Taliban'ın doğuşu
Eylül, 1994
İç savaş yorgunu Afganistan'da, Diyobendi medreselerden doğan Taliban bu tarihte kuruldu. Ülkenin güneyinde sembolik öneme sahip Kandahar'da Molla Muhammed Ömer öncülüğünde kurulan hareket, zamanla ülke çapında etkin hale geldi. Hareketin teşkil edilme sürecinde ortaya konulan amaçlar "İslam hukukunun uygulanması, ülkenin savaş ağaları ve suçlulardan arındırılması" gibi başlıklardan oluşuyordu.
Kabil'e giriş
26 Eylül, 1996
İç savaşın tahrip ettiği Kabil'e giren Taliban, artık Afganistan'ın en etkin gücüydü. Başkenti ele geçiren hareket, bir süre sonra Afganistan İslam Emirliği adıyla yönetimlerini ilan etti. Bu tarihlerden sonra Afganistan'da yaklaşık 5 sene sürecek Taliban yönetimi devri başladı.
1998 yılına gelindiğinde ülkenin yüzde 80'inden fazlası hareketin kontrolünde bulunuyordu.
El Kaide bağlantısı
15 Eylül, 1999
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, (BMGK) 1267 sayılı kararı ile Taliban ve El Kaide’nin 'terörist grup' olarak tanımlandığı ve iki grubun para, seyahat ve silah gönderileri için yaptırım uyguladığı El Kaide ve Taliban Yaptırımlar Komitesi'ni kurdu. BM kararı Usame Bin Ladin’in El Kaide'yi 1980’lerde Afganistan ve Pakistan’ın Peşaver bölgelerinden, 1991 yılında Sudan’dan ve nihayet 1990’ların ortasından itibaren tekrar Afganistan’dan yönettiği uzun bir süreci müteakiben alındı.
Afganistan topraklarında yaşanan kanlı iç savaşın küllerinden doğan Taliban hareketi, El Kaide için kolaylıkla operasyonlarını planlayabileceği ve eğitim programları icra edebileceği bir ev sahipliği sağladı.
Ahmed Şah Mesud suikasti
9 Eylül, 2001
Taliban karşıtı Kuzey İttifakı'nın en önde gelen komutanlarından olan Ahmet Şah Mesud, El Kaide'nin düzenlediğini saldırı sonucu öldürüldü. "Pençşir Aslanı" olarak bilinen Şah Mesud tam anlamı ile bir gerilla lideriydi ve onun ölümü Taliban karşıtı hareketin akamete uğramasına neden oldu. Uzmanlar Şah Mesud suikastinin 11 Eylül sonrasındaki süreçte Usame Bin Ladin’in Taliban tarafından korunmasını sağladığı görüşündeler. Nitekim güvenlik uzmanı Peter Bergen, Mesud’un öldürülmesi olayını New York ve Washington saldırılarının ilk aşaması olarak değerlendirmektedir.
11 Eylül, 2001
Dünya Ticaret Merkezi saldırısı
El Kaide mensupları dört uçağı kaçırdı ve sonrasında bunlardan ikisi ile New York’ta bulunan Dünya Ticaret Merkezi’ne (İkiz Kuleler), biri ile Washington’da bulunan Pentagon olarak bilinen ABD Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı ortak yerleşkesine çarpmak sureti ile patlattı.
Son uçak Pensilvanya Eyaleti dahilinde yeşillik bir alana çakıldı. Saldırılarda en az 3 bin kişi öldü. Her ne kadar El Kaide merkezi olarak Afganistan’da olsa da 19 saldırgandan hiçbiri Afgan değildi. Mısırlı Muhammed Atta saldırı grubunun lideriydi ve 15 El Kaide mensubu da Suudi Arabistan asıllıydı.
George W. Bush önce “Teröre karşı savaş”ı kazanacaklarına sonra da Afganistan’da bulunan El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin’i yok edeceklerine dair yeminler etti. Aynı zamanda, Taliban yönetiminden ülkelerinde bulunan tüm El Kaide liderlerini teslim etmelerini veya onlar ile aynı kötü sona razı olmaları tehdidini içeren bir çağrı yaptı. Taliban, El Kaide lideri Usame bin Ladin'i ve diğer liderleri ABD'ye teslim etmeyi reddetti.
Savaş başlıyor
18 Eylül, 2001
ABD Başkanı George W. Bush 11 Eylül 2001 günü ülkesine yapılan saldırılarda dahli bulunanlara karşı güç kullanımını içeren bir karara imza attı. Söz konusu karar, Bush yönetiminin Afganistan işgali kararı dahil olmak üzere, birçok Amerikan vatandaşının yargılama veya mahkeme kararı olmaksızın öldürülmesinden, Küba’da bulunun Guantanamo hapishanesinin kurulmasına kadar birçok "terör ile mücadele aracının" kullanılmasına dayanak oluşturdu.
İlk saldırılar
7 Ekim, 2001
ABD ordusu, arkasına aldığı İngiltere desteği ile, Taliban güçlerine yönelik olarak resmi adı “Kalıcı Özgürlük Operasyonu” olan bir saldırı başlattı. Kanada, Avustralya, Almanya ve Fransa ilerleyen aşamalarda harekâta destekte bulundular.
Bin kişilik bir Amerikan Özel harekât grubunun katıldığı Kuzey İttifakı ve Taliban karşıtı etnik Peştun kabilelerinin de desteğini alan operasyonların ilk aşaması ağır hava bombardımanından oluşmaktaydı.
Kara harekâtı kapsamında ülkeye ulaşan ilk büyük askeri birliğin ülke topraklarına ayak basması tam olarak 12 gün sonra gerçekleşti. Kara çatışmalarının büyük kısmı Taliban ile muhalifi olan grupların arasında yaşandı.
Taliban'ın geri çekilmesi ve Kuzey İttifakı katliamları
Kasım, 2001
Taliban, ABD hava saldırıları ve Kuzey İttifakı hücumları karşısında tutunamayarak birçok şehirden geri çekildi. 14 Kasım 2001 günü BM güvenlik konseyi aldığı 1378 numaralı karar ile ülkede oluşturulacak geçiş hükümetine dair sürecinin BM kontrolünde olmasını ve üye ülkelerin Afganistan’da istikrar ve yardım dağıtımı işlemleri için barış gücü göndermesini karara bağladı.
Bir diğer taraftan Afganistan'da 2001 yılının Kasım ve Aralık ayları, teslim olan Taliban mensuplarına ve yabancı savaşçılara karşı girişilen katliamlarla anıldı. ABD ve Kuzey İttifakı güçlerinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri Kale-i Cengi ve Deşt-i Leyli katliamlarında 3 bine yakın kişi hayatını kaybetti.
Tora Bora Muharebesi
Aralık, 2001
Kabil’in doğusunda yer alan Nangarhar ilinin güneyinde, Pakistan sınırında yer alan Tora Bora dağlarındaki mağaralarda izi sürülen El Kaide lideri Usame Bin Ladin'e yönelik doğrudan bir saldırı bu tarihlerde gerçekleşti.
ABD ordusu destekli Kuzey İttifakı güçleri El Kaide üyeleri ile iki haftalık şiddetli bir çatışma yaşadılar. (3-17 Aralık) ABD güçleri bölgeye oldukça ağır bombardımanlar gerçekleştirdi. Bombardımanlar neticesinde oluşan kraterler günümüzde hala uydudan görülebiliyor.
ABD'nin saldırısında çok sayıda El Kaide mensubunun öldürüldüğü iddia edilse de, Usame bin Ladin bölgeden kaçmayı başardı.
Bin Ladin’in Tora Bora dağlarında barındığına dair eldeki ciddi istihbarat verilerine rağmen icra edilen yakalama operasyonuna bizzat dahil olmayarak işi Kuzey İttifakı tarafından kontrol edilen gruplara bırakması daha sonra eleştiri konusu olarak gündeme gelecekti.
Bonn Konferansı
Aralık, 2001
Kasım 2001’de Kabil’in düşmesi üzerine BM, Kuzey ittifakı ve eski Afgan kralı ile bağlantılı gruplara davette bulunarak Almanya’nın Bonn kentinde bir konferans tertipledi.
5 Aralık 2001 günü adı geçen gruplar BM güvenlik konseyinin 1383 numaralı kararını imzaladı. Anlaşmanın Kuzey İttifakı'nın destekçisi olan İran’ın diplomatik desteği ile gerçekleşebildiği ve Hamid Karzai başkanlığındaki bir geçiş hükümeti kurulması ve Kabil’de asayişi sağlayacak bir barış gücü bulundurma esaslarına dayandığı açıklandı.
Bonn antlaşmasını 20 Aralık günü yayınlanan 1386 numaralı güvenlik konseyi kararı takip etti ki bu karar ile Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) kurulmuş oldu.
Operasyonlar sürüyor
Mart, 2002
Kapsam bakımından Tora Bora operasyonunun ardından gerçekleştirilen en büyük kara operasyonu olan Anakonda operasyonu doğrultusunda Paktiya eyaletinin Gardiz ilinde Şahi Kot vadisinde 2 bin ABD ve bin kadar Afgan askerinden müteşekkil saldırı gücünün 800 kadar Taliban-El Kaide mensubuna yönelik icra ettiği harekatın devamı gelmedi.
Zira Pentagon’da bulunan planlayıcılar birçok askeri ve istihbari kaynağı, ABD’nin teröre karşı savaşında gittikçe ön plana çıkan Saddam Hüseyin’in liderlik ettiği Irak’a yönlendirmişti.
Yeniden inşa
17 Aralık, 2002
Başkan George W. Bush Virginia Askeri Enstitüsü'nde yaptığı konuşmasında Afganistan’ın yeniden inşaası için çağrıda bulundu. “Kötülükten uzak ve daha yaşanabilir bir Afganistan’ın inşası için yardımda bulunarak George Marshall’ın geleneğini sürdürüyoruz.”diyerek 2.Dünya Savaşı sonrasında Genelkurmay Başkanı Marshall’ın Batı Avrupa’yı yeniden inşa için uygulamaya koyduğu plana atıfta bulundu.
Fakat ABD ve uluslararası kamuoyu hiçbir zaman Marshall planına benzer bir plan sunmadı. ABD kongresi 2001 ile 2009 yılları arasında toplamda 38 milyar dolarlık bir tutarı Afganistan’ın yeniden inşası ve insani yardım için harcamayı onayladı.
Geçiş hükümeti
Haziran, 2002
Aralık 2001’den itibaren Afganistan’ın geçiş yönetiminin başkanlığını yürüten Hamid Karzai ülkenin yeni kurulan geçiş hükümetinin başına getirildi.
Onun bu koltuğa getirilmesi ülkenin 386 şehrinden 200’ü kadın 1550 delegenin Loya Cirga (Halk meclisi) çatısı altında Kabil’de gerçekleştirdiği acil toplantı kapsamında meydana geldi. Durrani Peştunları arasında güçlü bir kol olan Popalzay kabilesine mensup Karzai, 11 Eylül saldırıları sonrasında Taliban karşıtı Peştun hareketi organize etmek üzere ülkeye Pakistan’dan getirildi.
İlerleyen zaman içerisinde bazı gözlemciler Karzai’yi hükümetinin ve kabilesinin bazı üyelerinin karıştıkları yolsuzluk olaylarına sessiz kalmakla suçlayacaklardı. Etnik Taciklerin başını çektiği Kuzey İttifakı başbakanlık koltuğunu alma konusunda yetersiz kalsalar da; parlamento içerisinde, başkanı kontrol altına alabilecek bir konum elde etmeyi başardılar ki böylece üst düzey mevkilere gösterilen adayları veto edebilir veya başkanı görevden alabilirlerdi.
Kurucu model
Kasım, 2002
Amerikan ordusu sivil ilişkiler çalışma grubu kurarak BM ile sivil kurumlar arasında yürütülecek kalkınma programlarında eşgüdüm sağlanmasını amaçladı ki bu hareket esas olarak Kabil hükümetinin otoritesini yurt çapına yaymayı amaçlıyordu.
Adı “Bölgesel Kurucu Takım” olan BKT’ler ilk olarak Kasım ayında ülkenin doğusundaki Paktiya iline bağlı Gardiz kentinde oluşturuldu. Onu Bamyan, Kunduz, Mezarı Şerif, Kandahar ve Herat şehirleri takip etti. BKT’lerin nihayetinde yönetimi NATO üyesi ülkelerin eline geçti.
