ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, S-400'lerin konuşlandırılması durumunda Türkiye'nin ABD ve NATO ile işbirliğinin aksayacağını kaydederek mevcut bunalımın Ankara'nın ittifak ile ilişkisine olumsuz yansıyacağını resmen ilan etmiş oldu.
Savunma Bakan Vekili, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a gönderdiği mektupta, S-400 hava savunma sistemlerinden vazgeçmemesi durumunda Türkiye'nin 31 Temmuz 2019 itibariyle dünyanın en gelişmiş savaş uçağı olarak tanımlanan F-35 projesinden çıkarılacağını ilan etti.
Bu mektubun nedenlerini, yansımalarını ve sonuçlarını 10 soruda derledik.
1. ABD, bu kararı neden şimdi aldı?
ABD'li Bakan mektubunda, Türkiye'nin S-400 konusunda eğitim almak üzere askeri personelini Rusya'ya gönderdiğini açıklaması üzerine bu kararın alındığını kaydetti.
Savunma Bakanlığı'nın Avrupa ve NATO Politikalarından Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Andrew Winternitz de 7 Haziran'da düzenlenen bir bilgilendirme toplantısında, Türkiye'nin eğitim için Rusya'ya personel göndermiş olmasını önemli bir sinyal olarak aldıklarını kaydetti.
Winternitz, "Bu bizim harekete geçmemiz, ciddi olduğumuzu ve S-400 ile F-35'in birlikte kullanılamayacağına ilişkin pozisyonumuzu göstermemiz için gerekli bir sinyaldi," ifadelerini kullandı.
2. ABD kararı neleri içeriyor?
ABD Savunma Bakanı Vekili Shanahan aracılığıyla Türkiye'ye iletilen en önemli karar, 31 Temmuz 2019 itibariyle Türkiye'nin F-35 programına katılımının askıya alınmasını içeriyor.
Arizona'daki Luke Üssü'nde bulunan Türk pilotların ve diğer askeri personelin eğitim sürecini tamamlamalarının ardından ABD'den ayrılacakları, Türkiye'den eğitim için yeni pilot ve askeri personelin kabul edilmeyeceği ve F-35 projesi kapsamında yapılacak üst düzey toplantılara Türkiye'nin davet edilemeyeceği de Shanahan'ın mektubunda yer alıyor.
3. Türkiye'nin parasını ödediği dört uçak ne olacak?
Türkiye, ABD'nin başını çektiği ve toplam 9 ülkenin yer aldığı 2000'lerin başında Joint Strike Fighter (FSF) projesinin önemli katılımcılarından. F-35 üretim zincirinde de yer alan Türkiye, 2030'lara kadar 100 savaş uçağı alarak hava savunmasını modernleştirmek istiyor.
İlki Haziran 2018'de olmak üzere Türkiye'ye şu ana kadar dört F-35 tahsis edilmiş durumda. Normal koşullar altında iki adet F-35'in Kasım ayında Malatya Erhaç Üssü'ne konuşlanması gerekiyordu. Türkiye'nin programdan çıkarılması durumunda bu uçakların ne olacağı ise henüz bilinmiyor.
Savunma Bakanlığı'nın Satın Alma ve İdame İşlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Ellen Lord, bilgilendirme toplantısında, bu 4 uçakla ilgili konunun Pentagon'da kendi aralarında tartışılan bir konu olduğunu, iki ülke savunma bakanları arasında yapılacak görüşmelerle bir yol bulunacağını söylemekle yetindi.
4. Türkiye üretimden de dışlanacak mı?
Beşinci nesil savaş uçağı olarak bilinen ve yüksek teknolojisi sayesinde düşman radarlarından kaçabilen F-35'lerin toplam 937 parçası Türkiye'de Türk savunma sanayi şirketleri tarafından üretiliyor. Türkiye'nin bu katılımının ülke ekonomisine yaklaşık 12 milyar dolarlık katkı sağladığı kaydediliyor.
