ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın Afganistan'da kolay bir seçeneği bulunmuyor. Ülkeden ani bir çıkış, ABD'nin sürekli desteğine bağımlı durumda olan Kabil hükümetinin çöküşüne sebep olabilir. Aksi durumda daha çok birliğin bölgeye gönderilmesi de, sürdürülmesi oldukça güç bir durum.
ABD'nin bölgedeki açmazı
Birkaç bin askerlik bir artış, günden güne kötüleşen güvenlik durumu karşısında biraz zaman kazanmak dışında pek bir işe yarayabilecek gibi görünmüyor.
Önceki başkan Barack Obama döneminde, öngörülen sürenin dolmasına rağmen, zaman geçtikçe güvenlik açıklarının artması ve durumun ABD askerlerinin çekilmesini tolere edemeyecek hale gelmesi sebebiyle çekilme gerçekleşmemişti. Obama yönetimi bu sebeple siyasi bir anlaşmaya yönelmiş ancak Taliban'ın masaya oturmaması nedeniyle bu da başarısız olmuştu.
ABD basınında Trump'a yapılan Afganistan tavsiyeleri ise şu şekilde: "Barış anlaşması için cesurca adımlar at, Taliban'ın askeri zaferini önlemeye yetecek miktarda sınırlı asker sevkiyatına devam et."
ABD'nin askeri alanda bölgede gerçek anlamda başarısız olması, ABD medyası ve kamuoyunda masaya oturma çağrılarını artırıyor. ABD basınında, Washington yönetiminin bölgede anlaşma için "yeterli siyasi ve diplomatik ağırlığını koymadığı" eleştirilerine yer veriliyor.
"İşgalciler çıksın, şeriat uygulansın"
Öte yandan Taliban, 'kukla' olarak gördüğü Kabil hükümetiyle barış görüşmeleri yapmaya yanaşmıyor ve ABD ile doğrudan müzakere etmeyi talep ediyor. Kabil hükümeti ise Taliban ile görüşmek istese de meşruiyetinin zedelenmemesi için bu konuda kendisini sınırlıyor. Öte yandan Taliban, "işgalcilerin ülkeden çıkması, şeriat kurallarının tatbik edilmesi" gibi taleplerden vazgeçmediği ve bu talepler karşılanmadığı müddetçe savaşa devam edeceğini ifade ediyor.
Afganistan'a dair şu yorum, ülkede barış görüşmelerinin başarısızlığına dair çok şey anlatıyor: "Afganistan'da barışı gerçekleştirmek, savaşı sürdürmekten çok daha zor." Herkes daha güçlü bir konumdayken barış görüşmelerine katılmak istiyor, bu sebeple çatışmalar bitmek bilmiyor.
"Trump barış için adım atmalı"
Söz konusu barış görüşmelerinin başarıya ulaşabilmesi için ilk adım ABD Başkanı Donald Trump'tan bekleniyor. Trump'ın barışa yönelik iradesini açıklaması Afganistan'da savaşın sona ermesinin ilk adımı olarak niteleniyor. Barış görüşmelerinin tam zamanlı bir vazife olarak görülmesi ve Amerikalı ya da Afgan olmayan bir tarafın arabulucu olması gerektiği dile getiriliyor.
Kabil hükümeti çatırdıyor mu?
Ancak Afganistan sahasında barış sürecinin Batı'da görüldüğü gibi olduğu söylenemez. Savaşan tarafların her biri savaşı sürdürmek için birçok sebebe sahip. Bunun yanı sıra iki tarafın da bu savaşta oldukça fazla kayıp vermesi, tarafları zafer olmadan savaşı nihayete erdirmekten alıkoyuyor. Uzun süredir devam eden savaş derin anlaşmazlıklar ve kinler de doğurmuş. Kabil hükümeti ve Taliban arasındaki savaşın yanında hükümeti oluşturan güçlerin kendi arasında da tam bir işbirliği ve koordinasyon olduğu söylenemez. 1990'lı yıllarda savaş ağası olan profillerin biraraya gelmesi ile teşkil edilen hükümetin içerisindeki birçok kişi ve grup geçmişte kanlı bıçaklı düşmanlardı. Abdullah Abdullah, Abdurreşid Dostum, Gulbeddin Hikmetyar gibi isimlerin tek çatı altında buluştuğu bu yapı çoğu kişiye güven vermiyor. Bu grupların gücü paylaşamayarak yeniden birbirlerine girmesi ihtimali Kabil ve Washington için endişe verici.
"Taliban'ın 'Afganistan ile sınırlılık' söylemi illüzyon"
ABD basını Taliban'ın "Afganistan ile sınırlılık" söylemini göz önünde bulundurarak şu yorumu yapıyor: "Taliban Afganistan'da ABD varlığına karşı olsa da ülke sınırlarını aşan amaçlara sahip değil. Bir barış anlaşması ABD'nin, Afganistan'daki güçlerini başka bölgelere kaydırmasına olanak sağlayabilir." Ancak Taliban'ın sadece yerel amaçlar taşımadığına inanan ABD'li gazeteciler de var. Bu bağlamda, "Taliban'ın Afganistan ile sınırlılık" söyleminin bir "illüzyon" olduğu da dile getiriliyor.
Tek seçenek Taliban ile masaya oturmak
Her ne kadar barış çok zor olsa da, ABD ve Kabil hükümetinin yegane seçeneği Taliban ile masaya oturmak. Zira ABD'ye karşı 15, diğer rakiplerine karşı yaklaşık 25 yıldır savaşını sürdüren bir grubun nerede ve ne zaman durdurulabileceği belirsiz. ABD, kendisine her geçen gün daha çok masraf ve siyasi-sosyal yük çıkaran Afganistan sahnesinden "her şeyi eline yüzüne bulaştırmadan" bir çıkış arıyor. Bu arayış ve Trump'ın görece saldırgan politikasının neleri ortaya çıkaracağını zaman gösterecek.
Kaynak: Mepa News