ABD'de başkanlık seçimleri yaklaşırken, 4 yıllık ilk döneminde tartışmaların odağındaki olan Donald Trump'a yönelik destek birçok kesimin gündeminde.
Politikaları ve beklenmedik söylemleriyle dünyayı neredeyse her gün şaşırtmayı başaran Trump'ın arkasında ise muhafazakar Amerikalıların önemli bir desteği bulunuyor.
Hukukçu, akademisyen, gazeteci ve yazar Hugh Hewitt, Washington Post için kaleme aldığı yazıda Trump'a yönelik muhafazakar desteği kaleme aldı.
Hewitt'in analizi Mepa News okurları için tercüme edildi.
*
Muhafazakarlar Trump’a neden mi destek veriyor? Çünkü o muhafazakar politikalar üretiyor.
Başkan Trump’ı eleştirenler sık sık başkanın muhafazakarlardan gördüğü desteğin bu derece sadık olmasına bir anlam veremediklerini ifade eder. Ancak söz konusu bu “şaşkınlığın” bazıları kasti bir şekilde üretilmektedir zira “Trump Asla” sloganları atan kesimdekilerin kendileri ile ters düşmemek için Trump döneminde yapılan bütün iyi şeyleri yok sayması gerekmektedir.
Aksi takdirde Trump hakkında düşündüklerinden o kadar da emin olmamaları gerektiği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalırlar. İstisnasız muhalefet söylemlerini, bazen iyi bazen kötü şeylerin yapıldığı ihtimaline tercih etmektedirler. Trump’un birçok meselede doğru davrandığını itiraf edebilenler ise kötü işler ve iyi işler arasında basit bir muhasebe yapılması ihtiyacına direniş göstermektedir. Bu direnişin sebebi ise, yakından incelendiğinde sayıca çok ve nitelik olarak uzun soluklu olduğu anlaşılan Trump’ın başarılı politika tercihlerinin ağır bastığının görülmek istenmemesidir.
"Muhaliflerin kafası karışık"
Muhalif cenahtaki bazı insanların gerçekten de kafasının karışık olduğunu, daha başka işlerden bu muhasebeye vakit bulamadığını veya bunu yapmaktan üşendiğini farz ederek, Trump’ın özgün ve büyük ihtimalle uzun soluklu olacak muhafazakar reformlarının en son örneğini paylaşmak istiyorum.
Başkan, 9 Ekim tarihinde iki başkanlık emrine imza atarak yürürlüğe soktu. Bu emirler, devlet kurumlarının bir kanun veya düzenlemeye en iyi şekilde nasıl mukabele edileceğini hususunda “yönetmelik” olacak bir açıklama yaptığında veya bu yönetmeliği resmi olarak yürürlüğe aldığında, sürecin şeffaflığının geliştirilmesi için tasarlandı.
“Yönetmelik” kelimesini tırnak içinde ifade ettim zira “yönetmelik” kelimesi sözlük anlamı gereği zararsız bir şeymiş gibi gelir. Kim mevzuata dair yorumlar hakkındaki zor sorular için bir “yönetmelik” istemez ki değil mi? Ancak bu “yönetmeliklar” devamlı olarak resmi düzenlemeler yapmak zorunda olan devleti adeta arapsaçı gibi sardı. Sayısı her geçen gün artan federal devlet kurumlarından sayısı her geçen gün artan sayıda yönetmelikler neşredilir oldu.
Devasa boyutlara ulaşan federal bürokrasinin yarattığı bu bilgi yığınları insanların günlük hayatlarına bazı zararlar ve bazen de son derece yıkıcı cezalar getirdi. İlaveten düzenlemeler neticesinde verilen uyarılar ve cezalar normalde insanların reaksiyon gösterip meseleyi anlaması için onlara zaman tanınması amacıyla uygulanan önce tebliğ sonra itiraz usulünü (aslında bu usül de çoğu zaman faydasızdır) de artık terk etti.
Trump, “yönetmelik bağımlısı” olmuş bürokratların tepesine çökmek, eski Başsavcı Jeff Sessions ve eski Başsavcı yardımcısı Rachel Brand gibi isimleri bu meseleyi çözmek üzere görevlendirmek istemektedir.
