ise Türkiye Rodos'u İtalya'ya bıraktığını kabul etti. 1912'den itibaren Rodos'tan Anadolu'ya Müslüman göçü yaşandı.
2. Dünya Savaşı'nda İtalya'nın yenilmesinin ardından 1947'de BM Rodos'u Yunanistan'ın talebi üzerine Yunanistan'a bıraktı. Aynı dönemde Türkiye'nin Rodos'a dair bir talebi olmadı. 130 bin nüfuslu Rodos'ta halen 4 bin kadar Türk nüfusun bulunduğu tahmin edilmektedir.
Kaynak: Mepa News