Lubna Masarwa, Rayhan Uddin | Middle East Eye | Tercüme: Mepa News
Analistlere göre, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'ya yönelik saldırılarındaki ciddi tırmanış Filistin Yönetimi'ni zayıflattı ve bir değişim sürecine soktu.
İsrail ordusu bu hafta bölgede son on yılların en büyük operasyonunu başlattı. Cenin, Tulkarim ve Tubas'ta İsrail insansız hava araçları ve keskin nişancıları en az 17 Filistinliyi öldürdü.
Askeri buldozerler kritik altyapıya zarar vererek birçok Filistin şehri ve mülteci kampının iletişimini ve kaynaklarını kesti.
Bu, Gazze'ye karşı savaşın başladığı Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te neredeyse her gün tutuklama ve öldürmelerle öne çıkan geniş çaplı İsrail saldırısının son hamlesi.
Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Filistin Yönetimi İsrail'in baskınlarını sık sık kınarken, büyük ölçüde bunlara karşı koyamadılar.
Middle East Eye'a konuşan önde gelen Filistinli aktivist ve analist Cemal Cuma, "Filistin Yönetimi'nin eylemleri tamamen olumsuz oldu" dedi.
Cuma, İsrail'in eylemlerine karşılık olarak Filistin Yönetimi'nin İsrailli yetkililer tarafından aranan gençleri gözaltına aldığını söyledi.
Cuma, "Şu anda işgale yönelen öfkenin bir kısmının Filistin Yönetimi'ne kayacağını tahmin ediyorum" dedi.
Yönetimin "Filistin halkına karşı saldırgan davrandığını" ve İsrail'e istihbarat sağlamak da dahil olmak üzere "saldırılarda suç ortağı olarak görüldüğünü" belirtti.
El Fetih siyasi hareketinin hakim olduğu Filistin Yönetimi, Filistinli iş gücünün yüzde 21'ini istihdam ediyor. Ancak İsrail'in vergi gelirlerini kesmesi nedeniyle son yıllarda maaşları ödemekte zorlanıyor.
İsminin açıklanmaması kaydıyla MEE'ye konuşan üst düzey bir El Fetih üyesine göre İsrail, Filistin Yönetimi'nin "rolünü minimize ederek" daha büyük bir siyasi yapıdan ziyade belediyelere benzer bir yapıya dönüştürmeye çalışıyor.
İsrail'in Filistin Yönetimi'ni tamamen dağıtmak istemediğini ancak onu etkisiz hale getirmeyi amaçladığını açıkladı.
"İsrailliler Filistin Yönetimi'ni işlevsiz ancak henüz yıkılmamış bir şekilde tutmak, her şeyinden yoksun bırakmak istiyorlar. Ancak İsrail'in yaklaşımı Filistin Yönetimi'nin çöküşünü kaçınılmaz kılıyor" dedi.
"1948'i anımsatıyor"
Birçok Filistinli için İsrail'in Batı Şeria'ya düzenlediği son baskınlar, aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in bölgeyi İsrail'e katma planının bir tezahürü.
Cuma, İsrail'in Filistinlilerin varlığını asgari bir alanla sınırlamaya devam ettiğini, "yerleşimciler için alternatif yollar sağladığını ve arazinin coğrafyasını tasarladığını" söyledi.
Ana yolların buldozerlerle tahrip edildiğini, sivil altyapı ve kaynakların kesildiğini de sözlerine ekledi:
"Gazze'deki politikaların aynısını uyguluyorlar: Yaralılara tıbbi bakım sağlayan hastaneleri kuşatmak, elektrik ve suyu kesmek ve altyapıyı yok etmek."
"Mülteci kampı sakinlerinden kampı terk etmelerini istediler" diye devam eden Cuma, İsrail Dışişleri Bakanı'nın bu hafta Filistinlileri evlerini boşaltmaya çağıran açıklamalarına atıfta bulundu.
El Fetih'in üst düzey yetkilisi de "Batı Şeria'da yaşayanların büyük bir kısmını tahliy etmenin" İsrail'in aşırı sağcı hükümetinin temel hedeflerinden biri olduğunu söyledi.
7 Ekim 2023'ten bu yana bölgede İsrail ordusunun evlerini yıkması nedeniyle 3 binden fazla Filistinli yerinden edildi.
Aynı dönemde Birleşmiş Milletler, İsrailli yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik 1250 saldırısını kaydetti.
BM'ye göre, 7 Ekim ve 27 Ağustos tarihleri arasında işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te İsrail ateşi ve hava saldırıları sonucu en az 628 Filistinli öldürüldü.
Cuma, "Her gün cinayetler, saldırılar ve 1948'dekileri anımsatan organize terör çeteleriyle ilgili haberler geliyor" dedi.
"Ya direnişten yana ya da direnişe karşı"
El Fetih'in üst düzey yetkilisi, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da gerçekleştirdiği eylemlere karşı direnişin Filistin toplumunda ve hatta kendi partisi içinde bölünmelere neden olduğunu söyledi.
"İnsanlar ya direnişten yana ya da direnişe karşı ve aynı bölünme El Fetih içinde de görülüyor" dedi.
İsrail saldırganlığının arttığı yerlerde Filistin Yönetimi'nin rolünün daha da azaldığını belirten yetkili "sonuç olarak Filistinliler"kendilerini savunma ve işlerini Filistin Yönetimi'nden bağımsız olarak organize etme özgürlüğüne sahip olacaklardır." ifadelerini kullandı.
Yönetimin etki ve katılım elde edebilmesi için stratejik bir vizyon ortaya koyması ve diğer gruplarla olan farklılıklarını bir kenara bırakması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Geçtiğimiz ay Pekin'de rakip gruplar Hamas ve El Fetih'in yanı sıra bir düzineden fazla Filistinli parti arasında savaş sonrası birliği sağlamak amacıyla görüşmeler yapılmıştı
Daha önceki birlik girişimleri, siyasi programlar üzerindeki anlaşmazlıklar ve İsrail'e karşı direniş konusundaki farklı görüşler nedeniyle durmuştu.
Batı Şeria'daki Fer'a kampında yaşayan Filistinli mülteci Muhammed Manasra, İsrail'in saldırılarına rağmen pek çok Filistinlinin direniş gruplarını desteklemeye devam edeceğini vurguladı:
"İsrail, direnişi baskı altına almak ve sokakların direnişe karşı çıkmasını sağlamak amacıyla birçok katliam gerçekleştirdi. Ancak bu başarılamayacak. Filistin devletini kurmanın direniş, ulusal birlik ve direnişten başka bir yolu yok."