Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun birlik genelinde mevsimsel saat uygulamasının sona erdirilmesine yönelik teklifinin ardından birçok konuda uzlaşı sağlamakta zorluk çeken üye ülkelerin "basit ve teknik" bir konu olarak görülen bu hususta da anlaşma sağlaması zor görünüyor.
Geleneksel olarak saat değişimi konusu üye ülkelerin egemen olarak aldıkları kararlar arasında yer alıyor. Bu nedenle, Komisyon getirdiği teklifle üyelere yaz ya da kış saati dayatması yapamıyor.
AB Komisyonu yetkilileri üyelerin yaz ya da kış saati arasında seçim yapma konusunda özgür olduğunu belirtirken, tüm ülkelerin aynı tercihi yapmasının avantaj sağlayacağını özellikle vurguluyor.
Tek saat uygulaması
Komisyonun 1996'dan beri her yıl yaz aylarında saatlerin ileri ve kış aylarında geri alınması uygulamasını değiştirmek üzere hazırladığı düzenleme, yılda iki kere yaşanan değişikliğe son vermeyi amaçlıyor.
Düzenleme, 2019 yılından itibaren mevsimsel saat uygulamasının sona ermesini ve tek bir saat uygulamasına geçilmesini öngörüyor. Üye ülkelerin, Nisan 2019'a kadar yaz veya kış saati arasında kalıcı bir tercihte bulunması gerekiyor.
Üye ülkelerin tercihleri farklı
Komisyon teklifiyle ilgili temel sorunun, üye ülkelerin yaz ya da kış saatini seçmekte özgür olmasından kaynaklanacağı düşünülüyor.
Üye ülkeler arasındaki farklı tercihler özellikle kuzey-güney ekseniyle ortaya çıkıyor.
Coğrafi konumları nedeniyle yıl içerisinde gün ışığı konusunda büyük mevsimsel değişimler yaşayan Finlandiya ve Danimarka gibi Kuzey Avrupa ülkeleri kış saatini tercih ediyor.
Öte yandan Portekiz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Polonya gibi ülkeler yaz saatini tercih edeceğine işaret ediyor.
Kara yoluyla seyahat ederken aralarındaki sınırları bile fark etmenin güç olduğu Benelüks ülkeleri (Belçika, Hollanda, Lüksemburg) farklı saat uygulamasının doğuracağı karmaşayı engellemek için ise birlikte hareket etmeyi planlıyor.
Farklı tercihler zorluklara gebe
AB Komisyonunun hazırladığı rapor, saat değişikliğinin üye ülkeler arasında koordineli bir şekilde gerçekleştirilmemesinin ciddi sonuçlara yol açacağını açık bir şekilde gösteriyor.
Tek bir saat uygulamasında mutabık kalınamaması durumunda öncelikli olarak iç piyasanın zarar göreceği tahmin ediliyor. Bu çerçevede üye ülkeler arasında gerçekleştirilen sınırdan sınıra ticarette ciddi aksamalar yaşanacağı belirtiliyor.
Telekomünikasyon ve iletişim hizmetlerinde de zorlukları beraberinde getirecek farklı saat uygulamasının aynı zamanda ulaşım ve seyahatlerde de karmaşaya yol açacağı öngörülüyor.
AB'de özellikle 2015 yılında patlak veren göçmen krizi ve İngiltere'nin birlikten ayrılma sürecinin yarattığı karmaşa, birlik üyelerinin birçok konuda uzlaşı sağlamakta güçlük çektiğini açık bir şekilde gösteriyor.
Geleneksel olarak birçok farklı konuda birlikte hareket etmekte zorlanan AB üyelerinin, enerji tasarrufu ve sağlık getirileri gibi günlük hayatı kolaylaştırmak için ortaya atılan tek saat uygulamasında da öngörülen tüm karmaşalara rağmen uzlaşı sağlaması zor görünüyor.