Bu model global anlamda rağbet görmedi. Kaygılar BKT sisteminin merkezi otoriteden yoksun, organize olmayan bir halde oluşundan kaynaklanmaktaydı. Bu tür eleştiriler NATO’nun savaş çabalarına karşı bir argüman haline gelmekteydi. Eleştiriler bu koalisyonun etkinliğini sorgular hale gelmişti.
Muharebe sona erdi
Mayıs, 2003
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld Kabil’de muhabirler ile gerçekleştirdiği bir brifing toplantısında esas muharebenin sona erdiğini ilan etti.
Bu açıklama, Başkan Bush’un Irak’ta savaşın sona erdiğini açıklamak için kullandığı “görev tamamlandı” ifadesinin bir diğer ayağı niteliğinde idi. Rumsfeld açıklamasında, Başkan Bush ile Genelkurmay başkanı Tommy Franks ve Afganistan Başkanı Hamid Karzai’nin ana muharebe faaliyetlerini tamamlayarak artık güven, istikrar ve yeniden inşa sürecinin başladığı sonucuna vardıklarını da duyuruyordu.
Afganistan’da görev yapan sadece 8 bin ABD askeri vardı. Savaş aşamasından yeniden inşa aşamasına geçişin birçok yardım örgütüne, özellikle Avrupa merkezli olup asker, lojistik ve diğer anlamlarda yardımlar gönderme konusunda gönülsüz olanlara yeni kapılar açacağına inanılıyordu.
Uluslararası misyon
8 Ağustos, 2003
NATO, ISAF'ın görev sahasını yurt sathına yaydı. Bu görev NATO’nun Avrupa dışındaki ilk göreviydi. Esasen Kabil ve çevresini korumakla görevli olan ISAF birlikleri, Eylül 2005, Temmuz 2006 ve Ekim 2006 tarihlerinde alınan NATO kararları ile artan bir sorumluluk sahasına sahip oldu.
Başlangıçta 5 bin askerlik bir güç olan ISAF, genişleyen alanlar ile birlikte NATO üyesi 28 ülkenin tamamının da içinde yer aldığı 45 ülkeden yaklaşık 65 bin askerlik bir büyüklüğe ulaşmış oldu. 2006 yılında ISAF doğu Afganistan’da yer alan ABD öncülüğündeki koalisyon bünyesindeki uluslararası askerlerin idaresini üstüne aldı ve Güney Afganistan’da yaşanan hassas çatışmalarda daha fazla katılım göstermeye başladı.
Anayasa
Ocak, 2004
502 Afgan delege, ülkede mevcut olan çok sayıda aşireti birleştirmeyi amaçlayan güçlü bir Başkanlık sistemini içeren Afganistan anayasası üzerinde anlaştı. Bu gelişme ülkenin demokrasi yolunda attığı olumlu bir adım olarak değerlendirildi.
ABD’nin Afganistan Büyükelçisi Zalmay Halilzad durumu “Afganlar, ABD ve müttefikleri tarafından kendilerine sunulan demokratik kurumlara kavuşma ve ulusal seçimler için oluşan altyapının fırsatlarının önemini anladılar.” sözcükleri ile ifade etti.
Karzai seçildi
9 Ekim, 2004
Tarihsel önemi haiz genel seçimlerde, Karzai ülke tarihinde demokratik yollarla göreve gelen ilk başkan oldu. Karzai oyların yüzde 55’ini alırken, eski Milli Eğitim Bakanı olan Yunus Kanuni yüzde 16’da kaldı.
Karzai'nin seçim zaferi, rakipleri tarafından kendisine yöneltilen seçim hilesi suçlamalarıyla ve silahlı bir grup tarafından üç yabancı BM seçim görevlisinin kaçırılması olayları ile gölgelendi. Afganlar, 1969'dan bu yana, Kral Muhammed Zahir Şah döneminde Parlamento seçimlerinde oy kullandıklarından beri sandık başına gitmemişti.
ABD Afganistan'da kalıyor
23 Mayıs, 2005
Afganistan Başkanı Hamid Karzai ve ABD Başkanı Bush ülkelerinin stratejik ortak olduğuna dair bir bildiriye imza attı.
Bu bildiri ABD askerlerinin Afgan askeri tesislerine "terörle ve şiddet yanlısı aşırıcılıkla mücadele" kapsamında erişme ve kullanma yetkisi veriyordu. Bildiride yer alan ifadelerde işbirliğinin amacı ABD-Afgan bağlarını güçlendirmek ve Afganistan’ın uzun vadede güvenlik, 'demokrasi ve refahını' garanti altına almaktı.
Dahası bildiri Washington’a, Afganistan’da Afganların kontrolü ellerine almaları için Kabil hükümeti güvenlik güçlerinin organize olmalarına, eğitilmelerine, donatılmalarına ve desteklenmeleri ile ülke ekonomisinin ve politik demokrasisinin tekrar hayata geçirilmesi için destek olunması çağrısında bulunuyordu.
Seçimler sürüyor
Eylül, 2005
6 milyondan fazla Afgan vatandaşı Ulusi Cirga (Halk meclisi), Meşrano Cirga (İhtiyarlar Meclisi) ve yerel komite seçimleri için sandık başına gitti. "Afganistan tarihindeki en demokratik seçim" olduğu düşünülen bu oylamalarda oy kullananların neredeyse yarısına yakın bir kısmının kadınlardan oluşması dikkat çekti.
Afgan parlamentosunun alt kanadındaki 249 sandalyeden 68 tanesi kadınlara ayrılmıştı. Üst kanatta ise 102 sandalyeden 23’ü kadınlara tahsis edildi.
Taliban'ın geri dönüşü
Temmuz, 2006
Yaz aylarının gelmesi ile yurt çapında yaşanan şiddet olaylarında artış gözlemlendi. Özellikle Temmuz ayında ülkenin güney kesiminde çok şiddetli çatışmalar yaşandı. 2005 yılında 27 canlı bomba saldırısı gerçekleşirken bu sayı 2006 yılında 139’a yükseldi.
Uzaktan kumandalı bomba saldırıları ise iki katını aşan bir artış göstererek 1677 olarak gerçekleşti. Son seçimlerde elde edilen baş döndürücü başarılara rağmen, bazı uzmanlar saldırılardan merkezi hükümeti sorumlu tuttu.
Afganistan konusunda uzman olan Seth G. Jones “Çoğu direniş hareketinde olduğu gibi Afgan direnişinde de olaylara sahne hazırlayan unsur merkezi yönetimin eksiklikleri oldu.” yorumunda bulunurken, bazı başka uzmanlar da Afgan halkının adalet, elektrik, su, kanalizasyon gibi en temel hizmetlere ulaşamamasını, hükümetin polis departmanını oluşturamamasını ve uluslar arası camianın ülke güvenliğine yeterli katkıyı sağlamamasını temel etkenler arasında gösterdiler.
ABD koalisyonu çatırdıyor
Kasım, 2006
Letonya'nın başkenti Riga’daki NATO toplantısında, Afganistan için taahhüt edilen askeri destek konusunda üye ülkeler arasında görüş ayrılıkları baş gösterdi.
NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer Afgan ordusunun kontrolü ele alması için 2008 yılını hedef olarak ilan etti. “Ümit ediyorum ki 2008 yılına geldiğimizde daha istikrarlı bir politik ortam ve NATO ile sivil kurumlar arasında oluşturulmuş güçlü işbirliği düzeni sağlanmış olacak en nihayetinde Afgan güvenlik güçlerinin kademeli olarak kontrolü ele alması ile ciddi gelişme kaydetmiş olacağız.”
26 ülkenin liderleri sağladıkları destek kuvvetlerinin hangi şartlar altında, nerede ve nasıl kullanılacağında dair uygulayageldikleri kısıtlamaların bir kısmını kaldırmaya karar verdiler. Ancak görüş ayrılıkları devam etti.
Hükümet dışı yardım görevlilerine yönelik şiddet olaylarında görülen artış ile birlikte ABD savunma bakanı Robert Gates 2007 sonlarına doğru NATO üyesi ülkeleri daha fazla asker göndermemeleri konusunda eleştirdi. “Afganistan’da sağladığımız ilerleme gerçek ancak kırılgan. Bu aralar bir çok müttefik risk paylaşımında gönülsüz ve kaynaklarını paylaşmaktan kaçınmakta. Sonuç olarak bugüne kadar elde ettiğimiz tüm kazanımların elimizden kayıp gitmesi riski ile karşı karşıyayız.”
Molla Dadullah'ın ölümü
Mayıs, 2007
Taliban’ın önde gelen bir komutanı olan Molla Dadullah, Afgan güçleri, ABD ve NATO güçlerinin ülkenin güneyinde gerçekleştirdikleri ortak bir saldırıda öldürüldü.
Dadullah’ın Hilmend vilayetindeki Taliban operasyonlarından, ki bunların arasında canlı bomba saldırıları ve yabancıların kaçırılması gibi faaliyetler de vardı, sorumlu olduğu düşünülüyordu. Dadullah bir keresinde BBC’ye verdiği röportajda yüzlerce canlı bomba eylemcisinin yabancı kuvvetlere saldırmak için sıralarını beklediğini ilan etmişti.
Sivil kayıplarda artış
22 Ağustos, 2008
Afgan ve BM müfettişleri ABD ordusuna ait araçlardan açılan ateş sonucunda Herat ilinin Şindend bölgesinde onlarca sivil Afgan’ın öldüğü anlaşıldı.
Başkan Karzai olaya tepki gösterdi. Taliban ise koalisyon güçlerinin halkı koruyamadığı iddiasında yeni argümanlar kazanmış oldu ve bunu da iyi kullandı. Bu olayın üzerinden çok geçmeden Ferah ilinde 140 sivilin yine ABD askerlerinin ateşi ile öldüğü bir başka olay daha gerçekleşti.
Afganistan’da bulunan ABD kuvvetlerinin baş komutanı olduktan sonra General McChrystal ABD hava saldırı prosedürlerinde bir takım güncellemeler getirdi. “Taktik zaferler kazanırken, sivil kayıplar vermek veya kalıcı hasar oluşturmak ya da insanları ötekileştirmek gibi tuzaklar vasıtası ile stratejik yenilgiler yaşamaktan kaçınmamız lazım.” şeklinde ifadeleri de içeren bir emir yayınladı.
Yeni başkanın Afganistan serüveni
17 Şubat 2009
ABD’nin yeni başkanı Barack Obama Afganistan savaşına katılmak üzere 17 bin yeni asker gönderileceğini açıkladı. Seçim döneminde yaptığı “Afganistan, teröristler ile olan mücadelemizde en önemli cephemizdir” sözünü tekrar etti.
Öte yandan ABD’nin 2011 itibarı ile Irak’ta bulunan güçlerinin büyük kısmının çekilmesi planından da taviz vermeyeceğini açıkladı. Ocak 2009 itibarı ile Pentagon’un Afganistan’da konuşlu 37 bin askeri vardı ki bunlar kabaca BM ve ABD komutası altında olanlar olmak üzere iki farklı yapıda bulunmaktaydı.
Birlikler esas olarak Taliban savaşçılarına ve Pakistan sınırından ülkeye girmesi muhtemel yabancı savaşçılara odaklanmış durumdalardı. Asker sayısının artırılması ile ilgili olarak Savunma Bakanı Robert Gates, orijinal hali ile ABD’nin Afganistan’daki hedeflerinin oldukça kapsamlı olduğunu ifade ederek "bunun yerine teröristlerin sığınaklarının yok edilmesinin amaç edinildiği yeni ve etkili bir hedef belirlenilmesini" önerdi.
Yeni Amerikan stratejisi
27 Mart, 2009
Obama, içerisinde oldukları savaş faaliyetleri için Afganistan’daki başarının Pakistan’daki istikrar ile bağlantılandırıldığı yeni bir stratejiyi takip edeceklerini kamuoyu ile paylaştı.
Bu yeni stratejinin ana hedefi özetle “Pakistan’da yer alan El Kaide unsurlarını ve onlara ait sığınakları imha etmek, dağıtmak ve çökertmek sonrasında da hiçbir suretle Afganistan ya da Pakistan’a girmelerine fırsat vermemek" olarak belirlenmişti.
Söz konusu plan, Kabil hükümeti ordusunun eğitimi için ilave 4 bin askerin ülkeye gönderilmesini de içeriyordu. Afganistan başkanı Hamid Karzai planı memnuniyetle karşıladı ve plan sayesinde Afganistan ile uluslararası kamuoyunun zafere daha da yaklaşacağı açıklamasında bulundu.
