İngiltere Başbakanı Boris Johnson Avrupa Birliği (AB) ile yeni bir Brexit anlaşmasına varıldığını açıkladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker de iki taraf arasında adil ve dengeli bir anlaşma yapıldığını duyurdu.
Başbakan Johnson Brüksel'de yapılacak olan Avrupa Konseyi toplantısına katılmak üzere yola çıktı. Johnson Twitter hesabından paylaştığı mesajda İngiltere'nin AB'ye devrettiği yetkileri geri almasını sağlayacak harika iyi bir anlaşma yaptıklarını ve şimdi parlamentonun cumartesi günü bunu onaylaması ile ülkedeki başka sorunlara eğilebileceklerini duyurdu.
İngiliz Sterlini anlaşma haberiyle Amerikan Doları karşısında yüzde 1 değer kazanarak son beş ayın en yüksek seviyesine yükseldi.
Kuzey İrlanda'nın çekinceleri sürüyor
Ancak yeni anlaşmanın AB ile Birleşik Krallık arasındaki sınırını pratikte İrlanda Denizi'nde çizilmesini öngördüğü sanılıyor. Bu da Kuzey İrlanda'nın Birleşik Krallık'ın kalanından farklı muamele görmesi anlamına geliyor. Brexit sürecinde endişelerini dile getiren Kuzey İrlanda'daki Demokratik Birlik Partisi (DUP) yeni anlaşmanın kaygılarını gideremediğini duyurdu. DUP Genel Başkanı Arlene Foster Twitter hesabından paylaştığı parti açıklamasında varılan yeni anlaşmanın da gümrük, onay ve katma değer vergisi konularındaki sorunları gideremediği, bu nedenle yeni anlaşmaya destek vermelerinin mümkün olmadığını bildirdi.
İktidardaki Muhafazakar Parti'ye dışarıdan destek veren DUP'nin tavrı, bu anlaşmanın İngiliz parlamentosunda kabul edilmesi açısından büyük önem taşıyor. Başbakan Johnson şimdi partisi Muhafazakarların yanı sıra İşçi Partisi içindeki Brexit yanlılarının desteğini de almaya çalışacak.
İşçi Partisi lideri Corbyn: Bu anlaşma Theresa May'in anlaşmasından daha kötü
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn Başbakan Johnson'ın duyurduğu anlaşmanın eski Başbakan Theresa May'in imzaladığı anlaşmadan çok daha kötü olduğunu savundu. "Ülkeyi satan" bu yeni anlaşmanın halkı birleştirmekten uzak olduğunu ve reddedilmesi gerektiğini belirten Corbyn, Brexit konusunun çözülebilmesi için son sözün halka verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Uzun süredir ikinci bir Brexit referandumuna karşı çıkan ve partisinin Brexit konusundaki yönünü netleştiremeyen Corbyn'in bu sözleri ikinci bir referandum olasılığını da gündeme taşıdı.
İkinci referandumu ana siyaset konusu olarak sunan Liberal Demokrat Parti de anlaşmanın ülke ekonomisi, kamu hizmetleri ve çevre için kötü olduğunu kaydetti. Yeşiller de anlaşmanın parlamento tarafından çok iyi incelenmesi ve sonucunda da halkın oyuna sunulması gerektiğini savundu.