ABD Savunma Bakanlığı, geçen sene Kongre'ye verdiği bir raporda, Türkiye'nin süreçten dışlanması durumunda, projede önemli bir zaman kaybı yaşanacağı ve bunun da ekonomik etkileri olacağı ifade edilmişti.
Basına bilgi veren üst düzey ABD'li yetkililer, Türkiye'nin üretim zincirinden çıkarılmasının daha uzun bir süre alacağını, yapılan planlamaların 2020 senesini işaret ettiğini kaydettiler.
Savunma Bakanlığı yetkilisi Lord, 937 parçadan 400 tanesinin sadece Türkiye'de üretildiğini, asıl önemi de bu parçalara verdiklerini kaydederken, "Alternatif kaynaklar bulma konusunda Lockheed Martin ile uçak tarafını, Pratt & Whitney ile de motor tarafını çalışıyoruz. Kararı onlar verecek," dedi.
Aynı yetkili, Türkiye'nin üretimden çekilme sürecini iyi işletmeleri durumunda diğer teslimatlarda ciddi gecikmeler olmayacağını kaydetti.
5. F-35 dışında nasıl sonuçlar ortaya çıkacak?
ABD'nin ilk aşamada gündeme getirdiği yaptırım, F-35 sürecinden Türkiye'nin çıkarılması oldu. Ancak Savunma Bakanı'nın mektubu, S-400'lerin konuşlandırılması durumunda Türkiye'nin daha birçok alanda olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalacağını gösteriyor.
Shanahan'ın mektubunda dikkat çektiği ilk unsur, ABD Kongresi'nin Ağustos 2017'de çıkardığı ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA). Bakan, "F-35'ler konusunda alınan önlemler, S-400'lerin Türkiye'de bulunmasının yaratacağı risklerle ilgili ve Rusya ile ilintili olan CAATSA yaptırımlarından ayrıdır. Türkiye'nin S-400'leri satın alması durumunda CAATSA yaptırımlarının uygulanması konusunda Kongre'de güçlü ve partiler üstü bir kararlılık bulunuyor," ifadesini kullandı.
6. NATO ile ilişkiler nasıl etkilenecek?
ABD'li Bakan, S-400 konusunun F-35 dışındaki etkilerini sıralarken şu unsurları gündeme getiriyor:
"F-35 gibi platformların güvenliğini tehdit etmesinin yanı sıra, Türkiye'nin S-400 satın alması ülkenizin ABD ile ve NATO içinde işbirliğini güçlendirme ve sürdürme beceresini aksatacak; Türkiye'yi stratejik ve ekonomik olarak Rusya'ya aşırı bağımlı kılacak ve Türkiye'nin çok yetkin savunma sanayiine ve hırslı ekonomik hedeflerine zarar verecektir."
Mektupta, Türkiye'nin NATO içindeki işbirliğinin nasıl etkileneceğine ilişkin ayrıntılı bir mesaj verilmiyor.
Bilgilendirme toplantısında konuşan ABD'li yetkililer Lord ve Winternitz ise Türkiye'nin NATO'nun önde gelen üyelerinden biri olduğunu, devam eden birçok süreçte işbirliği yapıldığını anımsatıyor.
Türkiye ile stratejik ortaklık ve işbirliğinin devam etmesinden yana olduklarını belirten Müsteşar Yardımcısı Winternitz, "Bunun geçici bir sapma olduğunu umut ediyoruz. Bu satın almanın Türkiye'nin özellikle 2016 senesinde NATO'ya verdiği taahhütlerle uygun olmadığına inanıyoruz. Biliyorsunuz 2016 zirve bildirgesinde Rusya'dan yeni alımlar dahil ekipman alınmasının azaltılması çağrısı yapılıyordu," diye konuştu.
7. 75 milyar dolar ticaret hedefi tehlikede mi?
Shanahan'ın, Türkiye'de iş kayıplarına ve özellikle uluslararası ticaret ile gayri safi yurt içi hasılada olabilecek kayıplara vurgu yapması da dikkat çekti.