NATO'ya yardım çağrısı
Nisan, 2009
ABD ordusunun önde gelen bürokratları ve komutanları, Başkan Bush döneminden beri devam eden temayülleri yıkarak NATO ülkelerinden Afganistan’a askeri olmayan yardımda bulunmalarını istedi.
Bürokratlar Afganistan’da sivil yerel yönetimlerin oluşturulmasının gereğine vurgu yaptılar. Bunun üzerine Nisan ayı başlarında gerçekleşen 2 günlük NATO toplantısı neticesinde üye ülkeler, Kabil hükümetine bağlı asker ve polisleri eğitmek ve Afganistan’da Ağustos ayında gerçekleşecek olan seçimlerde güvenliği sağlamak üzere ilave 5 bin asker daha göndermeyi kabul ettiler.
Komuta değişikliği
11 Mayıs, 2009
Savunma Bakanı Robert Gates, David D. McKiernan’ı Afganistan’daki en üst düzeyli ABD komutanı mevkiinden alarak yerine bir karşı istihbarat ve özel harekât gurusu olarak nitelenen General Stanley A. McChrystal’ı atadı.
McKiernan’ın görevden alınışı Afganistan’daki NATO kuvvetlerinin komutası görevini üzerine aldıktan 11 ay sonra gerçekleşti. Gates NATO’nun taze fikir ve görüşlere ihtiyacı olduğu yönündeydi. Tüm bu gelişmeler birçok uzmanın operasyonların gittikçe artan bir şekilde kontrolden çıktığı uyarısında bulunduğu bir zamanda gerçekleşti.
Görev değişimi üzerine hazırlanan raporların büyük bir kısmında değişim ile daha saldırgan ve yenilikçi yaklaşımın benimsendiği ve kontrgerilla taktiğine çok daha fazla yoğunlaşılacağı görüşü yer almaktaydı.
Yeni strateji, eski savaşlar
Temmuz 2009
Amerikan Deniz piyadeleri Afganistan’ın güneyine yeni bir saldırı başlattı ki bu ABD ordusunun yeni kontrgerilla stratejisinin büyük bir testi niteliğindeydi.
Ülkenin özellikle Hilmend ili sınırlarında artan Taliban faaliyetlerine bir cevap niteliğinde olması beklenen operasyonda tam 4 bin deniz piyadesi görev aldı.
Operasyonlar devlet hizmetlerinin tekrar sağlanması, yerel polis güçlerinin desteklenmesi konularına odaklanılan bir faaliyet idi. Bu dönemde ülkedeki ABD askerlerinin sayısı 60-68 bin civarlarındaydı.
Hilmend'de süren operasyonlarda elde edilen kazanımlar kısa vadede kalacak, bir süre sonra Taliban ilin neredeyse tamamını tekrar ele geçirecekti.
2009 yılında düzenlenen Hilmend operasyonlarında özellikle İngiliz güçlerinin verdiği kayıplara rağmen Taliban'ın bölgeyi yeniden ele geçirmesi, Batı kamuoyunda infiale sebep olmuş ve Afganistan savaşının sorgulanmasına yol açmıştı.
Başkanlık Seçimi
Kasım, 2009
20 Ağustos'ta yapılan seçimlerin sonuçlarının ancak 2 aydan uzun bir süre geçtikten sonra kesinleşmesi ile Karzai bir dönem daha başkanlığı kazanmış oldu.
20 Ağustos seçimlerinde sandıktan çıkan oyların yüzde 49,67’sini alan Karzai, yüzde 50’nin üzerinde oy alma şartını yerine getiremediği için uluslararası baskı gördü ve 7 Kasım'da ikinci tur seçimlere gitme kararı aldı. Ancak seçime sadece 1 hafta kala rakibi Abdullah Abdullah’ın çekilmesi ile seçimin yapılmasına gerek kalmadan Karzai zaferini ilan etmiş oldu.
Karzai iktidarının meşruiyeti daha da tartışılır hale geldi ve iktidar ilk kez Hilary Clinton aracılığı ile yolsuzluklarla mücadele edilmemesi halinde yardımların duracağı tehdidi ile karşılaştı.
Ek asker kararı
1 Aralık, 2009
ABD’nin Afganistan savaşına dair taahhütlerini yenilemesinin üzerinden henüz 9 ay geçmişti ki Başkan Obama ABD kuvvetlerinin sayısında ciddi bir artışa gidileceğini açıkladı.
Ulusal kanalda yayınlanan bir konuşma ile zaten 68 bin askerin çatışmakta olduğu ülkeye ilave 30 bin asker daha göndereceklerini duyurdu. Obama bu takviyenin müttefik silahlı kuvvetlerin eğitilmesine ve operasyonlarda onlarla birlikte hareket edilmesine katkı sağlayacağını, neticede daha çok Afgan’ın savaşa katılacağını beyan etti.
Diğer yandan 8 yıldır devam etmekte olan savaşta ilk kez ABD asker çekme konusuna dair bir takvim açıkladı. 2011 yılından itibaren ülkede mevcut olan asker sayısı kademeli olarak azaltılacaktı. Ancak başkan bu sürecin kaç yılda tamamlanacağına dair bir bilgi vermedi.
Obama, Amerikan ulusal çıkarlarının Afgan savaşının sonuçları ile doğrudan ilgili olduğunu ve söz konusu çıkış ile Afganların kendi kurumlarını güçlendirme isteği hissedeceklerini iddia etti.
McChrystal azledildi
23 Haziran, 2010
General McChrystal ve yardımcıları iktidarı eleştirdikleri sözlerinin alıntılandığı bir makalenin ses getirmesi neticesinde general görevinden azledildi.
Onun yerine 2007 Irak taarruzunun mimarı olan General David Petraus atandı. Görev değişikliği ilave taarruz gücünün ülkeye ulaşmasından ve hemen akabinde Kandahar iline kapsamlı bir saldırı düzenlenmesinin arifesinde gerçekleşti.
Obama görev değişikliğinin politika değişikliği anlamına gelmediği, aksine daha önce açıklanan stratejiye yüzde 100 bağlı olduklarını söylüyor ve ekliyordu “bu bir personel değişimidir, politika değişimi değildir.”
Kontrolün devri kararlaştırıldı
Kasım, 2010
Portekiz'in başkenti Lizbon’da gerçekleşen NATO toplantısında, üye ülkeler Afganistan’ın güvenliğinin tam anlamıyla 2014 yılı sonunda devredilmesini kararlaştırdılar.
Yerel güvenlik güçlerinin asayişin normal seyrettiği şehirlerde geçiş sürecinin 2011 Temmuz ayında başlaması öngörüldü. Esas devir halinin ülkede 100 bin asker bulunduran ABD’nin bu askerleri -her ne kadar sembolik de olsa- geri çekmeye başlaması ile eş zamanlı olarak başlayacaktı.
Ancak içlerinde Afgan vekillerin de yer aldığı birçok Afgan ve Batılı'nın, Kabil hükümeti güçlerinin uluslararası gücün yerini ne derece doldurabileceği konusunda şüpheleri vardı.
Usame bin Ladin'in ölümü
2 Mayıs, 2011
2 Mayıs 2011 günü Pakistan’da bulunan ABD askerleri, 11 Eylül saldırılarının arkasındaki isim olan Usame bin Ladin’i öldürdü.
10 yıl önce başlayan savaşta ABD’nin hedefindeki başlıca şahıslardan biri olan Bin Ladin’in öldürülmesi savaşın devamı hakkındaki tartışmaları alevlendirdi. Bir yandan Başkan Obama 30 bin kadar askeri çekeceğini açıklamaya hazırlanırken diğer yandan kongre üyelerinden bazıları daha yavaş bir çekilmeyi savunuyorlardı.
Aynı zamanda Pakistan karşıtı bir retorik Afganistan’da peyda oldu. Afgan yetkililer ülkelerindeki saldırılar için Pakistan sınırlarında sığınaklar kullanıldığını iddia ediyorlardı. Karzai de ülkesindeki kanlı ve şiddet içeren olayların sorumlularının Pakistan sınırlarında yer aldıklarını yıllardır savunduklarını beyan ettiği bir açıklamada bulundu.
ABD'nin çekilme planı
22 Haziran, 2011
Başkan Obama 2011 sonuna kadar 10 bin ve 2012 yazına kadar da 33 bin askeri (ki 2009 yılında asker sayısında yaşanan artışa tekabül ediyor) çekecekleri bir planın taslağını kamuoyu ile paylaştı.
Anketlerde savaşı desteklemeyen halkın oranı rekor derecelere ulaştı ve özellikle içlerinde Demokratların yer aldığı bir kısım senatör ve meclis üyeleri başkana ciddi baskı yaptılar.
Söz konusu 43 bin askerin çekilmesinden sonra geriye kalan 70 bin kadar askeri personelin 2014 yılı sonuna kadar ülkeyi terk etmesi öngörülüyordu.
Obama, Taliban yetkilileri ile barış görüşmeleri yaptıklarını duyurdu. Eş zamanlı olarak BM güvenlik konseyi nezdinde yaptırım uygulanması öngörülenlerin yer aldığı tek liste yerine, Taliban ve El Kaide için yeni ve ayrı listeler oluşturuldu.
Burhaneddin Rabbani suikasti
20 Eylül, 2011
Afganistan'da Sovyet işgalinden bu yana ismi öne çıkan en önemli birkaç isimden biri olan Rabbani, 20 Eylül'de başkent Kabil'de bir canlı bomba saldırısı sonucu yaşamını yitirdi.
Kabil hükümeti adında Taliban ile barış görüşmelerine aracılık etmekte olan Rabbani'nin ölümünden Taliban sorumlu tutulsa da, hareket resmi olarak bu saldırıyı üstlenmedi.
Sovyetler Birliği'nin Afganistan'dan çekilmesi sonrası "mücahit gruplar" arasındaki iç savaşta önemli bir yeri vardı. Tacik asıllı lider 1992 yılından Taliban'ın Kabil'i ele geçirdiği 1996 yılına kadar, "mücahit grupların" kurduğu uzlaşı hükümetinde başbakanlık görevini yürüttü. Rabbani, Taliban'a karşı kurulan Kuzey İttifakı'nın hayatta kalan en önemli isimlerinin başında geliyordu.
Savaşın onuncu yılı
7 Ekim, 2011
ABD’nin Afganistan savaşının onuncu yılında özellikle ülkenin doğu ve güney kesimlerinde çatışan 100 bin kadar askeri mevcuttu.
Başkan Obama tüm kuvvetlerin 2014 itibarı ile çekilmesini planlıyordu ancak Kabil hükümetinin istikrarı koruyabileceği yönünde ciddi şüpheler uluslararası toplumda öncelikli yerini korumaktaydı. Sürekli değişkenlik gösteren bir mücadelenin ortasında bulunan ABD’nin bu savaş ile neyi amaçladığı muallaktaydı ve Taliban'ın Pakistan’daki sığınakları hala kullanılmaktaydı.
Savaşın 10 yıllık faturası ABD’ye 1800 asker kaybı ve 444 milyar dolar seviyesine ulaşmıştı. İşsizliği yüzde 9.1 oranına tırmandıran ve bütçe açığını 1,3 trilyon dolar gibi rekor bir seviyeye ulaştıran böylesi bir bedel, halk arasında savaşa verilen desteği törpülemişti.
Her ne kadar birtakım askeri riskleri de beraberinde getirse de Taliban ile yürütülen barış görüşmeleri az da olsa olumlu bir hava estirmekteydi. Ancak Burhaneddin Rabbani'nin öldürülmesi ile başkan Karzai görüşmeleri askıya aldı.
Bonn Konferansı
5 Aralık, 2011
Afganistan’a savaş ilan edilmesinden 10 yıl sonra yine onlarca ülke Almanya'nın Bonn kentinde bir araya gelerek 2014 yılına kadar planlanan uluslararası askerin geri çekilme sürecini görüştüler.
Başkan Karzai asayişi sağlamak, yeniden inşa ve yolsuzlukla mücadele için gelecek 10 yıl boyunca her sene 10 milyar dolara ihtiyaçları olacağını beyan etti. Konferans Afganistan’ın kendi kaynakları ile ayakta kalması beklentilerinin karşılanmaması ve şiddet olaylarında artışın devam etmesi üzerine, komşu ülke Pakistan’ın da toplantıya katılmayı reddetmesi ile başarısızlıkla sonlanmış oldu.
Taliban görüşmeleri durdurdu
Mart, 2012
Ocak ayında, Taliban Katar’da bir ofis açmak için girişimlerde bulunmaya başladı ki bu ABD’nin istikrarlı bir Afganistan planı yolunda atılmış önemli bir adımdı. Ancak 2 ay sonra Taliban, görüşmeleri ABD’nin esir değişimi konusunda verdiği sözlerden dönmesini sebep göstererek durdurma kararı aldı.