Başkanlık emirlerinin imza töreninde Trump şu ifadeleri kullandı:
“Federal devlet kurumları on yıllardır binlerce sayfadan müteşekkil sözde “yönetmelik” dökümanları neşredip duruyor. Sıradan vatandaşların izlemesi için hazırlanan bu habis yönetmelikların içeriği, kuralların nasıl anlaşılması gerektiğinin tevilini yapan ancak hesap verdikleri bir kurum olmadığı için başına buyruk davranan bürokratlar tarafından hazırlanıyor. Bu yönetmelikler sık sık düzenleme kurullarının kendi nüfuz ve yetki alanlarını genişletmek için masaya getirilen yasa değişikliklerinin bahanesi olarak gösteriliyor. İlaveten bu yönetmeliklar Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlarının ve özel şirketlerinin keyfi ve bazen de tacize varan boyutlarda denetimlere tabi tutulmasının gerekçesi oluyor.”
"Trump demokrasinin sonunu getirmiyor"
Geçmişte belki kendi şirketlerinin söz konusu “yönetmelik mektuplarına” maruz kalmış olabileceği esprisini yaptıktan sonra Trump şu önemli noktaya bastı:
“Halka açık olması gerekirken sanki devlet sırrıymış gibi saklanan bu dökümanların yüzünden birçok vatandaş tabi oldukları kuralları, karşısında FBI ajanlarını görünce okuma fırsatı buluyor. Resmi düzenlemeler hususundaki bu hantallık hem anayasal düzene dayalı idari sistemimize zarar vermektedir.”
Ciddi misin? Hani bu adam demokrasinin sonu getiriyordu? Demokrasinin sonunu getirmek isteyen birisinin bu ifadeleri kullanmaması lazım...
Trump sözlerine şöyle devam etti: “Makamlarına seçimle gelmeyen ve hesap verecekleri bir üst merci olmayan ve vatandaşlarımıza kendi şahsi çıkarlarını dikte eden bürokratların demokratik idari sistemi dışında hareket etmesinin önüne geçilmelidir.”
"Muhafazakarlığın ta kendisi"
Bu tavır, muhafazakarlığın ta kendisidir. Başkan, çoğunluktaki cumhuriyetçi hükümete haklı gerekçelerle dolu bir karşı argüman vermiştir. Bu da hukukun üstünlüğünü her şeyden önemli tutan muhafazakarların neden Trump’a destek çıktığının misallerinden birisidir.
Trump imzasıyla yürürlüğe giren başkanlık emirlerinin içeriği şöyledir:
1- Federal devlet kurumları nezdinde söz konusu yönetmelikler hem hukuki olarak hem de uygulamada bağlayıcı olmayacak.
2- Kurumlar sivil çağrıları (tebliğ ve itiraz) dikkate alacak.
3- Yönetmelikler halka açık ve ulaşılması kolay olacak. Bu emir ilaveten, ABD Yönetim ve Bütçe Ofisi’ne yönetmelikler üzerinde daha fazla kontrol sağlayacak ve yönetmelik çıkarmak için izlenen adımlar da yeniden düzenlenecek. Tüm devlet kurumlarının geniş çaplı katılımının olacağı bu süreçle birlikte yönetmelik meselesinde yapılması öngörülen iyileştirilmeler kemikleştirilecek.
Trump’ın imzaladığı ikinci emir, idari yargı ve yürütme üzerine oldu. Bu emre göre, devlet kurumları;
1- Yönetmelik dökümanına aykırı davranıldığı vakaları kanunların çiğnenmesi olarak görmeyecek.
2- Federal Kayıtlar dairesi tarafından yayımlanmamış hiçbir yönetmelik devlet kurumlarının kendi tevili olarak gösterilmeyecek.
3- Hiçbir ABD vatandaşı “haksız sürprize” yani, hem ilgili devlet kurum hem de federal hukuki standartlar çerçevesinde gerekli birimler tarafından açık uyarı ibrazı olmaksızın idari bir yürütme cezası veya yargı kararına maruz bırakılmayacak.
Bu iki emir, gittikçe artan bir şekilde kanun tanımazlaşan, güç düşkünü idari devlet anlayışına ağır darbeler vurdu. Muhafazakarlar bu konudan uzun süredir rahatsızlık duyduklarını birçok kez dile getirmişlerdi. Çoğu hala bu emirleri doğru yönde atılmış bir adım görürken aralarından bazıları Trump’ı koltuğundan etmek için onu mahkemeye çıkarmak, azletmek veya en azından 2020’deki seçimlerde yenebilmek adına tüm ideallerini terk etti.
Meğerse muhafazakarların istediği muhafazakarlıkmış. Kimin aklına gelirdi ki?