ABD'li bakan, CAATSA yaptırımlarının devreye girmesi durumunda ABD Başkanı Donald Trump'ın kararlılık gösterdiği ikili ticaret hacminin 20 milyar dolardan 75 milyar dolara çıkması hedefinin de gerçekleşemeyeceği mesajını verdi.
8. Geriye dönüş mümkün mü?
Türkiye'nin F-35 projesinden 31 Temmuz tarihi itibariyle çıkarılacak olması, taraflara diplomatik yolla çözüm bulunması için 2 aydan daha az bir süre tanıyor.
Shanahan, muhatabı Hulusi Akar ile görüşmelere devam etme arzusunda olduğunu belirtirken, bir cümle ile "S-400 konusunda yolunuzu değiştirme seçeneğiniz hala var" ifadesini kullandı. Winternitz de bunun altını çizdi: "Eğer Türkiye, S-400'leri teslim almazsa, Türkiye'nin F-35 programı kapsamındaki faaliyetlere normal bir şekilde dönüşünü sağlayacağız. Türkiye, yakın bir NATO müttefiki ve askeri ilişkilerimiz güçlü. NATO müttefikimizin güvenliğini garanti altına almak, bölgede sürmekte olan terörle mücadele operasyonları dahil olmak üzere bölgesel güvenlik ve istikrarı sağlama misyonlarını destekleme kararlılığımız bulunuyor."
Ancak aynı yetkili, S-400'lerin 31 Temmuz'dan önce gelmesi durumunda Türkiye'nin F-35'den çıkarılma sürecinin de hızlandırılacağı bilgisini verdi.
9. ABD, Anadolu Kartalı tatbikatı için F-35 gönderecek mi?
ABD'li yetkililer, F-35 konusunun ABD ile Türkiye arasındaki diğer işbirliği alanlarını etkilemeyeceğine dönük düşüncelerini ifade ederken, ABD Silahlı Kuvvetleri'nin Haziran ayı sonunda Türkiye'de düzenlenecek Anadolu Kartalı askeri tatbikatına katılacak olmasını somut bir adım olarak gösteriyor.
"Türkiye ile ilişkimiz çok katmanlı. Türkiye ile güvenlik işbirliği çerçevesinde birçok şey yapıyoruz ve bunlar sona ermeyecek," diye konuşan Winternitz, Anadolu Kartalı'na katılımı da bu kapsamda değerlendirdi. ABD basınına göre, ABD bu tatbikata 6 adet F-35 savaş uçağıyla katılacak.
10. Mektup neden basına verildi?
Shanahan'ın mektubunun tam metninin basına verilmesi de önemli ve dikkat çeken bir unsur olarak görülüyor. Nisan ayından itibaren Türk ve ABD kamuoyunu S-400'lerin satın alınması durumunda yaşanabilecek gelişmeler konusunda üst düzey açıklamalar aracılığıyla uyaran Washington DC, şimdi de Savunma Bakanı'nın tehdit içeren mektubunu basına vermeyi tercih etti.
Bunun iki nedeni olduğu gözlemleniyor: Birincisi, ABD'nin bu süreci tamamen şeffaf ve kamuoyu önünde yürütme stratejisi. İkincisi ise Türk yetkililerin, 'S-400 ve F-35 konularında zaman zaman gerçek tabloyu yansıtmaktan kaçınmaları ve olguları farklı şekilde algılatma çabaları' olarak kaydediliyor.
Türk Savunma Bakanlığı'nın Shanahan'ın mektubuna ilişkin yaptığı kısa açıklama da bunun bir örneği olarak değerlendiriliyor. F-35 konusuna hiç değinmeyen açıklama şöyle devam ediyor: "İki ülke arasındaki savunma ve güvenlik konularını kapsayan söz konusu mektupta, mevcut sorunlara stratejik ortaklık çerçevesinde ve kapsamlı güvenlik işbirliğini muhafaza edecek şekilde bir çözüm bulunması yönünde beklenti dile getirilmekte ve görüşmelere devam edilmesinin önemi ifade edilmektedir."