Şubat ayında Savunma bakanı Leon Panetta, Pentagon’un 2013 yılının mümkün olan en erken zamanında, savaş misyonunu tamamlayarak birincil güvenlik desteği faaliyetlerine başlamayı planladığını duyurdu.
Öte yandan ABD askerlerinin Kur’an yakması ve bir ABD askerinin 16 sivili öldürmesi gibi olaylar uluslararası misyona ciddi darbe indirdi. Başkan Hamid Karzai yabancı kuvvetlerin köylerdeki karakolları terk ederek büyük askeri üslere çekilmesini talep etti ki bu durum analistlerce kontrolün NATO’dan Kabil hükümet güçlerine geçişine ciddi katkı sağlayacağı gönünde yorumlandı.
Güvenlik devri tamamlandı
Haziran, 2013
NATO’nun ülke genelinde geriye kalan 95 noktanın da kontrolünü devretmesi ile Kabil hükümeti bütün kontrolü eline almış oldu.
ABD öncülüğündeki koalisyon artık tüm dikkatini birliklerin eğitilmesi ve kontrgerilla faaliyetleri kapsamında icra edilen özel operasyonlara yöneltir oldu. Görev devri, ABD’nin Katar’da ofisini açan Taliban ile burada barış görüşmelerine başladığının duyurulması ile aynı gün gerçekleşti. Karzai bu ofisin barış görüşmeleri için diplomatik bir karakol görevi taşıyacağına inanıyor ve ABD ile yürütülen görüşmelere katkı sağlayacağını düşünüyordu. 2014 sonu itibarı ile ABD varlığının resmen sona ermesi nedeni ile ABD’nin ülkede askeri varlığına yasal zemin oluşturacak iki taraflı bir anlaşma imzalaması gerekiyordu.
Geri çekilme kararı
27 Mayıs, 2014
Başkan Barack Obama 2016 yılı sonuna kadar ABD askerilerinin Afganistan topraklarında çekilmesini içeren bir takvim açıkladı.
Planın ilk aşaması 2014 sonunda tamamlanması planlanan harp faaliyetlerinin ardından 9800 askerin Kabil hükümeyi güçleri eğitmek ve El Kaide'ye özel operasyonlar düzenlemek için Afgan topraklarında bırakılmasını öngörüyordu.
Obama geri çekilmelerinin neticesinde ABD’ye sadık kontrgerilla bağlantılarının daha serbest hareket edeceğini düşünüyordu. Bazı analistler direniş odaklarının esnek yapısına ve buna karşın geri çekilme planının oldukça katı maddelerden müteşekkil oluşuna dikkat çekiyorlardı.
Diğer yandan, hem Obama hem de Trump Başkan Karzai’den sözünü aldıkları, 2014 sonrasında ülkede ABD askeri bulundurabilmeleri için gereken güvenlik anlaşmasını imzalatacaklarına dair rekabet içerisindeydiler.
Gani-Abdullah koalisyonu
21 Eylül, 2014
Eşref Gani, yeni seçilen başkan, seçim sonuçlarının şaibeli olduğunu yüzbinlerce destekçisi ile protestolarda iddia eden Abdullah Abdullah ile iktidarı paylaşmayı kabul etti.
Anlaşma ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin taraflar arasındaki yoğun trafiği ve Abdullah için yeni ihdas edilen İcra Heyeti Başkanlığı mevkiinde mutabık kalınması ile sonuçlandı.
Anlaşma sivil protestoları durdurmaya yetse de, Taliban’ın yurt genelinde karakolları ele geçirmeye başladığı bir dönemde Gani ve Abdullah’ın güvenlik devriyelerinin zamanlanması gibi konularda bile yetki çatışması içerisine girmeleri ile neticelenecek uzun soluklu bir şekilde hükümetin etkisiz kalmasına neden olacaktı.
Dünya Bankası'nın eski bir uzmanı olan Gani, selefi Karzai gibi ülkenin güneyinde yaşayan Peştun bir kabileye mensuptu ve Obama yönetimi tarafından olumlu bir değişim olarak değerlendirildi.
Karzai, sivil zayiatlar konusunu sürekli gündeme getiriyor ve halk arasında yaygınlaşan yolsuzluk ve rüşvetin sebebi olarak görülüyordu.
Taliban ülkeyi domine ediyor
Nisan, 2015
Taliban, 2015 yılında Azm adını verdiği bahar operasyonlarıyla ülkede etkinliğini artırmaya başladı.
Birçok ilçe merkezini ele geçiren ve il merkezlerini kuşatma stratejisi yürüten hareket, bu yılın ardından ülkede ağırlığını ciddi oranda hissettirmeye başladı.
Bahar operasyonlarını takiben, Taliban'ın geri dönüşü artık ciddi bir olasılık olarak tartışılmaya başlandı.
Molla Ömer'in ölümü
30 Temmuz, 2015
Taliban'ın kurucu lideri Molla Muhammed Ömer'in hayatını kaybettiği iddiaları 29 Temmuz günü dillendirilmeye başlandı.
Taliban iddiayı kabul ederek, Molla Ömer'in 23 Nisan 2013 tarihinde doğal nedenlerle hayatını kaybettiğini açıkladı. Molla Ömer'in ölümü sonrası Taliban içinde bazı ayrılıklar yaşansa da, bu durum hareketin parçalanmasına ve ivmesinin azalmasına yol açmadı.
ABD'nin Molla Ömer'i bulamaması ve istihbarat teşkilatlarının ölümünden 2 yıldan uzun süre haberdar olamaması, ABD istihbaratının kapasitesinin sorgulanmasına yol açtı.
Molla Ömer'in ölümünden sonra Taliban'ın başına Molla Ahtar Muhammed Mansur geçti.
Taliban Kunduz'u ele geçirdi
28 Eylül, 2015
Taliban, uzun süredir kuşatma altında tuttuğu Kunduz şehir merkezine 27 Eylül günü giriş yaptı.
Kabil hükümetine bağlı güçlerin geri çekilmesiyle, havaalanı dışında şehir ve çevresi Taliban tarafından ele geçirildi. Birçok silah, mühimmat ve araç Taliban tarafından ele geçirildi.
Taliban, 2001'den bu yana ilk kez bir şehri ele geçirmiş oldu ve böylece hareketin geri dönüşüne dair ihtimaller artık bir gerçeklik halini aldı.
Taliban, yaklaşık 15 gün elinde tuttuğu şehir merkezinden 14 Ekim'de çekildi. ABD hava güçleri Kunduz'da Sınır Tanımayan Doktorlar hastanesi de dahil olmak üzere bazı sivil hedefleri vurdu. Hareket, 2016 yılında şehri kısa bir süre için tekrar ele geçirecekti.
Molla Mansur'un ölümü
21 Mayıs, 2016
Molla Ömer'in ardından Taliban'ın başına geçen Molla Ahtar Muhammed Mansur, ABD insansız hava aracı saldırısında, Pakistan'ın Afganistan'a yakın bir kesiminde 21 Mayıs'ta öldürüldü.
Molla Mansur'ın yerine Taliban liderliğine Mevlevi Heybetullah Ahundzade geçti.
IŞİD varlığı kamuoyunun gündeminde
13 Nisan, 2017
ABD elindeki en güçlü (nükleer olmayan) bombasını Nangarhar ilinin güneydoğu kesimindeki IŞID güçlerine karşı kullandı.
Söz konusu silah aynı zamanda “bombaların anası” olarak bilinmekte idi. Atılan bombanın askeri anlamından çok siyasi bir anlamı vardı. ABD'nin bu bombayı kullanması askeri olarak büyük bir etki yaratmadı belki, ancak siyasi olarak IŞİD'in Afganistan'daki varlığı büyük ölçüde kamuoyunun gündemine oturdu.
Yaşananlar yeni seçilen başkan Trump’ın karar vericiler ve komutanları hali hazırda 9 bin muharip kuvvet ve en az bir o kadar da ABD vatandaşı inşaat sektörü çalışanının yer aldığı Afganistan’a ilave birkaç bin asker daha gönderme konusunda yönlendirdiği bir zamana denk gelmişti.
IŞID’ın bombalanması dikkatleri Afganistan’da yükselişte olan harekete çevirmeye yetmişti. Aynı dönemde Taliban, işgalden bu yana hiç olmadığı kadar güçlü bir dönemi yaşıyor; ABD’li yetkililer ise savaşın artık bir çıkmaza girdiğinden dert yakınıyordu. Kabil daha önce eşi görülmemiş oranda canlı bomba eylemlerine şahit oluyorken, Taliban ülkenin en az üçte birlik bir kısmında kontrolü ele geçirmiş bulunuyordu. Nihayetinde Amerikan Deniz Piyadeleri bir kez daha Hilmend vilayetine sevk edildi.
Trump'ın yeni Afganistan stratejisi
21 Ağustos, 2017
Başkan Trump, Afganistan politikasını, Arlington, Virginia'daki birliklere verdiği bir konuşmada şöyle özetliyordu: “Esas içgüdümüz geri çekilmek olsa da tüm kazanımların teröristlerce heba edilmesi korkusu ile ucu açık bir şekilde askeri taahhütlerimizi yerine getireceğiz.”
Obama’nın politikasından farklı olarak Trump geri çekilmeye dair kararların gelişigüzel hazırlanmış çizelgelerden ziyade sahadaki gerçeklere göre şekilleneceğini beyan ediyordu. Trump Hindistan’ı, Afganistan’ı yeniden inşa etmede daha büyük bir rol almaya davet ederken, Pakistan’ı savaşçıları barındırması nedeni ile azarlıyordu. Başkan, BM raporlarında daha sonra yansıyacağı üzere hava saldırılarında yaşanan sivil kayıplarında ciddi artışlara neden olsa da, çatışma esaslarındaki birçok haklı kısıtlamayı rafa kaldırıyordu.
Taliban ile politik uzlaşı ise Trump’a göre çok uzak bir ihtimaldi.
Trump'ın yeni politikası paralelinde Afganistan'da sivil kayıpları daha belirgin hale geldi. Her ne kadar Trump bu politikanın başarılı olduğunu söylese de, Taliban ülkede birçok bölgeyi ele geçirmeye devam etti.
"Afganistan'ın yarısı Taliban'ın elinde"
Ekim, 2017
Batılı araştırma kuruluşları, zaman ilerledikçe Taliban'ın daha çok bölgeyi ele geçirdiğini ve ABD yetkililerinin açıklamalarının doğruyu yansıtmadığını bildirmeye başladı.
Özellikle saha hakimiyetine dair raporlar hazırlayan Long War Journal, Afganistan'ın yarısının Taliban'ın doğrudan kontrolü altında olduğunu ifade etti.
Taliban'ın kontrolünün ve faaliyet alanının yüzde 70'leri aştığı da iddia edilirken, Taliban, ülkenin çoğunda Kabil hükümetinin yalnızca il ve ilçe merkezlerinde varlık gösterebildiğini öne sürmekteydi.
Taliban saldırıların dozunu artırıyor
Ocak, 2018
Taliban ülke çapında yerli ve yabancı güçlere karşı saldırılarını şiddetlendirirken, ABD yönetimi aynı zamanda Pakistan’a güvenlik desteği maksatlı milyarlarca dolarlık ödeneği Trump’ın deyimi ile “Taliban militanlarına destek olmaları konusunda sarf ettikleri yalanlar ve aldatmalar” nedeni ile kesti.
Kabil hükümeti başkanı Gani’nin iç politikada yoğunlaşması -özellikle bir vali ile girdiği çekişme- iktidarın dikkatini güvenlik konularında yoğunlaşmaktan uzaklaştırdı. Aynı zamanda ülkede dozunu zaman zaman artıran protestolar, hükümet ortakları arasında gerginliklere sebep olmaya devam etti.
Medrese katliamı
4 Nisan, 2018
Afganistan'ın kuzeyindeki Kunduz ilinde bir medreseye yönelik saldırı düzenlendi.
ABD destekli Kabil hükümeti güçleri, Afganistan'ın kuzeyindeki Kunduz ilinin Deşt-i Arçi ilçesinde bir medreseyi hedef aldı.
Hava saldırılarıyla vurulan medresede çok sayıda öğrenci ve öğretmen bulunuyordu. Saldırı sonucu medresede bulunanlardan çoğu çocuk en az 100'ü yaşamını yitirirken çok sayıda kişi de yaralandı.
