ABD Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu, azil süreci kapsamında önemli bir adım atıp, Başkan Donald Trump'ı resmen görevi suistimal ve Kongre'nin çalışmasını engellemekle suçladı.
Komisyonun Başkanı Jerry Nadler'in kamuoyuna açıkladığı ithamlarda, ABD Başkanı, iç siyasi nedenlerle Ukrayna'ya yardımı askıda tutmakla suçlanıyor.
Başkan Trump, "hiç bir yanlış" yapmadığında ısrarlı ve süreci "delilik" diye tanımlıyor.
Suçlamalar, Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu'nda bu hafta kabul edilirse, daha sonra Kongre'nin alt kanadında, tüm meclis üyeleri tarafından oylanacak.
Eğer suçlamalar, Demokrat Partililer'in çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi'nde kabul edilirse, Cumhuriyetçiler'in çoğunluğunu oluşturduğu Senato'da azil yargılaması, büyük olasılıkla Ocak ayının ilk günlerinde başlayacak.
Azil süreci, kimliği açıklanmayan bir ihbarcının geçen Eylül'de Trump ve Ukrayna lideri arasında Temmuz'da yapılan bir telefon görüşmesini şikayet etmesiyle başlamıştı.
Azil sürecini savunan Jerry Nadler, 2020 başkanlık seçimlerinin risk altında olduğunu söyledi.
Trump'ın kendisini "yasaların üzerinde gördüğünü" savunan Nadler, "Hiç kimsenin, başkanların bile yasaların üzerinde olmadığı konusunda net davranmalıyız." dedi.
Trump neyle suçlanıyor?
Trump, Ukrayna lideriyle yaptığı telefon görüşmesinde, ülkesinin Ukrayna'ya yapacağı askeri yardımı, kendisine siyaseten yardımcı olacak yolsuzluk soruşturmaları başlatma şartına bağlıyor gibi görünüyor.
Demokratlar, Trump'ın bu soruşturmalar karşılığında iki pazarlık kozu kullandığını, bunların birinin Kongre'nin zaten onayladığı 400 milyon dolarlık askeri yardım, diğerinin de Ukrayna lideri Volodymyr Zelenksk'yle Beyaz Saray'da görüşme oldunu söylüyorlar.
Demokratlar ise, zor durumdaki bir ABD müttefikine bu şekilde baskı yapmanın, görevi sustimal olduğunu iddia ediyorlar.
Trump'ın, Ukrayna'dan istediği ilk soruşturma, önde gelen Demokrat rakibi, eski Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden hakkındaydı. Hunter Biden, babası Başkan Obama'nın yardımcısıyken, Ukraynalı bir enerji şirketinin yönetim kuruluna girmişti.
Trump'ın ikinci talebiyse, Rusya'nın değil, Ukrayna'nın, Amerikan başkanlık seçimlerine müdahale ettiği yönündeki bir komplo teorisine destek verilmesiydi.
Bu teori daha sonra boşa çıkarılmış ve ABD'li istihbarat kuruluşları, Demokrat Parti'ye ait e-postaların 2016'da korsanlar tarafından çalınmasının arkasında Moskova'nın olduğunda hemfikir.