ABD-Meksika sınırındaki gözaltı merkezinden alınıp otobüse bindirildiklerinde; Honduraslı 12 yaşındaki erkek çocuk ve 9 yaşındaki kız kardeşi, ABD'de bulunan annelerine kavuşmak için bir başka merkeze götürüldüklerini düşünmüşlerdi.
Bir kağıt imzaladılar ve bunun Covid-19 hastası olmadıklarına dair bir belge olduğunu sanıyorlardı. Belge İngilizceydi ve çocuklar da bu dili bilmiyordu. Çocuklardan birinin söylediğine göre, anladığı tek şey; belgede Covid harflerinin yazılı oluşuydu.
İşin aslı öyle değildi. Saatler süren otobüs yolculuğunun ardından çocuklara uçağa binmeleri söylendi. Sınır dışı ediliyorlardı.
Donald Trump yönetimi tarafından çıkarılan Acil Durum uygulaması kapsamında mart ayından bu yana 2 binden fazla refakatçisiz çocuk, ABD'den sınır dışı edildi.
Koronavirüs sürecinde çıkarılan söz konusu uygulama, iltica yasaları ve insan ticareti ile mücadele konularında koruma sağlamıyor.
Hukukçular ve insan hakları savunucuları, Trump yönetimini 'küresel salgını, çocukları tehlike yerlerine sınır dışı etmek (geri göndermek) için bahane olarak kullandığı' gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirmişlerdi.
Oysa ABD'li hiçbir görevli ajan çocuğun cep telefonunu kontrol etmemişti. Zira 12 yaşındaki çocuğun telefonunda elinde silahı bulunan bir adam, amcasını nasıl öldürdüyse kendisini de öyle öldürmekle tehdit ediyordu. Amcası haziranda vurularak öldürülmüştü. Babasının akıbeti ise bilinmiyor.
Ayrıca her ne kadar koronavirüs bağlantılı acil durum uygulaması kapsamında sınır dışı edilmiş olsalar da çocuklar, ABD'de bulundukları süre içerisinde hiçbir teste tabi tutulmadıklarını söylüyor.
Çocuklar, amcalarının öldürülmesinden üç hafta sonra Honduras'tan kaçarak ABD-Meksika sınırını geçmişlerdi.
Süreç normal seyrinde ilerlese, Amerikan yasaları gereği, devlete ait bir tesise götürülecek ve en nihayetinde annelerinin yanına yerleştirileceklerdi. Ancak öyle olmadı.
Gözaltı merkezinde 3 gün kaldıktan sonra, 24 Temmuz'da sınır dışı edildiler ve şimdi kendisi de Honduras'ı terk etmek isteyen diğer amcalarının yanında kalıyorlar.
ABD Gümrük ve Sınır Koruma Birimi, çocuklarla ilgili yorum yapmayı reddetti.
Keza ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi de (ICE) soruları yanıtsız bıraktı.
ICE sadece, çocukların sınır devriye birimi tarafından işletilen nezarethanede bulunduklarını açıklamakla yetindi.
Sınır dışı edilenler arasında 1 yaşından küçük 150 bebek de bulunuyor
Her iki devlet kurumunun sözcüsü de, Acil Durum uygulaması kapsamında mart ayından bu yana sınır dışı edilen yaklaşık 70 bin kişiye yönelik nasıl muamele yapıldığı yönündeki soruları yanıtsız bıraktı.
Ayrıca yetkililer, çocukları sınır dışı edip etmemeye veya sınır dışı edilmeden önce oteller de dahil olmak üzere nerede tutulacaklarına nasıl karar verildiğine dair bilgi vermeyi de reddettiler.
Zira sınır dışı edilen çocukların arasında henüz 1 yaşından küçük en az 150 refakatsiz bebek de bulunuyordu. Küçük çocukların çoğu, yaşça kendilerinden büyük kardeşleriyle yolculuk yapıyor.
Refakatsiz çocukların sınır dışı edilmeleriyle ilgili detaylar, AP'nin geçen hafta 12 ve 9 yaşındaki kardeşlerle röportaj yapmasının ardından ortaya çıktı.
Ajans, güvenlik gerekçesiyle çocukların kimliklerinin açıklamayacağını aktardı. Ayrıca bu çocuklarla mülakat yapan insan hakları örgütleri de çocukların doğru söylediklerine inandıklarını bildirdi.
Öte yandan 2018'den bu yana 6 çocuk Sınır Devriyesi tarafından alıkonulduktan sonra hayatını kaybetti.
Çetelerin tehdidi aileyi parçaladı
Bu durum, Sınır birliklerinin çocuklara nasıl davrandığıyla ilgili soruları da gündeme getirdi.
Ancak birim, tıbbi kontroller yaptığını ve bakıma ihtiyacı olan herkesi hastaneye sevk ettiğini belirtiyor.
Ailenin anlattığına göre, anneleri bir çetenin tehditlerinin ardından büyük kızını da alarak ülkeden ayrılmak zorunda kaldı.
Amcalarını kimin öldürdüğü ise bilinmiyor. Cinayet aileyi perişan etti.
Annesinin ayrılmasının ardından 12 yaşındaki çocuk, kız kardeşiyle amcasının evinde yalnız kaldı.
Bir gün, evin dışında bir adamın yanına gelip telefonunu görmek istediğini ve sonra cep telefonuna bir video kaydederek kendisine geri verdiğini söyledi.
Videoda yüzü maskeli şahıs, "Bize katılın ve çalışmaya başlayın, yoksa sonun amcan gibi olur." diyor. Aynı gün kaldıkları evin kapısına bırakılan bir notta, ölümle tehdit edilmişlerdi.
Küçük çocuk, "Bu durum bana amcamın ölümünü hatırlattı ve çok korktum." diyor.
Kısa süre sonra Honduras'tan ABD'ye giden büyük bir göçmen kafilesine katılıp ABD'ye kaçmışlar ve 21 Temmuz'da Amerikan sınır devriye birimleri tarafından sınırda gözaltına alınmışlar. Çocukların anlattıklarına göre bu bölgenin Teksas yakınlarında bir yer olduğu anlaşılıyor.
Çocuk, yaşları kendinden daha büyük diğer 20 kişiyle birlikte bir kafeste tutulduğunu söylüyor. Gözaltı süresince kız kardeşinden ayrı tutulmuş ama onu başka bir kapalı alanda uzaktan görebildiğini belirtiyor.
Bir gün sonrasında bir görevli ısı derecelerini ölçmüş ama Covid-19 testi yapmamışlar. Honduras'tan getirdiği maskesini takmaya devam ettiğini dile getiriyor.
"Çocuklarıma kavuşmak istiyordum"
Sınır dışı edilmeden bir gün önce gözaltı merkezinden annesini aramış. Anne, gelen numaradan çocuklarının kaldığı bölgenin Teksas'ta olduğunu anladığını ifade ediyor.
Güvenlik nedeniyle adı açıklanmayan anne, birkaç gün sonra yine bir telefon geldiğini ancak bu defa Honduraslı bir yetkilinin kendisine, çocuklarının sınır dışı edildiğini ve bir akrabasının çocukları buradan almasını söylediğini dile getirdi.
Anne, kavuşmak istediği çocuklarının ABD'den sınır dışı edildiğini bu şekilde öğrenmiş.
Şu anda bir karavanda 16 yaşındaki büyük kızı ile birlikte yaşayan anne, göz yaşları içerisinde "Sakin kalmayı isterdim ama Honduras'ın hiçbir yeri güvende değil." diyor.