Kabil hükümeti saldırıda Taliban'ın hedef alındığını öne sürse de, yerel kaynaklar ve bölgeden aktarılan görüntüler bunun gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu.
Taliban Ferah şehrine girdi
14 Mayıs, 2018
Taliban, ülkenin batısındaki önemli bölgelerden olan Ferah ilinde etkinliğini uzun süredir artırmaktaydı. 14 Mayıs'ta şehre giren Taliban mensupları çok sayıda askeri araç, silah ve mühimmatı ele geçirdi, mahkumları serbest bıraktı.
Taliban birkaç gün sonra şehirden tamamen çekildi.
Ferah saldırısıyla beraber Taliban'ın kuşatma altında tuttuğu şehir merkezlerine bu kadar rahat girebiliyor oluşu tartışmalara sebep oldu.
Bayram ateşkesi
14 Haziran, 2018
Kabil hükümeti ve Taliban, Ramazan Bayramı sırasında bir ateşkes olacağını duyurdu.
Kabil hükümetinin daha uzun bir süreyi kapsayacak şekilde ilan ettiği ateşkesi Taliban tarafı üç gün için ilan ettiğini açıkladı.
Ateşkes sırasında Taliban'ın herhangi bir saldırısı olmadı, ancak Kabil hükümeti güçleri bazı bölgelerde ateşkesi ihlal etti. Taliban kaynakları bu durumun "Taliban'ın disiplinli ve organize bir sistem olduğunu gösterdiğini" öne sürdü.
Taliban'ın IŞİD saldırısı
3 Ağustos, 2018
Afganistan'ın kuzeyindeki Cevzcan iline bağlı Derzab ilçesinde Taliban'ın bölgedeki IŞİD yapılanmasına yönelik başlattığı saldırılar, haftalar süren çatışmaların ardından son buldu.
Taliban yaptığı açıklamada bölgedeki IŞİD yapılanmasının tamamen bitirildiğini ifade edilirken, bölgedeki IŞİD mensupları Kabil hükümeti tarafından helikopterlerle tahliye edildi.
Gazni savaşı
10 Ağustos, 2018
2018 yılında Taliban'ın girdiği şehirlerden bir diğeri ülkenin güneyindeki Gazni oldu.
Ülkenin tarihi, sosyal ve sembolik açıdan en önemli merkezlerinden olan Gazni'ye 10 Ağustos'ta Taliban saldırı başlattı. Kabil hükümetinin barış umutlarının Ramazan ateşkesi nedeniyle arttığı bir düzlemde bu saldırı Taliban'ın savaşa devam edeceğini ortaya koyuyordu.
İlin kırsal bölgesinin tamamında etkin olan hareket, Gazni merkezinde çok sayıda askeri araç ve silahı ele geçirdi, mahkumları serbest bıraktı ve çok sayıda Kabil hükümeti askeri unsurunu öldürdü. ABD güçlerinin de saldırılarda kayıp verdiği öne sürüldü. Taliban yaklaşık 5 günün ardından şehirden çıktı.
Celaleddin Hakkani'nin ölümü
3 Eylül, 2018
Sovyet işgali döneminden bu yana savaşın bir parçası olan, Taliban'ın önemli bir parçası, Hakkani Teşkilatı'nın lideri Celaleddin Hakki yaşamını yitirdi.
79 yaşında doğal sebeplerle ölen Celaleddin Hakkani, bölgedeki en önemli liderlerden biri pozisyonundaydı.
Sovyetler Birliği ile olan savaşta birçok muharebeye katılan ve birçok çatışmayı yöneten Hakkani, ABD işgali yıllarında da ses getiren çok sayıda saldırının arkasındaki isimdi.
ABD ile Taliban arasında ilk doğrudan görüşme
13 Ekim, 2018
ABD ile Taliban arasında ilk doğrudan görüşme Taliban tarafından açıklandı. Barış görüşmelerinin gündeme oturduğu bir ortamda Taliban, görüşmede ABD'nin çekilmesini şart koştuğunu tekrar vurguladı.
Görüşmeler sürerken Taliban saldırılarına ara vermedi.
General Abdurrezzak'a suikast
18 Ekim, 2018
Afganistan'ın en etkili askeri isimlerinden olan ve ABD ile doğrudan bağlantısı bulunan savaş ağası General Abdurrezzak Taliban saldırısında öldürüldü.
Aynı saldırıdan üst düzey ABD'li isimler de yaralı olarak kurtuldu. Savaş suçlarıyla anılan Abdurrezzak uzun süredir Taliban'ın hedefindeydi.
Abdurrezzak'ın öldürüldüğü saldırı, Taliban'ın uzun süredir yürüttüğü kilit askeri ve siyasi hedefleri ortadan kaldırma politikasının devamı olarak yorumlandı.
Başarısız seçimler
20 Ekim, 2018
Taliban, Afganistan'da 20 Ekim'de yapılacak parlamento seçimlerini engelleyeceğini duyurdu. Kabil hükümeti ve ABD için önemli bir prestij meselesi olan seçimler birçok merkezde yapılamadı. Ülkenin kırsal kesimlerinin çoğunda Taliban seçimlere engel olurken, merkezi bölgelerde de saldırılar sonucu birçok noktada sandıklar kurulamadı. Afganistan'da başarısız seçimler, Taliban'ın aktivitesinin vardığı boyutların görülmesi bakımından büyük rol oynadı.
Molla Birader serbest
24 Ekim, 2018
Taliban'ın kurucu liderlerinden Molla Abdulgani Birader Ahund, Pakistan'da tutulduğu cezaevinden serbest bırakıldı.
Birader'in Taliban ile ABD arasındaki görüşmeler paralelinde, Katar arabuluculuğuyla serbest kaldığı iddia edildi.
Molla Birader kısa bir süre sonra Taliban Siyasi Ofisi'nin başına getirildi.
Aynı zamanda Guantanamo Beşlisi olarak anılan, Guantanamo'dan serbest bırakılan beş Taliban lideri de bir süre sonra siyasi heyete atandı.
Birader 2010 yılında Pakistan ve ABD'nin ortak operasyonuyla Karaçi'de yakalanmıştı. O tarihten bu yana birçok kez serbest bırakılacağı gündeme gelmiş olsa da, Birader'in tutukluluk hayatı devam etmişti.
Taliban'ın kurucusu olarak anılan dört isimden biri olan Birader, Taliban yönetiminde üst düzey görevlerde bulunmuş, 2001 yılındaki ABD'nin Afganistan işgali sonrası Pakistan'a kaçmıştı.
Moskova Konferansı
9 Kasım, 2018
Rusya'nın başkenti Moskova'da Afganistan üzerine konferans düzenlendi. Konferansa birçok farklı ülkenin temsilcilerinin yanı sıra Taliban temsilcileri de katıldı.
Taliban'dan İngiliz güçlerine saldırı
28 Kasım, 2018
Taliban, Afganistan'ın başkenti Kabil'de İngiliz özel güçlerine saldırı düzenledi.
Kabil'in doğusundaki 9'uncu Polis Bölgesi'nde İngiliz güvenlik ve paralı asker şirketi G4S hedef alındı.
Hareket, saldırının ülkede özellikle Hilmend ve Kandahar'da sivilleri hedef alan ABD saldırılarına cevap olarak gerçekleştirildiğini ifade etti.
Taliban'dan ABD'ye 'müzakereleri dondurma' tehdidi
15 Ocak, 2019
ABD ve Taliban arasında üç resmi görüşmenin ardından dördüncü bir görüşme planlandı ancak süreç Taliban'ın istekleri doğrultusunda ilerlemediği için Hareket son görüşmeye katılmayacağını açıkladı.
Taliban ABD'nin müzakerelerde verdiği 'askerleri geri çekme' sözünü yerine getirmediğini ifade etti.
Hareket, ABD'nin "Yabancı güçlerin Afganistan'dan çekilmesini ve Afganistan'ın diğer ülkelere karşı kullanılmasını önlemeyi kabul etmesine rağmen, bu gündemden uzaklaştığını ve tek taraflı olarak yeni konular eklediğini" söyledi.
'45 bin asker öldü' açıklaması
25 Ocak, 2019
Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani, 2014 yılında göreve geldiği tarihten bu yana 45 binden fazla Kabil hükümeti güvenlik görevlisinin öldürüldüğünü ifade etti.
Cuma günü yaptığı açıklamada Eşref Gani, aynı dönemde 72 yabancı askerin öldürüldüğünü, bu rakamların ülkede aslında kimin savaşıyor olduğunu gösterdiğini söyledi. Gani, daha önce yaptığı açıklamada 2015 yılından bu yana 28 bin askerlerinin öldürüldüğünü iddia etmişti.
"Taliban ile müzakereler iyi gidiyor"
30 Ocak, 2019
ABD Başkanı Donald Trump, ülkesi ile Taliban Hareketi arasında yürütülen müzakereler hakkında Twitter üzerinden bir mesaj paylaştı. ABD Başkanı, müzakerelerin 'iyi gittiğini' belirtti.
Trump'ın açıklamaları ABD'li yetkililerinin 17 yıldır savaşın devam ettiği Afganistan'da Taliban ile yürütülen savaşı sonlandırma müzakerelerinde önemli gelişme olduğunu açıklamasının ardından geldi.
Moskova konferansı
5 Şubat, 2019
Afganistan'da barış konulu toplantı, Rusya'nın başkenti Moskova'da gerçekleştirildi. Görüşmeye Taliban'ın yanı sıra Afganistan'da etkinlik gösteren birçok kişi ve grup katıldı.
Kabil hükümetinin katılmadığı görüşmelerde Afganistan'ın geleceğine ve barış sürecine dair önemli konulara temas edildi. Görüşmelere hükümete bağlı olmayan ancak yakınlık arz eden Yüksek Barış Konseyi de davet edilmedi.
Hilmend saldırısı
1 Mart, 2019
Taliban, Afganistan'ın güneyindeki Hilmend ilinde askeri üssü hedef alan bir saldırı gerçekleştirdi.
Hilmend ilinde yer alan ve Camp Bastion olarak da anılan Şorab askeri üssü Taliban tarafından kapsamlı bir saldırıyla hedef alındı.
Çatışmalar 48 saat sürerken, üssün içerisinde ABD güçlerinin ağır kayıp verdiği öne sürüldü.
Görüşmeler sürüyor
8 Mart, 2019
Afganistan konulu barış görüşmeleri Katar'ın başkenti Doha'da devam etti.
25 Şubat tarihinde başlayan ve kısa aralıklarla süren barış görüşmeleri, geçtiğimiz yıl başlayan görüşmelerin beşinci turuydu.
11 günden uzun süre devam eden müzakere turunda ABD ile Taliban arasında halen uzlaşının kilit meseleleri konuşuldu. Müzakerelerin devam ettiği iki mesele, yabancı askerlerin Afganistan'dan tamamen çıkması ve Afganistan'ın başka ülkelere karşı kullanılmasının engellenmesiydi.
"Afganistan'den çekilmek için erken"
9 Mart, 2019
ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Joseph Votel, Afganistan'dan çekilme konusunda temkinli konuştu.
Votel, henüz ordu güçlerinin Afganistan'dan çekilmeye yönelik bir emir almadığını belirterek, çekilme kararının müttefik devletler ve Kabil hükümetiyle birlikte verilmesi gerektiğini dile getirdi. ABD'li komutan, ABD birliklerinin Afganistan'dan tamamen çekilmesine yönelik bir karar vermek için henüz erken olduğunu söyledi. Votel "Afgan güçlerin halen koalisyonun sağladığı desteğe bağımlı halde olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Votel, "IŞİD ve El Kaide gibi aşırıcı grupların faaliyetlerini önlemek için ABD'nin bölgede kalması gerektiğini" savundu.
Bahar saldırıları
12 Nisan, 2019
Taliban, Afganistan'da her bahar ilan ettiği operasyonların yenisini duyurdu.
Afganistan'ın çoğu bölgesinde etkin halde olan hareket, yeni bahar saldırılarını kendisine bağlı sosyal medya hesaplarından ve internet sitelerinden ilan etti. "El Feth Operasyonu" adı verilen bahar operasyonlarının, Afganistan'ın birçok ilinde eş zamanlı düzenlenen saldırılarla başladığı belirtildi.
"Taliban yenilene kadar Afganistan'da kalacağız"
9 Mayıs, 2019
ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, Afganistan'dan çekilmek için gerekli şartların henüz oluşmadığını ifade ederken, "Afganistan'da silahlı direniş devam ettiği sürece burada teröre karşı varlığımızı korumamız gerektiği kanaatindeyim." şeklinde konuştu.
