DARPA, oluşturduğu Biostasis programıyla birlikte moleküler biyolojiyi kullanarak, canlı sistemlerin işleyiş hızını ölçmeyi ve belki de değiştirmeyi planlıyor. Bu sayede, zararlı bir olay ile bu sistemlerin çöküşü arasında geçen zaman miktarını uzatmayı hedefliyor.
Böyle bir ilavenin, “altın saati” uzatacağı düşünülüyor. Altın saat, yaralanma veya enfeksiyon olayları ile ilk yardım arasındaki süreye deniyor. İlk yardımın, savaş alanında hayat kurtarmada en önemli etmenlerden biri olduğu düşünülüyor.
Biostasis programının yöneticisi Tristan McClure-Begley, bir DARPA basın bülteninde şöyle söylüyor: “Molekül seviyesindeki yaşam, sürekli haldeki bir biyokimyasal tepkime serisidir. Bu tepkimelerin belirleyici bir özelliği de, mutlaka bir katalizöre ihtiyaç duymalarıdır.”
“Bu katalizörler hücrede protein ve büyük moleküler makineler halinde yer alırlar ve kimyasal ile kinetik enerjiyi, biyolojik süreçlere dönüştürürler.”
“Biostasis ile yapmak istediğimiz şey, bu moleküler makineleri kontrol etmek ve hepsinin çalışmasını yaklaşık aynı oranda yavaşlatmak. Bu sayede bütün sistemi incelikli bir şekilde yavaşlatarak, müdahale başarısız olduğunda veya etkisi geçtiğinde, olumsuz sonuçlardan kaçınabiliriz” diyor McClure-Begley.
ABD Genelkurmay Başkanlığı cerrahı Tuğamiral Colin G. Chinn, Şubat ayı ortalarında, Savunma Bakanlığının ilkyardım politikasının yaklaşık yüzde 98 oranında hayatta kalma başarısı sergilediğini söylemişti. Söz konusu ilkyardım politikası, yaralanan birliklerin tedavi için yaralanmanın ilk saatinde savaş alanından ayrılmasını sağlıyor.
Ancak Pentagon’un odağını bitişik akran muhaliflerine (ki bunlar hatırı sayılır bir ateş gücüne ve hava kapasitesine sahip) kaydırması, gelecekteki çatışmalarda altın saatin devam edip etmeyeceği sorusunu akıllara getirdi.
Ordu, sıhhiyecilerin aciliyet sıralaması evresinin ötesinde bir tedavi uygulamasını sağlamak amacıyla ilave bir eğitim vermeyi ve bu sayede, bir savaş sıhhiyecisinin temel bilgileri ile savaş alanı yardım merkezinde konuşlanmış bir uzmanın temel bilgileri arasındaki açığı kapatmayı düşünüyor.
DARPA’nın henüz başlangıç aşamasında olan bu girişiminde, son derece uç koşullarda hayatta kalabilen ve metabolik süreçlerini önemli oranda azaltabilen veya kapatabilen canlıların tabiatındaki örnekler kullanılarak, hücrelerin protein seviyesindeki enerji kullanma şeklini kontrol edecek biyokimyasal yaklaşımlar aranıyor.
“Diğer biyolojik sistemleri desteklemede hangi yöntemlerin en iyi olduğunu çözebilirsek ve bu sistemler zarar gördükten sonra onların kontrolden çıkmasını daha az olası hale getirirsek, biyolojinin alet çantasına önemli bir katkı sunmuş olacağız” diyor McClure-Begley.
Biostasis programı şu an, fikir ıspatlama niteliği taşıyan teknolojileri geliştirmeye ve test etmeye odaklanmış durumda.
Buna benzer başka Biostasis teknolojileri üretilirse, kan ve diğer biyolojik ürünlerin tepkime süreleri ve raf ömürleri azaltılarak, tıbbi açıdan başka faydalar da sağlanabilir.
ABD ordusu, vücudun bir yaralanmaya tepki verme ve iyileşme becerisini destekleyecek olan başka yöntemleri araştırıyor.
Doktorlar ve araştırmacılar, bu yılın başlarında yapılan ABD Ordu Sağlık Sistemi Araştırma Seminerinde iyileştirici tıbbı ve onun kullanım yöntemlerini; özellikle de uzuvları, kasları ve sinir dokusunu yenileme olasılığını tartışmışlardı.
ABD Ordusu Tıbbi Gereç Geliştirme Faaliyeti kurumunda vücut uzvu onarım ürünü müdürü olan Yarbay David Saunders, “Henüz tam olarak o noktaya ulaşmış değiliz” diyor.
“Bizim yapmaya çalıştığımız şey, travma ve yeniden inşa (rekonstrüktif) cerrahlarımız için çeşitli tıbbi ürünlerden oluşan bir araç kutusu geliştirmek. Bu ürünler uzun vadede, yaralı durumdaki vücut uzuvlarının işlev ve şekillerini iyileştirecek.”
Saunders, kas, sinir, damar ve bağ dokularının yeniden büyümesini teşvik etmeyi amaçlayan yapay doku nakli kullanımında ilerleme kaydedildiğini ekliyor.
Seminerde tartışılan araştırmalar arasında, zarar görmüş kemiklerin iyileşmesine yardımcı olmak için dolgu kullanılması ve Afrika dikenli faresinin incelenmesi de yer alıyordu. Bu fare, avcılardan kaçmak amacıyla derisini değiştirebiliyor ve nispeten hızlı şekilde, hiç yarası olmadan iyileşebiliyor.
“Uzuv yaralanmalarında hayatta kalma olasılığı, vücut zırhı ve hasar kontrol ameliyatlarının uygulanması sayesinde giderek yükseliyor” diyor Saunders.
“Yeniden inşa tıbbında birçok güzel şey ortaya çıkıyor. Bu sayede, yaralanmış insanların şekil ve işlevlerini daha iyi düzeltebileceğiz.”
Söz konusu teknolojiler henüz uygulama aşamasında değil. Ancak savaş mecburiyeti altında çalışan ordu, daha önce tıp alanında hızlı ilerlemeler gerçekleştirmişti.
Bir Ordu kurulu, 2. Dünya Savaşının koşuşturmacasında, bir grip aşısı için sadece 2 yılda FDA onayı almıştı ve bu, ABD’deki ilk grip aşısıydı.