Afganistan'da sancılı barış süreci, tarafların siyasi ve askeri hamlelerinin gölgesinde devam ediyor.
3 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirilecek ABD başkanlık seçimlerinin de Afganistan'daki süreç üzerinde önemli bir etkisinin olması bekleniyor. Başkanlık seçimlerini mevcut ABD Başkanı Cumhuriyetçi Donald Trump'ın mı, Demokrat aday Joe Biden'ın mı kazanacağı tartışmaları, Afganistan barış süreci üzerinde önemli etkiye sahip.
Afganistan'da barış süreci
Taliban ile ABD arasında ilk doğrudan barış görüşmesi, 13 Ekim 2018 tarihinde Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleştirildi.
İlerleyen dönemde sıklaşan görüşmeler zaman zaman tıkansa da, taraflar 29 Şubat 2020 tarihinde Doha'da anlaşmaya vardı.
Anlaşma kapsamında ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi, Afganlar arası görüşmelerin başlaması ve taraflar arasında esir takası gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Esir takası, barış sürecinde bir sonraki adıma geçilebilmesi için ön şart olarak belirlendi.
Ancak esir takası sürecinde Kabil hükümetinin hamleleri nedeniyle sona gelinemedi.
Esir takası süreci ve Kabil hükümeti
ABD ile Taliban arasındaki anlaşmada Taliban'ın 1000, Kabil hükümetinin 5 bin mahkumu serbest bırakması kararlaştırılmıştı. Anlaşmaya göre esir takası 10 Mart'a kadar bitecek, bu tarihten sonra da Afganlar arası görüşmeler başlayacaktı.
Ancak Kabil hükümeti, bu tarihten itibaren ortaya attığı çeşitli sebeplerle esir takasını tamamlamadı. İlk olarak esir takasının kendi taahhütleri olmadığını belirterek takası hayata geçirmeyeceğini ima eden hükümet, daha sonra esirlerin serbest kalması için şartlar öne sürmeye başladı.
Bir süre sonra bazı esirlerin serbest bırakılmayacağı açıklanırken, bunun ardından ise Loya Cirga toplanarak esir takası önünde yeni bir engel çıkarıldı. Loya Cirga'dan esir takasına devam kararı çıkarken, Kabil hükümetinden yeni bir hamle geldi.
Hükümet, Avustralya ve Fransa'nın yaptığı çağrıları öne sürdü. İki ülke Kabil hükümetine, kendi vatandaşlarını öldüren Taliban üyelerini serbest bırakmama çağrısı yaptı. Kabil hükümeti bu sefer de, esirlerin serbest kalması için uluslararası bir konsensüs gerektiğini açıkladı.
Halihazırda Taliban, taahhüt ettiği 1000 esirden daha fazlasını serbest bırakmış durumda. Kabil hükümeti ise, Taliban mensubu 'özel esirler' olarak nitelenen yaklaşık 300 kişiyi halen serbest bırakmadı. Hükümetin, yaklaşan ABD seçimlerine kadar zaman kazanma arayışında olduğu belirtiliyor.
ABD başkanlık seçimleri
ABD'de, Afganistan'daki barış sürecine dair beklentiler başkanlık seçimlerine odaklanmış durumda.
Mevcut Başkan Donald Trump, seçimlerin gerçekleştirileceği Kasım ayına kadar ülkedeki ABD askerlerinin sayısının 4-5 bin bandına çekileceği ifade etmişti.
Taliban ile ABD arasında imzalanan anlaşmada, ABD'nin Afganistan'daki askerlerinin tümünü 14 ay içerisinde çekmesi öngörülüyor. Buna göre ABD, 2021 yılı Mayıs ayına kadar ülkedeki askerlerinin tamamını çekmek zorunda.
Ancak seçimlerde Trump'ın kaybetmesi ve Biden'ın kazanması halinde, Afganistan'da sürecin beklenenden farklı seyredebileceği tahmin ediliyor. Trump yönetiminin Afganistan'dan bir an önce çekilme politikasının, Biden'ın başkan seçilmesi halinde devam etmeyebileceği düşünülüyor. Bu kapsamda Kabil hükümeti de, barış sürecine dair atacağı adımları ertelemek istiyor.
Hükümet, bu süreçte kendisini daha yakından destekleyecek ve arkasında duracak bir ABD yönetiminin iş başına gelmesi arzusunda. Bu sebeple esirlerin serbest bırakılması ve Afganlar arası görüşmelere geçilmesi süreci erteleniyor.
Trump'ın yeniden başkan seçilmesi halinde ise ABD'nin Afganistan'dan tamamen çekileceği, Kabil hükümetinin ise kendisine Avrupa devletleri gibi yeni destekçiler arayacağı tahmin ediliyor.
Afganistan'da geleceğin nasıl şekilleneceği ve barış sürecinin devam edip etmeyeceği sorularının yanıtlanması için, şimdilik ABD'deki başkanlık seçimlerinin sonuçları bekleniyor.
Kaynak: Mepa News