"Amerikalı Taliban" serbest
23 Mayıs, 2019
Amerikalı Taliban olarak anılan John Walker Lindh tutulduğu hapishaneden serbest bırakıldı.
2001'de Afganistan'da yakalanan Lindh, bu tarihten beri hapisteydi. Hakkında verilen 20 yıllık cezanın 17 yılını dolduran Lindh tahliye edildi.
Hala daha "aşırıcı" görüşlere sahip olduğunu öne sürenler Lindh'in serbest bırakılmasına tepki gösterdi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da kararı yanlış bulduğunu açıkladı.
Lindh'ın halen fikirlerini koruduğu ve cihat ile ilgili yazılar yazmaya ve çeviriler yapmaya devam ettiği ifade ediliyordu.
Taliban'dan Rusya'ya yalanlama
24 Mayıs, 2019
Taliban, Afganistan'ın kuzeyinde IŞİD varlığına dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
Taliban sözcüsü Zebihullah Mücahid tarafından yapılan açıklamaya göre, Afganistan'ın kuzey bölgelerinde 5 bin IŞİD mensubunun bulunduğuna ilişkin haberler gerçek dışı.
Kısa bir süre önce Rus kaynaklar bölgede 5 bin IŞİD mensubu olduğunu öne sürmüş, bu haber kısa sürede yayılmıştı.
Taliban "Bu tür haberlerin ülkede savaşı devam ettirme amacıyla bölgede korku salma amacıyla uydurulduğunu" iddia etti.
Moskova'da yeni konferans
29 Mayıs, 2019
Taliban, Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenen Afganistan konulu konferansta "askeri işgalin sona ermesi" vurgusu yaptı.
Taliban'in siyasi heyetinin lideri olan Molla Abdulgani Birader konferans sonrası yaptığı açıklamada, Taliban'ın barışa istekli olduğunu ancak öncelikle barışa giden yoldaki engellerin kaldırılmasının gerektiğini ifade etti.
Hareketin temsilcileri konferansta, Afganistan'da barış sürecine geçilmesi için öncelikle yabancı güçlerin ülkeyi terk etmesinin gerektiğini belirtti.
"Kabil hükümeti ile müzakere olmayacak"
1 Temmuz, 2019
Taliban'ın Siyasi Ofis Sözcüsü Süheyl Şahin Afganistan barış sürecine dair açıklamalarda bulundu.
Hareketin Katar'daki siyasi ofisinin sözcüsü Şahin ABD destekli Kabil hükümeti ile hiçbir şekilde müzakere yapılmayacağını ifade etti.
Sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı mesajda Şahin, "Afganistan'da ABD öncülüğündeki yabancı güçlerin çekilme planı netleştikten sonra Afgan halkıyla diyaloğa başlayacağız. Ancak Kabil hükümeti ile hiçbir şekilde müzakere olmayacak." ifadesini kullandı.
Trump'tan Afganistan'a tehdit
23 Temmuz, 2019
ABD Başkanı Donald Trump, “Savaşı bir haftada bitirebilirdim. Ama 10 milyon kişiyi öldürmek istemiyorum. Afganistan dünyanın yüzeyinden tamamen silinebilirdi. Ama ben o yola başvurmak istemiyorum” diye konuştu.
Taliban, açıklamalara tepki gösterdi.
"Afganistan'da sivil ölümlerinin bir numaralı sorumlusu NATO"
Temmuz, 2019
Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA) Afganistan raporu yayınladı.
Yayınlanan rapor, 2019 yılının ilk 6 ayını ele aldı.
Rapora göre 6 aylık dönemde 1366 sivil ölürken 2446 sivil ise yaralandı.
Sivil ölümlerinin bir numaralı sorumlusu ise Kabil hükümeti güçleri ve NATO birlikleri oldu.
Kabil hükümetinin düzenli birlikleri 263, NATO güçleri 314, hükümet yanlısı silahlı gruplar 52, hükümet yanlısı diğer güçler 88 sivil ölümüne sebebiyet verdi.
Görüşmelerde ilerleme
2 Ağustos, 2019
Diplomatik kaynaklar, ABD ile Taliban arasındaki barış görüşmelerinin sonuçlanmak üzere olduğunu ifade etti.
ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad görüşmelere dair yaptığı açıklamada, Taliban ile yapılan görüşmelerin bir sonraki turunda bir anlaşmaya varılabileceğini söyledi.
"Taliban üzerine düşen sorumluluğu yerine getirirse ABD de kendi sorumluluğunu yerine getirecek" şeklinde konuşan Halilzad, oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirildiğini belirtti.
Taliban'ın Siyasi Ofis Sözcüsü Süheyl Şahin, basın mensuplarına daha önce yaptığı açıklamada ABD ile Taliban arasındaki anlaşma taslağının tamamlanmak üzere olduğunu dile getirmişti.
Ahundzade'ye suikast girişimi
16 Ağustos, 2019
Pakistan'ın Ketta şehri kırsalında bir camiye yönelik düzenlenen saldırıda en az 4 kişi ölürken 20 kişi yaralandı.
Yaşamını yitirenler arasında Afganistan'da faaliyet gösteren Taliban'ın lideri Heybetullah Ahundzade'nin kardeşi Hafız Ahmedullah da bulunuyordu.
Ahmedullah'ın, saldırıyla hedef alınan caminin imamı olduğu ifade edildi.
Saldırının, Taliban lideri Ahundzade'yi hedeflediği öne sürüldü.
"ABD askerlerini öldürmemiz barış görüşmelerine olumlu yansıyor"
16 Ağustos, 2019
Taliban Siyasi Ofis Sözcüsü Suheyl Şahin, ABD askerlerini öldürmelerinin barış görüşmelerine olumlu yansıdığını söyledi.
Amerikan CBS News kanalından İmtiaz Tyab'a röportaj veren Şahin, ABD askerlerinin öldürülmesinin görüşmelere olumlu etkisinin olacağını ifade etti. Şahin savaş devam ederse kan dökülmeye devam edeceğini vurguladı.
"Müzakerelerde sona yaklaşıldı"
28 Ağustos, 2019
Taliban'ın Siyasi Ofis Sözcüsü Suheyl Şahin, ABD heyetiyle yapılan görüşmelerde sona doğru gelindiğini açıkladı.
Bugün sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklamada bulunan Şahin, ABD heyetiyle Afganistan barışı konusunda devam edilen görüşmelerde 'büyük ilerleme kaydedildiğini' ifade etti.
Şahin, "Yakında güzel haberleri duyuracağız" dediği açıklamada, ABD ile görüşmelerin sürdüğünü belirtti.
Taliban'ın Kunduz, Ferah ve Puli Humri saldırıları
Eylül, 2019
Taliban'a bağlı silahlı güçler Kunduz, Ferah ve Baglan il merkezlerine girdi.
Geçici olarak üç merkezi ele geçiren hareket, bir süre sonra bölgelerden çekildi.
Taliban'ın saldırıları ülkede büyük yankı uyandırdı.
Trump görüşmeleri iptal etti
8 Eylül, 2019
ABD Başkanı Donald Trump, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve bazı önemli Taliban liderleri ile Camp David’de bugün yapılması planlanan ‘gizli görüşmelerin’ iptal edildiğini ve Taliban ile barış görüşmelerinin askıya alınacağını duyurdu.
Trump, “Maalesef, yanlış bir koz elde etmek amacıyla onlar (Taliban), Kabil’de 11 kişinin ve bizim de büyük bir askerimizin hayatına mal olan saldırıyı üstlendiler. Derhal bu görüşmeyi iptal ettim ve barış görüşmelerini durdurdum” ifadelerini kullandı.
Taliban'ın Rusya, Çin, İran, Pakistan ziyaretleri
Eylül-Ekim 2019
Barış görüşmelerinin iptalinin ardından Taliban heyeti dört ülkeyi ziyaret etti.
Görüşmelerde barış müzakereleri gündeme alınırken, Taliban'ın meşruiyetinin bu ziyaretlerle arttığı ifade edildi.
"Görüşmeler gizlice tekrar başladı"
4 Ekim, 2019
ABD ile Taliban arasındaki barış görüşmelerinin gizli bir şekilde yeniden başladığı öne sürüldü.
Reuters'ın aktardığı habere göre, Taliban ve ABD heyetleri Pakistan'ın başkenti İslamabad'da bir araya geldi.
Söz konusu buluşmanın, ABD Başkanı Donald Trump'ın müzakereleri iptalinden bu yana ilk görüşme olduğu belirtildi.
Bir saatten uzun süren toplantının resmi bir müzakere olmadığı, tarafların barış görüşmelerine dair genel bir görüşme yaptığı ifade edildi.
Taliban'ın IŞİD harekatı
Kasım 2019
Taliban, 20 Eylül'de Afganistan'ın doğusunda IŞİD'in yoğun varlık gösterdiği Nangarhar ilinde başladığı harekatın 17 Kasım'da bittiğini, harekat kapsamında toplamda 78 bölgenin IŞİD'den ele geçirildiği ve bununla beraber IŞİD'in Nangarhar'daki varlığının son bulduğu açıkladı.
Hareket, saldırılarda 193 IŞİD mensubunun öldürüldüğünü, 130'unun yaralandığını, kadın ve çocuklarla beraber 542 IŞİD mensubunun da, ellerindeki son bölge olan Açin ilçesinin Tahto bölgesinde Kabil hükümetine sığındıklarını ifade etti.
Esir takası
Kasım 2019
Taliban ile ABD arasında gerçekleştirilen esir takası sonrası Taliban'ın bazı üst düzey isimleri serbest bırakıldı.
Taliban'a bağlı Hakkani Teşkilatı'nın geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden kurucu lideri Celeddin Hakkani'nin oğlu Enes Hakkani, kardeşi Hacı Mali Han ve Kari Abdurreşid Ömeri serbest kaldı.
Taliban üst düzey üç lideri karşılığında, Kabil'deki Amerikan Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışan ve yaklaşık üç yıl önce Taliban tarafından esir alınan Amerikalı Kevin King ve Avusturalya vatandaşı Timothy Weeks'i serbest bıraktı.
Trump'ın Afganistan ziyareti
28 Kasım, 2019
Başkan Donald Trump ABD askerlerini sürpriz ziyaret için başkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana ilk kez Afganistan’a gitti.
Bagram Hava Üssü’nde ABD askerlerine Şükran Günü’nde hitap eden Trump Taliban ile müzakerelerin yeniden başladığını söyledi. “Askerleri eve getirme” vaadine gönderme yaptı, “O gün çok yakın” dedi.
Görüşmeler resmi olarak tekrar başladı
7 Aralık, 2019
Taliban ve ABD arasında Eylül ayında askıya alınan görüşmeler yaklaşık 3 ay aradan sonra tekrar başladı.
Amerikalı bir üst düzey yetkili, Amerika’nın 3 ay aradan sonra Katar’da yeniden Taliban heyetiyle görüşmelere başladığını ifade etti. İsmi açıklanmayan Amerikalı yetkili ABD'nin yeniden masaya oturduğunu söylerken görüşmelerin ülkedeki şiddet olaylarının azalması ve ateşkese odaklanacağını söyledi.
Taliban da görüşmelerin resmi olarak yeniden başladığını açıkladı.
Taliban'ın Siyasi Ofis Sözcüsü Suheyl Şahin tarafından sosyal medya üzerinden yapılan açıklamaya göre, Taliban ve ABD arasındaki görüşmeler kaldığı yerden tekrar başladı.
Şahin tarafından yapılan açıklamada , Molla Birader Ahund liderliğindeki Taliban heyeti ile ABD heyetinin görüşmelere yeniden başladığı, müzakerelerin "Anlaşmanın imzalanması ve buna ilişkin meseleler hakkında" olduğu ifade edildi.
Taliban ABD'nin en büyük üssünü vurdu
Ocak 2020
Taliban, ABD'nin Afganistan'daki en büyük üssü olan Bagram Hava Üssü'nü kompleks saldırılarda hedef aldı.
Bagram Hava Üssü Taliban tarafından 40 saat içinde 5 defa vuruldu.
"ABD Afganistan'ı işgal etmeye çalışmakla hata etti"
Ocak 2020
Taliban'ın Siyasi Ofis Şefi Molla Birader, Afganistan'da devam eden barış sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
6 Ocak tarihinde Katar'da Frontline muhabiri Necibullah Kureyşi'ye konuşan Molla Birader, ülkede devam eden savaşa dair şu ifadeleri kullandı:
"Amerikalılar Afganistan'a gelmekle ve Afganistan'da bu savaşı başlatmakla büyük bir hata yaptı. Burası bizim ülkemiz olduğundan onu canlarımızla savunmak bizim görevimiz. Afganistan'a sefaleti ABD getirdi. (ABD işgali olmasaydı) böylesi bir trajedi yaşanmaz ve bu kadar can gitmezdi."
Taliban Siyasi Ofis Şefi Molla Birader, ABD çekildikten sonra Taliban'ın ülkenin sorunları ile baş edebileceğini, IŞİD'in bitirilebileceğini ve Afganlar arası görüşmelerin başlayacağını dile getirdi.
"Trump anlaşmayı onayladı"
Şubat 2020
ABD'li kaynaklar ABD Başkanı Donald Trump'ın Taliban ile Afganistan konusunda anlaşmayı onayladığını bildirdi.
New York Times'ın aktardığı habere göre, Trump Taliban ile yapılan anlaşmayı imzalamayı şartlı olarak kabul etti.
Amerikalı ve Afgan yetkililere dayandırılan haberde, Taliban'ın bu ay içerisinde 7 günlük süreçte ülkede ateşkes sağlaması koşuluyla, ABD'nin ülkeden çekilmeyi kabul ettiği belirtildi.
Taliban anlaşmayı açıkladı
Şubat 2020
Taliban ABD ile devam eden Afganistan barış görüşmelerinin tamamlandığını duyurdu.
Taliban Siyasi Ofis Şefi Yardımcısı Mevlevi Abdusselam Hanefi, Afgan "nunn.asia" kanalına demeç verdi.
Hanefi, barış görüşmelerinde gelinen son duruma dair konulara açıklık getirdi.
"Taliban ile ABD'nin, Katar'ın başkenti Doha'daki görüşmelerinin tamamlandığını" ifade eden Hanefi, "İki tarafın bu ayın sonunda anlaşmayı imzalayacağını" bildirdi.
Seçim sonuçları 5 ay sonra açıklandı
Şubat 2020
Yaklaşık 5 ayın sonunda kördüğüme dönen seçim sonuçları açıklanırken, seçimin galibi olarak Afganistan'ın mevcut devlet başkanı Eşref Gani açıklandı.
Bunun ardından başta Afganistan İcra Heyeti Başkanı Abdullah Abdullah "paralel hükümet" ilan ederken seçim sonuçlarını tanımadığını açıkladı. Abdullah'a, seçim sürecinde ortak hareket ettiği Özbek savaş ağası Abdurreşid Dostum da desteğini açıkladı.
Şiddeti azaltma süreci
Şubat 2020
Taliban ile ABD arasındaki anlaşmanın imzalanmasına bir hafta kala, Afganistan'da şiddeti azaltma süreci de yürürlüğe girdi.
22 Şubat gece yarısı itibariyle Taliban, ABD ve Kabil hükümeti saldırıları durdurdu.
Anlaşma imzalanıyor
29 Şubat 2020
Afganistan'da barışın sağlanmasına dair anlaşma Katar'ın başkenti Doha'da imzalandı.
Taliban ile ABD arasında 2018 yılının Ekim ayından bu yana 16 aydır devam eden görüşmelerin ardından mutabık kalınmış ve anlaşma metni hazırlanmıştı.
Tören, Katar'ın başkenti Doha'da Sheraton Otel’de gerçekleştirildi.
İmza törenine farklı ülke ve temsilciliklerden 23 heyet katıldı.
"İslam Emirliği'ni kabul etmeyeceğiz"
6 Mart 2020
ABD ile Rusya 28 Şubat tarihinde Afganistan konulu ortak bir toplantı gerçekleştirdi.
Toplantı sonucuna ve mutabık kalınan hususlara dair açıklama 6 Mart tarihinde ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlandı.
Yayınlanan açıklamada, ABD ile Taliban arasında varılan anlaşmadan duyulan memnuniyet dile getirilirken, Afganlar arası görüşmelerin önemine vurgu yapıldı.
Açıklamada Afganistan'ın geleceğine dair en dikkat çekici madde ise Taliban'ın "Afganistan İslam Emirliği"ne ilişkindi.
Söz konusu maddede şu ifadeler yer aldı:
"Afganistan İslam Emirliği'nin uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadığı ve buna ek olarak uluslararası toplumun Afganistan İslam Emirliği'nin yeniden tesis edilmesini kabul etmeyeceği ve buna destek olmayacağı tekrar teyit edilmiştir."
Seçim krizi ve çift başlılık
Mart-Mayıs 2020
Afganistan Başkanlık Sarayı'nda 17 Mayıs'ta Eşref Gani ile Abdullah Abdullah arasında 'Güç Paylaşım Anlaşması' imzalandı.
El Kaide'den Taliban'a tebrik
12 Mart 2020
El Kaide'nin merkez yapılanması, Taliban ile ABD arasında varılan anlaşmaya dair açıklama yayınladı.
El Kaide'nin ana propaganda organı As Sahab tarafından sosyal medya ağları üzerinden yayınlanan açıklamada Taliban'a övgüde bulunuldu.
Açıklamada başlık olarak, Kuran'da yer alan Fetih Suresi'nin ilk ayeti olan "Şüphesiz sana apaçık bir fetih açtık." ayeti yer alırken, anlaşma büyük bir zafer olarak nitelendirildi.
Taliban'dan IŞİD'e karşı son hamle
14 Mart 2020
Afganistan'da Taliban, IŞİD'in bir ilde daha sona erdirildiğini ilan etti.
Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahid tarafından sosyal medya aracılığıyla paylaşılan açıklamada, Taliban'ın Afganistan'ın doğusundaki Kunar ilinde IŞİD varlığını tamamen bitirdiğini öne sürdü.
1 Mart tarihinde bölgede IŞİD güçlerine karşı kasamlı bir saldırı başlatıldığının belirtildiği açıklamada, bahar aylarının gelmesiyle bölgede hava şartlarının harekata elverişli hale geldiği vurgulandı.
Raşid Dostum'a Mareşal ünvanı
Mayıs 2020
Ülkede seçimler sonrası meydana gelen iki başlı yönetim problemini aşmak için, Kabil hükümeti lideri Eşref Gani ve hükümetin iki numaralı ismi Abdullah Abdullah anlaşmaya vardı.
Yerel kaynakların aktardığı bilgilere göre, bu doğrultuda Dostum'a 'Mareşal' ünvanı verildi. Böylelikle Dostum, Afganistan'daki ABD destekli Kabil hükümeti güçleri arasında en üst düzey askeri rütbeyi edinmiş oldu.
Bayram ateşkesleri
23 Mayıs-28 Temmuz 2020
Taliban, Afganistan genelinde geçerli olacak üç günlük ateşkes ilan ettiğini duyurdu.
Taliban sözcüsünün sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, ülke genelinde Ramazan Bayramı süresince devam edecek ateşkesin tek taraflı ihlal edilmesi durumunda saldırıların yeniden başlayacağı mesajı verildi.
Benzeri bir ateşkes 28 Temmuz tarihinde de Kurban Bayramı nedeniyle ilan edildi.
ABD asker sayısını düşürdü
18 Haziran 2020
ABD, Afganistan'daki askerlerinin sayısını 8 bin 600 civarına düşürdü.
ABD ile Taliban arasında imzalanan anlaşmada, ABD'nin ülkedeki askerlerinin sayısını Temmuz ortasına kadar 8 bin 600'e düşürmesi bekleniyordu.
Böylece ABD, anlaşmadaki söz konusu yükümlülüğü yaklaşık 1 ay öncesinde tamamlamış oldu.
ABD 5 askeri üssü kapattı
14 Temmuz 2020
ABD ordu kaynakları, Amerikan askerlerinin Afganistan'daki 5 büyük askeri üssü tamamen kapatarak, bu üslerden çekildiğini açıkladı.
Kapatılan askeri üslerin Hilmend, Uruzgan, Paktika ve Lağman vilayetlerinde bulunduğu ifade edildi.
Pakistan'dan Afgan Talibanı'na yaptırım
21 Ağustos 2020
Pakistan, Afgan Talibanı'na yönelik Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını uygulamaya koyma kararı aldı.
Kararlara göre, Birleşmiş Milletler'in yaptırım listesi kapsamında bulunan Taliban bağlantılı birçok isim, ekonomik yaptırımlar listesine dahil edildi.
Söz konusu isimler arasında Taliban Siyasi Ofis Şefi Molla Abdulgani Birader Ahund, Taliban bağlantılı Hakkani Ağı'nın lideri ve Taliban'ın lider vekili Siracuddin Hakkani gibi onlarca üst düzey isim bulunuyor.
Esir takası süreci
Mart-Eylül 2020
Kabil hükümetinin çıkardığı engeller yüzünden uzadığı belirtilen süreç Eylül ayında tamamlandı. Bu kapsamda hükümet 5 bini aşkın Taliban mensubunu, Taliban ise binden fazla hükümet personelini serbest bıraktı.
ABD askerleri çekiliyor
Eylül-Ekim 2020
ABD ordusu, Afganistan'dan çekilmek üzere askeri faaliyetlerini hızlandırdı.
ABD, Afganistan'daki asker sayısını yaklaşık olarak yarı yarıya azaltacağını açıkladı.
ABD'nin Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Frank McKenzie 9 Eylül'de basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Afganistan'da konuşlu bulunan 8 bin 600 askerin sayısının Ekim ayının sonuna kadar 4 bin 500'e düşürüleceğini ifade etti.
Afganlar arası görüşmeler başladı
12 Eylül 2020
Afganistan'da barış sürecinin en önemli aşamaları arasında olan Afganlar arası görüşmeler Katar'ın başkenti Doha'da başladı.
ABD ile Taliban arasında 29 Şubat'ta imzalanan barış anlaşmasında, görüşmelerin 10 Mart tarihinde başlaması öngörülüyordu.
ABD seçimleri
3 Kasım 2020
ABD'de 3 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirilen seçimleri mevcut Başkan Donald Trump kaybederken Demokrat aday Joe Biden kazandı.
Trump'ın bir an önce Afganistan'dan çekilme taraftarı olmasına rağmen Biden'ın süreci uzatacağı düşünülüyordu.
Fransa'dan ABD'ye: Çekilmeyin
Kasım 2020
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, ABD'nin Afganistan ve Irak'tan çekilmesine karşı olduklarını belirtti.
Le Drian, Fransız medyasına verdiği demeçte, ABD'li mevkidaşı Mike Pompeo'nun ülkesine yapacağı ziyaret sırasında, Fransa'nın bu tutumunu Pompeo'ya ileteceklerini ifade etti.
Dostum: Dünya motorsikletlilere yenildi
18 Kasım 2020
Afganistan'da geçtiğimiz aylarda Mareşal ilan edilen Abdurreşid Dostum, Taliban'ın saldırıları sıklaştırdığı cephe hatlarını ziyaret etti.
Dostum, NATO ve ABD güçlerini kast ederek, Taliban'ın dünya ordularını yenilgiye uğrattığını söyledi.
"Afganistan'dan tamamen çekilmiyoruz"
2 Aralık 2020
ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley, Afganistan'dan tamamen çekilmeyeceklerini belirtti.
Bir düşünce kuruluşu tarafından düzenlenen bir etkinliğe katılan Milley, 20 yıldır devam eden savaşta "bir nebze de olsa zafer kazandıklarını" savundu.
Savaşın bir çıkmaza girdiğini belirten Milley, Kabil hükümetinin Taliban'ı askeri olarak yenemeyeceğini, kendilerinin hükümete destek olduğu sürece Taliban'ın da hükümeti mağlup edemeyeceğini iddia etti.
Şii milisler Afganistan'ı işgal mi edecek?
19 Aralık 2020
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Kabil hükümetinin istediği takdirde Şii Fatımiyyun milislerini güvenlik amacıyla kullanabileceğini dile getirdi.
Verdiği röportajda Zarif'in, Şii Fatımiyyun milislerinin Afganistan'ı işgal edebileceğini ima etmesi dikkat çekti.
Taliban'ın halen İran'ın "terör grupları" listesinde yer aldığının altını çizen Cevad Zarif, Fatımiyyun Tugayı'nın Taliban'a karşı Kabil hükümetine destek amacıyla gönderilebileceğini ifade etti. Zarif şu sözleri kullandı:
"Bu güçler, şayet Afganistan hükümeti onları kullanmak isterse, Afganistan'a yardım edebilecek en iyi güçlerdir."
Taliban'dan ABD'ye misilleme saldırıları
Ocak 2021
ABD ile Taliban arasındaki çatışmalar, 29 Şubat 2020 tarihinde imzalanan Doha Anlaşması'na rağmen devam etti.
Anlaşmada taraflar karşılıklı olarak saldırıları durdurma taahhüdü vermesine rağmen ABD, Afganistan'da Taliban'a ve sivil alanlara yönelik hava saldırılarını sürdürdü.
Buna karşılık olarak Taliban, Afganistan'ın birçok bölgesinde saldırılar düzenledi. Hareket resmi kaynakları üzerinden bu saldırıları açıklamazken, Taliban'a bağlı birçok sosyal medya hesabı üzerinden, saldırıyı gerçekleştiren Taliban mensuplarının fotoğrafları servis edildi.
ABD asker sayısını 2 bin 500'e düşürdü
15 Ocak 2021
ABD'nin Afganistan'daki asker sayısını resmi olarak 2 bin 500'e düşürdüğü açıklandı.
ABD'li yetkililerden yapılan açıklamaya göre, bir yıldır azaltılmaya devam edilen asker sayısı 15 Ocak itibariyle 2 bin 500'e düşürüldü.
ABD Başkanı Donald Trump, yaptığı açıklamada ülkedeki Amerikan askeri sayısının 19 yıllık sürecin en düşük seviyesinde olduğunu ifade etti.
"Biden anlaşmayı gözden geçirecek"
22 Ocak 2021
ABD'nin yeni başkanı Joe Biden'ın, Taliban ile geçtiğimiz yıl yapılan anlaşmayı gözden geçirebileceği bildirildi.
Amerika'nın Sesi'nin aktardığı habere göre, Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ABD’nin Taliban’la geçen yıl yapılan barış anlaşmasını yeniden gözden geçireceği belirtildi. Açıklamada Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın Afgan yetkililerle yaptığı bir telefon konuşmasında ABD’nin anlaşmayı yeniden inceleme planını bildirdiği kaydedildi.
Taliban: Afganistan'da El Kaide mensubu yok
27 Ocak 2021
Taliban, ABD tarafınca hazırlanan bir raporda Afganistan'daki El Kaide varlığının devam ettiğini öne sürdü. Rapora Taliban'ın cevabı gecikmedi.
Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahid tarafından yapılan yazılı açıklamada, Afganistan'daki El Kaide varlığı tamamen reddedildi.
Mücahid açıklamasında konuyla ilgili olarak, "Halihazırda, Afganistan’da bulunan bir El Kaide mensubu yoktur ve herhangi bir yabancı ülke vatandaşının Afganistan’da yaşaması için bir neden de kalmış değildir." ifadelerini kullandı.
"Afganistan'dan çekilmeyeceğiz"
28 Ocak 2021
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Taliban'ın Doha Anlaşması şartlarına uymadığını öne sürerek, Mayıs ayında Afganistan'dan tamamen çekilmeyeceklerini bildirdi.
Pentagon Sözcüsü John Kirby'nin dün gerçekleşen bir basın bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, Taliban'ın anlaşma şartlarına uymadığı öne sürüldü.
Kirby, -Anlaşmada Afgan güçlerine saldırılmayacağı yönünde madde olmamasına rağmen- Taliban'ın "terörü bırakmadığını, Afgan güçlerine saldırıları sona erdirmediğini" öne sürerek, bu şartlar altında anlaşma çerçevesinde ilerlemenin zor olduğunu ifade etti. Bu kapsamda ABD ilk kez, Doha Anlaşması'nda taahhüt ettiği şekilde 2021 yılı Mayıs ayında Afganistan'dan çekilmeyebileceklerinin mesajını vermiş oldu.
Şii Hazara milislerden saldırılar
Ocak-Şubat 2021
İran'ın Afganistan'daki uzantılarından Şii Hazara milis grup Cephe-i Mukavemet, Afganistan'ın Vardak ilinde Kabil hükümetiyle çatışmalara girdi.
Çatışmalarda hükümet güçlerinden çok sayıda kişi öldürüldü, bir helikopter düşürüldü ve bir ilçe merkezi de milislerin kontrolüne geçti.
NATO: Afganistan'dan çekilmiyoruz
16 Şubat 2021
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "doğru zaman gelmeden Afganistan'dan çekilmeyeceklerini" söyledi.
Stoltenberg, ittifak askerlerinin Afganistan'dan ancak "doğru an geldiğinde çekileceğini” açıklarken, Taliban'a "uluslararası teröristlerle tüm bağını kes” çağrısı yaptı.
Pakistan: Taliban iktidarını desteklemiyoruz
24 Şubat 2021
Pakistan, Taliban'ın Afganistan'da yeniden iktidara gelmesine destek olmayacaklarını dile getirdi.
Açıklama, Pakistan'da ordunun sivil kaynaklara ve medyaya yönelik açıklamalarından sorumlu olan "Servislerarası Halkla İlişkiler" (ISPR) Genel Direktörü Tümgeneral Babar İftihar tarafından yapıldı.
Tümgeneral İftihar, Taliban'ın yeniden iktidara gelmesine ve Kabil'i ele geçirmesine yönelik girişimleri desteklemeyeceklerini ifade etti. İftihar, Pakistan'ın Afganistan'da barışın sağlanması için üzerine düşen her şeyi yaptığını, ülkede kalıcı bir barış istediklerini kaydetti.
Yabancı güçlerin ülkeden çekilmesine ilişkin yorumlarını da paylaşan Pakistanlı general, Afganistan'ın 1990'lardaki gibi olmadığını ve devletin kolayca yenilmeyeceğini belirtti. İftihar ayrıca Pakistan'ın da o günden bu yana değiştiğini kaydetti.
Taliban ile görüşmelere Türkiye ev sahipliği yapacak
Mart 2021
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından Kabil hükümeti lideri Eşref Gani'ye hitaben kaleme alınan ve Afganistan barış sürecine dair son değerlendirmeleri içeren mektupta konu ele alındı.
Mektupta, atılacak adımlara ilişkin üçüncü maddede, Türkiye'de bir görüşme düzenlenmesi de yer aldı.
Bu kapsamda ilerleyen süreçte Türkiye'de bir zirve yapılması kararlaştırıldı. Ancak ABD'nin Afganistan'dan çekilmemesi ve Taliban'ın bu sebeple zirveye katılmayacağını açıklaması nedeniyle, zirvenin 2021 Ramazan ayı sonrasına ertelendiği belirtildi.
Moskova'da Afganistan konferansı
18 Mart 2021
Çeşitli tarafların katılımıyla Rusya'nın başkenti Moskova'da Afganistan Konferansı düzenlendi.
Konferansa Rusya'nın yanı sıra ABD, Pakistan ve Çin de katıldı.
Afganistan'da devam eden çatışmanın taraflarını temsilen Taliban heyeti, Kabil hükümetinden Abdullah Abdullah ve Raşid Dostum gibi isimler, öte yandan Hizb-i İslami lideri Gulbeddin Hikmetyar da konferansa katılım sağladı.
Konferansta barış sürecinde son duruma değinilirken, taraflar müzakerelere devam edilmesi ve sürecin daha hızlı ilerlemesi konusunda görüş birliğine vardı.
ABD: Eylül ayında çıkacağız
14 Nisan 2021
ABD Başkanı Joe Biden, ABD’nin Afganistan’da kalan tüm askerlerini geri çekeceğini açıkladı.
Beyaz Saray’da kamera karşısına geçen Biden, ABD’nin en uzun süren savaşını sona erdirme kararı aldığını söyledi; “Askerlerimizi eve döndürmenin zamanı geldi” ifadesini kullandı.
Biden, ABD’nin halen 2 bin 500 askerinin bulunduğu Afganistan’dan çekilme sürecini 1 Mayıs’ta başlatacağını belirtti.
Asker çekme sürecinin, 11 Eylül saldırılarının 20’nci yıldönümüne kadar tamamlanacağını vurgulayan Biden, süreci aceleye getirmeyeceklerini, çekilmeyi sorumlu, titiz ve güvenli şekilde yürüteceklerini kaydetti.
Taliban: Anlaşma ihlal edildi
15 Nisan 2021
Taliban, ABD Başkanı Joe Biden'ın "Afganistan'dan Eylül ayında çekileceklerine" ilişkin ifadelerine karşı bir açıklama yayınladı.
Taliban Sözcüsü Zebihullah Mücahid tarafından yayınlanan açıklamada, Taliban, kendilerinin anlaşmaya uyduğunu, Amerika'nın ise anlaşmayı ihlal ettiğini vurgulayarak, ortaya çıkacak sonuçlardan kendilerinin değil ABD'nin sorumlu olduğunu savundu.
İran: Taliban demokratik yöntemi benimsemeli
16 Nisan 2021
Zarif, bugün tamamen farklı bir Afganistan bulunduğunu savunarak, Taliban'ın 1990'lara dönmesinin imkansız olduğunu, hareketin demokratik yolları temel alarak değişmesi gerektiğini söyledi.
Tüm Afganların ülkenin geleceği hakkında ortak hareket etmesi gerektiğini dillendiren Zarif, bölge ülkelerinin de Afganistan'a demokratik bir hükümet kurulması hususunda yardım etmesinin bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
İran Dışişleri Bakanı Zarif, Taliban'ın Afganistan'da bir 'İslam Emirliği' kurmasının Pakistan'ın varlığını, İran ile Hindistan'ın da ulusal güvenliğini tehdit ettiğini belirtti.
'ABD'nin askeri varlığı 20 binden fazla'
18 Nisan 2021
Afganistan'da ABD'ye toplam personel sayısının 20 binden fazla olduğu bildirildi.
Afganistan'ın Yeniden İnşası Genel Müfettişliği (SIGAR) Başkanı John Sopko, ülkedeki son sürece dair yaptığı açıklamalarda önemli ifadeler kullandı.
Sopko, Kabil hükümetinin tamamen yabancı güçlere bağlı olduğunu söylerken, ülkede bulunan ABD personeline dair de ayrıntı verdi. Sopko 2021'in ilk çeyreğinde Afganistan'da ABD Savunma Bakanlığı'na (Pentagon) bağlı sözleşmeli personel sayısının 18 binden fazla olduğunu söyledi. Sopko bunlardan 6 bininin Amerikan vatandaşı, 7 bininin ise üçüncü ülkelerin vatandaşları olduğunu ifade etti.
Bu personellerin bir kısmının paralı askerler, bir kısmının ise lojistik, bakım, eğitim gibi alanlarda çalışan kişiler olduğu biliniyor.
ABD taahhüt ettiği tarihte çekilmedi
1 Mayıs 2021
Taliban, 1 Mayıs tarihinin gelmesiyle ABD güçlerine Afganistan'dan çekilmeleri için verilen sürenin dolduğunu açıkladı.
Taliban'ın Askeri Sözcüsü Zebihullah Mücahid tarafından sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, ülkeden çekilmeyen yabancı güçlere karşı gerekli adımların atılacağı belirtildi.
Yabancı güçler bazı üsleri boşaltmaya başladı
2 Mayıs 2021
1 Mayıs tarihiyle beraber ABD başta olmak üzere yabancı askeri güçler, Afganistan'daki stratejik merkezlerden çekilmeye başladı.
Kunduz'da Alman, Hilmend'de Amerikan askerlerinin bulunduğu stratejik üsler yerel güçlere devredildi.
Taliban ülke genelinde saldırıya geçti
Mayıs-Haziran 2021
Taliban'ın 1 Mayıs tarihinin geçmesiyle Afganistan genelinde saldırılara başladığı bildirildi.
ABD ile 29 Şubat 2020 tarihinde imzalanan Doha Anlaşması kapsamında Taliban, barış sürecinin bir sonucu olarak ülke genelinde saldırıları azalttığını ifade etmişti. Bu doğrultuda hareket il ve ilçe merkezlerine yönelik saldırıları neredeyse tamamen durdurmuştu.
Ancak ABD ve yabancı güçlerin ülkeden çekilmesi gereken 1 Mayıs tarihinin geçmesiyle, Taliban ülke genelinde birçok il ve ilçe merkezini, aynı zamanda kırsal bölgelerdeki kritik askeri üsleri hedef almaya başladı.
Taliban Baglan, Ferah, Gazni, Herat, Hilmend, Kandahar, Lagman ve Zabul başta olmak üzere Afganistan'ın birçok ilinde saldırılara başladı. Saldırıların özellikle Lagman ve Hilmend illerinde il merkezlerine yöneldiği dikkat çekti.
Saldırılar Haziran ayında ülkenin kuzeyinde Herat, Badgis, Faryab, Saripul, Cevzcan, Belh, Kunduz, Tahar, Badahşan, Gor, Baglan, Samangan gibi illere yayıldı.
Kaynak: Mepa News